sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TUĞYAN EDENLERE “LA”

A+
A-

Beni yoktan var edip, anılmaya değer bir şey değilken beni anılır yapıp en şerefliler arasında olma hakkını tanıyan Rabbime sonsuz hamdü senalar olsun.

Salat şerefliler yarışmasında birinci gelmiş, seçilmiş, en güzel ahlak ile Kuranın ete kemiğe bürünmüş hali olan Hz. Muhammed(sav)’e, selam; Seçilmiş elçinin izini takip ederek şerefliler yarışmasında hedefi yüksek olup bu hedef için bu güne dek yarışmış ve bundan sonra da yarışmayı kazanmak için canla malla fedakârlık yapan güzide insanların, hidayete tabi olanların üzerine olsun…

Müslüman, rehber ve  kılavuz olarak ,Kabul ettiği Kuran’ın helalini helal, haramını haram, kanunlarını kanun bilendir…

Yine Müslüman Allah(C.C)’ın sevdiğini seven,Allah(C.C)’ın dostlarını dost bilen, Allah(C.C)’ın düşmanlarını da Düşman bilendir…

Her Müslümanın Allah(C.C)’a, peygambere, Kuran’a ve Müslümanlara karşı görev ve sorumlulukları vardır.

Yine her Müslümanın ‘’belamlara, firavunlara, nemrutlara ve Ebu cehillere kısaca Tuğyan edip azgınlaşan Tağutlara karşıda görev ve sorumlulukları vardır…

Her Müslümana bu görev ve sorumluluklar ilahi bir kitap ve ilahi bir peygamber vasıtası ile ALLAH(C.C) tarafından bildirilmiştir…

Kelime-i Tevhid her Müslümanın ilk ve son görevidir. Yine Kelime-i Tevhid bir Çağrıdır Tüm nesillere ve Çağlara..

Tabiki bu ilk görev ve çağrının  başı ‘’LA İLAHE’’ ile başlar,’’İLLALLAH’’ ile Hakimiyetini kurar,’’Mumammedun Resulullah’’ ile de tatbikatını tamamlar…Bir bütün olarakta ‘’ La ilahe illallah Muhammedun Resulullah’’ ile kıyamete kadar devam eder…

İslam, yeryüzünde Allah’ın değişmez binasıdır. Her binanın bir kapısı ve bu kapının da bir anahtarı vardır, İslam binasını açan anahtar ise Kelime-i Tevhid’dir. Kelime-i Tevhid’in anahtarı da ‘’LA’’dır. LA kurtuluş kapısını açan anahtardır …

Bu anahtarı elinde bulundurmayan ferd ve toplumlar her daim zulüm, işkence  ve karanlıklarda yaşamaya mahkum kalmışlardır…

LA Arapçada =yoktur, reddediyorum, Kabul etmiyorum, hayır anlamlarına gelir…İLAHE ise=bütün ilahları, sistemleri, ideolojileri, Allah(C.C)’a baş kaldırmış bütün kurum ve kuruluşları Kabul etmiyorum demektir. İLLALLAH ise=yalnız Allah’ın varlığına ve birliğine, hakimiyetine, hüküm ve kanunlarını Kabul etmektir.

Kelime-i Tevhide iman etmek demek ,bütün bu sayılan manaları düşünerek söylemek ve Kabul etmektir…

Kelime-i Tevhid’in başında ki  LA’nın anlaşılmadığı toplumlarda sahte ilahların üremesinin ve türemesinin önüne geçilemez. “LA” inkılabını gerçekleştirmeyen toplumlar, Tağuti iktidarların yıkıldıklarına şahidlik edemedikleri gibi, Tevhid düzeninin kurulduğuna da  sevinemezler…

Bu hakikat ve gerçeklerin durumu ile alakalı bir çok ayeti kerime karşımıza çıkmaktadır..Rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır.

‘’Andolsun ki biz kavme Allah’a kulluk edin Tağutlara kulluk etmekten sakının diye tebliğat yapması için bir peygamber gönderdik. Allah kimilerine  hidayet Verdi kimileri de kendi iradesi ile sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünü gezinde peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün.(Nahl-36)

“Dinde zorlama ve baskı yoktur .Doğruluk sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim Tağutu inkar edip Allah’a inanırsa kopması mümkün olmayan bir kulpa (Tevhide, Kur’an’a, İmana) yapışmıştır. Allah hakkıyla işiten ve bilendir.”(Bakara-256)

“Allah iman edenlerin velisidir(dostu, yardımcısıdır).Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfredenlerin velisi ise Tağut’tur, onları aydınlıktan karanlığa çıkarır. işte onlar ateş ehlidir ve orada ebedi kalıcıdırlar.”(Bakara-257)

Tağutlarla ilgili her ayetin Müslümanlarla bir bağlantısı ve üzerine düşen sorumlulukları açık ve nettir …

İman ve tağut zıt iki kavramdır.İman Tağut’a düşman,Tağut’ta imana düşmandır.Biri aydınlık diğeri ise karanlıktır.yani iman aydınlık tağut ise karanlıktır.Karanlık kaybolmadan aydınlık zuhur etmez.

Şimdi  tağutlarla alakalı meseleyi daha iyi anlamak için sözü işin ehli olan tefsir alimlerimize bırakalım…

Fahreddin-I Razi(Rh.a)şöyle der ,Bakara-256. Ayetin tefsirinde …’’Kafir bir kimse için önce küfürden tevbe edip sonra Allah’a iman  etmesi gerekir “yani herhangi bir küfür çeşit ve  nizamından  islam nizamına girmek isteyen bir kimse önce üzerinde bulunduğu küfür çeşidini ve küfür kapsamına giren her çeşit küfrü Reddetmesi, veto etmesi gerekir. Şeytani kanunları, felsefi kuruntuları ve ideolojileri, tüm ihdas edilmiş ve edilecek izm’leri veto etmeden, elinin tersi ile geri çevirmeden  Allah’a iman edilmez’’ buyurmaktadır.(tefsir-i kebir)

Elmalı Muhammed Hamdi yazır(Rh.a)bu konuda şöyle diyor. “Mümini Muvahhid olmak için ,Allah’a imandan evvel küfre tevbe etmek şarttır ve bu tevbenin şartı da tağutları asla tanımamağa azmeylemektir.’’ Bu suretle  kim tağut’u inkar edip Allah(C.C)’a iman ederse ‘’ayeti-La ilahe illallah-kelime-i tevhidin bir tefsiri demektir. buyurmaktadır(Hak Dini Kuran Dili tefsiri)

Demek oluyor ki kişi –la ilahe- dediği zaman yeryüzündeki Allah düzeniyle çelişen ve çatışan tüm Tağuti idareleri, şeytani kanunları, beşer uyduruğu ahkamları bir anda hatır-gönül dinlemeden, beklemeden inkar etmektir..

Tağut, hakkı tanımayıp azan ve sapan her kişi ve güce verilen addır. şeytana da bu yüzden tağut denilmiştir. Tağut, hakka, hakikate ve imana karşı gelen ,Allah’ın kulları için çizdiği nizamı ve sınırları aşan her şeyi ifade eder..

Tuğyan edenlerle alakalı bütün ayetler inanca ve itikada taalluk etmektedir. Bu durum da özelde Müslüman olduğunu söyleyenleri ilgilendirmektedir.

Allah (C.C) bir çok ayette önce iman sonra salih amel kaidesini koymuş ve bu şekilde bir hakikat ortaya çıkmıştır. Kimse de bu hakikati hiçbir şekilde değiştirme gücüne sahip değildir.

‘’Asr’a ve zamana yemin olsun ki ,insanlar hüsran içindedir.ancak iman edip salih amel işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna…(ASR-1,2,3)

Bu ve bunun gibi birçok ayette imandan sonra salih amel zikredilmiştir.Önce iman sonra salih amel ilişkisini anlamayan ferd ve toplumları büyük bir hüsran ve zarar  beklemektedir …

Yeryüzünde ki bütün tuğyan edenlerin metodu ve usulu bir olmuştur.değişiklik ise sadece tağutların isimleri olmuştur ..Tağutların insanları Allah cc kulluk etmekten alıkoymak için her zaman iki yok izlemişlerdir.

1)zorbalık, işkence, şiddet ve öldürme yoluyla (ashabı-I uhdud da olduğu gibi)

2)Biraz Allah’a kulluk, birazda bizi kulluk şekliyle (en tehlikeli olan da budur)

Yazımızı toparlayacak olursak, hiçbir peygamber gönderildiği kavme, topluma öncelikli olarak tuğyan edenleri tanıtıp onları red etmeye  çağırmamıştır veya çalışmamıştır.

Öncelikle olarak Allah(C.C) varlığının ve birliğinin Kabul edilmesini, Marifetullah bilincini aşılamışlardır…Çünkü ancak bu şekildeki kişinin la demesi doğru ve geçerli olur. Şimdi biz  Müslümanların da takınacağı tavırda böyle olması lazım ,yani önce Allah cc tanıyıp onu tevhid ettikten sonra ,kimi seveceğimizi, kimden nefret edeceğimizi, kimi dost, kimi düşman bileceğimizi rahmani olarak anlamış ve uygulamış oluruz …

Alllah cc bizleri en güzel şekilde kendisine kulluk eden,tuğyan edenlere baş kaldıran kullarından eylesin..AMİN …Elhamdulillah..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.