BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TEVHİD MÜCADELESİNDE “KADIN” OLMAK
Hamd âlemlerin sahibi, Rabbi, yöneticisi, serbestlik ve yasaklık kanunlarının koyucu İlahı olan Allah’a mahsustur. Salat O’nun yeryüzünde halifelik görevini en iyi şekilde yerine getiren kulu ve elçisi Hz. Muhammed’e. Selam, önder, nebi ve Rasul olarak Hz. Muhammed’i kabul edip, O’nun izini takip eden sahabesinin ve bugünde onlara uyan, onlar gibi olmaya çalışan mümin erkek ve mümine kadınların üzerine olsun.
“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 56)
“O Allah ki, amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı, yaratmıştır. O güçlüdür, bağışlayıcıdır. (Mülk 2)
İbadet, Allah’ın ve Rasulü’nün emirleri ve yasaklarına itaat etmektir. (Kurtubi)
Çoğumuzun bildiği üzere halk arasında “Galu Bela” diye yayılan bir söz vardır. Ne zamandan beri Müslümansın sorusuna genellikle “Galu Bela” dan cevabını alırız. Ama bu sorunun içeriğini nedense hiç merak etmemişiz ki araştırmamışız ve hayatlarımıza geçirmemişiz. “Galu Bela”dan beri Müslümanız ama yalan söylüyoruz, dedikodu yapıyoruz, zina almış başını gidiyor, kumar, içki serbest, gençler uyuşturucunun pençesinde sosyal güçler tarafından dibine kadar çekilmekte ama ebeveynler özellikle anneler bunun için arkadaşı suçlamakla yetiniyor. Benim oğlum yapmaz, benim kızım içmezken o kötü arkadaşının yüzünden, diyerek üzerlerinde ki sorumluluğu attığını düşünüyorlar. Kadınlar olarak bizim en büyük problemimiz cahillik onun akabinde aklımızı kullanmamamızdır. Kadın kendini tanımazsa, niçin yaratıldığını ve sorumluluklarını bilmezse kendi doğrularını çizer ve ona göre yaşar. Günümüzdeki kadın portrelerine bakmakla başlayalım.
Bugün toplumumuza baktığımızda kadının yerini şöyle sınıflandırabiliriz.
-Bir kısım kadınlar var ki evine düşkün, kendini ev işi, çamaşır, bulaşık, süsleme, örme, temizlik, titizlik ve eşyayı yarıştırma çabasına girmiş.
-Bir kısmı erkeklerin peşine düşmüş kendini güzelleştirmek için en güzel benim dedirtmek için kozmetik ürünlerini yarıştırır olmuş.
-Bir kısmı evde kendi halinde, pasif, kimseyi takmayan, başıboş yaşayan olmuş.
-Bir kısmı açılıp saçılmış özgürlüğü sokaklarda mağaza mağaza gezip, kendini reklamlara vermiş, cahiliyedeki; (1400 küsür yıl önce ki) konumuna geri dönmüş artık bir meta haline gelmiş, lastik reklamlarında, araba satışlarında neredeyse alışverişin olduğu her alanda boy boy poz vermiş buna da kendince özgürlük demiş. Hâlbuki nice pis gözlerin esiri olmuş da asıl pis gözlü insanları özgürleştirdiğini unutmuş.
Kadının tesettüründen soyulmasının erkekler tarafından istenmesinin en büyük sebebi; açında özgürce istediğimize bakalım, istediğimizi hayal edelim, zihniyetidir. Çünkü tesettür olursa bir kadını görecek, diğer kadınlara bakamayacak gözleri açık olsa da karşı da örtü olduğu için gözünü çevirmek zorunda kalacak. Bu da hem kendi kadınının Hakk’ını korumuş hem de karşısındakinin özeline girmemiş olacaktı.
Maalesef toplumumuza baktığımızda tesettür de Hakk’ıyla ifa edilmemekte, kapalılık adında açılmakta kadınların bir kısmı İşte bu da cehaletten kaynaklanmakta çünkü; tesettür “Setretmek, örtünmek, gizlenmek” manasına gelir yani kadının el ve yüz hariç ki bazı mezheplerde el ve yüzde dâhil olmak üzere her yerini örtmesi gizlemesi başka gözleri üzerine çekmemesidir. Günümüzde ise başını kapatan kendisini tesettürlü zannediyor. Hâlbuki onunla sadece kafasındaki kılları kapatmış ama tesettürü sağlayamamıştır. Bunu da tesettürün ne demek olduğunu bilmediğinden çoğunluğu yapmaktadır.
Evet, konumuz biraz uzadı ama günümüze değinmeden geçmek istemedim. İşte bundan dolayı kadınlar henüz yaratılış amaçlarına dönememiştir. Bunun bir nedeninin cehalet olduğunu söylemiştik. Peki, Bu cehalet nasıl ortadan kaldırılır? Hani biraz önce “ Galu bela” dan bahsettik ya işte en büyük mesele bu sorunun cevabında saklı. Bu sözün ne manaya geldiği çoğunlukla bilinmiyor biraz buna değinelim İnşallah. Cehaletimiz bir nebze de olsa giderilsin bakalım ondan sonraki mazeretimiz ne olacak.
Şimdi hep birlikte Ruhlar âlemine gidelim düşünce dünyamıza girelim ilk insan ve son insanın da bulunduğu ruhlar âlemi Allah (c.c) bütün bu ruhları toparlayıp huzuruna getirtip, muhatap aldığı bir âlem. İşte bu âlemde Rabbimiz Allah (c.c) bize soru soruyor buyuruyor ki:
(Ey peygamber İnsanlara şu zamanı hatırlat ki) Hani Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ (demişti de) onlar: ‘Evet (Rabbimizsin), şahid olduk’ demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: ‘Biz bundan habersizdik’ dememeniz içindir. (Araf 172)
Evet, bunu duymayanlar duyanlara duyuyorsun ki ahirette duymadım, bilmiyorum bahanesi geçerli olmayacak. Çünkü Allah (c.c) genelde tüm insanlara özelde ise tüm Müslümanım diyenlere inanıp, yaşamaları için rehber olarak Kuranı Kerimi göndermiş ve okumayanlara neden okumadın, anlamayanlara neden anlamadım, yaşamayanlara da neden yaşamadığın diye hesap soracağı için bilmiyordum gibi bir bahane sunulamayacak. Bunu ayetin sonunda ki ikazdan her akıl sahibi kişi anlayacaktır. Bu Ayetin muhatabı sadece hocalar ya da erkekler değil bu ayetin hedefinde kadınlarda var. İnşallah bir dahaki yazımızda kadınlar açısından bu ayete bakmaya çalışacağız.
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN