sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

UYUYANLAR VE UYANIK OLANLAR

16.07.2019
755
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Allah(cc) şöyle buyurdu. “İnsanların hesap görecekleri gün yaklaştı fakat hala onlar gaflet içerisinde, haktan yüz çeviriyorlar Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı mutlaka kalplerini gaflet içerisinde, eğlenerek dinlerler, zulmederler, gizli toplantılarında bu zat sizin gibi insanlardan başka bir şey midir? Siz göz göre göre sihre mi uyarsınız?”(Enbiya 1-2-3) diye konuşurlar.

Hesap günü günden güne yaklaşmaktadır. İmam Hasan-i Basrinin dediği gibi; “Her geçen günün senden bir parçasını beraber götürür. Fakat ne yazık ki, insanlar uğrunda yaratılmış oldukları gaye ve hedeften hayret verici bir gaflet içerisindedir.”

Allah’ın isim ve sıfatlarının manalarını pratik hayatta idrak edebilme kabiliyetinden yoksundur. Hepimiz biliriz ki Allah Tealanın isimlerinden biri de; “Rezzak(bol miktarda rızık verici)” der. Buna rağmen, bir kul tarafından rızkımızın kesilmesiyle tehdit edildiğimizde korkuya ve endişeye kapılırız.

Yine hepimiz biliriz ki, fayda da, zararda da Allah’ın izni olmadıkça bize dokunmaz, buna rağmen çoğumuz korkuya kapılır ve Allah’tan başkasına umut bağlarız.

İnsanlar, bu dünyadan geçip gidecekleri günden gaflettedirler.

Kabirde karşılaşacakları şeylerden gaflettedirler. Bütün bunların yanı sıra dünyaya olan sevgilerinin bilmelerini ve idrak etmelerini engellediği bir çok şeylerden gaflettedirler.

İmam ibn Cezvi, gafillerin halini şöyle açıklıyor. Ne için yaratıldıklarını ve yaradılışlarından gayenin ne olduğunu bilmezler. Bütün uğraşları dünyada isteklerini elde etmek içindir. Bunları elde ederken kendilerine ne gözle bakılacağını umursamazlar.

Mallarını gayesiz olarak sarf ederler. Uzun zaman sürecek bir sıkıntıyı beraberinde getireceğini bildikleri halde, bir saatlik zevki tatmayı tercih ederler. Ticaret yaparken doğruluk şiarı altında sahtekarlık yaparlar. İnsanlara karşı olan muamelelerinde doğru görünüp gerçek yüzlerini örterler. Şüpheli yollardan kazanır, şehvetleri için yerler. Gerçek manada gündüz bile uydukları halde, geceleri görülmemiş bir şekilde uyurlar.

“Bunlar, Allah’ın kalpleri, kulakları ve gözleri üstüne mühür bastığı insanlardır. Gaflette saplananlarda bunların ta kendileridir.”(Nahl 108)

“Şu bir gerçek ki, bize kavuşmayı ummayanlar, iğreti hayatta tatmin bulup onunla rahatlayanlar ve ayetlerimizden uzaklaşıp gaflete dalanlar”(Yunus 7)

“Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama ahiretten tam bir gaflet içindedir onlar.”(Rum 7)

Bir de uyanık olanlara bakalım bunlar gece gündüz her daim uyanıktırlar. İmam İbn Cezvi, daima uyanık olanları şu şekilde nitelendiriyor; “Mü’min gayret ve çabası ahirete yöneliktir. Dünyada ki her şey ona ahireti hatırlatır. Bir kişinin işi ne ise, her nerede olursa olsun o kişiyi işiyle ilgili olan şeyler ilgilendirir. Bütün sanatkarların, büyük ve muhteşem bir yapıya girdiklerini farz edelim.”

Kumaşçının, perdelere ve yatak örtülerine bakıp onlara değer biçtiğini, mimarın duvarları ve binanın mimarı yapısını incelediğini , halıcının halıları incelediğini, terzininde elbiseleri incelediğini görürsünüz.

Mü’minlerde böyledir, karanlığı gördüğü zaman kalbin kararlığını hatırlar. Bütün gayret ve çaba kalbinde olana yöneliktir ve bütün olanlar onu bu yönde etkiler.

O daima uyanık ve şuurludur. Yeryüzünde gördüğü her şey onu ahirete bağlar.

Allah’ın kendisini yaratmış olduğu hedeften bir an bile gaflete düşmeyi göze alamaz. Bu şekilde o daima, ibadet halindedir.

“ o kimselerdir ki, ayakta otururken, yan yatarken hep Allah’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı hakkın da derin derin düşünürler. ‘Ey Rabbimiz? Sen bunları boşuna yaratmadın, şanın yücedir senin. Ateşin azabından koru bizi derler’”(Al-i imran 191)

Biz ise gördüğümüz halde göremedik, duyduğumuz halde ne duyduk ne de anladık, aslında anlamak istemedik.

Yaratılmış her ne varsa Allah(cc) hepsine bir nizam ve intizam tayin etmiştir. Hayvanlar alemine bile şöyle bir baktığında hiç birisinin boşuna yaratılmadığı görüyorsun, peki nasıl olurda insan kendisinin boşuna yaratıldığını ve başı boş bırakıldığını düşünür.

Bu gaflet değilde nedir? İnsanın kendisine karşı yaptığı en büyük zulüm bu değil midir?

Allah’ın ayetleriyle alay edenler, Rasulullah’ı aksakallı dede olarak görenler, Mü’minlerle yüzlerine ya da arkalarından çekiştirip gülenler onlara eziyet edenler O günde Şöyle diyecekler;

“O gün zulme sapan ellerini(hınçla) ısırarak şöyle der. ‘Ah keşke elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım. Vah yazıklar bana, ne olurdu falanı dost edinmeseydim. Çünkü o bana geldikten sonra beni zikirden (Kur’an’dan) saptırmış oldu’ şeytan da insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.” (Furkan 27,28,29)

Allah Rahmet Eylesin Seyyid Kutub diyor ki;

“Isırmak için ona bir tek el yetmez. O elleri ısırmak biçiminde sembolize edilmiş karşı karşıya kaldığı azabın şiddetinden bazen bir onu bir ötekini bazen de her ikisini birlikte ısırır. Bu bilinen bir harekettir ve bununla psikolojik bir duruma işaret edilerek ona fiziksel bir mevcudiyet kazandırmaktadır. Bu kötülerle birlikte olmanın ve iyilere düşman olmanın tabi bir sonucudur.”

Rabbim bizleri kendisine her an kulluk edenlerden eylesin. Amin.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.