sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TEVBE SURESİ 48. VE 55. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TEVBE SURESİ 48. VE 55. AYETLER
06.04.2025
8
A+
A-

48- Ey Muhammed, nitekim bunlar, daha önce de aranızda bozgun­culuk çıkarmaya çalıştılar. Sana karşı çeşitli İşler çevirdiler. Nihayet hak geldi. İstemedikleri halde Aliahın emri gelip oldu.

Ey Muhammed, Uhud savaşında, münafıkların başı Abdullah b. Ubeyy-‘in, taraftarlarıyla birlikte sizi bırakıp gitmeleri gibi, münafıklar, senin arkadaş­larım fitneye düşürmeyi istediler. Dinin olan İslâmı geçersiz kılmak için sana karşı nice dalavereler çevirdiler. Nihayet Aliahın hak olan zaferi geldi. Ve Alla­nın emri olan îslâm dini, onlar istemedikleri halde galip oldu.

Resullah, sahabilerine Rumlarla savaşmak üzere hazırlanmalarını em­retmiştir. Bu da insanların zor zamanlarına sıcağın şiddetli olduğu bir döneme memleketin kıtlık içinde olduğu bir devreye meyvelerin olgunlaştığı ve gölgele­rin sevildiği bir mevsime rastlamıştır. Öyle ki insanlar, meyvelerinin başında ağaçların gölgelerinin altında durmayı istiyorlar, oradan ayrılmak istemiyorlar­dı. Resulullah, yapmış olduğu savaşların hemen hemen tümünde hedef şaşırtır, savaşacağı yönden başka bir yöne gideceğini ima ederdi. Tebük seferinde du­rum böyle olmadı. Mesafenin uzaklığı zamanın sıkıntılı oluşu ve düşman sayısı­nın çok olması sebebiyle Resulullah bu seferi, insanlara açıkça anlattı ki, hazır­lanıp tedbirlerini alsınlar. İnsanlara, cihada çıkacaklarını, Rumlarla savaşacakla­rını emretti. İşi sıkı ve ciddi tuttu. Zenginlere, fakir olan askerlerin teçhizat ve bineklerini temin etmelerini emretti. Ordu hazırlandıktan sonra “Seniyyetül Ve­da” denen yerde ordusunu topladı. Abdullah b. Übey b. Selul de Seniyyetül Ve-da’dan daha aşağı bir yerde kendisine ait askerlerini topladı. Onun askerleri, Re-sulullah’ın ordusu haraket edince Abdullah b. Übey, Abdullah b. Nebtel, Resu-lullah’ın askerlerinden daha az değildi. Rifaa’ b. Yezid gibi münafıkların ileri gelenleri, geri kalanlarla birlikte geride kaldılar, Allah teala da onların halini Resulullaha bildirerek bu âyeti indirdi. [1][67]

 

49- Onlardan bazısı Peygambere: “Bana izin ver, beni fitneye düşür­me” diyordu. Bilin ki onlar zaten fitne içine düşmüşlerdi. Şüphesiz cehen­nem, kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır.

Ey Muhammed, münafıklardan bazıları sana: “Savaştan geri kalmam için bana izin ver. Benim, rum kadınlarını görerek fitneye düşmeme sebep olma.” demişlerdi. İyi bilin ki bunlar aslında savaşta Allahin Peygamberin’den geri ka­larak fitneye düşmüşlerdir. Şüphesiz ki cehennem, kâfirleri, kıyamet gününde çepeçevre kuşatacaktır.

Zühri, Yezid, Abdullah ve Âsimin rivayetlerine göre, Peygamberimiz, Cedd b. Kays’m, Tebük seferi için hazırlanmasını isteyerek şöyle buyurmuştur. “Ey Cedd, bu sene Rumların cellatlarına karşı savaşa var mısın?” Cedd ise şöyle cevap vermiştir: “Ey Allahm Resulü bana izin ver, beni fitneye düşürme. Valla­hi kavmim, kadınlara benden daha düşkün birisinin olmadığını çok iyi bilir. Korkuyorum ki Rum kadınlarını görünce sabredemem. “Bunun üzerine Resuîul-Iah (s.a.v.) ondan yüz çevirerek: “Haydi sana izin verdim.” buyurmuştur, işte bu olay üzerine bu âyet nazil olmuştur. [2][68]

 

50- Ey Muhammed, sana bir iyilik dokunursa onlar üzülürler. Şayet bir kötülük dokunursa “Daha önce biz, cihada çıkmayıp geride kalmakla tedbirli davrandık” derler ve sevinerek dönüp giderler.

Ey Muhammed senin bir başarı elde etmen, bir zafer kazanman, münafık­ların hoşuna gitmez, buna üzülerler. Şayet savaşta mağlup olmanız veya basan elde edememeniz gibi bir musibet dokunacak olsa münafıklar bu durum karşı­sında “Biz daha önce savaşa katılmayıp Muhammed’den geri kalmakla tedbiri­mizi aldık.” derler. Ve sizin uğradığınız zarardan dolayı sevinerek sizden uzaklaşip giderler. İştee Cedd b. Kays vb. münafıklar bunlardandır. [3][69]

 

51- Onlara de ki: “Bize ancak Allanın yazdığı isabet eder. O, bizim dostumuzdur. Müminler sadece Allaha güvensinler.”

Ey Muhammed, cihattan geri kalan o münafıklara de ki; Bize ancak Alla­hm levh-i Mahfuzda yazdıkları isabet eder. Onun dışında birşey dokunmaz. O, bizim dostumuzdur. Ve düşmanlarımıza karşı yardımcımızdır. Müminler sadece AUaha güvensinler ki Allah da onlara, düşmanlarına karşı yardım etsin. [4][70]

 

52- De ki: Siz, bizim için iki güzelliğin birinden başka neyi bekleyebi­lirsiniz? Biz ise, sizin için, Allanın kendi katından veya bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin, doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenleriz.”

Ey Muhammed, yine o münafıklara de ki: “Sizler,bizim için övülmeye lhayık olan iki güzel neticeden başka neyi bekleyebilirsiniz ki? Biz, ya düşmana galip gelir sevap kazanırız ve ganimet elde ederiz veya öldürülür, şehitlik mer­tebesine ulaşır cenneti kazanırız. Fakat biz, sizin için, Aîlahın ya kendi katın­dan göndereceği bir ceza ile sizi helak etmesini yahut bizim vasıtamızla sizi Öl­dürmesini bekliyoruz. Bakalım Alllah, bize de size de ne yapacaktır? [5][71]

 

53- Ey Muhammed de ki: “Malınızı ister gönülü, ister gönülsüz har­cayın. Sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz, fâsıklar güruhu oldu­nuz.1

EyMuhammed de ki: “Ey münafıklar güruhu, malınızı isteyerek veya is­temeyerek harcayın, Aîlah,sizin bu harcamalarınızı kabul etmeyecektir. Çünkü sizler, Allahm dininden şüphe eden ve ona itaattan ayrılan fasık bir kavimsiniz.

Bu âyet-i kerime’nin de Cedd b. Kays hakkında nazil olduğu rivayet edilmektedir. Ced, “Rum kızlarını görünce baştan çıkarım.” gerekçesiyle savaşa katılmayınca Resulullaha “İşte benim malım. Sana bununla yardım ederim.” de­miş ve bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuştur. [6][72]

 

54- Onların harcadıklarının kabul edilmesine mani olan şey, sadece Allahı ve Peygamberini inkâr etmeleri, namaza ancak tembel tembel gel­meleri ve ancak istemeyerek harcamalarıdır.

O münafıkların, Allah yolunda harcadıkları şeyler kabul edilemez. Bunun sebebi, onlann, Allahı ve Peygamberini inkâr etmeleri, faydasına inanmadıkları için namaza istemeyerek gitmeleri ve yine, inançlarının aksine niteceler meyda­na getireceği için istemeyerek harcamalarıdır. [7][73]

 

55- Onlann mallan ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla dünya hayatında onlara azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını diler.

Allahın, münafıklara, mal ve evlatlanyla daha dünyadayken azap etme­si; onlara, zekât gibi mâli vazifeler yüklemesidir Çocuklarıyla azap etmesi ise onlann savaşlarda ve benzeri hadiselerde babalarının gözleri Önünde öldürülme­leridir.

Bu konuda başka âyetlerde de şöyle Duyuruluyor: “Ey Muhammed, bir kısım kafirlere, kendilerini imtihan etmek için verdiğimiz dünya hayatının sü­sünde sakın gözün kalmasın. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. [8][74] “Onlar kendilerine mal ve oğullar lütfederken iyiliklerine koştuğumuzu mu zan­nediyorlar? Hayır, onlar, işin farkında değiller. [9][75]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.