TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENAM SURESİ 86. VE 90. AYETLER
86- İsmail, Elycsa, Yunus ve Lut’u da hidayete erdirdik. Hepsini de âlemlerden üstün kıldık.
Bunları da hidayete erdirdik. Ve hepsini, zamanlarındaki âlemlerden üstün kıldık. [1][108]
87- Babalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden bazılarını da üstün kıldık. Onları seçtik ve doğru yola ilettik.
Biz, bunların babalarından, soylarından ve kardeşlerinden size haber veremediğimiz bir kısım insanları da üstün kıldık. Onları, gönderdiğimiz dini tebliğ etmeleri için seçtik ve kendisinde eğrilik bulunmayan dosdoğru olan İslam dinine ilettik. [2][109]
88- İşte bu, Allahm doğru yoludur. Kullarından dilediğini o doğru yola iletir. Eğer onlar, Allaha ortak koşsalardı yaptıkları büiün amelleri boşa giderdi.
Peygamberleri ulaştırdığımız bu hidayet, Allahm, kullarından dilediğine bahşettiği bir lütuf ve basandır. Şayet bu Peygamberler de Allah ile birlikte başka şeylere taparak ona ortak koşsalardı, elbette ki onların da yaptıkları ameller boşa çıkmış olurdu. Çünkü Allah, kendisine ortak koşularak yapılan hiçbir ameli kabul etmez.
Bu âyet-i kerime, Allaha ortak koşmanın korkunç bir .şey olduğunu, yüce mertebelerine rağmen. Peygamberler dahi böyle bir hale düşecek olsalar onların da amellerinin boşa gideceğini, Peygamber olmayan normal insanların ise böyle bir hale düştüklerinde hiçbir zaman kurtuluş yolu bulamayacaklarını bildirmektedir.
Ayet-i kerime, Peygamberlerin, Allah’a ortak koşmalarını bir faraziye olarak zikretmiştir. Yoksa günahlardan korunmuş olan Peygamberlerin böyle bir hale düşmeleri mümkün değildir. [3][110]
89- Kendilerine kitap, hüküm ve hikmet ve Peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Eğer o kâfirler, bu verdiklerimizi inkâr ederlerse bilsinler ki, bunları inkâr etmeyecek bir kavmi, o verdiklerimize vekil kılmışız-dır.
İşte Peygamber olarak gönderdiğimiz bunlara, ilahi kitapları, bu kitapları anlayıp onlardan hüküm çıkarma kabiliyetini ve Peygamberliği verdik. Senin kavminden olan bu müşrikler, verilen bu şeyleri inkâr ederlerse biz, bunları, inkâr etmeyecek bir topluluğa emanet etmişizdir,
Âyet-i kerimede: “Eğer o kâfirler, bu verdiğimiz kitapların ve Kur’ânm âyetlerini inkâr edecek olursa bilsinler ki biz onları, inkâr etmeyen bir kavme emanet etmişizdir” Duyurulmaktadır.
Müfessirler, bu âyette, Allahın âyetlerini inkâr edebilecekleri zikredilenlerden kimlerin kastedildiği ve âyetlerin, kendilerine emanet edildiği kimselerden de kimlerin kastedildiği hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir:
- a) Katade, Dehhak, Suddi, İbn-i Cüreyc ve Abdullah b. Abbastan nakledilen bir görüşe göre bu âyette, Allahın âyetlerini inkâr edebilecekleri bildirilen kimselerden maksat, Mekkeli Kureyş müşrikleridir. Ayetlerin kendilerine emanet edildiği beyan edilen kimselerden maksat ise Medineli Ensar’dır.
Bu hususta Abdullah b. Abbas demiştir ki: Medine halkı, Resulullah kendilerine hicret etmeden önce, orayı yurt edinmişler ve imanı kalblerine yerleştirmişlerdi. Allah îeala, bunlara âyetleri indirince Mekke halkı, âyetleri inkâra giriştiler. Allah teala da buyurdu ki: “Eğer şunlar, âyetleri inkâr ediyorlarsa bilsinler ki, biz o âyetleri, inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir,
- b) Ebu Reca’ya göre ise, âyetleri İnkâr edecek kimselerden maksat, Mekke halkı, âyetler kendilerine emanet edilenlerden maksat ise meleklerdir.
- c) Katadeden nakledilen diğer bir görüşe göre, âyetleri inkâr edecek kim-
selerden maksat Küreydiler, bu âyetler kendilerine emanet edilenlerden maksat ise, bundan önceki âyette zikredilen on sekiz Peygamberdir,
Taberi bu son görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir. Çünkü bu âyetten önceki âyetler de, bundan sonraki âyet de Peyganberler hakkındadır. Bu âyetin de Peygamberler hakkında olduğunu söylemek, âyetleri birbirleriyle irti-batlandnma bakımından daha uygundur. [4][111]
90- İşte bunlar, Allahın, hidayete erdirdiği kimselerdir. Sen de onların doğru yoluna uy. Ve de ki: “Sizden bu tebliğe karşılık bir ücret istemiyorum. O Kur’an, âlemler için sadece bir hatırlatmadır, bir öğüttür.”
İşte Allahın, hidayete kavuşturduğu kimseler bu Peygamberler ve onların atalarından, soylarından ve kardeşlerinden seçilmiş olan kimselerdir. Ey Mu-hammed, sen de bunların yolundan git. Ve bunları kendine örnek al. ve kavminin müşriklerine de ki: “Kur’anı sizlere tebliğ etmeme karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Bu Kur’an, sizler de dahil, bütün âlemler için bir nasihattir, bir hatırlatictdır. Düşünüp ibret alasınız ve kötülüklerden el çekesiniz diye. [5][112]