TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 55. VE 57. AYETLER
55- Onlardan bir kısmı ona iman etti. Bir kısmı da ondan yüz çevirdi. Yakıcı bir aleş olarak cehennem yeter.
Yahudilerden bazıları, Muhammed’e indirdiğimize iman etti. Bazıları da ondan yüz çevirdi. Yalanlayanlara, yakıcı bir ateş olarak cehennem yeter.
Taberi diyor ki: “Bu âyet-i kerime, yahudilerden bir kısmının Resulul-iaha ve getirdiği dine iman ettiklerini diğer bir kısmının ise ona ve getirdiğine iman etmekten yüz çevirdiklerini, bu sebeple alev alev yanan cehenneme konulacaklarını beyan etmiştir. Bu da göstermektedir ki, daha önet de izah edildiği gibi, Yahudilerden bir kısmının iman etmesi, onların yüzlerinin silinip başka şekillere çevirilmesine engel olmuştur. Zira iman edenler böyle bir cezadan kurtulmuşlar, kâfir olanların ise cezalan Shirete ertelenmiştir. [1][167]
56- Âyetlerimizi inkâr edenleri, ilerde cehennem ateşine atacağız. Derileri yandıkça, azabı tatsınlar diye onları başka derilerle değiştireceğiz. Şüphesiz ki Allah, herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şüphesiz ki Muhammed’e indirdiğimiz kitabı ve vahyi inkâr eden Yahudi ve diğer kâfirleri âhirette cehennem ateşine sokup onları orada yakacağız. Onların derileri yandıkça tekrar yenileyeceğiz. Tâ ki o azabı tatsınlar.
Abdullah b. Ömer (r.a.) Resulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
“Cehennemlikler cehennemde irileşecekler. Öyle ki onlardan birinin kulağının yumuşağı ile omuzunun arası, yedi yüz yıllık bir mesafe kadar olacaktır. Derisinin kalınlığı ise yetmiş arşın olacak, dişleri de Uhut dağı gibi olacaktır. [2][168]
Hasan-ı Basri, kâfirlerin derilerinin günde yetmiş bin defa değiştirileceğini beyan etmiştir.
Taberi diyor ki: “Eğer denilecek olursa ki “Derileri yandıkça azabı tatsınlar diye onları başka derilerle değiştireceğiz.” cümlesinin mânâsı nedir? Kâfirlerin dünyadaki derileri değiştirilerek onlara başka derilerin verilmesi ve verilen o yeni derilerle onlara azab edilmesi nasıl olur? Eğer sana göre bu mümkün ise kâfirlerin dünyadaki vücutlarının ve canlanılın da değiştirilerek yeni vücut ve canlarla azap görmeleri de mümkün olur. Eğer bunu da mümkün görürsen âhirette azap görecek organların, dünyada azap görmekle tehdit edilen organlardan başka organlar olduğunu söylemiş olursun. Böylece kâfirlerin azabının kaldırılmış olduğunu ifade etmiş olmaz mısın?
Cevaben denilir ki: “Müfessirler âyetin bu bölümünü çeşitli şekillerde izah edmişlerdir:
a- Bazılarına göre burada zikredilen deriler acı ve ızdırap duymayacaklar, cehennemlik olan kimselerin acı duymaları için derilerinin yanıp biterek ateşin, içlerine işlemesi gerekecektir. Bu nedenle deriler devamlı olarak yanıp değişecekler ki azabın acısı hissedilsin. Deriler acı hissetmeyeceklerinden, değiştirilen derilerin, dünyada mevcut olan deriler veya âhirette yeniden yaratılacak deriler olmaları farketmeyecektir. Zira azabı hisseden deriler değil kişinin nefsidir. Bu nedenle cehennem ateşinde bulunan her kâfir için bir anda sayılamayacak kadar deri yaratılıp yakılması ve bu yolla azabın o kişinin özüne işletilmesi imkânsız bir şey değildir.
b- Diğer bazılarına göre ise, cehennemliklerin derileri, etleri ve organları cehennem azabının acısını hissedeceklerdir. Burada zikredilen derilerin değiştirilmesi meselesine gelince, bunun mânâsı şudur: “Dünyadaki derileri her yandıkça onlar yenilenecektir. Yani dünyadaki deri yandığı halde yeniden yanmamış hale gelecektir. Âdeta belli bir madenden imal edilmiş bir zinet eşyasını kırıp yeniden eriterek imal etmeye benzeyecektir. Aslında bu deriler dünyadaki derilerdir. Fakat devamlı olarak yanıp tekrar yenilendiklerinden, yeni gelen derilerin eskilerinden başka deriler oklukları ifade edilmiştir.
c- Diğer bir kısım müfessirlere göre ise bu âyette cehennemliiere ait olan ve değiştirilecekleri beyan edilen derilerden asıl maksat, cehennemliklere giydirilecek olan katrandan gömleklerdir. Cehennemliklerin katrandan olan bu gömlekleri yandıkça yenilenecek tekrar giydirileceklerdir. Bu gömlekler devamlı olarak cehennemliklerin vücudunda bulunacağından onlara mecazi mânâda gömlek denmiştir. Cehennemliklerin böyle bir gömlek giyecekleri şu âyet-i kerimede beyan edilmiştir: “Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş kaplar.”
[3][169]Bu görüşte olan müfessirlere göre, cehennemliklerin derileri tamamen yanıp yok olmayacaktır. Çünkü yok oldukları farzedilmiş olursa cehennemliklerin derilerinin yok olmasıyla yenilenmesi arasında rahat oldukları farzedilmiş olur. Halbuki Allah teala: “İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır. Onların Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler. Onlardan cehennem azabı da hafifletilmez. [4][170] buyurmaktadır.
Diğer yandan kâfirlerin derileri, onların vücutlarından bir parçadır. Derilerinin yanarak yok olacaktan kabul edilecek olursa diğer bütün organlarının da yanıp yok olacakları kabul edilmiş olur ki bu da yukarıda zikredilen âyet-i kerimeye ters düşmektedir. [5][171]
57- İman edip salip amel işleyenleri ise altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Onlara orada temiz eşler vardır. Onları koyu gölgeler altında bulunduracağız.
Yahudilerden ve diğer ümmetlerden, Allah’a ve onun Peygamberi Mu-hamined’e iman eden. Allah’ın, Peygamberi Muhammed’e indirdiklerini tasdik eden, Allah’ın kendilerine emrettiği hükümleri yerine getirip haram kıldığı şeylerden kaçınarak salih amel inleyenleri, kıyamet gününde altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Onlar orada süresiz ve kesintisiz olarak kalacaklardır. Onlara cennette, kirlerden, âdetten, dışkıdan, idrardan, gebe kalmaktan, balgamdan ve benzeri tiksindirici bütün şeylerden arınmış eşler vardır. Biz onları orada, devamlı duran gölgelikler altına yerleştireceğiz.
* Resuluüah (s.a.v., cennetteki gölgeliyi vasıflandırarak buyurmuştur ki:
“Şüphesiz ki cennetle öyle ağaçlar vardır ki, biııekli bir kişi, onun gölgesinde yüz yıl gider yine de onu bitiremez.” [6][172]
Peygamber efendimiz, bir hadis-i kudskle Allah tealanın, cennette verilecek olan nimetleri gene! bir şekilde beyan ederek şöyle buyurduğunu zikretmiştir:
“Salih kullanma Öyle nimetler hazırladım ki onu ne bir göz görmüş ne de bir kulak içilmiştir. Onlar hiçbir beşerin kalbine dahi doğmamıştır. [7][173