B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n \u00d6NS\u00d6Z<\/strong><\/p>\n Hamd alemlerin Rabbi olan Allah (cc)\u2019a; Salat ve selam son nebi Hz.Muhammed (sav)\u2019in \u00fczerinedir. Bundan sonra;<\/p>\n \u0130slam Toplumu yery\u00fcz\u00fcndeki en nadide topluluktur. Saf ve temiz hayat\u0131yla \u00f6n plandad\u0131r. Yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131n hikmetini kavram\u0131\u015f ve buna uygun bir hayat tercih etmi\u015ftir. Dolay\u0131s\u0131yla b\u00f6ylesi bir hayatta herhangi bir tutars\u0131zl\u0131k, dengesizlik vuku bulmayacakt\u0131r. Direktiflerini Kur\u2019an ve S\u00fcnnet\u2019ten alan bu topluluk herhangi bir fikirin etkisi alt\u0131nda ya da as\u0131ls\u0131z izmlerin pe\u015finde hayat s\u00fcrmez. Fikirlerini, d\u00fc\u015f\u00fcncelerini bir hevesle de\u011fi\u015ftirmez. Dinamikleri, kendisini ayakta tutan etkenleri bellidir. Di\u011fer topluluklar bask\u0131 ile aldatmaca ile kontrol alt\u0131na al\u0131n\u0131r ama bu \u0130slam Toplumu i\u00e7in m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Allah(cc) taraf\u0131ndan kemale erdirilmi\u015f tamamlanm\u0131\u015f bir dine galip gelebilecek olan yoktur. Bunu ak\u0131llar\u0131ndan \u00e7\u0131karmayan \u0130slam Toplumu bu minval \u00fczere hayatlar\u0131n\u0131 ya\u015fad\u0131klar\u0131 gibi ili\u015fkilerini de buna g\u00f6re belirlemelidirler.<\/p>\n Her t\u00fcrl\u00fc ahlaks\u0131zl\u0131\u011f\u0131n ve fuh\u015fun bulundu\u011fu topluluklarla ba\u011f\u0131n\u0131 koparm\u0131\u015f olan \u0130slam Toplumu; ellerindeki bu b\u00fcy\u00fck nimeti kaybetmemek ad\u0131na talimatlara s\u0131k\u0131 s\u0131k\u0131 ba\u011flanmal\u0131d\u0131rlar. Yozla\u015fmamak ve bast\u0131r\u0131lmamak i\u00e7in prensiplerinden vazge\u00e7memesi gerekti\u011fini bilmelidirler. Biz bu eserde Raslullah (sav)\u2019in \u0130slam Toplumu\u2019nu olu\u015ftururken onlar\u0131 nas\u0131l yeti\u015ftirdi\u011fini nelere dikkat etmeleri gerekti\u011fini emretti\u011fi hususlar\u0131 derlemeye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131k. E\u011fer muvahhid m\u00fcsl\u00fcmanlar Kur\u2019an ve S\u00fcnnet\u2019e s\u0131k\u0131 s\u0131k\u0131 ba\u011fl\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131 muhafaza edebilirlerse yok olma, dinden gerisin geri d\u00f6nme gibi tehlikelerden korunacaklard\u0131r. Bunun i\u00e7in nereden ba\u015flanmal\u0131d\u0131r nelere dikkat etmelidir gibi sorular\u0131 ara\u015ft\u0131rarak siz okuyucular\u0131m\u0131z\u0131n idrakine sunduk. Gayret bizden Tevfik Allah\u2019tand\u0131r.<\/p>\n 7 Cemaziye\u2019l-Evvel 1441 \u0130SLAM\u2019A G\u0130R\u0130\u015e<\/strong><\/p>\n Allah\u2019a hamd, Resulune(Sas) Salat, t\u00fcm m\u00fc\u2019minlerede Selam olsun.<\/p>\n \u00d6nce, makbul bir iman. Hi\u00e7 bir kerahat vakti olmayan Allah yo\u00adlunda cihaddan \u00f6nce iman. M\u00fc’min, muvahhid ve m\u00fcsl\u00fcman ailenin her ferdinin ilk \u00f6zelli\u011fi ve ilk vazifesi, i\u00e7inde hi\u00e7 bir \u015firk ve k\u00fcf\u00fcr bulunmayan sapasa\u011flam iman sahibi olmakt\u0131r. Sonras\u0131nda yap\u0131lacak b\u00fct\u00fcn \u00e7al\u0131\u015fmalar bu temelin \u00fczerine bina edilecektir. Bug\u00fcn m\u00fcsl\u00fcman! Ad\u0131n\u0131 kendilerine yak\u0131\u015ft\u0131ran insanlar\u0131n, islam\u2019\u0131n gereklerini uygulamada g\u00f6sterdikleri teredd\u00fct\u00fcn en \u00f6nemli sebebi iman\u0131n ger\u00e7ek anlam\u0131n\u0131 anlamam\u0131\u015f olmalar\u0131d\u0131r.<\/p>\n Bu konuda, seleflerimiz olan ve \u00d6nderimiz Rasulullah (s.a.s.)’\u0131n iman, Tevhid, \u0130lim ve Cihad mektebinde yeti\u015fmi\u015f Ashab’\u0131n (Allah c\u00fcmlesinden raz\u0131 olsun) tavr\u0131na dikkat et\u00admek ve ders almak g\u00fcn\u00fcn m\u00fc’min ve muvahhidlerin ba\u015f vazifesi olmal\u0131d\u0131r…<\/p>\n \u0130\u015fte yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn en hay\u0131rl\u0131 nesli olan Ashab’dan C\u00fcnd\u00fcb b. Abdullah (r.a.), \u015f\u00f6yle diyor: Biz, erginlik \u00e7a\u011f\u0131na ermek \u00fczere birer gen\u00e7 iken, Rasulullah (s.a.s.) ile beraber idik. Biz, Kur’\u00e2n-i Kerim’i \u00d6\u011frenmeden \u00f6nce iman\u0131 \u00f6\u011frendik. Ondan sonra Kur’\u00e2n’\u0131 \u00f6\u011f\u00adrendik. Kur’\u00e2n sayesinde de iman\u0131m\u0131z fazlala\u015ft\u0131 (kuvvetle\u015fti, peki\u015fti.).[1]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Bedenin amellerinden \u00f6nce, kalb harekete ge\u00e7meli ve kendisine mahsus olan iman amelini i\u015flemelidir. Kalbin ameli olan iman, b\u00fct\u00fcn amellerden \u00f6nce gelir… Allah yolunda cihad etmekten, yani mal\u0131yla, can\u0131yla Allah yolunda, Allah d\u00fc\u015fmanlar\u0131yla sava\u015fmaktan, \u00f6ld\u00fcrmekten ve \u00f6lmekten \u00f6nce, gere\u011fi \u00fczere iman etmek. Namaz k\u0131lmaktan, oru\u00e7 tutmak\u00adtan, zek\u00e2t vermekten ve Hacca gitmekten \u00f6nce \u015firksiz ve \u015f\u00fcbhesiz iman gerek…<\/p>\n Ebu \u0130shak, \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: Ben, El-Bera (\u0130bn Azib)’dan i\u015fittim, \u015f\u00f6yle diyordu: (Uhud Harbi’nde) Rasulullah’a, demir z\u0131rh ile y\u00fcz\u00fc \u00f6rt\u00fcl\u00fc bir ki\u015fi geldi de: Ya Rasulullah, (hemen) harb edeyim de (sonra) m\u00fcsl\u00fcman m\u0131 olay\u0131m?, diye sordu. Rasulullah (s.a.s.): “M\u00fcsl\u00fcman ol, sonra harb et!” buyurdu.[2]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n O da, hemen m\u00fcsl\u00fcman, oldu, sonra da harbe giri\u015fti nihayet \u015fehid edildi. Bunun \u00fczerine Rasulullah (s.a.s.): “Az i\u015fledi, fakat \u00e7ok ecir kazandi!”buyurdu! \u0130mam M\u00fcslim (rh.a.), ayn\u0131 olay\u0131, \u015f\u00f6yle kaydeder: Ensar’\u0131n bir kabilesi olan Beni Nebit’den bir adam gelerek: Ben, Allah’dan ba\u015fka il\u00e2h olmad\u0131\u011f\u0131na, senin Al\u00adlah’\u0131n kulu ve Rasul\u00fc oldu\u011funu \u015fehadet ederim, dedi. Sonra ilerledi ve \u00f6ld\u00fcr\u00fcl\u00fcnceye kadar harb etti. Bunun \u00fczerine Rasulullah (s.a.s.): “Bu adam, az amel i\u015fledi amma \u00e7ok ecir kazand\u0131!” buyurdular.[3]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Yeg\u00e2ne Rabbimiz Allah (cc) nas\u0131l emretmi\u015f ise ve yeg\u00e2ne \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.) nas\u0131l bildirmi\u015f ise, o \u015fekilde iman etmek. Kur\u2019an ve s\u00fcnneti biraz olsun ara\u015ft\u0131ran herkes amellerden \u00f6nce kabul olunan bir iman\u2019\u0131n \u015fart oldu\u011funu mutlaka anlayacakt\u0131r.<\/p>\n Ebu H\u00fcreyre (r.a.)’\u0131n rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.)’e: Amellerin hangisi efdald\u0131r? diye sordular. Rasulullah (s.a.s.): \u201cAllah’a ve Rasul\u00fcne iman etmektir.\u201d buyurdu. Ondan sonra hangisi? Diye sordu. \u201cAllah yolunda cihadd\u0131r.\u201d buyurdu. Ondan sonra hangisi? Denildi. \u201cMakbul olmu\u015f Hacc’d\u0131r.\u201d cevab\u0131n\u0131 verdi.[4]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Yine, Ebu H\u00fcreyre (r.a.)’\u0131n rivayetiyle yeg\u00e2ne \u00f6nde\u00adrimiz ve \u00f6rne\u011fimiz Rasulullah (s.a.s.), \u015f\u00f6yle buyurdu: \u201cAllah kat\u0131nda amellerin en \u00fcst\u00fcn\u00fc, i\u00e7inde hi\u00e7 bir \u015f\u00fcbhe bulunmayan imand\u0131r.\u201d [5]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n M\u00fc\u2019min ve Allah\u2019 Azze ve Celle\u2019yi tevhid eden bir muvahhid olabilmenin kesin \u015fart\u0131 i\u00e7erisine \u015firk ve k\u00fcfr\u00fcn kar\u0131\u015fmad\u0131\u011f\u0131 sahih bir akide sahibi olmakt\u0131r. Ayeti Kerime\u2019de mealen \u015f\u00f6yle buyurulmaktad\u0131r;<\/p>\n \u201c\u0130nsanlardan kimileride vard\u0131r ki Allah\u2019a ve ahiret g\u00fcn\u00fcne iman ettik derler, h\u00e2lbuki ollar m\u00fcmin de\u011fillerdir\u201d(Bakara 8)<\/strong><\/p>\n Yine iman sahibi olupta,\u00a0 \u0130ndallahta ge\u00e7erli olmayan ya da sahibini Allah\u2019\u0131n r\u0131zas\u0131na ula\u015ft\u0131r\u0131p cennetine d\u00e2hil etmeyen bir imandan bahsederken Kuran\u2019da \u015f\u00f6yle buyurulur;<\/p>\n \u201cOnlar\u0131n \u00e7o\u011fu, Allah’a ortak ko\u015fmaks\u0131z\u0131n O’na inanmazlar.\u201d(Yusuf 106)<\/strong><\/p>\n Demek ki bir iman var ama kabul olunan bir iman de\u011fil. Dikkat edilirse onlar\u0131n \u00e7o\u011fu deniliyor. \u0130\u015fte o az m\u00fcminlerden olabilmek i\u00e7in delilli ve samimi bir tasdik \u015fartt\u0131r. \u00d6nce iman, makbul, kar\u0131\u015f\u0131ms\u0131z, kat\u0131ks\u0131z bir iman \u00f6\u011frenilecek.<\/p>\n Nedir, ne de\u011fildir? Ger\u00e7ekten bilinecek, delilleriyle kavranacak ve iman kalbe yerle\u015fecektir. \u0130man, tahkiki olmal\u0131. Tahkik\u00ee iman, sapasa\u011flam ve dipdiri bir imand\u0131r… Her ne kadar aley\u00adhinde su\u00e7 i\u015flenmemi\u015f taklidi iman, kabul g\u00f6r\u00fclse de, m\u00fc’min ve muvahhid kuldan istenilen ve cidden kabul edilen tahkik\u00ee imand\u0131r. O da, delilleriyle, bilerek, \u015fuurlu yap\u0131lan iman\u00add\u0131r…<\/p>\n \u201c\u015eu h\u00e2lde bil, ger\u00e7ek \u015fu ki, Allah’dan ba\u015fka il\u00e2h yok\u00adtur.\u201d<\/strong> (Muhammed 19)<\/strong>Diye buyuran Rabbimiz Allah (c.c), iman etmenin, sadece dil ile s\u00f6ylenen i\u00e7i bo\u015falt\u0131lm\u0131\u015f, hi\u00e7 bir m\u00e2n\u00e2 ifade etmeyen kalbe yerle\u015fmemi\u015f ve azalara sirayet etmemi\u015f bir s\u00f6zden ibaret olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 beyan etmektedir:<\/p>\n \u201cBedeviler dedi ki; \u201c\u0130man ettik.\u201d De ki: “Siz, iman etmediniz, ancak \u0130sl\u00e2m \u00a0(teslim) olduk deyin. \u0130man hen\u00fcz kalblerine girmi\u015f de\u011fildir. E\u011fer Allah’a ve Rasul\u00fc’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hi\u00e7 bir \u015feyi eksiltmez. Hi\u00e7 \u015f\u00fcbhesiz Allah, \u00e7ok ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, \u00e7ok esirge\u00adyendir.\u201d (Hucurat 14)<\/strong><\/p>\n \u00d6nce iman\u0131 \u00f6\u011frenmek, sonra kabul edip gere\u011fini yapmak ve aleyhine hi\u00e7 bir su\u00e7 i\u015flememek ve b\u00f6ylece \u00f6lebilmek. \u0130\u015fte imtihan sa\u00adhas\u0131 olan d\u00fcnya hayat\u0131nda imtihan\u0131 kazanman\u0131n ve zarardan kurtulman\u0131n biricik \u015fart\u0131 budur.<\/p>\n \u201cAsra andolsun, ger\u00e7ekten insan ziyan i\u00e7indedir. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirle\u00adrine hakk\u0131 tavsiye edenler ve birbirlerine sabr\u0131 tavsiye edenler ba\u015fka.\u201d (Asr 1-3)<\/strong><\/p>\n Muvahhid m\u00fc’min, tek ba\u015f\u0131na bir \u00fcmmet olan Allah’\u0131n dostu Hz. \u0130brahim (a.s.) gibi mutmain olmu\u015f bir kalb ile iman etmeli ve iman\u0131nda hi\u00e7 bir zaman \u015f\u00fcpheye d\u00fc\u015fmemelidir.<\/p>\n “Hani \u0130brahim: “Rabbim, bana \u00f6l\u00fcleri nas\u0131l diriltti\u011fini g\u00f6ster.” demi\u015fti. (Allah, Ona:) ‘\u0130nanm\u0131yor musun? Deyince: ‘Hay\u0131r, (inand\u0131m) ancak kalbimin tatmin olmas\u0131 i\u00e7in’ de\u00admi\u015fti. “\u00d6yleyse, d\u00f6rt ku\u015f tut. Onlar\u0131 kendine al\u0131\u015ft\u0131r, sonra onlar\u0131 (par\u00e7alay\u0131p) her bir par\u00e7as\u0131n\u0131 bir da\u011f\u0131n \u00fczerine b\u0131rak, sonra da onlar\u0131 \u00e7a\u011f\u0131r. Sana co\u015farak gelirler. Bil ki, \u015f\u00fcbhesiz Allah, \u00fcst\u00fcn ve g\u00fc\u00e7l\u00fc oland\u0131r, h\u00fck\u00fcm ve hikmet sahibidir.<\/strong> (Bakara 260)<\/strong><\/p>\n Seksiz ve \u015f\u00fcbhesiz iman, yak\u0131n derece olmal\u0131d\u0131r. Hi\u00e7 bir fitne r\u00fczg\u00e2r\u0131, muvahhid m\u00fc’mini yerinden sarsmamal\u0131 ve e\u011fip b\u00fckmemelidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc her esen r\u00fczg\u00e2ra e\u011filen ki\u015fi, da\u011f kadar da olsa saman \u00e7\u00f6p\u00fc kadar k\u0131ymetinin olmad\u0131\u011f\u0131 bir ger\u00e7ektir.<\/p>\n Akide konusunda her g\u00fcn yeni bir anlay\u0131\u015f g\u00fcndeme getiren ve d\u00fcnk\u00fc inanc\u0131nda: dolay\u0131 pi\u015fman olanlar\u0131n imanla\u00adr\u0131 sa\u011flam temellere dayan\u0131r\u0131m\u0131\u015f ve kaygan bir zeminde seyrediyordur. Bu tesbit, yanl\u0131\u015ftan vazge\u00e7en ve sa\u011flam akideye sar\u0131lmak i\u00e7in fikir de\u011fi\u015ftiren, do\u011frusunu g\u00f6r\u00fcp ona meylet\u00adtikten sonra onda kalanlar i\u00e7in de\u011fildir elbet! Tevhid akidesi, sa\u011flam, kuvvetli ve yak\u00een derecede olmal\u0131d\u0131r. Emiru’l-M\u00fc’minin \u0130mam Ali (r.a.)’\u0131n beyan buyurdu\u011fu gibi olmal\u0131.<\/p>\n “Perde kald\u0131r\u0131l\u0131rsa bile yak\u0131n\u0131m artmaz benim.[6]<\/sup><\/a> diye buyuran \u0130mam Ali (r.a.)’\u0131n anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 ve kavray\u0131\u015f\u0131n\u0131 elde etmeli muvahhid m\u00fc’min.<\/p>\n Muvahhid m\u00fc’min, tahkiki iman derecesinde inanan ki\u015fidir. Bilerek ve \u015fuurlu bir \u015fekilde ara\u015ft\u0131r\u0131r, iman\u00ee meseleleri kavrar, i\u00e7ine sindirir ve bir kere kalbe yerle\u015ftirdikten sonra bir daha teredd\u00fcd etmez art\u0131k. O, neye, nas\u0131l ve ni\u00e7in inand\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00e7ok iyi kavram\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n \u00c2limlerimizden bir kesimin Ashab-\u0131 Kiram hakk\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131 \u015fu tespit bizim i\u00e7inde ya\u015fam tarz\u0131 olmal\u0131d\u0131r; Onlar kuruyup \u00e7atlam\u0131\u015f bir toprak gibiydi. Allah rahmet ya\u011fmurlar\u0131n\u0131 ya\u011fd\u0131rd\u0131\u011f\u0131nda onlar \u00e7atlak olan yerlerden suyu i\u00e7lerine \u00e7ekip sindirdiler. Daha sonra \u00fczerlerinde tuttular da di\u011fer insanlarda onlardan istifade etti. \u0130\u015fte ba\u015flang\u0131\u00e7 b\u00f6yle olmal\u0131 iliklerine kadar i\u015flemeli. Nas\u0131l ki bir kalp v\u00fccudun her b\u00f6lgesine ihtiyac\u0131 olan kan\u0131 pompal\u0131yor ve b\u00f6ylece o ki\u015finin azalar\u0131 selim bir \u015fekilde hareket edebiliyorsa imanda b\u00f6yle olmal\u0131, ruhun her b\u00f6lgesine de makbul iman sindirilip y\u00f6n vermelidir.<\/p>\n Rabbimiz Allah (c.c), \u015f\u00f6yle buyurur: \u201c<\/p>\n G\u00f6klerin ve yerin m\u00fclk\u00fc, Allah’\u0131nd\u0131r. Allah, her \u015feye g\u00fc\u00e7 yetirendir. \u015e\u00fcbhesiz, g\u00f6klerin ve yerin yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131nda, gece ile g\u00fcnd\u00fcz\u00fcn ardarda geli\u015finde temiz ak\u0131l sahibleri i\u00e7in ger\u00e7ek\u00adten ayetler vard\u0131r. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’\u0131 zikrederler. Ve g\u00f6klerin ve yerin yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131 konusunda d\u00fc\u015f\u00fc\u00adn\u00fcrler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu, bo\u015funa yarat\u00admad\u0131n. Sen, pek y\u00fccesin, bizi, ate\u015fin azab\u0131ndan koru. (Ali imran 189-191)<\/strong><\/p>\n G\u00f6klerin ve yerin m\u00fclk\u00fc, yani hakimiyeti Allah’\u0131n\u00add\u0131r. [7]<\/a><\/sup> M\u00fclk de, milk de Allah’\u0131nd\u0131r. Hem zerresinden k\u00fcrresine b\u00fct\u00fcn k\u00e2inat Allah’\u0131nd\u0131r, hem de k\u00e2inattaki canl\u0131 ve cans\u0131z varl\u0131klar\u0131n \u00fczerindeki tasarruf ve hakimiyet Al\u00adlah’\u0131nd\u0131r. onlar\u0131 yaratan ve hepsine \u015fa\u015fmaz d\u00fczen veren Allah’d\u0131r. Allah, g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olup her\u015feye kadirdir…<\/p>\n Bu hakikati kavrayan temiz ak\u0131l sahipleri, k\u00e2inat\u0131n ya\u00adrat\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131 m\u00fc\u015fahade eder, gece ve g\u00fcnd\u00fcz\u00fcn ardarda geli\u015fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr, hikmetini ara\u015ft\u0131r\u0131r. Bunlar\u0131n, Allah’\u0131n birer ayeti, yani O’nun varl\u0131\u011f\u0131na, birli\u011fine, e\u015fi ve orta\u011f\u0131 olmay\u0131\u015f\u0131na birer delil oldu\u011funu kavrar. \u00c2lemlerin Rabbi Allah’\u0131 bilir, tan\u0131r ve kabul eder. Rabbi Allah ile ba\u011f\u0131n\u0131 sa\u011flamla\u015ft\u0131r\u0131r, \u015feksiz ve \u015firksiz iman edip her h\u00e2linde Rabbini anar! Bu anmak h\u00e2li, unutmaktan sonraki hat\u0131rlama h\u00e2li de\u011fil, hi\u00e7 unutmama h\u00e2lidir.<\/p>\n F\u0131trat \u00fczere yarat\u0131lan insano\u011flu, \u00fc\u00e7 h\u00e2l \u00fczeredir: Ya ayaktad\u0131r, ya oturmu\u015ftur veya uzanm\u0131\u015ft\u0131r. Hangi durumda olursa olsun, kendi varl\u0131\u011f\u0131ndan itibaren k\u00e2inatta her varl\u0131\u011f\u0131n yarat\u0131lmas\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr, yarat\u0131l\u0131\u015f hikmetini kavramaya \u00e7al\u0131\u00ad\u015f\u0131r. B\u00f6ylelikle kendisini ve k\u00e2inat\u0131 yaratan, Rabbi Allah’\u0131n yegane \u0130l\u00e2h, Melik ve Rabb oldu\u011funa tatmin olunmu\u015f bir kalb ile \u015feksiz ve \u015f\u00fcphesiz iman eder… \u00c2lemlerin Rabbi Al\u00adlah, hem yarat\u0131c\u0131, hem de emir vericidir. Yani yaratt\u0131\u011f\u0131 her varl\u0131\u011f\u0131n \u00fczerinde yaln\u0131z ve yaln\u0131z O, tasarruf sahibi hakim-\u0131 mutlakt\u0131r. Yaratt\u0131\u011f\u0131 gibi, y\u00f6netir de. Yaratma kanunlar\u0131 gibi, y\u00f6netme kanunlar\u0131 da, yaln\u0131z ve yaln\u0131z O’na aiddir. Na\u00ads\u0131l ki, O’ndan ba\u015fkas\u0131n\u0131n yaratmaya g\u00fcc\u00fc yetmedi\u011fi ve yet\u00adkisi olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, yarat\u0131lm\u0131\u015flar \u00fczerinde de Allah’dan ba\u015f\u00adkalar\u0131 hakimiyet noktas\u0131nda tasarruf sahibi olamazlar. Tu\u011f\u00adyan edip hakim olmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131klar\u0131 andan itibaren, o b\u00f6lgede anar\u015fizm ve ter\u00f6rizm ortaya \u00e7\u0131kar. Gerek ferd\u00ee, gerekse top\u00adlumsal karga\u015fa, kavga ve d\u00fczensizlik ba\u015f g\u00f6sterir. \u00c7\u00fcnk\u00fc hem yaratma, hem de emir yaln\u0131z ve yaln\u0131z Allah’\u0131nd\u0131r (Araf\/54)”Yaratma, Allah’a aid, emir ise ba\u015fkalar\u0131na”denildi mi, d\u00fc\u00adzensizlik ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Yetkiler, ehil olmayanlara verildi mi, elbette sonu\u00e7 felaket olur… Emanet, ehline verilmeyince k\u0131\u00adyamet kopar.[8]<\/sup><\/a> Tevhidin yerine \u015firkin, iman\u0131n yerine k\u00fcf\u00adr\u00fcn ve \u0130sl\u00e2m’\u0131n yerine ta\u011futun hakim oldu\u011fu Cahiliyye top\u00adlumlar\u0131nda, o toplumun k\u0131yameti kopmu\u015f ve felaketler birbi\u00adrini takip ederek, bel\u00e2lar ya\u011fmaya ba\u015flar…<\/p>\n Muvahhid m\u00fc’minler, b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcp, her \u015feyi yerli yerinde yaratan Rabbleri Allah’a kar\u015f\u0131 olan imanlar\u0131 kuvvetlenir ve: “Rabbimiz, Sen, bunu bo\u015funa yaratmad\u0131n. Sen, pek y\u00fccesin, bizi ate\u015fin azab\u0131ndan koru.” diye dua eder, Allah’\u0131 Rabb, Rasulullah (s.a.s.)’i \u00d6nder, Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’i d\u00fcstur ve \u0130sl\u00e2m’\u0131 din olarak kabul edip onlardan raz\u0131 olurlar.<\/p>\n Yarat\u0131l\u0131\u015f ve yarat\u0131lanlar \u00fczerinde d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcp onlardaki hikmeti kavramaya \u00e7al\u0131\u015fan temiz ak\u0131l ve sa\u011flam iman sahibi muvahhid m\u00fc’minler, onlardaki m\u00fckemmelli\u011fi yakinen g\u00f6\u00adr\u00fcr ve idrak ederler. Yarat\u0131lm\u0131\u015flarda, f\u0131tr\u00ee hallerinde hi\u00e7 bir d\u00fczensizli\u011fin ve abesli\u011fin olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131n fark\u0131na var\u0131rlar. Ya\u00adrat\u0131lan g\u00f6klerde, yerde ve her ikisi aras\u0131ndaki varl\u0131klarda hi\u00e7 bir ba\u015f\u0131bozuklu\u011fun olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr ve inan\u0131rlar…<\/p>\n “M\u00fclk elinde bulunan (Allah) ne y\u00fccedir. O, her\u015feye g\u00fc\u00e7 yetirendir. O, amel (davran\u0131\u015f ve eylem) bak\u0131m\u0131ndan hanginizin daha iyi (ve g\u00fczel) olaca\u011f\u0131n\u0131 denemek i\u00e7in \u00f6l\u00fcm\u00fc ve hayat\u0131 yaratt\u0131. O, \u00fcst\u00fcn ve g\u00fc\u00e7l\u00fc oland\u0131r, \u00e7ok ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r. O, biri, di\u011feriyle tam bir uyum (mutabakat) i\u00e7inde ye\u00addi g\u00f6k yaratm\u0131\u015f oland\u0131r. Rahman (olan Allah)’\u0131n yaratmas\u0131n\u00adda hi\u00e7 bir \u00e7eli\u015fki ve uygunsuzluk (tefav\u00fct) g\u00f6remezsin. \u0130\u015fte g\u00f6z\u00fc (n\u00fc) \u00e7evirip gezdir, herhangi bir \u00e7atlakl\u0131k, (bozukluk ve \u00e7arp\u0131kl\u0131k) g\u00f6r\u00fcyor musun? Sonra g\u00f6z\u00fcn\u00fc iki kere daha \u00e7evirip gezdir, o g\u00f6z (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmi\u015f bir h\u00e2lde bitkin olarak sana d\u00f6necektir.\u201d(M\u00fclk\/1-4)<\/strong><\/p>\n Rabbimiz Allah (c.c.) b\u00f6yle cidd\u00ee bir ara\u015ft\u0131rma yap\u00admam\u0131z\u0131 emrederken, Halilullah \u0130brahim (a.s.) gibi kalblerimizin mutmain olmas\u0131n\u0131 diliyor. Rabbimiz Allah’\u0131n yarat\u00adma konusundaki g\u00fcc\u00fc ve kuvvetinin m\u00fckemmelli\u011fini idrak eden temiz ak\u0131l sahihleri, O’nun emir, yani d\u00fcnya hayat\u0131n\u0131n y\u00f6netimiyle ilgili kanunlar\u0131ndaki m\u00fckemmelli\u011fi de idrak edeceklerdir. O’ndan ba\u015fka kanun koyucular\u0131 reddedecek ve yaln\u0131zca O’nun kanunlar\u0131na inan\u0131p itaat edeceklerdir. B\u00f6ylelikle kendisine bu organlar\u0131n ni\u00e7in verildi\u011fini kavram\u0131\u015f olan bu kimseler bu organlar\u0131 yarat\u0131l\u0131\u015f amac\u0131na uygun olarak kullan\u0131p kendisinden istenen hayat\u0131 yerine getirme noktas\u0131nda acele edeceklerdir. Verilen organlarla Allah (cc)\u2019\u0131n tekl\u011fine i\u015faret eden bu kainat\u0131 tefekk\u00fcr edip sonuca varan muvahhidler, bu kabulleni\u015fin akabinde kendi fiil ve amelleriyle Allah (cc)\u2019\u0131n tek ilah ve Rabb oldu\u011funa \u015fehadet edeceklerdir.<\/p>\n Rabbimiz Allah’a tam teslim olmu\u015f muvahhid M\u00fc’minler, \u015f\u00f6yle yalvar\u0131p dua ederler:<\/p>\n “Rabbimiz, \u015f\u00fcbhesiz Sen, kimi ate\u015fe sokarsan, art\u0131k onu hor ve a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k k\u0131lm\u0131\u015fs\u0131nd\u0131r. Zulmedenlerin yard\u0131mc\u0131lar\u0131 yoktur. Rabbimiz, biz: “Rabbinize iman edin,” diye imana \u00e7a\u011fr\u0131da bulunan bir \u00e7a\u011fr\u0131c\u0131y\u0131 i\u015fittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim g\u00fcnah\u0131m\u0131z\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla, k\u00f6t\u00fcl\u00fcklerimizi \u00f6rt ve bizi de \u0130yilik yapanlarla birlikte \u00f6ld\u00fcr. Rabbimiz, peygamberlerine vaad ettiklerini bize ver, k\u0131yamet g\u00fcn\u00fcnde de bizi hor ve a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k k\u0131lma. \u015e\u00fcphesiz Sen, vad’etti\u011fine muhalefet etmeyensin.\u201d(Al-i \u0130mran\/192-194)<\/strong><\/p>\n Rabbi Allah’\u0131 bilen, tan\u0131yan, \u015f\u00fcphe etmeden iman eden ve iman\u0131n gere\u011fi olan itaati da hi\u00e7 bir itiraz etmeden yerine getiren muvahhid m\u00fc’minler, “Hakimiyetin, kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z Allah’a aid oldu\u011funu[9]<\/sup><\/a> kabul etmi\u015f, Allah’dan ba\u015fka t\u00fcm egemen ta\u011fut\u00ee g\u00fc\u00e7leri reddetmi\u015flerdir. Bu inan\u00e7 ve ha\u00adreket, tevhidin ve sa\u011flam iman sahibi olman\u0131n gere\u011fidir. Yegane Rabbimiz, il\u00e2h\u0131m\u0131z ve Melikimiz Allah, \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n “Ben, cinleri de, insanlar\u0131 da yaln\u0131z bana ibadet et\u00adsinler diye yaratt\u0131m.\u201d(Zariyat\/56)<\/strong><\/p>\n \u0130nsanlar\u0131n ve cinlerin yarat\u0131l\u0131\u015f gayesi, yaln\u0131z ve yaln\u0131z \u00e2lemlerin Rabbi Allah’a gere\u011fi \u015fekilde kul olmakt\u0131r. O’na iman etmek, itaat etmek ve Rasul\u00fc (s.a.s.)’den g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc \u015fekilde ibadet etmek. \u0130badet etmek, yani Rabbimiz Allah’\u0131 ta\u00adn\u0131mak. O’ndan ba\u015fka h\u00fck\u00fcm koyucu ta\u011futlar\u0131 tan\u0131ma\u00admak! Yarat\u0131l\u0131\u015f gayemize uygun kulluk vazifelerimizi yerine getirirken de, yegane \u00f6nder ve \u00f6rne\u011fimiz, Rasulullah (s.a.s.)’d\u0131r.[10]<\/sup><\/a> Rasulullah (s.a.s.), Rabbimiz Allah’a nas\u0131l kul olmu\u015fsa, biz muvahhid m\u00fc’minler de, aynen \u00f6yle kul olma\u00adm\u0131z gerekir. \u00c7\u00fcnk\u00fc Rabbimiz Allah, bizden bunu istiyor. Yegane \u00d6nderimiz Rasulullah (s.a.s.), kendisini her \u015feyiyle Rabbimiz Allah’a teslim etmi\u015fti. Ve Rabbimiz Allah (c.c.) \u015f\u00f6yle buyurdu:<\/p>\n “De ki: Benim namaz\u0131m, ibadetlerim, hayat\u0131m ve \u00f6l\u00fcm\u00fcm \u00c2lemlerin Rabbi Allah i\u00e7indir. O’nun orta\u011f\u0131 yoktur. Ben, bununla emrolundum ve m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n ilkiyim. De ki: Allah, her \u015feyin Rabbi iken, hi\u00e7 ben, Ailah’dan ba\u015fka rabb m\u0131 isterim?\u201d(En\u2019am\/162-164)<\/strong><\/p>\n Rabbimiz Allah, b\u00f6yle emretti ve yegane \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.), bunu ya\u015fayarak il\u00e2n etti. Allah’dan ba\u015fka rabb tan\u0131mad\u0131\u011f\u0131n\u0131, hayat\u0131n\u0131n ve yaln\u0131z Allah i\u00e7in oldu\u011funu, yani Allah nas\u0131l emretmi\u015f ise, hi\u00e7 bir taviz vermeden, hi\u00e7 bir noksanl\u0131k yapmadan yerine getirmeye \u00e7al\u0131\u015farak ya\u015farken, di\u011fer insanlara da bu ger\u00e7e\u011fin il\u00e2n edilmesi gerekiyordu… Rabbimiz Allah’\u0131n muvahhid m\u00fc’min kullar\u0131na emriydi bu…<\/p>\n \u201c\u00d6yle ise emrolundu\u011fun gibi dosdo\u011fru ol. Beraberindeki t\u00f6vbe edenler de dosdo\u011fru olsunlar\u2026\u201d(Hud\/112)<\/strong><\/p>\n Ayr\u0131ca Allah’\u0131n hi\u00e7 bir orta\u011f\u0131n\u0131n bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, yani ne m\u00fclk\u00fcnde, ne de milkinde hi\u00e7 bir orta\u011f\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ina\u00adnarak il\u00e2n etmelidir muvahhid m\u00fc’min kullar\u0131! Yaratma konusunda da, hakimiyet, yani egemenlik, yani h\u00fck\u00fcm koy\u00adma konusunda da O’nun hi\u00e7 bir orta\u011f\u0131 yoktur. G\u00f6klerde de hakim olan, yerde de hakim olan, yegane kanun koyucu Allah’d\u0131r… Rabbimiz Allah, \u015f\u00f6yle buyurur.<\/p>\n \u201cG\u00f6klerde il\u00e2h olan ve yerde il\u00e2h olan O’dur. O, h\u00fc\u00adk\u00fcm ve hikmet sahibi oland\u0131r, bilendir. G\u00f6klerin, yerin ve ikisi aras\u0131nda bulunanlar\u0131n m\u00fclk\u00fc kendisinin olan (Allah) ne y\u00fccedir. K\u0131yamet saatinin ilmi O’nun kal\u0131ndad\u0131r ve siz, O’na d\u00f6nd\u00fcr\u00fcleceksiniz.\u201d(Zuhruf\/84-85)<\/strong><\/p>\n \u201cDe ki: “G\u00f6klerin ve yerin Rabbi Kimdir?” De ki: “Allah’t\u0131r.” De ki: “\u00d6yleyse, O’nu b\u0131rak\u0131p kendilerine bile yarar da, zarar da sa\u011flamaya g\u00fc\u00e7 yetiremeyen bir tak\u0131m ve\u00adliler mi (il\u00e2hlar) edindiniz?” De ki: “Hi\u00e7 g\u00f6rmeyen (a’ma) ile g\u00f6ren (basiret sahibi) e\u015fit olabilir mi? Veya karanl\u0131kla nur e\u015fit olabilir mi?” Yoksa Allah’a, O’nun yaratmas\u0131 gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benze\u015fti? De ki: “Allah, her \u015feyin yarat\u0131c\u0131s\u0131d\u0131r ve O, tektir, kahredici oland\u0131r.\u201d(Rad\/16)<\/strong><\/p>\n \u201cG\u00f6klerin ve yerin gayb\u0131 O’nundur. O, ne g\u00fczel g\u00f6rmekte ve ne g\u00fczel i\u015fitmektedir. O’n\u0131\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda onlar\u0131n bir velisi yoktur. Kendi h\u00fckm\u00fcnde hi\u00e7 kimseyi ortak k\u0131lmaz.\u201d(Kehf\/26) <\/strong><\/p>\n Allah, g\u00f6kler i\u00e7in kanun koyup onunla g\u00f6kleri y\u00f6netirken, yere kar\u0131\u015fm\u0131yor, yery\u00fcz\u00fcndeki insanlar da, birbirlerini y\u00f6netmek i\u00e7in heva ve heveslerine hangi \u015fey ho\u015f geliyorsa \u00f6ylece anayasa\u00adlar, kanunlar yap\u0131p y\u00f6netimi keyiflerince yapar de\u011fildirler. Allah, yegane hakimdir ve hakimiyet, kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z hem g\u00f6klerde, hem de yerde O’nundur. “O, kendi h\u00fckm\u00fcnde hi\u00e7 kimseyi ortak k\u0131lmaz!.”Kim ki, yerde, yani yery\u00fcz\u00fcndeki \u00fclkelerde O’nun h\u00fck\u00fcmlerini bildiren Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’i gerek y\u00f6netimden, gerek ekonomiden, gerek hukuktan ve gerekse sosyal meselelerden ay\u0131r\u0131p onu devre d\u0131\u015f\u0131na b\u0131rakarak, bu sahalarda kendi istekleri do\u011frultusunda kanun yapar, onunla insanlar\u0131 sevk ve idare ederse, Allah’a h\u00fck\u00fcmde \u015firk ko\u015fmu\u015f olur. “Yani g\u00f6klerin y\u00f6netimi Allah’a aiddir. Biz, O’nun g\u00f6kteki y\u00f6netimine kar\u0131\u015fmay\u0131z, kar\u0131\u015famay\u0131z. Aynen bunun gibi yery\u00fcz\u00fcnde bu \u00fclkenin de hakimiyeti, y\u00f6netimi bize aiddir, biz, Allah’\u0131 y\u00f6netimimize kar\u0131\u015ft\u0131rmay\u0131z. G\u00f6kler O’nun, yer ise bizimdir.” \u0130\u015fte b\u00f6yle inanan, b\u00f6yle s\u00f6yleyen ve b\u00f6yle hareket edenler, Allah’a \u015firk ko\u015fmu\u015f olurlar. \u0130\u015fte apa\u00e7\u0131k \u015firk budur. Yegan Rabbimiz Allah (c.c.) \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cHi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz, Allah, kendisine \u015firk ko\u015fanlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015f\u00adlamaz. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda kalanlar ise, diledi\u011fini ba\u011f\u0131\u015flar. Kim Allah’a \u015firk ko\u015farsa, elbette o, uzak bir sap\u0131kl\u0131kla sapm\u0131\u015ft\u0131r.\u201d(Nisa\/48,116)<\/strong><\/p>\n \u00c2lemlerin Rabbi Allah, hakimiyet konusunda kendi\u00adsine \u015firk ko\u015fanlar\u0131 affetmeyece\u011fini apa\u00e7\u0131k beyan etmekte ve g\u00f6klerde de, yerde de O’nu, yegane Rabb, \u0130l\u00e2h ve Melik kabul eden muvahhid m\u00fc’min kullar\u0131na \u015f\u00f6yle buyurmaktad\u0131r:<\/p>\n \u201c\u00d6yleyse sen, y\u00fcz\u00fcn\u00fc Allah’\u0131 birleyen (bir hanif) ola\u00adrak dine, Allah’\u0131n o f\u0131trat\u0131na \u00e7evir ki, insanlar\u0131 bunun \u00fczerine yaratm\u0131\u015ft\u0131r. Allah’\u0131n yarat\u0131\u015f\u0131 i\u00e7in hi\u00e7 bir de\u011fi\u015fme yoktur. \u0130\u015fte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanlar\u0131n \u00e7o\u011fu bilmezler.<\/strong><\/p>\n G\u00f6n\u00fclden kat\u0131ks\u0131z ba\u011fl\u0131lar olarak, O’na y\u00f6nelin ve O’ndat\u0131 korkup-sak\u0131n\u0131n, dosdo\u011fru namaz\u0131 k\u0131l\u0131n ve m\u00fc\u015friklerden olmay\u0131n.\u201d(Rum\/30-31)<\/strong><\/p>\n “Ve m\u00fc\u015friklerden olmay\u0131n.” Yani yery\u00fcz\u00fcnde m\u00fcstekbirle\u015fmi\u015f ta\u011futlar gibi, Allah’\u0131n hakimiyet hakk\u0131n\u0131 gasbeden, insanlar\u0131n \u00fczerinde egemenli\u011fini kuran Allah d\u00fc\u015fman\u00adlar\u0131 gibi olmay\u0131n. G\u00f6kleri ve yeri, kendileri ile yegane Rabb Allah aras\u0131nda pay edenler, yani Allah g\u00f6klere hakim, biz ise, yery\u00fcz\u00fcne diyen ve Allah’\u0131n kanunlar\u0131n\u0131 kendi \u00fclke\u00adlerinin hi\u00e7 bir \u015feyine kar\u0131\u015ft\u0131rmad\u0131klar\u0131 gibi, teklifte bulu\u00adnanlar, en a\u011f\u0131r ceza veren m\u00fc\u015frikler gibi olmay\u0131n. Hem onlar gibi olmay\u0131n, hem de onlara yard\u0131mc\u0131 veya hizmetk\u00e2r olmay\u0131n!<\/p>\n Muvahhid m\u00fc’minler olarak yegane Rabbiniz Allah’a y\u00f6nelin. Hayat\u0131n\u0131z\u0131n her birimi Allah i\u00e7in olsun, O’nun kanunlar\u0131 do\u011frultusunda hareket edin ve emirleri gere\u011fi ha\u00adyat\u0131n\u0131z\u0131 tanzim edin. G\u00f6n\u00fclden, O’nun hayat nizam\u0131 olan dine, yani \u0130sl\u00e2m’a ba\u011flan\u0131n. Allah, nas\u0131l g\u00f6ndermi\u015f ve Rasulullah (s.a.s.) nas\u0131l tebli\u011f edip hayat\u00ee \u00f6rnek alm\u0131\u015f ise, \u0130s\u00adl\u00e2m’\u0131 o \u015fekilde al\u0131n, idrak edin, kavray\u0131n ve \u015fuurlu bir \u015fekil\u00adde kat\u0131ks\u0131z ya\u015famaya gayret edin. \u0130sl\u00e2m’da, ne eksiklik ve ne de fazlal\u0131k yapmay\u0131n. Vasat olun ve emredilen \u015fekilde davran\u0131n! B\u00f6yle b\u00fct\u00fcn varl\u0131\u011f\u0131yla Allah’a, Allah’\u0131n dini olan \u0130s\u00adl\u00e2m’a g\u00f6n\u00fclden ve kat\u0131ks\u0131z y\u00f6nelenleri Rabbimiz Allah m\u00fcj\u00addelemektedir:<\/p>\n \u201cTa\u011futa kulluk etmekten ka\u00e7\u0131nan ve Allah’a i\u00e7ten y\u00f6\u00adnelenler ise, onlar i\u00e7in bir m\u00fcjde vard\u0131r, \u00f6yleyse kullanma m\u00fcjde ver. Ki, onlar, s\u00f6z\u00fc i\u015fitirler ve en g\u00fczeline uyarlar, i\u015fte onlar, Allah’\u0131n kendilerini hidayete eri\u015ftirdikleridir. Ve on\u00adlar, temiz ak\u0131l sahipleridir.\u201d(Z\u00fcmer\/17-18)<\/strong><\/p>\n Temiz ak\u0131l sahibleri, ak\u0131llar\u0131 ta\u011fut\u00ee de\u011ferler ve bask\u0131\u00adlar taraf\u0131ndan dumura u\u011frat\u0131lmam\u0131\u015f ak\u0131l sahibleri, ta\u011futla\u015fanlardan ve ta\u011fut\u00ee ideolojik d\u00fczenlerden tamamen uzakla\u00ad\u015fanlar, ili\u015fkilerini kesenlerdir. Ta\u011futa kulluk etmek, ta\u011futlara, ideolojilerine, d\u00fczenlerine, felsefe ve kanunlar\u0131na tabi olmak ve itaat etmek demektir![11]<\/sup><\/a> Ta\u011futu reddedip, t\u00fcm ku\u00adrum ve kurulu\u015flar\u0131yla \u0130sl\u00e2m’\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131na dikilen gayri \u0130sl\u00e2m\u00ee d\u00fczenlerden ili\u015fkiyi kesip, yaln\u0131z Allah’a ve O’nun nizam\u0131na y\u00f6nelenler, ancak iyi s\u00f6z ile k\u00f6t\u00fc s\u00f6z\u00fc birbirinden ay\u0131rabil\u00adme firasetine ermi\u015flerdir. \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah, onlar\u0131n bu iman ve salih amellerine m\u00fckafat olarak kendilerine hidayet vermi\u015f ve hidayetlerini artt\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Ta\u011futu reddedmi\u015f ve onunla hi\u00e7bir zaman ve hi\u00e7 bir \u015fekilde uzla\u015fmayan muvahhid m\u00fc’minler i\u00e7in \u015f\u00f6yle buyurur Rabbimiz Allah:<\/p>\n \u201cBiz sana onlar\u0131n haberlerini ger\u00e7ek olarak anlat\u0131yoruz: \u015e\u00fcphesiz onlar Rablerine inanm\u0131\u015f birka\u00e7 gen\u00e7 yi\u011fitti. Biz de onlar\u0131n hidayetlerini art\u0131rm\u0131\u015ft\u0131k. Kalk\u0131p da, “Rabbimiz, g\u00f6klerin ve yerin Rabbidir. O’ndan ba\u015fkas\u0131na asla il\u00e2h demeyiz. Yoksa andolsun ki sa\u00e7ma bir s\u00f6z s\u00f6ylemi\u015f oluruz. \u015eunlar, \u015fu kavmimiz, O’ndan ba\u015fka tanr\u0131lar edindiler. Onlar hakk\u0131nda a\u00e7\u0131k bir delil getirselerdi ya! Art\u0131k kim Allah’a kar\u015f\u0131 yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onlar\u0131n kalplerine kuvvet vermi\u015ftik.\u201d(Kehf\/13-15)<\/p>\n <\/strong><\/p>\n \u201cEy iman edenler, \u00e7ok\u00e7a zikretmek suretiyle Allah’\u0131 zikredin. Ve O’nu, sabah ve ak\u015fam te\u015fbih edin. O’dur ki, sizi karanl\u0131klardan nura \u00e7\u0131karmak i\u00e7in size rahmet etmekte, melekleri de (size dua etmektedir). O, m\u00fc’minleri \u00e7ok esirgeyendir.\u201d (Ahzab\/41-43)<\/strong><\/p>\n \u00a0<\/strong><\/p>\n Ancak ger\u00e7ekten iman edenler, Allah’\u0131 \u00e7ok\u00e7a zikreder, sabah ve ak\u015fam, yani b\u00fct\u00fcn zamanlarda Allah’\u0131 tesbih eder. Allah’\u0131 zikreder, yani o an Rabbimiz Allah, onun nas\u0131l davranmas\u0131n\u0131 istiyorsa \u00d6ylece davran\u0131r. Zikir, muvahhid m\u00fc’min insan\u0131n, yarat\u0131l\u0131\u015f gayesine uygun h\u00e2l i\u00e7inde, yani ta\u011futu reddederek yaln\u0131zca Allah’a y\u00f6nelmek suretiyle iba\u00addet h\u00e2linde bulunmas\u0131d\u0131r. Hem kal (s\u00f6z), hem de h\u00e2l (davran\u0131\u015f ve tav\u0131r) \u0130le zikre devam eden muvahhid m\u00fc’min kul, Allah’\u0131 b\u00fct\u00fcn noksan s\u0131fatlardan tenzih ederek, O’nu her an tesbih etmeye devam eder.<\/p>\n Allah’\u0131 zikretmek ile iman dolu kalbi teskin bulmu\u015f huzura kavu\u015fmu\u015f ve rahatla\u015fm\u0131\u015f muvahhid m\u00fc’minler, iman ve salih amel ile takvaya ermi\u015f, b\u00f6ylece ihsan makam\u0131nda haz\u0131r bulunmu\u015ftur:<\/p>\n Abdullah b. \u00d6mer, babas\u0131 Emiru’l-M\u00fc’minin \u0130mam \u00d6mer b. Hattab (r.anha)’dan rivayet etti\u011fi me\u015fhur Cibril (a.s.) Hadisi’nin bir b\u00f6l\u00fcm\u00fc \u015f\u00f6yledir: O zat (yani Cibril, a.s.): Bana ihsandan haber ver,dedi. Rasulullah(s.a.s.): “Allah’a, O’nu g\u00f6r\u00fcyormu\u015fsun gibi ibadet etmendir. \u00c7\u00fcnk\u00fc her ne kadar sen, O’nu g\u00f6rm\u00fcyorsan da, O, seni mu\u00adhakkak g\u00f6r\u00fcr.” buyurdu.[12]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Ger\u00e7ek iman ve kat\u0131ks\u0131z Tevhid kalbe yerle\u015fince, kalp m\u00fc’min, beyin m\u00fcslimle\u015fip te’siri v\u00fccudun azalar\u0131na sirayet edince muvahhid m\u00fc’min, her an\u0131nda Rabbi Allah’\u0131n huzu\u00adrunda oldu\u011funun fark\u0131na var\u0131r. \u00a0\u00d6nce iman dedik ve s\u00f6z\u00fc s\u00fcrd\u00fcrd\u00fck…<\/p>\n Muaz \u0130bn Cebel (r.a.), \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: Ben, bir seferde Rasulullah’\u0131n bindi\u011fi Ufeyr denilen bir e\u015fek \u00fcst\u00fcnde Rasulullah’\u0131n terkisinde idim. Rasulullah (s.a.s.), bana: “Ya Muaz, Allah’\u0131n kullar\u0131 \u00fczerindeki hakk\u0131 ve kulla\u00adr\u0131n da Allah \u00fczerindeki hakk\u0131 nedir, bilir misin ?” diye sordu. Ben de: Bunu, Allah ile Rasul\u00fc en (iyi) bilendir, dedim. Rasulullah (s.a.s.), “Allah’\u0131n kullar\u0131 \u00fczerindeki sabit olan hakk\u0131, kullar\u0131n, Allah’a itaat ve kulluk etmeleri ve Allah’a hi\u00e7 bir \u015feyi ortak ko\u015fmamalar\u0131d\u0131r. Kullar\u0131n Allah \u00fczerindeki hakki da, kendisine hi\u00e7 bir \u015feyi ortak k\u0131lmayan ki\u015fiye azab etmemesidir (yani bu husustaki lutfudur).” buyurdu. Bunun \u00fczerine ben: Ya Rasulullah, bunu, ben insanlara m\u00fcjdeleyeyim mi? diye sordum. Rasulullah: “Hay\u0131r, bunu, onlara m\u00fcjdeleme! Sonra buna dayan\u0131p g\u00fcvenirler.” buyurdu.[13]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Muvahhid m\u00fc’min kul, Rabbimiz Allah’\u0131n onun \u00fcze\u00adrindeki hakk\u0131n\u0131 yerine getirir ve vazifesinde bir noksanl\u0131k yapmazsa, ger\u00e7ek iman\u0131n tad\u0131na erer. Hayat\u0131n her birimin\u00adde, gerek inan\u00e7ta, yani akidede, gerekse amelde, yani h\u00e2l ve hareketinde, k\u00fc\u00e7\u00fc\u011f\u00fcnden b\u00fcy\u00fc\u011f\u00fcne, a\u00e7\u0131\u011f\u0131ndan gizlisine Rabbimiz Allah (c.c.)’ye \u015firk ko\u015fmazsa, her anda ve her h\u00e2l\u00adde Tevhid \u00fczere olursa, Allah’\u0131 g\u00f6r\u00fcyormu\u015f gibi ibad\u00ee vazi\u00adfelerine hakk\u0131yla yerine getirirse, farz\u0131yla, vacibiyle, S\u00fcnnetiyle, nafilesiyle salih amelde bulunursa, hel\u00e2llere sar\u0131l\u0131r ve haramlara yakla\u015fmay\u0131p tamamiyle ka\u00e7\u0131n\u0131rsa, yarad\u0131l\u0131\u015f gaye\u00adsine uygun davranm\u0131\u015f olur.<\/p>\n Ger\u00e7ek ve tam iman\u0131n tad\u0131na ermenin \u015fartlar\u0131n\u0131, Enes (b. Malik, r.a.)’\u0131n rivayetiyle \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.) \u015f\u00f6yle beyan buyurur: “Kimde \u00fc\u00e7 \u015fey bulunursa, iman\u0131n tatl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 tatm\u0131\u015f olur: Allah ile Rasul\u00fc, kendisine ba\u015fkalar\u0131ndan daha sevgili olmak, Bir kimseyi sevmek, fakat yaln\u0131z Allah i\u00e7in sevmek, (Allah, onu k\u00fcf\u00fcrden kurtard\u0131ktan sonra) yine k\u00fcfre d\u00f6nmekten, ate\u015fe at\u0131lacakm\u0131\u015fcas\u0131na ho\u015flanmamak.[14]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Ba\u015fka bir Hadis-i \u015eerifte, Abbas b. Abdulmutalib (r.a.)’\u0131n rivayetiyle \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.), \u015f\u00f6yle buyurur: “\u0130man\u0131n tad\u0131n\u0131, Rabb olarak Allah’a, din olarak \u0130s\u00adl\u00e2m’a, Peygamber olarak Muhammed’e raz\u0131 olan tatm\u0131\u015ft\u0131r. [15]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n Bu konuda di\u011fer bir hadis-i \u015ferifi de bizlere Ebu Said el-Hudr\u00ee (r.a.) rivayet eder. Yegane \u00f6nder ve \u00d6rne\u011fimiz Ra\u00adsulullah (s.a.s.) \u015f\u00f6yle buyurur: “Ey Ebu Said, her kim, Rabb olarak Allah’a, din ola\u00adrak \u0130sl\u00e2m’a, Peygamber olarak da Muhammed’e raz\u0131 olursa, o kimseye cennet vacibdir. [16]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n Yegane Rabbimiz Allah \u015eahiddir, bu sat\u0131rlar\u0131 oku\u00adyanlar \u015fahid olsun, bilenler ve duyanlar \u015fahid olsun ki, muvahhid m\u00fc’minler olarak biz, yegane Rabb olarak Allah’\u0131, din olarak \u0130sl\u00e2m’\u0131, Peygamber ve \u00f6nder olarak Rasulullah Muhammed (s.a.s.)’i, hayat d\u00fcsturu olarak Kur’\u00e2n-\u0131 Ker\u00eem’i se\u00e7ip be\u011fendik ve raz\u0131 olduk! Allah’dan ba\u015fka hi\u00e7 bir ha\u00adkim ve kanun koyucu kabul etmiyor, \u0130sl\u00e2m’dan ba\u015fka hi\u00e7 bir hayat nizam\u0131 kabul etmiyor, b\u00fct\u00fcn be\u015fer\u00ee ve ta\u011fut\u00ee ideoloji\u00adleri, d\u00fczenleri, felsefeleri red ve ink\u00e2r ediyoruz. Rasulullah (s.a.s.)’den ba\u015fka hi\u00e7 bir \u00f6nder, \u00f6rnek ve m\u00fcr\u015fid kabul etmi\u00adyor, Kur’\u00e2n-\u0131 Ker\u00eem’den ba\u015fka hi\u00e7 b\u00eer d\u00fcstur, yani be\u015fer\u00ee ve ta\u011fut\u00ee yasalar kabul etmiyor, yegane uyulacak ve hayata ha\u00adkim olacak yasan\u0131n Kur’\u00e2n-\u0131 Ker\u00eem oldu\u011funa \u0130man ediyo\u00adruz!<\/p>\n Ehli’s-S\u00fcnne ve’l-Cemaat Akidesine mensub olan muvahhid m\u00fc’minlerin, vazge\u00e7ilmez ve olmazsa olmaz itikad\u0131 budur. Bu akideyi benimseyen muvahhid m\u00fc’minler, b\u00fct\u00fcn ta\u011fut\u00ee ideolojileri ve d\u00fczenleri, kurum ve kurulu\u015flar\u0131yla red\u00addeden \u015fahsiyetlerdir. \u00c7\u00fcnk\u00fc ta\u011fut\u00ee ideolojiler ve d\u00fczenleri\u00adnin ana yap\u0131s\u0131, Allah’a \u015firk ko\u015fmak \u00fczerine kurulmu\u015f, temellendirilmi\u015f ve bu konuda kemikle\u015fmi\u015f durumdad\u0131r. \u015eu ger\u00ad\u00e7e\u011fi hat\u0131rlatmakta da fayda vard\u0131r: Kom\u00fcnizmden kapitaliz\u00adme, sosyalizmden fa\u015fizme, diktat\u00f6rl\u00fckten nasyonalizme, sekulerizmden demokrasiye, liberalizmden laikli\u011fe kadar b\u00fct\u00fcn be\u015fer\u00ee ideolojiler ve d\u00fczenler, ba\u015fta \u0130mam Ebu Cafer Muhammed bin Cerir et-Taber\u00ee (rh.a)’in ve di\u011fer \u0130sl\u00e2m ule\u00adm\u00e2s\u0131n\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcne g\u00f6re ta\u011fut h\u00fckm\u00fcndedir!<\/p>\n Allah (c.c.) taraf\u0131ndan kabul g\u00f6ren iman, ta\u011futu red etmekle ve kat\u0131ks\u0131z inanmakla ger\u00e7ekle\u015fir. Bu konuda Rabbimiz Allah \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cAndolsun, biz, her \u00fcmmete: “Allah’a kulluk edin ve ta\u011futtan ka\u00e7\u0131n\u0131n” (diye tebli\u011f etmesi i\u00e7in) bir peygamber g\u00f6nderdik. B\u00f6ylelikle onlardan kimine, Allah hidayet verdi, onlardan kiminin \u00fczerine de sap\u0131kl\u0131k hak oldu. Art\u0131k, yery\u00fcz\u00fcnde dola\u015f\u0131n da yalanlayanlar\u0131n u\u011frad\u0131klar\u0131 sonucu g\u00f6r\u00fcn.\u201d(Nahl\/36)<\/strong><\/p>\n Ve yine buyurur yegane Rabbimiz Allah (c.c.)<\/p>\n \u201cDinde zorlama (ve bask\u0131) yoktur. Ger\u00e7ek \u015fu ki, do\u011f\u00adruluk (r\u00fc\u015fd), sap\u0131kl\u0131ktan apa\u00e7\u0131k ayr\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Art\u0131k kim ta\u011futu tan\u0131may\u0131p Allah’a inan\u0131rsa, o, sapasa\u011flam bir kulpa yap\u0131\u015f\u00adm\u0131\u015ft\u0131r, bunun kopmas\u0131 yoktur. Allah, i\u015fitendir, bilendir.\u201d(Bakara\/256)<\/strong><\/p>\n Bu, b\u00f6yledir! Kat\u0131ks\u0131z iman, sapasa\u011flam kulptur, yani urvetu’l-vuska, kopmas\u0131 imk\u00e2ns\u0131z olan sapasa\u011flam kulpa yap\u0131\u015fman\u0131n \u015fart\u0131 da, ta\u011futu her \u015feyiyle reddetmek ta\u00adn\u0131mamak, kalbini ve beynini ta\u011fut\u00ee b\u00fct\u00fcn de\u011ferlerden terte\u00admiz k\u0131lmak, ondan sonra Allah ve Rasul\u00fc (s.a.s.)\u2019in emretti\u00ad\u011fi, \u00d6\u011fretti\u011fi \u015fekilde inanmak, bu iman\u0131 kalbe ve beyne yer\u00adle\u015ftirmek, v\u00fccudun azalar\u0131na sirayet ettirmek, yani iman\u0131n gere\u011fi olan salih ameli i\u015flemektir. Kabul g\u00f6ren kat\u0131ks\u0131z iman\u0131n gere\u011fi budur!<\/p>\n Olgun ve kat\u0131ks\u0131z iman\u0131n gereklerinden birisini \u00d6nde\u00adrimiz Rasulullah (s.a.s.), Enes b. Malik (r.a.)’\u0131n rivayetiyle \u015f\u00f6yle beyan eder: \u201cHi\u00e7 biriniz, ben ona, babas\u0131ndan da, evlad\u0131ndan da, b\u00fct\u00fcn insanlardan da sevgili olmad\u0131k\u00e7a (kemaliyle) iman etmi\u015f olamaz.\u201d [17]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n \u00d6nderimiz Rasulullah (s.a.s.)’\u0131 sevmek, Allah’\u0131 sev\u00admenin vazge\u00e7ilmez gere\u011fi ve Rabbimiz Allah’\u0131n emridir. Muvahhid m\u00fc’minlerin Allah’a kar\u015f\u0131 olan sevgileri \u00e7ok kuv\u00advetlidir. Bu ger\u00e7e\u011fi, Rabbimiz Allah (cc) \u015f\u00f6yle beyan bu\u00adyurur:<\/p>\n \u201c\u0130nsanlar i\u00e7inde, Allah’dan ba\u015fkas\u0131n\u0131 e\u015f ve ortak tu\u00adtanlar vard\u0131r ki, onlar (bu e\u015f ve ortaklar\u0131), Allah’\u0131 sever gibi severler. \u0130man edenlerin Allah’a olan sevgisi ise, daha g\u00fc\u00e7\u00adl\u00fcd\u00fcr.\u201d(Bakara\/165)<\/strong><\/p>\n Kendisine kar\u015f\u0131 sevgileri \u00e7ok g\u00fc\u00e7l\u00fc olan muvahhid m\u00fc’min kullar\u0131na \u015fu emri veriyor:<\/p>\n \u201cDe ki: “E\u011fer siz Allah’\u0131 seviyorsan\u0131z bana uyun, Al\u00adlah da sizi sevsin ve g\u00fcnahlar\u0131n\u0131z\u0131 ba\u011f\u0131\u015flas\u0131n. Allah, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r ve esirgeyendir. De ki: “Allah’a ve Rasul\u00fc’ne itaat edin.” E\u011fer y\u00fcz \u00e7e\u00advirirlerse, \u015f\u00fcbhesiz Allah, k\u00e2firleri sevmez.\u201d(Al-i \u0130mran\/31-32)<\/strong><\/p>\n Bu il\u00e2h\u00ee emirler olan ayet-i kerimelerden apa\u00e7\u0131k anla\u00ad\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi, Allah’a iman, Rasulullah (s.a.s.)’e iman etmekle, Allah’\u0131 sevmek, Rasulullah (s.a.s.)’i sevmekle, Allah’a itaat, Rasulullah (s.a.s.)’e itaat etmekle ger\u00e7ekle\u015fir!<\/p>\n Olgunlu\u011fuyla, b\u00fct\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcyle kat\u0131ks\u0131z ve kabul g\u00f6rm\u00fc\u015f iman, Allah’a ve Rasul\u00fc Muhammed (s.a.s.)’e gere\u011fi \u00fczere imand\u0131r. Muvahhid m\u00fc’min, Allah’a ve Rasulullah (s.a.s.)’e s\u0131hhatli bir \u015fekilde iman edendir.<\/p>\n Rasulullah Muhammed (s.a.s.)’e iman etmeden, sade\u00adce Allah’a iman etmek, iman de\u011fildir. Rabbimiz Allah, \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cM\u00fc’min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Al\u00adlah’a ve Rasul\u00fc’ne iman ettiler, sonra hi\u00e7 bir ku\u015fkuya kap\u0131lmadan Allah yolunda mallar\u0131yla ve canlar\u0131yla cih\u00e2d ettiler. \u0130\u015fte onlar, sad\u0131k (do\u011fru) olanlar\u0131n t\u00e2 kendileridir.\u201d(Hucurat 15)<\/strong><\/p>\n Bu konuda, \u0130sl\u00e2m Milleti’nin ve Rasulullah (s.a.s.)’in \u00fcmmetinin imamlar\u0131ndan imam \u015eafi\u00ee (Rh.a.), \u015fu hakikati be\u00adyan eder: \u201cAllah, dini, farz\u0131 ve kitab\u0131 bak\u0131m\u0131ndan peygamberine \u00f6yle bir mevki vermi\u015ftir ki, O’nu dini i\u00e7in bayrak yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015f, O’na itaati farz k\u0131lm\u0131\u015f ve O’na kar\u015f\u0131 gelmeyi ya\u00adsaklam\u0131\u015ft\u0131r. Peygamberi’ne iman\u0131, kendisine iman ile birle\u015f\u00adtirerek O’nun \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc belirtmi\u015ftir.\u201d[18]<\/sup><\/a><\/p>\n Muvahhid m\u00fc’min olman\u0131n vazge\u00e7ilmez \u015fart\u0131, Allah ve Rasul\u00fc’ne iman oldu\u011funa dair, Rabbimiz Allah (c.c.)’nin buyruklar\u0131n\u0131, temel yasam\u0131z ve hayat d\u00fcsturumuz Kur’\u00e2n-\u0131 Ker\u00eem’den takib edelim:<\/p>\n \u201cEy iman edenler, Allah’a, Rasul\u00fc’ne, Rasul\u00fc’ne indir\u00addi\u011fi Kitab’a ve bundan \u00f6nce indirdi\u011fi kitaba iman edin. Kim, Allah’\u0131, meleklerini, kitablar\u0131n\u0131, peygamberlerini ve ahiret g\u00fcn\u00fcn\u00fc ink\u00e2r ederse, ku\u015fkusuz uzak bir sap\u0131kl\u0131kla sapm\u0131\u015ft\u0131r.\u201d(Nisa\/136) <\/strong><\/p>\n \u201c\u015eu h\u00e2lde Allah’a, O’nun Rasul\u00fc’ne ve indirdi\u011fimiz nur (Kur’\u00e2n)’a iman edin. Allah, yapmakta olduklar\u0131n\u0131zdan haberi oland\u0131r.\u201d(Tegabun\/8) <\/strong><\/p>\n \u201cDe ki: Ey insanlar, ben Allah’\u0131n sizin hepinize g\u00f6n\u00adderdi\u011fi bir el\u00e7iyim. Ki, g\u00f6klerin ve yerin m\u00fcl\u00adk\u00fc yaln\u0131z O’nundur. O’ndan ba\u015fka il\u00e2h yoktur. O, diriltir ve \u00f6ld\u00fcr\u00fcr. \u00d6yleyse, Allah’a ve \u00fcmm\u00ee peygamberine iman edin. O da, Allah ve O’nun s\u00f6zlerine inanmaktad\u0131r. O’na iman edin ki, hidayete ermi\u015f olursunuz.\u201d(Araf\/158)<\/strong><\/p>\n \u201c\u015e\u00fcphesiz, Biz, seni bir \u015fahid, bir m\u00fcjde verici ve bir uyar\u0131c\u0131-korkutucu olarak g\u00f6nderdik. Ki, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne iman etmeniz, O’nu savunup desteklemeniz, O’nu en i\u00e7ten bir sayg\u0131yla y\u00fcceltmeniz ve sa\u00adbah, ak\u015fam O’nu (Allah’\u0131) tesbih etmeniz i\u00e7in.\u201d(Fetih\/8-9)<\/strong><\/p>\n \u201cKim, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne iman etmezse, (bilsin ki) ger\u00e7ekten Biz, k\u00e2firler i\u00e7in \u00e7\u0131lg\u0131nca yanan bir ate\u015f haz\u0131rlanm\u0131\u015f\u0131zd\u0131r.\u201d(Fetih\/13)<\/strong><\/p>\n \u201cM\u00fc’minler o kimselerdir ki, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne iman ederler, O’nunla birlikte toplu (mu ilgilendiren) bir i\u015f \u00fczerinde iken, O’ndan izin al\u0131ncaya kadar b\u0131rak\u0131p gitmeyen\u00adlerdir. Ger\u00e7ekten senden izin alanlar, i\u015fte onlar, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne iman edenlerdir. B\u00f6ylelikle, senden, kendi baz\u0131 i\u015fleri i\u00e7in izin istedikleri zaman, onlardan dilediklerine izin ver ve onlar i\u00e7in Allah’dan ba\u011f\u0131\u015flanma dile. \u015e\u00fcphesiz Allah, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, esirgeyendir.\u201d(Nur\/62)<\/strong><\/p>\n Bu ayet-i kerime bizlere, \u00e7ok cidd\u00ee bir \u00f6l\u00e7\u00fc vermekte\u00addir. Ger\u00e7ek iman edenler ve iman etmeyip de, iman etmi\u015f gibi g\u00f6r\u00fcnenlerin aras\u0131ndaki fark\u0131 ortaya koymaktad\u0131r.Ayet-i kerimenin “Esb\u00e2b-\u0131 N\u00fcz\u00fbl\u00fc”ne bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda bu \u00f6l\u00e7\u00fcy\u00fc daha g\u00fczel bir \u015fekilde kavrayabiliriz. Olay \u015f\u00f6yle ger\u00e7ekle\u015fmi\u015ftir:<\/p>\n Urve, Muhammed b. Ka’b el-Kuraz\u00ee ve ba\u015fkalar\u0131ndan rivayet etmi\u015ftir.<\/em><\/p>\n Onlar, derler ki:<\/em><\/p>\n Kurey\u015f, Ahz\u00e2b y\u0131l\u0131 Medine’ye h\u00fccum etmek \u00fczere yola \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda, Medine yak\u0131nlar\u0131ndaki Ruma denilen kuyu yan\u0131nda konaklam\u0131\u015ft\u0131. Ba\u015flar\u0131nda Ebu S\u00fcfyan bulunuyordu. Gataf\u00e2n kabilesi ise, gelip Uhud da\u011f\u0131n\u0131n yan\u0131ndaki Nakma denilen yere yerle\u015ftiler.<\/em><\/p>\n Durumu haber alan Hz. Peygamber (s.a.s.), derhal Medine’nin etraf\u0131na hendekler kazd\u0131rd\u0131. Hendeklerin kaz\u0131l\u00admas\u0131nda, m\u00fcsl\u00fcmanlarla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.) de bizzat \u00e7al\u0131\u015ft\u0131. M\u00fcnaf\u0131klar ise, i\u015fi a\u011f\u0131rdan al\u0131p \u00e7ok az bir i\u015f g\u00f6r\u00fcyorlar, f\u0131rsat bulur bulmaz, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in haberi olmadan derhal oradan s\u0131v\u0131\u015f\u0131p evlerine ka\u00e7maya bak\u0131yorlard\u0131.<\/em><\/p>\n M\u00fcsl\u00fcmanlardan biri ise, derhal yerine getirilmesi ge\u00adreken zarur\u00ee bir ihtiyac\u0131 oldu\u011fu zaman durumu derhal, Hz. Peygamber (s.a.s.)’e bildirip O’ndan izin istiyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.)’de, ona izin veriyordu. O da, ihtiyac\u0131n\u0131 gide\u00adrir, gidermez, tekrar yerine geri d\u00f6n\u00fcyordu.<\/em>[19]<\/sup><\/a><\/p>\n Bu olaydan da a\u00e7\u0131k\u00e7a anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi, ger\u00e7ekten iman edenler, iman\u0131n gere\u011fi olan itaati, yani salih ameli, yani do\u011f\u00adru eylemi, yerine getiriyorlard\u0131. Allah’a ve Rasul\u00fc (s.a.s.)’e iman konusunda zikredilen ayet-i kerimelerden dolay\u0131 \u00fcmmetin imamlar\u0131ndan imam \u015ea\u00adfi\u00ee (rh.a.) \u015f\u00f6yle diyor:<\/p>\n “Bu ayetlerde Allah, iman\u0131n tam olarak v\u00fccud bulma\u00ads\u0131n\u0131, \u00f6nce Allah’a sonra da Peygamberi’ne imana ba\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6teki i\u015fler ise, buna tabidir. Bir kul, Allah’a iman etse ve Peygamberi’ne inanmaz\u00adsa, onun i\u00e7in iman\u0131n kemali, O’nunla birlikte Peygamberi’ne inanmad\u0131k\u00e7a, asla s\u00f6z konusu olmaz. Allah’\u0131n el\u00e7isi de, iman a\u00e7\u0131s\u0131ndan denedi\u011fi herkes hakk\u0131nda i\u015fte bu esas\u0131 koymu\u015ftur. [20]<\/a><\/sup><\/p>\n Tevhid \u00fczere olan kat\u0131ks\u0131z \u0130man, itaati gerektirir. \u0130man, itaattan, itaat imandan ayr\u0131lmaz. Kendisine itaat edilmeyen iman, bo\u015f bir iddiadan ibaret kald\u0131\u011f\u0131 gibi, imans\u0131z itaat da, s\u00f6z konusu olamaz. Bu tesbit, amel, imandan bir c\u00fczd\u00fcr m\u00e2n\u00e2s\u0131na gelmez. Yaln\u0131zca iman-itaat ili\u015fkisi vur\u00adgulan\u0131lmak istenmi\u015ftir. \u0130man, kalbe yerle\u015ftikten ve kalb, \u015firkten, k\u00fcf\u00fcrden ve nifaktan tamam\u0131yla temizlenip yaln\u0131z ve yaln\u0131z kat\u0131ks\u0131z imana mek\u00e2n olduktan sonra, v\u00fccudun azala\u00adr\u0131n\u0131 iman\u0131n gere\u011fi do\u011frultusunda y\u00f6nlendirir. B\u00f6ylelikle v\u00fccudun organlar\u0131, imanla dolu kalbin emrinde harekete ge\u00ad\u00e7erler. Bu v\u00fccudun sahibi olan muvahhid m\u00fc’min \u015fahsiyet, gerek s\u00f6zleriyle, gerekse hareketleriyle iman sahibi oldu\u011fu\u00adnu ortaya koyar. \u00c7\u00fcnk\u00fc gerek dili, gerekse h\u00e2li, kalbini ihata eden iman\u0131n emrine girmi\u015f ve iman\u0131n gere\u011fini yapt\u0131kla\u00adr\u0131 i\u00e7in iman, onlara sirayet etmi\u015ftir.<\/p>\n Yeri gelmi\u015f iken, konuyu bir \u00f6rnek ile a\u00e7\u0131klayal\u0131m. Rabbimiz Allah (c.c.) \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cKim, imandan sonra Allah’a (kar\u015f\u0131) k\u00fcfre sap\u0131p da -kalbi imanla tatmin bulmu\u015f oldu\u011fu h\u00e2lde bask\u0131 alt\u0131nda zorlanan hari\u00e7 k\u00fcfre g\u00f6\u011f\u00fcs a\u00e7arsa, iste onlar\u0131n \u00fcst\u00fcnde Allah’dan bir gazab vard\u0131r ve b\u00fcy\u00fck azab onlar\u0131nd\u0131r.\u201d(Nahl 106)<\/strong><\/p>\n “\u00eekrah-\u0131 Mulci'”yi beyan buyuran bu ayet-i kerimenin esb\u00e2b-\u0131 n\u00fczul\u00fc \u015fu olayd\u0131r:<\/p>\n \u00eebn Abbas (r.a.)’m rivayetine g\u00f6re bu ayet, Ammar b. Yasir hakk\u0131nda inmi\u015ftir. M\u00fc\u015frikler, O’nu, babas\u0131 Yasir’i, an\u00adnesi S\u00fcmeyye’yi, Suheyb’i, Bilal’\u0131, Habbab’\u0131 ve Salim’i ya\u00adkalay\u0131p kendilerine i\u015fkence yapm\u0131\u015flard\u0131.<\/p>\n S\u00fcmeyye’ye gelince, O, iki deveye ba\u011flan\u0131p \u00f6n\u00fcnden mizrakland\u0131. O’na, m\u00fc\u015frikler taraf\u0131ndan: Sen, erkekler i\u00e7in m\u00fcsl\u00fcman oldun, diye iftira olundu ve nihayet \u00d6ld\u00fcr\u00fcld\u00fc. Kocas\u0131 Yasir de \u00f6ld\u00fcr\u00fcld\u00fc. Onlar, \u0130sl\u00e2m u\u011frunda \u00f6l\u00add\u00fcr\u00fclen ilk \u015fehidlerdir. Ammar’a gelince, O, m\u00fc\u015friklerin istediklerini zorba\u00adl\u0131kla, sadece diliyle onlara s\u00f6yledi. Bu y\u00fczden Rasulullah (s.a.s.)’e Ammar\u2019in ink\u00e2r etti\u011fi haberi verildi. O ise: “Hay\u0131r, muhakkak ki, Ammar, tepeden t\u0131rna\u011fa kadar iman doludur. \u0130man, O’nun etine, kan\u0131na kar\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.” buyurdu. Nihayet Ammar, a\u011flar bir vaziyette Rasulullah (s.a.s.)’e geldi. Rasulullah (s.a.s.), O’nun g\u00f6zya\u015flar\u0131n\u0131 siliyor ve \u015f\u00f6yle buyuruyordu: “E\u011fer onlar, sana yine i\u015fkence yaparlarsa, demi\u015f ol\u00addu\u011fun bu s\u00f6z\u00fc, tekrar de.” Derken Allah Te\u00e2l\u00e2, bu ayeti indirdi. [21]<\/a><\/sup><\/p>\n Kalbi ihata eden kat\u0131ks\u0131z iman\u0131n v\u00fc\u00adcudun organlar\u0131na sirayet etmesi b\u00f6yledir. Ammar b. Yasir (r.anhuma)’n\u0131n iman gibi bir iman.<\/p>\n \u0130\u015fte bu \u0130mam sahibi muvahhid m\u00fc’minler, iman\u0131n ge\u00adre\u011fi olan salih ameli i\u015fler ve onu bir davran\u0131\u015f bi\u00e7imi olarak ortaya koyarlar. Ammar b. Yasir (Allah, O’ndan, annesinden ve babas\u0131ndan raz\u0131 olsun) gibi iman, tepeden t\u0131rna\u011fa b\u00fct\u00fcn v\u00fccudu ihata eder, kana ve ete kar\u0131\u015facak olursa, o zaman k\u00e2mil m\u00e2n\u00e2da muvahhid m\u00fc’min \u015fahsiyet ortaya \u00e7\u0131kar.<\/p>\n Muvahhid aileyi olu\u015ftururken, bu ailenin m\u00fc’min ferdi, bu akideyi korumal\u0131, b\u00f6ylece inanmal\u0131 ve salih amel olarak ya\u015famal\u0131d\u0131r. Bu arada amelden dolay\u0131 ortaya \u00e7\u0131kan noksanl\u0131klar\u0131 da, birbirlerine iyili\u011fi emrederek, k\u00f6t\u00fcl\u00fcklerden sak\u0131nd\u0131rarak gidermeye \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131d\u0131rlar.<\/p>\n \u0130man, itaat ister, iman\u0131n gere\u011fi itaattir dedik. Bu ita\u00adat, yeg\u00e2ne Rabbimiz Allah’ad\u0131r. Bu itaat, Allah’dan sonra \u00d6nderimiz Rasulullah (s.a.s.)edir. Yani Kur’\u00e2n’a ve S\u00fcnnet’edir.<\/p>\n Rabbimiz Allah’a ve \u00f6nderimiz Rasu\u00adlullah (s.a.s.)’e kat\u0131ks\u0131z iman\u0131n gere\u011fi olan tam itaatin olmas\u0131 konusunda Rabbimiz Allah’\u0131n Kitab\u0131 ve muvahhid m\u00fcmin\u00adlerin temel yasas\u0131, hayat d\u00fcsturumuz Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’e m\u00fc\u00adracaat etti\u011fimizde, bir \u00e7ok ayet-i kerimede Rabbimiz Allah, bu itaati bizlere emrediyor.<\/p>\n Bu Ayeti Kerime\u2019lerden baz\u0131lar\u0131n\u0131 birlikte okuyal\u0131m;<\/p>\n \u201cAllah’a ve Rasul\u00fc’ne itaat edin ki, merhamet olunas\u0131n\u0131z.\u201d(Ali \u0130mran\/132)<\/strong><\/p>\n \u201cEy iman edenler, Allah’a ve Rasul\u00fcne itaat edin. Siz de, i\u015fitiyorken, O’ndan y\u00fcz \u00e7evirmeyin. Ve, Biz i\u015fittik, dedikleri h\u00e2lde, ger\u00e7ekte i\u015fitmeyenler gibi olmay\u0131n.\u201d(Enfal\/21-22) <\/strong><\/p>\n \u201cAllah’a itaat edin, Rasul\u00fcne de itaat edin ve sak\u0131n\u0131n. E\u011fer y\u00fcz \u00e7evirirseniz, bilin ki, el\u00e7imize d\u00fc\u015fen, ancak apa\u00e7\u0131k bir tebli\u011fdir.\u201d(Maide 92)<\/strong><\/p>\n \u201cAllah’a ve Rasul\u00fcne itaat edin ve \u00e7eki\u015fip birbirinize d\u00fc\u015fmeyin, \u00e7\u00f6z\u00fcl\u00fcp y\u0131lg\u0131nla\u015firs\u0131n\u0131z, g\u00fcc\u00fcn\u00fcz gider. Sabredin, \u015f\u00fcbhesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.\u201d(Enfal 46) <\/strong><\/p>\n \u201cEy iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasul’e itaat edin ve kendi amellerinizi ge\u00e7ersiz k\u0131lmay\u0131n.\u201d(Muhammed 33) <\/strong><\/p>\n \u201cEy iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasul’e itaat edin ve sizden olan emir sahiblerine de (itaat edin). E\u011fer bir \u015fey\u00adde anla\u015fmazl\u0131\u011fa d\u00fc\u015ferseniz, art\u0131k onu, Allah’a ve Rasul\u00fcne d\u00f6nd\u00fcr\u00fcn. \u015eayet Allah’a ve ahiret g\u00fcn\u00fcne iman ediyorsan\u0131z. Bu, hay\u0131rl\u0131 ve sonu\u00e7 bak\u0131m\u0131ndan daha g\u00fczeldir.\u201d(Nisa 59)<\/strong><\/p>\n Bu ayet-i kerime’nin esb\u00e2b-\u0131 n\u00fcz\u00fbl\u00fc \u00fczerinde durul\u00admas\u0131nda fayda g\u00f6r\u00fcyoruz. \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah’a ve Rasulullah (s.a.s.)’e iman ederek itaat eden muvahhid m\u00fc’minler, ancak kendileri gibi iman ve itaat sahibi olan emir sahihlerinin Al\u00adlah’\u0131n dinine uygun, yani Kur’\u00e2n ve S\u00fcnnet’e uygun emirle\u00adrine itaat ederler. Allah’a ve Rasulullah’a isyan konusunda hi\u00e7 bir emir sahibinin emri dinlenilmez ve itaat edilmez!<\/p>\n Abdullah \u0130bn Abbas (r.anhuma):<\/em><\/p>\n \u201cEy iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasul’e itaat edin ve sizden olan emir sahiblerine de\u201d<\/em><\/strong> [22]<\/strong><\/sup><\/a> ayeti, o zaman peygamber’in kendisini bir seriyyede (asker\u00ee birlikte) kumandan yaparak, g\u00f6nderdi\u011fi Abdullah \u0130bn Huzafe \u00eebn Kays \u0130bn Adiyy hakk\u0131nda indi, demi\u015ftir. [23]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n Ali b. Ebi Talib (r.a.) \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: Rasulullah (s.a.s.), bir seriyye g\u00f6nderdi de, ba\u015flar\u0131na Ensar’dan bir adam\u0131 kumandan t\u00e2yin etti ve askerlere, kumandanlar\u0131na itaat emretti. Yolda Kumandan maiyyetine \u00f6f\u00adkelendi de: Peygamber (s.a.s.), bana itaat etmenizi emretmi\u015f de\u011fil mi? dedi. Askerler: Evet, emretti! Dediler. Kumandan: Kat’\u00ee olarak size emrettim ki, muhakkak odun top\u00adlayacaks\u0131n\u0131z ve bir ate\u015f yakacaks\u0131n\u0131z, sonra da ate\u015fin i\u00e7ine gireceksiniz, dedi. Sahab\u00eeler, odun toplad\u0131lar, bir ate\u015f yakt\u0131lar. (Baz\u0131s\u0131) ate\u015fin i\u00e7ine girmeyi kasdettikleri zaman, bir k\u0131sm\u0131, di\u011fer bir k\u0131sm\u0131na bakmaya ve: Bizler, Peygamber’e ancak ate\u015ften ka\u00e7mak i\u00e7in tabi olmu\u015fuzdur. B\u00f6yle iken \u015fimdi biz, bu ate\u015fe girer miyiz? Dedi. Onlar, b\u00f6yle konu\u015fma yapt\u0131klar\u0131 s\u0131rada ate\u015fin alevi s\u00f6nd\u00fc ve kumandan\u0131n da \u00f6fkesi sakinle\u015fti. Sonra bu vak\u0131a Peygamber (s.a.s.)’e zikrolununca, Peygamber (s.a.s.):<\/em><\/p>\n \u201cE\u011fer m\u00fccahidler bu ate\u015fe girselerdi, ebediyyen on\u00addan d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131kamazlard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc amire itaat, ancak m\u00e2kul ve me\u015fru olan emirler hakk\u0131ndad\u0131r.\u201d buyurdu.[24]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Yetkili emir sahibleri, \u0130sl\u00e2m’a tabi olduklar\u0131 m\u00fcddet\u00ad\u00e7e, Allah’a ve Rasulullah (s.a.s.)’e itaat ettikleri m\u00fcddet\u00e7e ve yapt\u0131rmak istedikleri i\u015fler de, \u0130sl\u00e2m’a uygun oldu\u011fu, yani ma’kul ve me\u015fru oldu\u011fu m\u00fcddet\u00e7e emirlerine \u0130taat edilir. Aksi olursa reddolunur.<\/p>\n Ali b. Ebi Talib (r.a.)’dan Rasulullah (s.a.s.), \u015f\u00f6yle buyurdu:<\/em><\/p>\n “(Allah’a) isyan hususunda kula itaat yoktur. \u0130taat, ancak ma’rufta (ma’kul ve me\u015fru olan emirler hakk\u0131n\u00addad\u0131r.[25]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n \u00dcmmet bir birlik i\u00e7inde \u0130sl\u00e2m bayra\u011f\u0131n\u0131n g\u00f6lgesinde, \u0130sl\u00e2m Devletinin ba\u015f\u0131nda m\u00fc’minlerin halifesi oldu\u011fu, yani y\u00f6netim \u0130sl\u00e2m\u00ee, y\u00f6netenler \u0130sl\u00e2m’la y\u00f6nettikleri bir d\u00f6nem\u00adde nas\u0131l davran\u0131lmas\u0131 gerekti\u011fini bize \u00d6nderimiz Rasulullah (s.a.s.) \u00f6\u011fretmi\u015ftir!<\/p>\n Abdullah b. \u00d6mer (r.anhuma)’n\u0131n rivayetiyle Rasulul\u00adlah (s.a.s.) \u015f\u00f6yle buyurur: \u201cDevlet amirlerinin, sevdi\u011fi yahud sevmedi\u011fi husus\u00adlardaki emirlerini dinlemek ve ma’siyyetle emrolunmad\u0131k\u00e7a itaat ve icabet etmek, m\u00fcslim ki\u015fi \u00fczerine vacib bir hakt\u0131r. Ma’siyyetle emrolundu\u011fu zaman da, dinlemek ve boyun e\u011f\u00admek yoktur. [26]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n H\u00e2kimiyetin kay\u0131ts\u0131z ve \u015farts\u0131z Allah’a aid oldu\u011fu, \u0130sl\u00e2m’\u0131n h\u00e2kim, m\u00fc’min m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n iktidar oldu\u011fu, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n be\u015f emniyetinin, yani din, can, mal, ak\u0131l ve nesil emniyetinin sa\u011fland\u0131\u011f\u0131 “Daru’l-\u0130sl\u00e2m”da durum bu iken, ya i\u015fgal alt\u0131ndaki \u0130sl\u00e2m topraklar\u0131nda hakimiyet ta\u011futlar\u0131n, ikti\u00addar m\u00fcrtedlerin, gayr-\u0131 m\u00fcslimler egemen, m\u00fcsl\u00fcmanlar mahk\u00fbm oldu\u011funda durum, ona g\u00f6re de\u011ferlendirilmelidir.<\/p>\n Yine \u00d6nder Rasulullah (s.a.s.)’e itaat konusunda Rabbimiz Allah (c.c.) \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cHay\u0131r, \u00f6yle de\u011fil, Rabbine andolsun, aralar\u0131nda \u00e7e\u00adli\u015ftikleri \u015feylerde seni hakem k\u0131l\u0131p sonra senin verdi\u011fin h\u00fckme, i\u00e7lerinde hi\u00e7 bir s\u0131k\u0131nt\u0131 bulunmaks\u0131z\u0131n, tam bir tes\u00adlimiyetle teslim olmad\u0131k\u00e7a, iman etmi\u015f olmazlar.\u201d(Nisa 65)<\/p>\n Dikkat edersek burada M\u00fcminlerin Resulullah (sas) ile olan ili\u015fkisi iman varl\u0131\u011f\u0131n\u0131n sebebidir. Resul\u00fcn s\u00fcnnetini sadece amel olarak anlayan ki\u015fi eksik ve yanl\u0131\u015f anlam\u0131\u015ft\u0131r. Tevhid ehli m\u00fc’minler, Allah’\u0131n emri \u00fczere \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.)’a tam teslim olmu\u015f ve O’nun verdi\u011fi h\u00fckme raz\u0131 olmu\u015fken, m\u00fcsl\u00fcman g\u00f6r\u00fcm\u00fcnde onlar\u0131n duru\u00admu ise \u015f\u00f6yledir:<\/p>\n \u201cOnlara: ‘Allah’\u0131n indirdi\u011fine ve Rasul’e gelin denil\u00addi\u011finde, o m\u00fcnaf\u0131klar\u0131n senden alabildi\u011fince uzakla\u015ft\u0131klar\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcrs\u00fcn.\u201d(Nisa 61) <\/strong><\/p>\n Allah’a ve Rasulullah (s.a.s.)’e kat\u0131ks\u0131z iman edip, imanlar\u0131ndan do\u0130ay\u0131 hi\u00e7 bir \u015f\u00fcpheye d\u00fc\u015fmeyen ve imanlar\u0131n gere\u011fi olan itaati g\u00f6sterenler; yani salih amelde bulunanlar\u0131 \u015f\u00f6yle beyan buyuruyor Rabbimiz Allah:<\/p>\n \u201cKim, Allah’a ve Rasul’e itaat ederse, i\u015fte onlar, Al\u00adlah’\u0131n kendilerine nimet verdi\u011fi Peygamberler, s\u0131dd\u00eekler, \u015fehidler ve salihlerle beraberdir. Ne iyi arkada\u015ft\u0131r onlar.(Nisa 69) <\/strong><\/p>\n \u201cKim, Rasul’e itaat ederse, ger\u00e7ekte Allah’a itaat et\u00admi\u015ftir. Kim de, y\u00fcz \u00e7evirirse, Biz, seni onlar\u0131n \u00fczerine koru\u00adyucu g\u00f6ndermedik.(Nisa 80)<\/strong><\/p>\n “Dinde zorlama yoktur.” Yani hi\u00e7 bir gayr-i m\u00fcslim; zor kullanarak \u0130sl\u00e2m Dini’ne sokulamaz. Ona, \u0130sl\u00e2m zor ile kabul ettirilemez. En ince noktalar\u0131na kadar veyahud onun ihtiyac\u0131 olan\u0131, ‘kafas\u0131na tak\u0131l\u0131p sordu\u011fu \u015feyleri, Kur’\u00e2n’dan, S\u00fcnnet’den, icm\u00e2dan ve k\u0131yastan nakl\u00ee, akl\u00ee ve mant\u0131k\u00ee de\u00adliller getirilerek izah edilir. Kabul etmek ve etmemekte serbesttir. Kabul ederse m\u00fc’min m\u00fcsi\u00fcmanlarla karde\u015f olup ayn\u0131 haklara sahib olur. Kabul etmezse, e\u011fer \u0130sl\u00e2m Devleti h\u00e2kim ise, “Daru’l-\u00eesl\u00e2m'”da zimm\u00ee olarak ya\u015fayabilir. E\u011fer gayr-\u0131 \u0130sl\u00e2m\u00ee bir ortamda ise, mesel\u00e2 Kom\u00fcnizm, Kapi\u00adtalizm, Fa\u015fizmin, Laiklik ve Demokrasinin h\u00e2kim oldu\u011fu bir \u00fclkede ise, kendisine \u0130sl\u00e2m tebli\u011f edilir ve vicdan\u0131 ile ba\u015fba\u015fa b\u0131rak\u0131l\u0131r. Zaman zaman kendisine \u0130sl\u00e2m hat\u0131rlat\u0131l\u0131r, yeni yeni olaylar vesile k\u0131l\u0131narak \u0130sl\u00e2m\u00ee \u00e7\u00f6z\u00fcmler anlat\u0131l\u0131r ve hidayeti i\u00e7in dua edilir.<\/p>\n Bu, gayr-\u0131 m\u00fcslimler i\u00e7in b\u00f6yledir… Gayr-\u0131 m\u00fcslim denilince, akl\u0131m\u0131za yaln\u0131z Yahud\u00ee ve Hristiyanlar gelmemeli. Yahud\u00ee ve Hristiyanlar, Ehl-i K\u0130tab olan gayr-\u0131 m\u00fcslimlerdir. Bir de, Eh\u00ee-i Kitab olmayan gayr-\u0131 m\u00fcslimler var\u00add\u0131r. Kom\u00fcnistler, Fa\u015fistler, Kapitalistler, Liberalistler, Nas\u00adyonalistler, Laikler ve Demokratlar gibi, \u0130sl\u00e2m’\u0131 hayat nizam\u0131 kabul etmeyenler de, gayr-\u0131 m\u00fcslimlerdir. K\u00e2inat\u0131n Rabbi Allah’\u0131, yeg\u00e2ne kanun koyucu kabul etmeyenlerdir bunlar. Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’i hayat\u00ee hi\u00e7 bir meseleye kar\u0131\u015ft\u0131rmaz ve kar\u0131\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131 yasak ederler. Allah’\u0131n emirlerini, yani kanunlar\u0131n\u0131, yani Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’i, Rasulullah (s.a.s.)’\u0131n S\u00fcnnetini, siyasete, ekonomiye, hukuka ve sosyal meselelere m\u00fcdahil etmezler. Kitab ve S\u00fcnnet’i, bunlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda tu\u00adtarlar. Ayr\u0131ca Kur’\u00e2n ve S\u00fcnnet’i siyasete, ekonomiye, hu\u00adkuka ve sosyal meselelere m\u00fcdahil etmek isteyen muvahhid m\u00fc’minlere de ta\u011fut\u00ee ve gayr-i \u0130sl\u00e2m\u00ee devletlerinin d\u00fczenle\u00adrinin g\u00fcvenli\u011fini tehlikeye d\u00fc\u015f\u00fcr\u00fcc\u00fc eylemlerde bulundu\u011fu ve tehlikeli fikir k\u00fcmelerini olu\u015fturdu\u011fu i\u00e7in en a\u011f\u0131r cezalar verir, i\u015fkenceye tabi tutar ve y\u0131llarca zindana atarlar. Bun\u00addan dolay\u0131 gayr-\u0131 m\u00fcslim kavram\u0131n\u0131 iyi kavramak, tahlil edip yerinde kullanmak gerekir.<\/p>\n \u0130nsanlar, Allah’\u0131 Rabb, Rasulullah (s.a.s.)’\u0131 \u00d6nder Pey\u00adgamber, \u0130sl\u00e2m’\u0131 din ve Kur’\u00e2n’i temel yasa, yani hayat d\u00fcstu\u00adru olarak kabul edip bunlar\u0131n aleyhine bir su\u00e7 i\u015flemedi\u011fi ve akide konusunda ayk\u0131r\u0131 davranmad\u0131\u011f\u0131 s\u00fcrece m\u00fcsl\u00fcman ol\u00admu\u015f ve \u00fcmmetin bir par\u00e7as\u0131 h\u00e2line gelmi\u015ftir.<\/p>\n \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul etmesi ve m\u00fcsl\u00fcman olma konusunda zorlanmayan ki\u015filer, m\u00fcsl\u00fcman olduktan sonra iman\u0131n ve dinin gere\u011fi olan vazifeleri yapma konusunda zorlan\u0131rlar. Yani emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l m\u00fcnker yap\u0131l\u0131r. Gerek iman konusunda, gerekse amel konusunda hatalar\u0131 giderilir, noksanl\u0131klar\u0131n\u0131 tamamlamas\u0131 i\u00e7in yard\u0131mc\u0131 olunur. Allah ve Rasul\u00fc (s.a.s.)’\u0131n emirleri do\u011frultusunda hareket etmesi sa\u011flan\u0131r. B\u00f6yle davranmak, her muvahhid m\u00fc’minin \u00fczeri\u00adne ertelenmesi m\u00fcmk\u00fcn olmayan an\u0131n vacibidir.<\/p>\n Rabbimiz Allah (c.c), \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cAllah ve Rasul\u00fc, bir i\u015fe h\u00fckmetti\u011fi zaman, m\u00fc’min olan bir erkek ve m\u00fc’min olan bir kad\u0131n i\u00e7in o i\u015fte kendi is\u00adteklerine g\u00f6re se\u00e7me hakk\u0131 yoktur. Kim, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne isyan ederse, art\u0131k ger\u00e7ekten o, apa\u00e7\u0131k bir sap\u0131kl\u0131kla sapm\u0131\u015ft\u0131r.\u201d(Ahzab 36)<\/strong><\/p>\n M\u00fc’min m\u00fcsl\u00fcman olduktan sonra, Allah ve Rasulullah (s.a.s.)’\u0131n emirlerine tabi olmak mecburiyeti g\u00fcndeme gi\u00adrer.<\/p>\n Ta\u011fut\u00ee ve gayr-i \u0130sl\u00e2m\u00ee d\u00fczenlerde belli bir ya\u015fa gel\u00admi\u015f erkek vatanda\u015flar askere al\u0131n\u0131yor. \u0130steyerek veya iste\u00admeyerek, askere giden vatanda\u015flar k\u0131\u015flan\u0131n nizamiye kap\u0131\u00ads\u0131ndan i\u00e7eri girip teslim olduktan sonra, k\u0131l\u0131k k\u0131yafetinden, yemesi-i\u00e7mesinden, yatmas\u0131-kalkmas\u0131ndan ve g\u00fcnl\u00fck t\u00fcm hareketlerinden dolay\u0131 belli bir d\u00fczene tabi olmak mecburi\u00adyetindedir. Ta\u011fut\u00ee ve gayr-i islam\u00ee ordunun kendisine has kanunlar\u0131 ve t\u00fcz\u00fckleri vard\u0131r. K\u0131\u015flaya gidip teslim olan her vatanda\u015f, bu kanunlara ve t\u00fcz\u00fcklere uymak mecburiyetinde\u00addir. Uymayanlar i\u00e7in gerekli ceza\u00ee m\u00fceyyide uygulan\u0131r. Askere gitmeden \u00f6nce veya askerlikten sonraki sivil hayatta, asker\u00ee kanunlar ve t\u00fcz\u00fckler vatanda\u015flar\u0131 enterese etmez, ama asker olur olmaz, bu kanun ve t\u00fcz\u00fcklere uymak zo\u00adrunlulu\u011fu vard\u0131r. Asker olmad\u0131k\u00e7a, kimse kendisini bu ka\u00adnun ve t\u00fcz\u00fcklere uymaya zorlamaz, fakat asker olunca, ya uyar, ya da uydurulur. \u201dBen, asker olurum, ama asker\u00ee ka\u00adnun ve t\u00fcz\u00fcklere uymam, g\u00f6nl\u00fcm\u00fcn ve keyfimin istedi\u011fi gibi hareket ederim. Kimse benim k\u0131l\u0131k ve k\u0131yafetime, yeme ve i\u00e7meme, yatma ve kalkmama, h\u00e2l ve hareketime kar\u0131\u015fa\u00adma. vs.vs…” denilebilir mi veya diyenler var m\u0131d\u0131r? Yoktur.<\/p>\n Tevhid akidesine iman etmi\u015f ve \u0130sl\u00e2m’a teslim olup muvahhid m\u00fc’min m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n mek\u00e2n\u0131 olan \u0130sl\u00e2m k\u0131\u015flas\u0131\u00adn\u0131n nizamiye kap\u0131s\u0131ndan i\u00e7eri girenler, bu mek\u00e2n\u0131n kanun ve t\u00fcz\u00fcklerine uymak mecburiyetindedirler. Yani Kur’\u00e2n ve S\u00fcnnet’e tabi olmak zorundad\u0131rlar. Bu mek\u00e2na girip \u00fcm\u00admetin bir ferd\u00ee olup m\u00fc’min m\u00fcsl\u00fcmanlarla karde\u015f olanlar, kendi keyiflerinin, yani nefs-i emmarelerinin, heva-u he\u00adveslerinin istedi\u011fi \u015fekilde hareket edemezler. Onlar, bu ar\u00adzular\u0131n\u0131, Allah ve Rasulullah (s.a.s.)’\u0131n, yani Kitab ve S\u00fcn-net’in emrine tabi k\u0131larlar. Bu t\u00fcr davran\u0131\u015f onlar\u0131n, imanlar\u0131\u00adn\u0131n gere\u011fidir. Ger\u00e7ekten kat\u0131ks\u0131z iman eden bir ki\u015finin tes\u00adlimiyetidir bu! Aksine davran\u0131yorsa, iman noktas\u0131nda teh\u00adlikeli bir konuma ve amel noktas\u0131nda iflas etmi\u015f bir duruma d\u00fc\u015fer.<\/p>\n Ebu Muhammed Abdullah b. Amr b. el-\u00c2s (R.a)’n\u0131n rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) \u015f\u00f6yle buyurur: \u201cSizden hi\u00e7biriniz, arzulan benim (Allah kat\u0131ndan) getirip tebli\u011f etti\u011fim dine uymad\u0131k\u00e7a m\u00fc’min olmu\u015f olmazs\u0131n\u0131z\u201d[27]<\/strong><\/sup><\/a><\/em><\/p>\n Rabbimiz Allah, \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cAralar\u0131nda h\u00fckmetmeleri i\u00e7in onlar, Allah’a ve Rasu-l\u00fcne \u00e7a\u011fr\u0131ld\u0131klar\u0131 zaman, onlardan bir grup y\u00fcz \u00e7evirir. E\u011fer hak onlar\u0131n lehlerinde ise, ona boyun e\u011ferek ge\u00adlirler. Bunlar\u0131n kalblerinde hastal\u0131k m\u0131 var? Yoksa ku\u015fkuya m\u0131 kap\u0131ldilar? Yoksa Allah’\u0131n ve Rasul\u00fcn\u00fcn kendilerine kar\u015f\u0131 adaletsizlik yapacaklar\u0131ndan m\u0131 korkmaktad\u0131rlar? Hay\u0131r, onlar, zalim olanlard\u0131r. Aralar\u0131nda h\u00fckmetmesi i\u00e7in Allah’a ve Rasul\u00fcne \u00e7a\u011f\u00adr\u0131ld\u0131klar\u0131 zaman, m\u00fc’min olanlar\u0131n s\u00f6z\u00fc: “\u0130\u015fittik ve itaat ettik” demeleridir. \u0130\u015fte felaha kavu\u015fan bunlard\u0131r. Kim, Allah’a ve Rasul\u00fc’ne itaat ederse ve Allah’dan korkup O’ndan sak\u0131n\u0131rsa, i\u015fte kurtulu\u015fa ve mutlulu\u011fa erenler bunlard\u0131r.(Nur\/48-52) <\/strong><\/p>\n \u00dcmmetin mutlak m\u00fcctehid imamlar\u0131ndan \u0130mam \u015eafi\u00ee (Rh.a), bu konuda \u015funlar\u0131 beyan eder: \u201cBu ayette Al\u0130ah, insanlara \u015funu bildirmi\u015ftir: Onlar\u0131n aralar\u0131nda h\u00fckmetmesi i\u00e7in Hz. Peygamber’e \u00e7a\u011fr\u0131lmalar\u0131, Allah’\u0131n h\u00fckm\u00fcne \u00e7a\u011fr\u0131lmalar\u0131 demektir. \u00c7\u00fcn\u00adk\u00fc aralar\u0131nda h\u00fck\u00fcm veren Hz. Peygamber’dir. Onlar, Hz. Peygamber’in h\u00fckm\u00fcn\u00fc kabul ederken, onu Allah’\u0131n farz\u0131na uyarak kabul etmi\u015flerdir.<\/p>\n Yine Allah, onlara bildirmi\u015ftir ki, Peygamber’in h\u00fck\u00adm\u00fc, O’nun h\u00fckm\u00fc demektir. \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah, Peygamber’in h\u00fckm\u00fcne uymay\u0131 farz k\u0131lm\u0131\u015f, ezel\u00ee ilminde ge\u00e7ti\u011fi \u00fczere, O’nu ma’sum ve muvaffak k\u0131lmakla mutlulu\u011fa erdirmi\u015f, O’nun, insanlar\u0131 do\u011fru yola iletti\u011fine ve kendi emrine uydu\u00ad\u011funa tan\u0131kl\u0131k etmi\u015ftir.<\/p>\n B\u00f6ylece Allah, kullar\u0131n\u0131 Peygamber’e itaate mecbur ederek ve onlara, O’na itaatin kendisine itaat oldu\u011funu bildi\u00adrerek, farz\u0131n\u0131 peki\u015ftirmi\u015ftir.<\/p>\n K\u0131saca, Allah, insanlara hem kendi emrine, hem de Peygamberinin emrine uymalar\u0131m farz k\u0131ld\u0131\u011f\u0131m, Peygam\u00adberine itaatin kendisine itaat oldu\u011funu bildirmi\u015ftir. Sonra da y\u00fcce Allah, Peygamberinin de kendi emrine uymas\u0131n\u0131n farz oldu\u011funu bildirmi\u015ftir. [28]<\/a><\/sup><\/p>\n Rabbimiz Allah (c.c.) \u015f\u00f6yle buyurur:<\/p>\n \u201cEy iman edenler, size hayat verecek \u015feylere sizi \u00e7a\u00ad\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131 zaman, Allah’a ve Rasul\u00fcne icabet edin. Ve bilin ki, muhakkak Allah, ki\u015fi ile kalbi aras\u0131na girer ve siz, ger\u00e7ekten O’na g\u00f6t\u00fcr\u00fcl\u00fcp toplanacaks\u0131n\u0131z.\u201d(Enfal 24)<\/strong><\/p>\n Bu ayet-i kerimedeki emrin Asr\u0131 Saadet’teki uygu\u00adlanmas\u0131 ve t\u00fcm zamanlarda ayn\u0131 \u015fekilde uygulanmas\u0131n\u0131n ge\u00adre\u011fi i\u00e7in bir \u00f6rnek verelim.<\/p>\n Ebu Said \u0130bnu’l-Mualla (r.a.) \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: Ben, namaz k\u0131l\u0131yordum. Rasulullah, bana u\u011frad\u0131 ve beni \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131. Ben, namaz\u0131 bitirinceye kadar O’nun yan\u0131na girmedim, Ondan sonra yanma gittim. Rasulullah (s.a.s.): “Senin gelmenden, seni men’eden nedir? Allah: “Ey iman edenler, size hayat verecek \u015feylere sizi \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131 zaman, Allah’a ve Rasul\u00fcne icabet edin” buyurmad\u0131 m\u0131?” dedi. Sonra Rasulullah, bana: “Sen, bu mescidden \u00e7\u0131kmadan \u00f6nce, sana muhakkak Kur’\u00e2n’daki en b\u00fcy\u00fck s\u00fbreyi \u00d6\u011fretece\u011fim.” buyurdu. Rasulullah, mescidden \u00e7\u0131kma\u011fa davrand\u0131\u011f\u0131 zaman ben, kendisine va’detti\u011fi \u015feyi hat\u0131rlatt\u0131m.<\/em><\/p>\n Ve Muaz \u0130bn Ebu Muaz, \u015f\u00f6yle dedi: Bize, \u015eu’be, Habib’den tahdis etti ki, O, Hafs’dan i\u015fitmi\u015ftir. O da, Peygamber’in Sahab\u00eelerinden bir adam olan Ebu Said’den bu hadisi i\u015fitmi\u015ftir. Ve Rasulullah (s.a.s.): “O s\u00fbre, El-Hamdulill\u00e2hi Rabbi’l-\u00e2lemin’dir. Namazda tekrar edilen yedi ayettir” buyurdu. [29]<\/strong><\/a><\/sup><\/em><\/p>\n Muvahhid m\u00fc’minler, yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn hangi b\u00f6lgesinde olurlarsa olsunlar, hangi \u0131rka, hangi renge ve hangi dile mensub olurlarsa olsunlar, bir milletin ve bir \u00fcmmetin fert\u00adleri olup hepsi karde\u015ftirler. Yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn varisleri olan mu\u00advahhid m\u00fc’minler, hangi b\u00f6lgede ve hangi konumda olurlar\u00adsa olsunlar, k\u0131saca izah edilen bu Tevhid akidine, bu kat\u0131ks\u0131z imana sahib olmal\u0131 ve onu \u00e7ok s\u0131k\u0131 bir \u015fekilde korumal\u0131d\u0131r\u00adlar.<\/p>\n K\u00f6yl\u00fcs\u00fcnden \u015fehirlisine, yani bedevisinden Meden\u00ee\u00adsine, tahsillisinden tahsilsizine, erke\u011finden kad\u0131n\u0131na, gen\u00adcinden ihtiyar\u0131na, fakirinden zenginine, yani yedisinden yetmi\u015fine kadar b\u00fct\u00fcn M\u00fcsl\u00fcmanlar, ta\u011futu, her \u015feyiyle red\u00addederek, makbul iman\u0131 kalbe yerle\u015ftirip gere\u011fi olan salih ameli i\u015flemelidirler.<\/p>\n B\u00fct\u00fcn \u0130sl\u00e2m Milleti ve Rasulullah (s.a.s.) \u00fcmmeti, g\u00f6\u00adn\u00fcl g\u00f6n\u00fcle, elele ve omuz omuza olmalar\u0131 gerekir. Yery\u00fc\u00adz\u00fcn\u00fcn varisleri olan muvahhid m\u00fc’minler, yery\u00fcz\u00fcnden fit\u00adneyi ve fitnecileri giderip Allah’\u0131n dinini h\u00e2kim k\u0131lmal\u0131d\u0131r\u00adlar. Bu, onlar\u0131n ertelenmez, vazge\u00e7ilmez vazifesidir.[30]<\/sup><\/a><\/p>\n <\/p>\n KEND\u0130NDEM BA\u015eLAMAK<\/strong><\/p>\n Emiru’l-M\u00fc’minin \u0130mam Ali (r.a.): “Kendini bilen, Rabbini bilir!…” buyurur.[31]<\/sup><\/a> Tevhid akidesini kavray\u0131p kat\u0131ks\u0131z, \u015feksiz, \u015f\u00fcphesiz ve sars\u0131lmaz bir iman ile iman eden muvahhid m\u00fc’minlerden her ferd, kendini \u00e7ok iyi bilmeli ve tan\u0131mal\u0131d\u0131r. Rabbi Al\u00adlah’\u0131 bilmi\u015f ve tan\u0131m\u0131\u015f, \u00d6nderi Rasulullah (s.a.s.)’i bilmi\u015f ve tan\u0131m\u0131\u015f, yegane hayat nizam\u0131 olan dini \u0130sl\u00e2m’\u0131 bilmi\u015f ve ta\u00adn\u0131m\u0131\u015f olabilmek i\u00e7in kendini \u00e7ok iyi bilmeli ve tan\u0131mal\u0131d\u0131r. Kendini bilip tan\u0131yan muvahhid m\u00fc’minler, yarat\u0131l\u0131\u015f gayesine uygun hareket edebilirler.<\/p>\n Zira kendini bilmez tan\u0131mazsa nereden ba\u015flayaca\u011f\u0131n\u0131 ve ne yapmas\u0131 gerekti\u011fini anlayamayaca\u011f\u0131ndan Allah\u2019\u0131n murad\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftiremeyecektir. Allah\u2019\u0131n murad\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirmeden muvahhid olmak da imk\u00e2ns\u0131zd\u0131r.<\/p>\n Kendisini bilen ve tan\u0131yan muvahhid m\u00fc’minler, mu\u00advahhid aileyi olu\u015ftururken, yap\u0131lanmaya kendilerinden ba\u015flamal\u0131d\u0131rlar. \u00d6nce kendileri olmal\u0131 ve olgunla\u015fmalad\u0131rlar. Muvahhid ailenin her ferdi, seviyesine ve konumuna g\u00f6re bu olu\u015fu ger\u00e7ekle\u015ftirmeli ve olu\u015fuma kendi pay\u0131nca katk\u0131da bulunmal\u0131d\u0131r.<\/p>\n Muvahhid ailenin her ferdi, kendisini muvahhid m\u00fc’min ve m\u00fccahid olarak yeti\u015ftirmeye gayret ederken, kendinin, yani nefsinin \u00fczerindeki hakk\u0131n\u0131 unutmamal\u0131, bu hak\u00adk\u0131 ihmal etmeden gere\u011fini yerine getirmelidir.<\/p>\n Haklar\u0131n ihyas\u0131n\u0131 adil\u00e2ne g\u00fcndeme getirirken, \u00d6nce kendinden ba\u015flamal\u0131. Gerek beden\u00ee, gerek ruh\u00ee, gerek fikr\u00ee vazifelerini gere\u011fi \u015fekilde yerine getirmelidir. Bedenin ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131, ruhun ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131, fikrin, yani beynin ihtiya\u00e7la\u00adr\u0131n\u0131 yerli yerinde tesbit etmeli, Rabbimiz Allah’\u0131n ve \u00f6nde\u00adrimiz Rasulullah (s.a.s.)’in emirleri gere\u011fi \u0130sl\u00e2m\u00ee \u00f6l\u00e7\u00fclerde yerine getirmelidir.<\/p>\n Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim’i, S\u00fcnnet-\u0131 Seniyye’yi, icm\u00e2-i \u00fcmmet’i ve kiyas-\u0131 fukaha’y\u0131 delil kabul eden, hayat\u00ee b\u00fct\u00fcn meseleyi bu \u00f6l\u00e7\u00fclerle de\u011ferlendirip bu \u00f6l\u00e7\u00fclerle meselelerini \u00e7\u00f6zen muvahhid m\u00fc’minler, i\u00e7 kavgalar\u0131n\u0131 bitiren ve kendileriyle bar\u0131\u015f\u0131k h\u00e2lde olan olgun \u015fahsiyetlerdir.<\/p>\n Ki\u015finin i\u00e7indeki f\u0131rt\u0131nalar\u0131n dinmesi, i\u00e7 kavgan\u0131n bit\u00admesi ve kendi kendisiyle bar\u0131\u015f\u0131k olmas\u0131, ancak ve ancak ka\u00adt\u0131ks\u0131z bir iman sayesinde olur. \u015eeksiz ve \u015f\u00fcphesiz iman sa\u00adhibi olan muvahhid m\u00fc’min, her an\u0131nda Rabbi Allah’\u0131n huzu\u00adrunda olup Rabb\u00ee Allah’\u0131 anmaktad\u0131r. \u0130\u00e7 huzur ve s\u00fck\u00fbnet yaln\u0131z ve yaln\u0131z Allah’\u0131 anmakla ger\u00e7ekle\u015fir. Allah’\u0131 anmak hayat\u0131n\u0131n her an\u0131nda Allah’\u0131n emretti\u011fi ve raz\u0131 oldu\u011fu \u015fekil\u00adde olmak, h\u00e2l ve hareketini, niyet ve fikrini Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uygun bir \u015fekilde d\u00fczenlemektir.<\/p>\n Rabbimiz Allah, i\u00e7 kavgan\u0131n bar\u0131\u015fa d\u00f6nmesi, i\u00e7 f\u0131rt\u0131\u00adnalar\u0131n dinip huzurun olu\u015fmas\u0131n\u0131, ancak gere\u011fi \u015fekilde ken\u00addisini anmakla ger\u00e7ekle\u015fece\u011fini beyan buyurmu\u015ftur:<\/p>\n “Bunlar, iman edenler ve kalbleri Allah’\u0131n zikriyle mutmain olanlard\u0131r. Haberiniz olsun, kalbler yaln\u0131zca Al\u00adlah’\u0131n zikriyle mutmain olur.\u201d(Rad\/28)<\/strong><\/p>\n Muvahhid m\u00fc’min, \u00fczerine \u00f6denmesi hak olmu\u015f b\u00fct\u00fcn haklar\u0131 \u0130sl\u00e2m\u00ee \u00f6l\u00e7\u00fclerde yerine getiren olgun \u015fahsiyettir. Haklardan bir tanesi de, nefsinin, yani \u00f6z\u00fcn\u00fcn hakk\u0131d\u0131r. Bedenin hakk\u0131, ruhunun hakk\u0131, yani madd\u00ee ve manev\u00ee cephe\u00adsinin hakk\u0131!<\/p>\n Her konuda oldu\u011fu gibi, nefsinin hakk\u0131n\u0131 yerine geti\u00adrirken yine yegane \u00f6rnek ve \u00f6nder, Rasulullah (s.a.s.)’dir.<\/p>\n \u00c7\u00fcnk\u00fc yegane Rabbimiz Allah (c.c), Rasulullah (s.a.s.)’i bize yegane \u00f6nder ve \u00f6rnek k\u0131lm\u0131\u015f, bunun i\u00e7in \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur:<\/p>\n “Andolsun, sizin i\u00e7in, Allah’\u0131 ve ahiret g\u00fcn\u00fcn\u00fc uman\u00adlar ve Allah’\u0131 \u00e7ok\u00e7a zikredenler i\u00e7in Allah’\u0131n Rasul\u00fc’nde g\u00fczel bir \u00f6rnek vard\u0131r.\u201d(Ahzab\/21)<\/strong><\/p>\n Yegane \u00f6nderimiz Rasulullah (s.a.s.)’in mektebinde yeti\u015fen, yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn en hay\u0131rl\u0131 nesli olan Ashab’\u0131n bu konudaki, yani \u00fczerlerinde haklar\u0131 bulunanlar\u0131n haklar\u0131n\u0131 \u00f6deme konusundaki tav\u0131rlar\u0131 i\u00e7in \u015fu \u00f6rneklere bakal\u0131m. [32]<\/a><\/sup> Abdullah b. Amr \u0130bni’l-\u00c2s (r.a.) \u015f\u00f6yle demi\u015ftir:<\/p>\n
\n02.01.2020<\/p>\n