sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 174. VE 176. AYETLER

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 174. VE 176. AYETLER
21.02.2025
14
A+
A-

Kitap Ehli’nin Allah’ın İndirdiklerini Gizlemeleri

 

174- Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de onu az bir pahaya değişen­ler var ya, işte onlar karınlarında ateş­ten başka bir şey yemezler. Kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz. On­ları temize de çıkarmaz. Onlar için acıklı bir azab vardır.

175-  Onlar hidayete karşılık sapıklığı, mağfirete karşılık azabı satın aldılar. Onları ateşe sabrettiren nedir?

176-  Bunun sebebi; Allah’ın Kitab’ı hakla indirmesidir. Muhakkak Ki-tab’da ihtilâfa düşenler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler.

 

Nüzul Sebebi

 

  1. ayet-i kerime ile ilgili olarak Taberî, İkrime’den, o İbni Abbas’tan Yü­ce Allah’ın, “Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi gizleyip de…” buyruğu ile Âl-i İmran suresinde yer alan, “Muhakkak Allah’a olan ahidlerini… az bir pahaya değiştirenler…” (Âl-i İmran, 3/77) ayeti birlikte Yahudiler hakkında nazil olduğunu rivayet eder. İbni Abbas ayrıca der ki: Bu ayet-i kerime Yahudilerin başkanları ve ilim adamları hakkında inmiştir. Bunlar ayak takımlarından bir takım hediye ve lütuflara nail oluyor, bunları elde ediyorlardı. Gönderilecek son peygamberin de kendilerinden olmasını umuyorlardı. Allah, Muhammed (s.a.)’i başka bir milletten gönderince menfaatlerine halel gelmesinden, baş­kanlıklarının son bulmasından korktular. O bakımdan Muhammed (s.a.)’in Ki­taplarında açıklanan gerçek niteliklerini gizlediler ve bunların yerine kendileri başka özellikler uydurdular. İşte ahir zamanda ortaya çıkacak olan peygambe­rin niteliği budur. Bu nitelikler bu peygamberinkine benzememektedir. Bunun üzerine Yüce Allah, “Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şeyi gizleyip de…” ayetini indirdi.[1][21]

 

Açıklaması

 

Kur”an-ı Kerim, Kitap Ehli’nin Kur’an-ı Kerim’e ve Resulullah (s.a.)’a kar­şı takındıkları tavırlarını açıklamaya devam etmektedir. Bundan önceki ayet­lerde yüce Allah onların bazı helâl olan şeyleri haram kıldıklarını ve dinde ruhbanlığı, yiyecek ve içeceklerde bir takım zahidlik ve kanaatkârlıkları bid’at olarak uydurduklarını açıklamaktadır. Burada da Yüce Allah onların kitapla­rında yer alan Resulullah (s.a.)’ın niteliklerini gizlediklerini veya bu nitelikle­ri tahrif edip değiştirdiklerini beyan etmektedir. Sahih olanı gizlediler, yalan olanı da açıkladılar. Dini bir ticaret metaı haline getirdiler, onu rızıklarını ka­zanmanın, geçimlerini sağlamanın bir aracı haline getirdiler. Nitekim Yüce Allah bir başka yerde: “Siz onu parça parça kağıtlar haline koyup kimini açık-. ‘.ar, çoğunu da gizlersiniz.” (En’âm, 6/91) diye buyurmaktadır. Allah’ın son pey­gamberin niteliklerine dair indirdiklerini, onun geleceği zamana dair beyanı, kavmini ve buna benzer peygamberliğinin doğruluğuna ve risaletinin mükem­melliğine tanıklık eden hususları gizleyenler ya da bunları fetvalarına karşı­lık olarak aldıkları az miktardaki ücretler mukabilinde yanlış tevil edip tahrif edenler, aslında sonunda cehenneme götüren haram olan bir şeyi yemektedir­ler. Aldıkları bedel “az” olmakla nitelendirilmiştir. Çünkü hakka karşılık veri­len her türlü bedel dünya ve ahiret mutluluğunu kaybetmenin yanında azdır, önemsizdir: “Fakat dünya hayatının faydası ahirete göre ancak pek azdır.” Tevbe, 9/38).

Allah’ın Kitabını gizleyen, onu ticaret aracı haine getiren, sapıklıkta ol­dukça uzaklara gitmiş bulunan bu kimseler ancak cehenneme girmelerine se­bep teşkil eden şeyleri yiyorlar. Yüce Allah’ın onlardan yüz çevirmesi, onlara ileri derecede gazap etmesi, mağfiret ve affetmek suretiyle günahların pislikle­rinden onları temizlememesi sonucunu doğuracaktır ve onlar için dünyada da ahirette de oldukça çetin bir azab vardır. Şanı Yüce Allah’ın kendilerinden öv­gü ile söz edeceği, kendilerini bağışlayıp merhamet edeceği, onlardan razı ola­cağı ve sevgi ve rıza ile kendilerine karşılık vereceği Cennet ehli ise bunlardan tamamıyla farklıdır. Şanı Yüce Allah’ın, “Allah onlarla konuşmaz” buyruğu onlara gazap edeceğini ve onlardan razı olunmayacağını ifade eder. “Onları te­mize çıkarmaz” yani onların kötü ve pis olan amellerini ıslah ederek onları te­mizlemez, arındırmaz demektir.

Diğer taraftan Allah’ın dinini bir ticaret aracı haline getiren bu kimseler, hidayet karşılığında delaleti almışlar, Allah’ın hidayetini terketmiş, dinde in­sanların hevalarına uymuş ve mağfiret yerine azabı hak etmişlerdir. Buna se­bep ise fani olan malı, ebedî ve kalıcı sevaba tercih etmek suretiyle kendilerine karşı işledikleri cinayettir. Onların bu durumlarına gerçekten hayret edilir! Onlar cehennemi gerektiren şeylere ve dalâletten ibaret olan amellere hiç aldı­rış etmeksizin nasıl da sabredebiliyor, katlanabiliyorlar! Yüce Allah’ın, “Onları ateşe sabrettiren nedir?” buyruğu bu konuda gösterilmek zorunda kalınan sab­ra hayreti ifade ediyor. Yani onlar öyle bir azab halindedirler ki, onları gören “Ne kadar sabırlıdırlar?” diye hayretini ifade eder.

Bu türden bir ifade, hakimin veya yöneticinin gazabını gerektiren işlere kalkışan kimselere söylenir: Sen kelepçeye, hapse ne kadar da dayanıklı imiş­sin! Yani bu gibi şeylere ancak azaba karşı oldukça sabırlı olan kimseler kalkı­şabilir.

Onları bekleyen bu oldukça şiddetli azab, adaletin nihaî şeklidir. Şüphesiz Allah’ın gönderdiği kitap asla sapılmaması gereken ve asla mağlup edilemeye­cek olan apaçık ve göz kamaştırıcı hakkın kendisidir. Allah’ın kitapları hakkın­da anlaşmazlığa ve ayrılığa düşenlere gelince; bunlar bu kitapların kimisi hak­tır, kimisi batıldır, dediler. Bu gibi kimseler haktan oldukça uzak bir ayrılık ve bir anlaşmazlık içerisindedirler. Hiç bir zaman müşterek bir nokta etrafında birleşmezler. Aralarındaki bu anlaşmazlık yahut ayrılık devam edip gidecektir ve bu ayrılıkları haktan, doğruluktan, sahih hidayetten alabildiğine uzak kal­maya da devam edecektir. [2][22]

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.