TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENAM SURESİ 21. VE 25. AYETLER
21- Allaha karşı yalan uyduran veya onun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz ki zalimler kurtuluşa eremezler.
Allanın ortağı olduğunu veya eşi ve çocuğu bulunduğunu iddia ederek ona karşı iftirada bulunanlardan veya Allanın peygamberinin doğruluğunu gösteren mucizelerini ve âyetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz ki Allaha karşı iftirada bulunan bu zalimler asla kurtuluşa eremezler. [1][25]
22- Kıyamet gününde hepsini toplarız. Ve sonra o ortak koşanlara “Allaha ortak olduklarını sandığınız şeyler nerede?” deriz. Allah’a iftirada bulunan ve onun âyetlerini yalanlayan müşrikler, ne bu dünyada kurtuluşa erecekler ne de âhirette kendilerini bir araya getirdiğimiz gün kurtuluşa
ereceklerdir. .
Allah’a iftirada bulunan ve onun âyetlerini yalanlayan müşrikler ne bu dünyada kurtuluşa erecekler ne de âhirette kendilerini bir araya getirdiğimiz gün kurtuluşa ereceklerdir.
Biz o müşriklerin hepsini kıyamet gününde bir araya toplar sonra onlara “Allah’a ortak koştuğunuz putlarınız, ilahlarınız, uydurma rableriniz nerede?” diye sorarız. [2][26]
23- Sonra, içinde bulundukları zor durumdan dolayı: “Rabbimiz olan Allaha yemin olsun ki biz ona ortak koşanlardan değildik” demekten başka çareleri kalmaz.
Müşriklere, “Var olduklarını sandığınız ve Allaha ortak koştuğunuz putlarınız nerede?” diye sorulduğunda onlar, imtihandan geçirildikleri için yalan söyleyerek “Ey rabbimiz, sana yemin olsun ki, bizler, şarta ortak koşanlardan
değildik” diyeceklerdir.
Âyet-i kerimede geçen ve “Zor durumdan dolayı” diye tercüme edilen ifadesinin manası, Katade Abdullah b, Abbas ve Dehhak’tan nakledilen bir görüşe göre “Sözleri” demektir. Yani, imtihana çekilen müşriklerin cevapları “Rabbimiz olan Allaha yemin olsun ki biz ona, ortak koşanlardan değildik” demekten başka bir çareleri kalmaz” şeklindedir.
Katadeden nakledilen diğer bir görüşe göre bu ifadenin mânâsı, “Onların mazeretleri” demektir. Taberi, birinci izah tarzını tercih etmiştir. [3][27]
24- Bak, kendi kendilerini nasıl yalanladılar. Ve uydurdukları putlar, kendilerinden nasıl kaybolup gitti. Ey Muhammed, bak, putları ve diğer şeyleri rablerine denk tutan bu müşrikler, Allahın huzuruna çıktıklarında söyleyecekleri: “Rabbimiz olan Ali aha yemin olsun ki biz, Allaha ortak koşanlardan değildik.” şeklindeki sözleriyle kendilerini nasıl yalanlayacaklarıdır. Onlar, bu iftiralarından ve Allaha ortak koşmalarından dolayı cezalandırılınca da uydurdukları putları kendilerinden uzaklaşarak kaybolup gidecek ve onlar, yapayalnız kalacaklardır. [4][28]
25- Onlardan seni dinleyen de vardır. Biz onların kalblcrinc, anlamalarına engel olan perdeler gerdik. Ve kulaklarına ağtrhk verdik. Onlar, bütün delilleri görseler bile onlara iman etmezler. Hatta sana geldiklerinde seninle mücadele ederler. Ve inkâr edenler: “Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” derler.
Ey Muhammed, kavminden, putlara taparak onları Allaha denk tutanlardan bazıları, senin yanına gelip senden Kur’anı ve senin davetini dinlerler. Fakat onlar, senin ne söylediğini anlamazlar. Sadece sesini ve okumanı işitirler. Çünkü Allah, onların kalblerini perdelemiş ve kulaklarına, işitmelerine engel olan bir ağırlık koymuştur. Hatta onlar, Allahın birliğini ve senin peygamberliğinin doğruluğunu gösteren bir alâmet ve mucizeyi görseler dahi yine onlara iman etmezler. Senin yanına geldiklerinde hakta da batılda da seninle tartışırlar. Senden duyduk!an ikna edici âyetlere: “Bu ancak, öncekilerin masallarıdır, başka birşey değildir.” derler. [5][29]