sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

VAADEDİLEN AHİRET

13.06.2017
864
A+
A-

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)ya, a’line, ashabına ve onun yolunu izlemeye çalışan ümmetin üzerine olsun

Gönderilen bütün peygamberler  insanlara, dünya menfaatini ve nimetlerini değil, ahiret yurdundaki büyük mükafat olan cenneti vaat etmişlerdir.

Tevbe suresi 111’inci ayet nuzul sebebine bakıldığında;

Muhammed İbn Kâ’b el-Kurazî ve başkaları der ki: Akabe gecesi Abdullah İbn Revâha (r.a.) Allah Rasûlü’ne (s.a.) : Rabbın ve kendin için dilediğini şart koş, demişti. Allah Rasûlü : Rabbım için O’na ibâdet etmenizi ve O’na hiç bir şeyle ortak koşmamanızı şart koşuyorum. Ken­dim için de canlarınızı ve mallarınızı nelerden koruyorsanız, beni de ondan korumanızı şart koşuyorum, buyurmuştu. Onlar : Bunu yapar­sak bizim için ne var? diye sorduklarında Hz. Peygamber: Cennet, bu­yurmuştu.Onlar : Kazançlı bir alış-veriş; bu alış-verişi bozmayız ve bo­zulmasını da istemeyiz, demişler. Bunun üzerine : «Muhakkak ki Allah, mü’minlerin mallarını ve canlarını, karşılığı cennet olmak üzere satın almıştır…» âyeti nazil olmuştur.

Cennet mükafatına talip olup Allah’a ve elçisine söz verdikten sonra da dünya nimetleri vaadolunmuştur.

Yani tabi olanlar, Allah’ın rızasını ve cenneti  kazanmak  için teklifi kabul etmişlerdir. Dünyalık mükafatlar hiçbir zaman asıl sebep olmamıştır. Dünyada karşılaşacakları zorlukların, sıkıntıların ve imtihanların bilincinde olarak, cennet için her şeye değeceği şuuruyla  bu sözü verip islam toplumuna dahil olmuşlardı. Bu şartları göze alarak islamı kabul eden bir topluma dünyada ki nimetlerden de faydalanacakları belirtilmiştir. Nur Suresi  55 inci ayeti celilede;

Nur 55- Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.

Allah’ın Resulu (sav) de insanlara bu yolda bazı vaadlerde bulunmuştur. Mekke’deyken Kureyşli müşriklere;’’Lailahe illallah deyin, Bizans sizin olsun, İran sizin olsun’’ buyurmuştur. Yine hendek savaşında hendek kazılırken Resulullah’ın (sav); Allahuekber, Bizansın saraylarını görüyorum, Allahuekber, Şam’ın saraylarını görüyorum. Allahuekber, Kisra’nın saraylarını görüyorum’’. Buyurması da yine Allah (cc)’ın müminlere bir yeryüzü hakimiyeti vaadidir. Yine bunun yanında Fetih Suresinde, Mekke ve daha başka yerlerin hakimiyetini haber vermiştir. Hadisi şeriflerde de  bir çok beldenin fethi müjdelenmiştir. Bütün bunlar ilerde gerçekleşecek olan  Allahu Teala’nın ilmi ezelisi ile bildirilen hususlardır. İman etmelerinin karşılığında müminlere vaat edilen şeyler değildir.Müminlere Allahu Teala’nın dünyadaki bazı ikramlarıdır. Fakat unutulmasın ki Allahu Teala iman edenlere asla  dünyevi ve bugünkü manada bir mutluluk vaat etmemektedir. Verilenler Rabbimizin bize ikramıdar. Çünkü Allahu Teala’nın en büyük vaadi ahirettedir. Sadece müminlere değil, kafirlere de en büyük azap vaadi ahirettedir.

Ali İmran 196- Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.

Ali İmran 197- Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası!

Ali İmran 198- Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.

 

Hem dünyada, hemde ahirette kazanabilmenin yolu, imanının gerektirdiği bir hayatı yaşayarak imanını muhafaza etmekdir. Bu iman doğrultusunda canıyla ve malıyla Rabbini razı etmek için var gücüyle çalışmalıdır. Ki o zaman islamı mücadelede Rabbim de ona dünyada yardımıyla zafer versin. Yalnız uhrevi olan mükafat için, öncelikle saf, hiçbir şirk ve küfre dair bir virüsün bulaşmadığı sağlam bir inanç gereklidir. Böylesine sağlam bir inanç kişiye hem dünyada hem de ahirette kazandıracaktır.

Mücadele gevşediği zaman,  inanc bozulmadan mümin ayakta kalabilsede  Müslümanlar ne sıkıntıdan, ne yenilgiden, ne de zor dönemlerden kurtulamazlar. Şeriatın hakim olduğu bir düzenden, yani acizlerin, cahillerin değilde  Aziz ve Hakim olan Allah’ın senin hayatına hükmetmesinden daha doğal ve güzel bir şey varmıdır? Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?( Maide 50)

Herkese hükmü eşit  olan ve Adl sıfatıyla da adaletle hükmeden Allah’ın yönetimi mi, yoksa aklı çalıştığı kadar nefsi doğrultusunda kendi çıkarlarını dikkate alarak senin hayatına hükmedenler mi? Eee zalimin zulmunden kurtulup, kendinde hiçbir noksanlık olmayan el-Adl olan Allah’ın hükmüyle yaşamak için bir mücadele şarttır. Kişinin hayatına Allah’tan başkasının hükmetmesini, gönül hoşluğuyla karşılamak kişiyi şirk bataklığına düşürür. Bundan kurtulmanın yolu ise Allah’ı zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birleyip, O’ndan başkasının hayatımıza müdahale etmesini engellemektir.  Allah’ın hükümlerinde bir acziyet veya eksiklik mi (haşa) görüldü de başkasının hükmetsine razı oldular?

Sözün özü ; Bugün Allah’ın hükümlerinin değilde aciz ve cahillerin hükümlerinin egemen olması; Allah’ın hükümleriyle (şeriatle) yaşamak şerefine layık olacak toplumların olmayışı ve Müslüman olduğunu iddia eden kitlelerin, islamın hakikatine ve gayesine vakıf olmayışlarıdır.

Allahu teala’nın dünyadaki yardımına ve ikramına nail olmak için önce ahiret tercihini yapmak lazım. Kimin tercihi ‘Cennet’ ise oraya girmek için gerekli mücadeleyi verir. Bu mücadeleye oranla da Rabbimizin yardımına ve ikramına hak kazanır.

Selam ve Dua ile;

Rabbim hakkı hak bilip, Hakka sarılan, batılı da batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin.(AMİN)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.