TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENAM SURESİ 26. VE 30. AYETLER
26- Onlar (insanları) ondan (Kur’andan) alikoyarlar ve kendileri de ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak kendilerini helak ederler. Fakat bunun farkında değildirler.
Onlar, insanları Kur’ana boyun eğmekten, hakka uymaktan ve Peygamberi tasdik etmekten alikoyarlar. Kendileri de onlardan uzaklaşırlar. Böylece hem kendileri faydalanmaz hem de diğer insanların faydalanmalarına engel olurlar. Bu halleriyle ancak kendilerini helake sürüklemiş olurlar. Fakat bunun farkında değildirler.
Âyet-i kerimede: “Onlar, ondan alikoyarlar” Duyurulmaktadır. Muhammed b. el-Hanefiyye, Abdullah b. Abbas ve Katadeye göre bu ifadenin manası şöyledir: “Allahım ayetlerini yalanlayan müşrikler, insanları, Muhammede tabi olmaktan ve onun Peygamberliğini kabul etmekten alikoyarlar. Kendileri de o peygamberlerden uzak dururlar. Böylece hem insanları saptırmış hem de kendileri sapmış olurlar.
Katade Mücahid ve İbn-i Zeyd’e göre ise bu ifadenin mânâsı şöyledir: “O müşrikler, insanları, Kur’an’ı dinlemekten alikoyarlar. Kendileri de ondan uzak dururlar.”
Abdullah b. Abbas, Kasım b. Muhaymire ve Habib b. Ebi Sabit’e göre ise bu ifadenin mânâsı şöyledir: “O müşrikler, hem insanların Muhammede eziyet etmelerine engel olurlar hem de kendileri ondan uzak dururlar.” Bu görüşte olanlara göre bu âyet-i kerime, Ebu Talip hakkında nazil olmuştur. O, hem Re-, sulullahı, müşriklerin eziyetlerine karşı savunuyor hem de ona iman etmekten uzak duruyordu.
Taberi diyor ki: Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, bu ifadeyi şu şekilde izah eden görüştür: “Müşrikler, insanları, Muhammed (s.a.v.)’e tabi olmaktan alikoyarlar. Kendileri de ondan uzak dururlar.” Taberinin, bu görüşü tercih etmesinin sebebi, bundan önceki âyetlerin, genel olarak, müşriklerden ve onların, Peygamberi yalanlamalarından bahsetmiş olmasıdır. Ayetin genel ifadesini, belli bir kişiye tahsis etmek isabetli değildir. [1][30]
27- Ateşin üzerinde durduruldukları zamanı: “Ne olurdu tekrar dünyaya döndürülseydik, rabbimi/.in âyetlerini yalanlamasaydık da Müminlerden olsaydık” dediklerini bir görsen.
Ey Muhammed, sen, kafirlerin, kıyamet gününde, cehennem ateşi üzerinde durdurulup oradaki dehşet verici halleri gördükleri zaman: “Keşke dünyaya tekrar döndürüîsek te yaptıklarımızdan vazgeçerek rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve Müminlerden olsak dediklerini bir görsen. [2][31]
28- Hayır, daha önce gizledikleri onlara göründü. Tekrar dünyaya döndürülseler yine kendilerine yasak edilen şeylere dönerler. Doğrusu onlar, yalancıdırlar.
Hayır, onlar dünyaya dönmeyeceklerdir. Dünyadayken gizlemiş oldukları kötü amelleri, artık ortaya çıkmıştır. Tekrar dünyaya döndürülseler bile, kendilerine yasaklanan şeyleri yine yapacaklardır. Şüphesiz ki onlar: “Ne olurdu tekrar dünyaya döndürülseydik, rabbimizin âyetlerini yalanlamasaydık ta Müminlerden olsaydık.” sözlerinde yalancıdırlar. [3][32]
29- Onlar: “Hayat ancak dünya hayatıdır, biz tekrar diriltilecek değiliz.” dediler.
Putları Allaha denk tutan bu kâfirler, “Dünya hayatından başka bir hayat yoktur. Biz tekrar diriltilmeyeceğiz” derler. Bu nedenle âhirette kendilerini azaba sürükleyecek inkâr ve isyanları işlemekten çekinmezler. Çünkü onlar, iyi amellerinden dolayı sevap, kötü amellerinden dolayı da günah kazandıklarına inanmazlar. [4][33]
30- Rablcrinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen, Rableri onlara şöyle der: “Bu gerçek değil midir?” Onlar da: “Evet, rabbi-mizc yemin olsun ki gerçektir.” derler. Rableri de onlara: “Öyleyse inkârınız sebebiyle tadın azabı” der.
Ey Muhammed, onların, rableri huzurunda hesap vermek için durdurulduklarını bir görsen, o zaman rableri onlara: “Dünyadayken inkâr ettiğiniz tekrar dirilme” bir gerçek değilmiymiş?” diyecek. Onlar da: “Evet, rabbimize yemin olsun ki bu bir gerçekmiş” diyeceklerdir. Bunun üzerine rableri de onlara: “Dünyadaki inkâr ve yalanlamalarınız sebebiyle tadın bu azabı” diyecektir. [5][34]