TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MAİDE SURESİ 11. VE 15. AYETLER
11- De ki: “Yeryüzünde dolaşın. Sonra da, yalanlayanların akıbetleri nasıl olmuş bir görün.
Ey Muhammet putları bana denk tutan, seni yalanlayan ve getirdiğini inkar eden o müşriklere de ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın, Peygamberlerini yalanlayan, onlara karşı inatçılık yapan geçmiş ümmetlerin akıbetlerinin ne olduğuna bir bakın. Onlar daha dünyadayken, çeşitli azaplara uğratılmışlardır. Aynı şeylerin sizlerin de başına gelmesinden sakının.” [1][12]
12- De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allahın-dır.” O, merhamet etmeyi üzerine yazmıştır. Muhakkak ki o, sizi, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar iman etmezler.
Ey Muhammed, pullan rablerine denk tutan o müşriklere de ki; “Göklerde ve yerde bulunanların mülkiyeti ve hükümranlığı kime aittir?” Her şeyden aciz olan bu putlara mı yoksa, her şeye kadir olan Allaha mı? Ey Muhammed, de ki: … Oralarda bulunanların mülkiyeti, her şeye boyun eğdiren, otoritesiyle her şeyi kahretme gücünde olan Allaha aittir. Kendilerine dahi herhangi bir menfaat ve zarar veremeyecek olan aciz putlara ait değildir. Ancak Allah, dünyada iken kullarına merhametli davranmayı üzerine yazdığı için, Allaha ortak koşan o müşrikleri derhal cezalandırmaz. Ortak koşmalarından vaz geçip iman etmeleri için mühlet verir. Yemin olsun ki, Allah sizleri, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacak ve herkese, yaptığı amelinin karşılığını verecektir. Putları, rablerine denk tutarak kendilerini zarara uğratanları da kıyamet gününde bir araya toplayacak, onlar, kendi kendilerini aldattıkları için Allahi birlemezler. Onun vaad ve cezalanın tasdik etmezler ve Muhamme-din Peygamberliğini ikrar etmezler.
Âyet-i kerimede, Allah tealanın üzerine merhametli olmayı yazdığı zikredilmektedir. Bu husus zikredilerek Aîlah tealaya kulluk etmekten yüz çevirenler, tevbe etmeye teşvik edilmekte ve yaptıkları kötülüklerden vaz geçmeleri istenmektedir.
Allah tealanın. merhametli olmayı üzerine yazdığı hususunda: Ebu Hu-reyre’nin Resulullahtan şunu rivayet ettiği zikredilmektedir.
Ebu Hureyre’nin Resulullahtan.şunu rivayet ettiği zikredilmektedir. “Allah teala mahlukatı var edince Arşın üzerinde kendi katında bulunan kitabına şunu yazmıştır. Şüphesiz ki merhametim gazabıma galip gelmiştir[2][13]
Selman-i Farisi de Resulullahın şöyle buyurduğunu söylemiştir:
Şüphesiz ki Allah, gökleri ve yeri yarattığı gün, yüz tane rahmet yaratmıştır. Her rahmeti, gökle yerin arasını kaplayacak kadardır. Bu rahmetlerinden yalnız bir tanesini yeryüzüne yerleştirmiştir. İşte o rahmetiyle anne çocuğuna merhamet eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar, birbirlerine merhamet ederler. Kıyamet günü olduğunda da o rahmetleri yle bu rahmetini birleştirecektir. [3][14]
Yine Ebu Hüreyre Resulullahm şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Şüphesiz ki, Allahın yüz rahmeti vardır. Onlardan bir rahmetini cinlerin, insanların hayvanların ve haşeratm arasına indirmiştir. Onunla birbirlerine şefkat gösterirler, merhametli davranırlar. Ve yine onunla vahşi hayvanlar yavrularına merhamet ederler. Allah, doksan dokuz rahmetini ise geride bırakmıştır. Onlarla kullarına kıyamet gününde merhamet edecektir. [4][15]
Allah teala bu âyet-i kerimede, göklerin ve yerin mülkünün kendisine ait olduğunu, yarattıklarına karşı merhametli davranmayı kendi üzerine yazdığını ve bütün yükümlüleri kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacağını, iman etmeyen kimselerin, kendilerini ziyana sokan kimseler olduklarını bildirmektedir.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde, Allah tealanın merhameti hususunda şöyle buyurmaktadır: “Allah teala mahlukati var edince arşın üzerinde kendi katında bulunan kitabına şunu yazmıştır. “Şüphesiz ki merhametim gazabıma galip gelir. [5][16]
13- Gece ve gündüzde barınan herşey ona aittir. O, her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilendir.
*Bu âyet-i kerimede Allah teala, gece ve gündüzde var olan herşeyin kendisine ait olduğunu, bu itibarla kafirlerin ve imansızların, kendilerinin de Allanın yaratıkları olduklarını ve kendisine itaat edip boyun eğmeleri gerekirken isyan ettiklerini, böylece nankörlükte zirveye ulaştıklarını bildirmekte ve bu-yurmaktadır ki: “Putları Allaha denk tutan kimseler, Alİaha iman etmemekte ve onu bilmemektedirler. [6][17]
14- Ey Muhammcd, “Gökleri ve yeri yaratan, rızıklandıran fakat rızka ihtiyacı olmayan Allahtan başkasını mı dost edineyim?” de. Ve “Şüphesi/ ben, Müslümanların ilki olmakla cmroiundum.” de. Asla ortak koşanlardan olma.
Ey Muhammed, sen o müşriklere de ki: “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allahın dışında herhangi bir mahluku mu rab edinip te ondan yardım istiyeyim? Afet ve felaketlere karşı ona sığınayım? Beni yedirip içermesini ondan mı istiyeyim? Halbuki bütün yaratılanları rızıklandıran Allahtır. Onun ise hiçbir kimsenin nzıklandınnasma ihtiyacı yoktur.
Yine de ki: “Rabbim bana, zamanımdaki insanların ilk miLslüman olanı, ibadette kendisine ilk boyun eğeni olmamı emretti ve buyurdu ki: “Sakın Allaha ortak koşan müşriklerden olma.” [7][18]
15– De ki: “Şüphesiz ki ben, rabbimc karşı gelirsem, büyük bir günün azabından korkarım.
De ki: “Eğer putlara taparak rabbime isyan edersem o dehşetli kıyamet gününün azabından korkanın. [8][19]