sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 61. VE 65. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 61. VE 65. AYETLER
20.11.2024
9
A+
A-

61- Onlara: “Allah’ın indirdiği Kur’an’a ve Peygambere gelin.” de­nildiğinde, münafıkların senden şiddetle yüz çevirdiklerini görürsün.

Ey Muhammed, sana indirilen Kur’an’a iman ettiklerini zanneden şu mü­nafıkları ve senden önce indirilen kitaplara iman ettiklerini iddia eden şu kitap ehlini görmez misin? Onlara: “Allah’ın kitabında indirdiği hükme ve Peygambe­rinin hükmüne gelin.” denildiği zaman onların senden şiddetle yüz çevirdikleri­ni, başkalarının da sana gelmelerine engel olduklarını görürsün. Çünkü sen her­kese eşit muamele yapar, maddi menfaatler gözeterek kimseyi kayırmazsın. Ta-ğutlar ise bunun aksine hareket ederler. [1][178]

 

62- Kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde ni­ce olur halleri? Sonra da sana gelip: “Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik.” diye Allah’a yemin ederler.

Ey Muhammed, sana ve senden öncekilere indirilen kitaplara iman ettik­lerini iddia eden fakat buna rağmen tağutlarm hakemliğine başvuran bu müna­fıklara, işlemiş oldukları günahlar yüzünden bir musibet geldiğinde bu musibete karşı ne yapabiliyorlar ki? Böyle bir musibete uğradıkları zaman ancak, sana gelip yalan yere Allah’a yemin ediyor ve “Ey Muhammed, biz hakeme başvur­makla ancak birbirimizin iyiliğini ve aramızı bulmayı istedik.” diyorlar. [2][179]

 

63- İşte bunların kalblcrindckini Allah bilir. Onlara aldırma. Onlara nasihat et. Kendilerine tesir edecek güzel söz söyle.

Allah işte bu münafıkların kalblerinde bulunan iki yüzlülüğü ve tağutla-nn hükmüne başvurma eğilimini bilir. Bu itibarla sen onlra aldırma. Onları ce­zalandırmaya girişme. Fakat onları uyar ve nasihat et. Onlara tesir edecek mânâh sözler söyle. Allah’tan korkmalarını emret. [3][180]

 

64- Biz bütün Peygamberleri Allah’ın izniyle kendilerine ancak itaat edilsin diye gönderdik. Eğer insanlar kendi nefislerine zulmettikleri vakit, sana gelip de Allah’tan, günahlarını bağışlamasını dikseydiler, Peygamber de onların bağışlanmasını isteseydi, muhakkak ki Allah’ı, tevbeleri kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı.

Biz, hiçbir Peygamber göndermedik ki, emrimizle, ümmeti tarafından ona itaat edilmesini farz kılmış olmayalım. Muhammed bu peygamberlerden bi­ridir. Ona da itaat farzdır. Ey Resulüm, şayet şu münafıklar, tağutun hakemliği­ni kabul ederek, kendi kendilerine zulmettikleri zaman, sana gelip de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını isteseydiler sen de onlar için af dileseydin, elbette ki Allah’ı, tevbeleri çokça kabul edici ve cezalandırılmalarından vazgeçerek çok merhamet edici bulurlardı.

Allah teala bu âyet-i kerimeyle Resulullah’ın hakemliğini bırakıp tağu­tun hakemliğine başvuran münafıkları kınamaktadır. Çünkü onların, Allah’a ve Resulüne itaat etmeleri ve oların hükümlerine boyun eğmeleri gerekir. Zira Pey­gamberler boşuna değil, kendilerine itaat edilmeleri için gönderilmiştir. [4][181]

 

65- Rabbine yemin olsun ki aralarındaki anlaşmazlıklarda seni ha­kem seçip sonra da verdiğin hükme, içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamıyia boyun cğmcdikçc iman clmtş olmazlar.

Ey Muhammed. kahbine yemin olsun ki insanlar, tartıştıkları konularla seni hakem seçip sonra da senin verdiğin hükümee karşı, içlerinde bir sıkıntı duymayıp, senin kararlarına tam olarak teslim olmadıkça hakkıyla iman etmiş olmazlar.

Görülüyor ki âyet-i kerime. araianıuLt ihniaf ç:ısh;î kişilerin. Kc-uiui-lah’ı hakem tayin edip sonra ti a verdimi hukır.o tam bîr teslimiyetle  boyun eğme-dikçe iman etmiş sayılmayacaklarını beş an emekledir.

Bu âyeî-i kerimerıin nü/ı:! sebebi lijkkmda m.ul’essirlor iki ls:i:ş_ zikret­mişlerdir:

a- Ballarına göre bit âyetin nüzul schel’i. Züneyr b. Awam Üe Knvır’d.m bir kikinin arasında geçen anlaşmazlık üzerin Resullahın Bnsardan olan kişinin de bu hükme rıza göstermemesidir.

Bu hususta Zübeyr b. Avvam’ın; şunu rivayet etmiştir.

Zübeyr ile Ensar’dan bir kişi Medine’nin dışında bulunan ve “Harre” diye adlandırılan bir yerdeki su arkı hakkında Resulullah’ın yanında münakaşa etti­ler. O arktan hurmalarını suluyorlardı. Münakaşa sırasında Ensar’dan olan kişi “Suyu bırak gelsin.” dedi. Fakaı Zübeyr kabul etmedi. Bunun üzerine Resulullah’tan aralarında hüküm vermesini istediler. Resulullah Zübeyre “Ey Zübeyr, hurmalarını sula ve suyu komşuna bırak.” dedi. Bunun üzerine, En­sar’dan olan kişi kızdı ve “Ey Allah’ın Resulü, bu senin halanın oğlu olduğu için mi?” dedi. Bunun üzerine Resululîah’ın rengi değişti ve şöyle buyurdu: “Ey Zü­beyr, hurmalarım sula, ağaçlarının köküne işleyinceye kadar suyu bırakma. “İşte bu olay üzerine bu âyet nazil oldu. [5][182]

Bu olayı izah oĞcn Buhari diyor ki: “Resulullah son emriyle Zübeyr’in, hakkını tam olarak almasını emretmiştir. Halbuki daha önce söylediği “Sula ve bırak” sözüyle her iki taraf için kolaylık getirecek bir hal tarzını teklif etmişti. [6][183]

b- Mücahid’e göre ise bu âyet-i kerime, bu surenin altmışıncı âyetinde, uığullann hakemliğine başvurmak istedikleri zikredilen kişiler hakkında nazil olmuştur.

Tabeıi, âyetlerde tagutun hükmüne başvurmak isteyen kimselerin kıssası devam ettiğinden âyet-İ kerimenin nüzul sebebi olarak Mücahid’in orüşünün daha evla olduğunu söylemiştir. Zira bir kıssanın bittiğine dair bir işaret olma­yınca aynı kıssanın devam ettiğini söyleyerek âyetleri birbiriyle irliba’Jandırmak daha evladır. [7][184]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.