TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 22. VE 23. AYETLER
22- Cahiliyct devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın. Çünkü bu, hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur.
Müfessirler bu âyet-i kerimeyi çeşitli şekillerde izah etmişlerdir:
a- Abdullah b. Abbas, Katade, İkrime ve Ata b. Ebi Rebaha göre bu âyeti kerime, cahiliye döneminde Ölen babalarının kanlarıyla oğulların evlenmesi âdetini yasaklamıştır. Şöyle ki: İslamdan önce, cahiliye döneminde evlatlar, babalarının nikahladığı sonra da boşamaları veya ölmeleriyle ayrıldıkları kadınları jrıi kanlıyorlardı. İslam bu çirkin tatbikatı yasakladı ve bunun bir hayasızlık, Al-Jahm gazabına sebep olacak bir davranış ve çok kötü bir iş olduğunu beyan etti.
Bu hususta İkrime diyor ki: “Bu âyet-i kerime, babalarının kanlarıyla evlenen şu kimseler hakkında nazil olmuştur: Bunlardan biri Ebu Kays b. el-Es-let’dir. Bu kişi, babası Eslet’in ölmesinden sonra analığı Ümmü Ubeyd bint-i Damre ile evlenmiştir. Bu kişilerden bir diğeri, Esved b. Haleftir. Bu da babası Halefin ölmesinden sonra, analığı olan Bint-i Ebu Talha ile evlenmiştir. Bir başkası da Safvan b. Ümeyyedir. Bu da babası Ümeyye b. Halefin Ölmesinden sonra, analığı olan Fahite bint-i el-Esved ile evlenmiştir. Başka biri de, Manzur b. Rebabdır.Bu da babası Rebab b.Seyyarın Ölümünden sora, analığı olan Müleyke bint-i Harice ile evlenmiştir.
b- Diğer bir kısım müfessirlere göre bu âyetin mânâsı şöyledir: “Sizler, kadınlarla, babalarınızın evlendikleri gibi fasit şekilde evlenmeyin. Ancak sizin, cahiliye dönemindeki babalarınız gibi evlenmeniz müstesnadır. Babalarınızın, cahiliy dönemindeki fasit olarak evlenmeleri hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur.
c- İbn-i Zeyd ise, bu âyeti şu şekilde izah etmiştir. “Ey insanlar, sizler, babalarınızın sahih bir nikahla evlendikleri hanımlarla evlenmeyin. Ancak onların, nikahsız olarak zina ettikleri kadınlar müstesnadır. Sizin, böyle olan kadınlarla evlenmeniz helaldir. Çünkü onlar, babalarınıza helal olan kadınlar değillerdi. Babalarınızın onlarla böyle yapmaları hayasızlıktı, sevilmeyen bir şeydi, kötü bir yol idi.
Taberi, bu görüşlerden ikinci görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiş, âyetin mânâsının şöyle olduğunu zikretmiştir: “Ey insanlar, sizler, babalarınızın
fasit bir şekilde evlendikleri gibi evlenmeyin. Ancak sizin, cahiliye döneminde, balalarınız gibi fasit bir şekilde evlenmeniz müstesnadır, bağışlanmıştır. Zira babalarınızın fasit bir şekilde evlenleri hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur,
Taberi, bu görüşü tercih etmesine gerekçe Olarak cümlesinde zikredilmesini göstermiştin Çünkü insanlar dışındaki varlıklar için kullanılır. Bu itibarla bu cümlenin mânâsı “Sizler, babalarınızın evlendikleri kimselerle (kadınlarla) ienmeyin.” mânâsı kastedilmiş olsaydı, yukarıda zikredilen cümlede, .irine kullanılırdı. Zira insanlar için kullanılır. [1][49]
23- Size, annelerinizle, kızlarınızla, kızkardcşlerinizlc, halalarınızla, teyzelerinizle, kardeş kızlarıyla, kizkardcş kızlarıyla, sizi emziren süt anne-lerinzlc, süt kardeşlerinizle, karılarınızın anneleriyle, cinsi münasebette bulunduğunuz karılarınızdan olan ve evinizde bulunan üvey kızlarınızla evlenmek haram kılındı. Eğer anneleriyle cinsi temasta bulunmamıştanız o kızlarla evlenmenizde bir mahzur yoktur. Sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleriyle evlenmeniz ve iki kızkardcşi bir arada almanız da (haram kılındı, Cahiliye devrinde) geçen ise artık geçmiştir. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Allah teala bu âyet-i kerimede, soy, süt ve hısımlık yoluyla evleııilmesi haram kılınan kadınları zikretmiştir. Soy yoluyla haram olanlar yediye ayrılır: Bunlar, anneler, kızlar, kızkardeşler, halalar, teyzeler, kardeş kızları ve kızkar-deş kızlarıdır.
Ayette, süt yoluyla haram olanlardan süt anneler ve süt kızkardeşler zikredilmiştir. Süt mevzuunda şu hadis-i şerif rivayet edilmiştir:
Soy yoluyla haram kılınanlar, süt yoluyla da haramdır. [2][50] Bunun mânâsı şudur: Nasıl ki soy yoluyla anneler, kızlar, kızkardeşler, halalar, teyzeler, kardeş kızları, kizkardeş kızları haram ise aynı şekilde süt emen kimseye de süt yoluyla akraba olan bu kimseler haramdır. Yani süt emen kimseye süt annesi, süt kızı, süt kızkardeşi, süt halası, süt teyzesi, süt kerdişinin kızı, süt kızkar-deşinin kızı haramdır.
Hısımlık yoluyla haram kılınanlar ise, eşlerin annesidir. Bunlar, kızların sadece nikah edilmesiyle kızlarını nikahlayan kimseye haram olurlar. Gerdeğe girmeleri şart değildir. Eşlerin başka kocadan olan üvey kızları. Bunlar, annelerinin sadece nikahlanmalarıyla haram olmazlar. Ancak annelerinin gerdeğe girmesiyle üvey balalarına haram olurlar.
Kişinin kendi sulbünden gelen öz oğlunun eşiyle devlenmesi haramdır. Üvey evladının hanımıyla evlenmesi ise caizdir.
İki kizkardeşle aynı anda evli olmak ta haramdır. Yani bir kimse, bir kadınla evli iken onu boşamadan veya o kadın ölmeden onun kızkardeşiyle evle-nemez.
Taberi diyor ki: “Bu âyette zikredilen kadınlarla evlenmenin haram olduğu hakkında bütün ümmet icma etmiştir. Sadece, kişinin nikahladığı karısıyla zifafa girmeden önce onu boşaması halinde, boşadığı o kadının annesiyle evlenip evlenemeyeceği hususunda ihtilaf vardır.
a- Selef ve Halef ulemasının çoğunluğuna göre, kişinin karısının annesi, karısını sadece nikahlamasıyla ona haram olur. İster zifafa girsin ister girmesin. Bunlara göre zifafa girme şartı üvey kızlarla evlenme halinde aranır. Yani kişi bir hanım nikahlar da onunla zifafa girmeden önce onu boşarsa o kadının kızıyla evlenebilir. Eğer kadınla zifafa girmişse artık onun kızıyla hiçbir zaman evle-nemez. Fakat kişinin karısının annesi böyle değildir. Yani bir kimse bir kadınla nikahlandıktan sonra onunla zifafa girmese dahi o kadının annesi o kişiye ebediyen haramdır.
b- Hz. Ali, Zeyd b. Sabit ve Mücahidden nakledilen diğer bir görüşe göre kişi, nikahladığı kadınla zifafa ginneden o kadını boşarsa o kadının annesiyle evlenebilir. Eğer zifafa girerse, zifafa girdiği kadının annesiyle evlenemez. Bunlara göre üvey kızlarla kayın validelerin durumu aynıdır.
Taberi bu görüşlerden birinci görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir. Çünkü bu görüş, sözleri delil olan âlimler tarafından ittifakla kabul edilen bir görüştür. Ayrıca bu hususta Resulullahtan da senedi tartışma götüren şu hadis rivayet edilmiştir. Resulullah buyurmuştur ki: “Kişi bir kadınla evlenecek olursa artık onun evlendiği kadının annesiyle evlenmesi helal olmaz. İster kadının kızıyla zifafa girmiş olsun isterse girmemiş olsun. Kişi, bir kadının annesiyle evlenecek olur da zifafa girmeden o kadını boşayacak olursa, dilerse o kadının kızıyJa evlenebilir.”
Taberi diyor ki: “Her ne kadar bu hadisin isnadı tartışmaya açıksada da, sözleri delil olabilecek âlimlerin, bu hadisin ifade ettiği mânânın doğru olduğunu söylemeleri, başka delil getirmeye ihtiyaç bırakmamaktadır. Bu hususta İbn-i Cüreyc diyor ki: “Ben Ataya dedim ki: “Bir kişi bir kadını nikahlar fakat onu yüzünü görmez ve onunla cinsi münasebette bulunmaz sonra da onu boşayacak olursa o kişi o kadının annesiyle evlenebilir mi?” Ata dedi ki: “Hayır evlenemez. Çünkü nikahlanan kadının annesi, kayıtsız şartsız haram kılınmıştır. Yani kızıyla zifafa girilmesi şart koşulmamıştır.
Âyet-i kerimede geçen ve “Cinsi temasta bulunduğunuz.” diye tercüme edilen ifadesi, Abdullah b. Abbas tarafından cinsi temasta bulunma” diye izah edilmiş İbn-i Cüreyce tarafından ise, kadının elbisesinden soyunması mânâsında izah edilmiştir. Ataya göre bir kişi bir kadınla nikahlanır, kadın da erkeğin önünde soyunacak olursa erkek onunla cinsi münasebette bulunmasa dahi o kadının kızıyla ebediyyen evlenemez.
Taberi bu görüşlerden birinci görüşün tercihe şayan olduğunu, buradaki ifadesinden maksadın, cinsi münasebet olduğunu söylemiştir.
Ayet-i kerimede: “Sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleriyle evlenmeniz haram kılındı.” buyuru İm aktadır. Bütün âlimler, kişinin öz evladının nikahladığı hammıyia ebediyyen evi enemeyeceği hususunda ittifak etmişlerdir. Oğlu ister zifafa girmiş olsun ister girmemiş olsun. Kişi, süt oğlunun hammıyla da evlenemez. Ancak evlatlığının hammıyla evlenebilir. Nitekim Resulîah, Zeyd b. Hari-senin boşadığı karısı Zeyneble evlenmiştir. Evlatlıkların, öz evlat gibi olmadıkları hususunda Allah teala şöyle buyurmuştur: “Allah, evlatlıklarınızı, öz oğullarınız yapmadı. [3][51]“Muhammed, içinizdeki adamlardan hiçbirinin babası değildir