sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TEVBE VE SABRIN NUMUNESİ: YUNUS (A.S)

A+
A-

TEVBE VE SABRIN NUMUNESİ: YUNUS (A.S)

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Kuşkusuz Yûnus da elçilerimizdendi.Vaktiyle o, yüklü bir tekneyle ülkesinden kaçmıştı.Kur’aya girdi ve kaybedenlerden oldu. Kendisini (büyük bir) balık yuttu. Doğrusu o (bundan önce) kınanacak bir iş yapmıştı. Eğer o, Allah’ın şanını yüceltenlerden olmasaydı kıyamete kadar balığın karnında kalacaktı. Sağlığı bozulmuş olarak onun ıssız bir kıyıya bırakılmasını sağladık; Üstüne (gölge yapması için) kabak türünden bir bitki bitirdik. Bir defa daha onu yüz bin ya da daha fazla kişiye elçi olarak gönderdik. Bu defa onlar iman ettiler, biz de kendilerini belirli bir vakte kadar nimetlerimizle yaşattık. (SAFFAT 139-148)

Kur’an’da Yunus’un kavminin nerede yaşadığı belirtilmiyor. Fakat anlaşılan; deniz kıyısına yakın bir yerde yaşamaktaydı. Rivayete göre; kavminin yalanlamasından üzülmüş ve canı sıkılmıştı. Onları yakında gelecek olan bir ceza ile korkutmuş ve hiddet içinde kaçarak aralarından ayrılmıştı. Kızgınlığı Yunus’u deniz kenarına götürmüş, orada dolu bir gemiye binmişti. Denize açıldıklarında, dalga ve rüzgârlar, gemiye hücum etmiş ve gemi batma tehlikesi göstermişti. Bunun anlamı, onlara göre, yolcular arasında, işlemiş olduğu günahtan dolayı Allah’ın gazabına uğramış birinin varolması anlamına geliyordu. Geminin batmaktan kurtulması için, o günahkârın denize atılması gerekirdi. Gemiden atılacak kişiyi belirlemek için kura çekerler. Kura Yunus’a çıkar. Yunus onların arasında iyi birisi olarak tanınıyordu. Fakat kura ona çıkmıştı. Bunun için gemidekiler onu denize atarlar. Veyahut Yunus kendisini denize atar. Ve hemen bir balık kendisini yutar. Yunus kınanmayı haketmişti. Çünkü O, Allah’ın kendisine vermiş olduğu görevden çekilmişti. Allah kendisine izin vermeden, öfkeli olarak kavmini bırakmış, aralarından ayrılmıştı. Balığın karnında sıkışınca, Allah’ı tesbih eder, O’ndan bağışlanmasını diler ve kendisinin “zalimlerden olduğu”nu hatırlar. Ve “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben haksızlık edenlerden oldum” (Enbiya Suresi, 87) der. Cenab-ı Hak onun duasını işitir ve kabul eder. Bunun üzerine balık onu ağzından çıkarır. “Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı. İnsanlar yeniden dirileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.” Yunus, balığın karnından hasta ve çıplak olarak denizin sahiline çıkar. “Üzerine gölge yapması için geniş yapraklı bitki yetiştirdik.” Bu bitki kabaktır. Bu kabak geniş yaprakları ile Yunus’u gölgeliyor ve O’na yaklaşan sineklere engel oluyordu. Söylendiğine göre sinekler bu bitkiye yaklaşmazmış. Bu olay, yüce Allah’ın tedbir ve lütfunun eseri idi. Yunus sağlığına kavuşunca, yüce Allah, O’nu öfke ile terk ettiği kavmine tekrar gönderir. Onlar, Yunus’un korkutmuş olduğu o cezadan onun arkasından korkmuşlar, iman etmişler, bağış dilemişler. Allah’dan af dilemişlerdi. Yüce Allah da onları işitmiş ve onlara yalanlayanlara vermiş olduğu cezayı vermemişti. “İnandılar, biz de onları belli bir süreye kadar geçindirdik.” Ona inananlar yüzbinden çoklardı az değillerdi. Top yekün iman etmişlerdi.

Burada iman edenlerin akıbetini açıklamaktadır. Böylece Hz. Muhammed’in kavmi iki akıbetten hangisini diliyorlarsa onu tercih etsinler diye…

Bu surenin ikinci kesiminde yer alan hikâyeler ve bunların kapsamış olduğu “Allah ile kulları arasındaki bağ”ın gerçek yüzü ve bu gerçeğe göre Allah’dan başkasına tapanları veya yarattıklarından bazılarını kendisine şirk koşanları cezalandırması… İşte bunların ışığı altında, bu surede yer alan birinci dersin de içermiş olduğu aynı gerçeğin ışığı altında… Surenin bu son bölümünde, Resulullah’dan, uydurdukları meleklerin Allah’ın kızı olduğu safsatasını, Allah ile cinler arasında akrabalık olduğu düzmecesini tartışması istenmektedir. Ve kendilerine, peygamberlik gelmezden önce ve “eğer bir peygamber gelirse, hidayete ermeye hazır oldukları” şeklindeki sözleri ile karşılarına geçmesini ve kendilerine bir peygamber gelince niçin inkâr ettiklerini sormasını istemektedir. Allah’ın elçilerine “Asıl galip geleceklerin” kendileri olduğunu ve Allah’ın onların niteledikleri sıfatlardan yüce olduğunu açık bir şekilde anlamamıza sunmuştur.

Rabbim tevbe eden kullarından etsin bizi…

Rabbim hakkı hak bilip hakka sarılan batılı batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından etsin.

 

والحمد لله رب العالمين

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.