sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 6. VE 10. AYETLER

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 6. VE 10. AYETLER
10.01.2025
11
A+
A-

Kâfirlerin Nitelikleri

 

6- Gerçekten o inkâr edenleri inzar etsen de (uyarsan da) etmesen de birdir;  iman etmezler.

7- Allah kalplerine de kulaklarına da  mühür vurmuştur; gözlerinin üzerine  de perde çekmiştir. Onlar için büyük bir azap da vardır.

 

Nüzul Sebebi

 

Konu ile ilgili sahih rivayete göre ayetin nüzul sebebi şudur: Taberî’nin İbni Abbas’tan ve el-Kelbî’den rivayetine göre bu iki ayet-i kerime, Huyey b. Ahtab, Ka*b bin Eşref ve benzeri Yahudilerin ileri gelenleri hakkında nazil ol­muştur.[1][5]

 

Açıklaması

 

Allah’ın ayetlerini inkâr edip kâfir olanları, Kur’an-ı Kerim’i ve Muham-med’i (s.a.) yalanlayanları uyarmak veya uyarmamak fark etmez, kalpleri bu uyarıdan dolayı etkilenmez. Çünkü kalpleri îlahî nurun erişmesine imkan ver­meyecek şekilde örtülüdür. O kalplerde iman nuru parlamaz. Çünkü onlar hakka karşı, Allah’ın ayetlerine karşı görmezlikten gelmişlerdir. Hidayet ve öğüdün etkileri onlara ulaşmaz. Çünkü onlar bilmenin, düşünmenin, tefekkü­rün, işitme ve görme duyularını kullanmanın bütün yollarını işlemez hale ge­tirmiş, bunun sonucunda hakkı görmez duruma düşmüşlerdir. O bakımdan hakka uymazlar. Hakkı işitmezler, onu anlamazlar. Dolayısıyla onların cezaları da -Yüce Allah’ın ayetlerini yalanlamalarından dolayı- sonu gelmez, çok çetin büyük bir azaptır.[2][6]

 

Münafıkların Nitelikleri -I-

 

8- İnsanlardan öyle kimseler de vardır ki mümin olmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler.

9- Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalı­şırlar. Halbuki onlar kendilerinden başkasını aldatamazlar da farkına var­mazlar.

10-  Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırdı, yalan söyle­dikleri için de onlara acıklı bir azap vardır.

 

Açıklaması

 

İşte bunlar üçüncü sınıf insanlardır. Yüce Allah inkâr edenlerin halini iki ayet-i kerimede münafıkların durumunu da onüç ayet-i kerimede açıklamakta ve bu ayetlerde onların kötülüklerini, hilelerini dile getirmekte, içyüzlerini açıklayarak, yaptıkları işlerin ne kadar gülünç olduğunu dile getirmekte; onla­rı sağır, dilsiz ve kör diye adlandırmakta; onlara dair misaller vermektedir. Çünkü bunlar İslâm için açıktan açığa kâfir olanlardan daha büyük bir tehli­kedir.

Burada sözkonusu edilen münafıkların özellikleri sadece o dönemin değil her dönemde mevcut olan münafıkların özelliklerindendir.

Birinci nitelikleri, kalpleri küfür ve sapıklıkla dolup taştığı halde dil ile iman ettiklerini söylemeleridir. Peygamberlik asrında münafıkların lideri Ab­dullah b. Übey Selûl’ün arkadaşlarının büyük çoğunluğu Yahudiydi. Bunlar mümin olduklarını iddia ediyorlardı. Allah onların bu iddialarını reddetmekte, zahiren mümin olduklarını ileri sürseler dahi gerçekte mümin olmadıklarını ifade buyurmaktadır. Şüphesiz onlar böylelikle Allah’ı aldatmaya çalışan kim­selerin durumuna düşmektedirler. Allah ise onların bu durumlarını bilmekte­dir; bu nedenle onların zararları kâfirlerden daha çoktur. Allah’a ve âhiret gü­nüne iman iddialarında yalancı oldukları için ahirette onlar için can yakıcı bir azap vardır.

Akıllarının kıtlığı dolayısıyle Yüce Allah’ı aldatacaklarını düşünmüşlerdir. Halbuki Allah aldatılmaktan münezzehtir. Hiçbir şey ona gizli kalmaz. Onların böyle bir işi yapmaya kalkışmaları Allah’ı gereği gibi tanımadıklarını göster­mektedir. Eğer Allah’ı gereği gibi tanımış olsalardı, onun asla aldatılamayaca-ğını da bilirlerdi. Diğer taraftan onların bu aldatmaya çalışmalarının vebali sa­dece kendilerine aittir ve Allah dilediği takdirde iç yüzlerini müslümanlara aç­maya kadirdir.

Bütün bunlarla birlikte Yüce Allah, bunlara İslâmın hükümlerinin uygu­lanmasını emretmektedir. İşledikleri günah türünden bir ceza ile muhatap ol­maktadırlar. Sanki müslümanlar Allah’ın onlar hakkında uygulamak istediği emri yerine getirirken onları -teşbih ve temsilî olarak- aldatıyor gibidir. Böyle­likle asıl aldanan ve aldatılan kimselerin münafıklar olduğuna işaret edilmek­tedir.

Kâfir oldukları halde öldürülmeyişlerinin sebebine gelince; doğrusu -İbnü’1-Arabî’nin de dediği gibi-[3][7] Peygamber (s.a.) münafıkları öldürmemiştir. Buna sebep onların kalplerini kendisine ısındırmak maslahatı ve insanların İslâmdan uzaklaşmalarını sağlayacak kötü durumların doğması endişesidir. Nitekim Resulullah (s.a.) da bu hususa işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Ben insanların, Muhammed (s.a.) ashabını öldürüyor, demelerinden korkuyorum”. Bu uygulama, itikadlarının kötü olduğunu bilmekle birlikte, gönüllerini İslam’a ısındırmak arzusuyla müellefe-i kulub’e zekattan pay verilmesini hatır­latmaktadır. [4][8]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.