B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n 38- Musa (olay\u0131n) da da (d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcr\u00fcc\u00fc ayetler vard\u0131r) . Hani biz onu a\u00e7\u0131k bir delille Firavun’a g\u00f6ndermi\u015ftik;(36)<\/strong> A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n 36. Yani b\u00f6yle a\u00e7\u0131k mucizeler ve b\u00f6yle apa\u00e7\u0131k alametlerle g\u00f6nderdi. Bu alemet ve mucizelerden de onun (Hz. Musa a.s) yer ve g\u00f6\u011f\u00fcn yarat\u0131c\u0131s\u0131 taraf\u0131ndan g\u00f6revlendirilerek g\u00f6nderildi\u011finden hi\u00e7 \u015f\u00fcphe kalmam\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n 37. Yani bazen o (Firavun) , o Peygamber’e (Hz. Musa (a.s) “Sihirbaz” dedi, bazan da, “Bu delinin biridir” dedi.<\/p>\n 38. Bu k\u0131sa ifadede tarihin b\u00fcy\u00fck bir destan\u0131 toplanm\u0131\u015ft\u0131r. Bunu anlamak i\u00e7in g\u00f6z\u00fcm\u00fcz\u00fcn \u00f6n\u00fcne satvet ve azametinden \u00e7evredeki b\u00fct\u00fcn kavimlerin korktu\u011fu Firavun’un, o zaman d\u00fcnyan\u0131n en b\u00fcy\u00fck medeniyet ve ilim merkezinin b\u00fcy\u00fck diktat\u00f6r\u00fc oldu\u011funu getirelim. 39. Bu r\u00fczgar i\u00e7in, \u00e7ocu\u011fu olmayan k\u0131s\u0131r kad\u0131nlar i\u00e7in s\u00f6ylenen “Ak\u0131ym” kelimesi kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Arap\u00e7a’daki kelime m\u00e2n\u00e2s\u0131 “kuru” demektir. Kelime m\u00e2n\u00e2s\u0131 g\u00f6z \u00f6n\u00fcne al\u0131n\u0131rsa; de\u011fdi\u011fi \u015feyi kavuran, kurutup b\u0131rakan sert ve kuru r\u00fczgar demek olur. Ve e\u011fer kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 m\u00e2n\u00e2 g\u00f6z \u00f6n\u00fcne al\u0131n\u0131rsa o zaman k\u0131s\u0131r kad\u0131n gibi hi\u00e7bir fayda sa\u011flamayan, ge\u00e7ip gittikten sonra hi\u00e7bir faydal\u0131 iz b\u0131rakmayan r\u00fczgar demektir. B\u00f6yle bir r\u00fczgar ne yumu\u015fak olur,ne ya\u011fmur getirir, ne a\u011fa\u00e7lar\u0131n meyvelerine faydal\u0131d\u0131r, ne de havan\u0131n esmesi ile beklenilen faydalardan birini sa\u011flar. Kur’an-\u0131 Kerim’in di\u011fer yerlerinde bildirildi\u011fine g\u00f6re bu r\u00fczgar sadece hay\u0131rs\u0131z ve kuru bir r\u00fczgar de\u011fildi, hatta son derece \u015fiddetli kas\u0131rga \u015feklinde insanlar\u0131 kald\u0131r\u0131p kald\u0131r\u0131p yerlere \u00e7alan bir afet \u015feklinde idi. S\u00fcrekli sekiz g\u00fcn, yedi gece boyunca esmi\u015f, Ad kavminin b\u00fct\u00fcn yurdunun alt\u0131n\u0131 \u00fcst\u00fcne getirmi\u015fti. (Geni\u015f bilgi i\u00e7in bak\u0131n\u0131z: Fussilet an: 20-21, Ahkaf an: 25-28)<\/p>\n 40. M\u00fcfessirler aras\u0131nda bu m\u00fchletten ne kastedildi\u011finde ihtilaf vard\u0131r. Katade: “Bu, Semud halk\u0131n\u0131n Hz. Salih’in (a.s) devesini \u00f6ld\u00fcrd\u00fckten sonra Allah’\u0131n onlar\u0131 “\u00dc\u00e7 g\u00fcn boyunca yiyin i\u00e7in ondan sonra sizin \u00fczerinize azab\u0131m gelecektir” diye uyard\u0131\u011f\u0131 Hud Suresi’nin bu ayetine i\u015faret ediyor” demektedir. Hasan Basri’ye g\u00f6re de, bu ayetin anlam\u0131: “E\u011fer siz tevbe ve iman yolunu se\u00e7mezseniz, belli bir zamana kadar d\u00fcnyada size yeyip, i\u00e7me, rahat ya\u015fama m\u00fchleti verilecek, ondan sonra da felaketiniz gelecek, bel\u00e2n\u0131z\u0131 bulacaks\u0131n\u0131z.” \u015feklindedir. Bu iki tefsirden ikincisinin daha do\u011fru oldu\u011fu anla\u015f\u0131l\u0131yor. \u00c7\u00fcnk\u00fc daha sonraki \u015fu ayet; “Sonra onlar Rablerinin emrinden y\u00fcz \u00e7evirdiler” bildiriyor ki, burada bildirilen m\u00fchlet y\u00fcz \u00e7evirme hareketinden \u00f6nce verilmi\u015fti. Ve o kavim halk\u0131 bu y\u00fcz \u00e7evirme hareketlerini, Allah Teala’n\u0131n bu uyar\u0131s\u0131ndan sonra yapm\u0131\u015flard\u0131. Hud Suresi’ndeki ayette bunun aksine olarak \u00fc\u00e7 g\u00fcn boyunca verildi\u011fi bildirilen m\u00fchletin o zalimlerin son ve kesin y\u00fcz \u00e7evirme ve kar\u015f\u0131 gelmelerinden sonra verildi\u011fi anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":" B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 38- Musa (olay\u0131n) da da (d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcr\u00fcc\u00fc ayetler vard\u0131r) . Hani biz onu a\u00e7\u0131k bir delille Firavun’a g\u00f6ndermi\u015ftik;(36) 39- Fakat o, ‘b\u00fct\u00fcn ki\u015fisel ve askeri g\u00fcc\u00fcyle’ y\u00fcz \u00e7evirdi […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":25552,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-25551","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n
\n39- Fakat o, ‘b\u00fct\u00fcn ki\u015fisel ve askeri g\u00fcc\u00fcyle’ y\u00fcz \u00e7evirdi ve: “(Bu,) Ya bir b\u00fcy\u00fcc\u00fc veya bir delidir” dedi.(37)<\/strong>
\n40- Bunun \u00fczerine, biz onu ve ordular\u0131n\u0131 yakalay\u0131p denize att\u0131k; (ki o,) ‘k\u0131nanacak i\u015fler yap\u0131p-durmaktayd\u0131’.(38)<\/strong>
\n41- Ad (kavmin) de de (ayetler vard\u0131r) . Hani onlar\u0131n \u00fczerine de k\u00f6klerini kesen (ak\u00eem) bir r\u00fczg\u00e2r g\u00f6nderdik.<\/strong>
\n42- \u00dczerinden ge\u00e7ti\u011fi her \u015feyi (oldu\u011fu gibi) b\u0131rakm\u0131yor, mutlaka onu \u00e7\u00fcr\u00fct\u00fcp-k\u00fcl gibi da\u011f\u0131t\u0131yordu.(39)<\/strong>
\n43- Semud (kavmin) de de (ayetler vard\u0131r) . Hani onlara: “Belli bir s\u00fcreye kadar metalan\u0131p-yararlan\u0131n” denmi\u015fti.(40)<\/strong><\/p>\n
\nOnun ordusuyla birlikte ans\u0131z\u0131n birg\u00fcn sular i\u00e7inde bo\u011fulup kaybolmas\u0131n\u0131n sadece M\u0131s\u0131r’da de\u011fil \u00e7evredeki b\u00fct\u00fcn kavimler aras\u0131nda da dillere destan olaca\u011f\u0131 a\u00e7\u0131kt\u0131r. Kendi memleketinde ya da d\u00fcnyan\u0131n ba\u015fka milletleri aras\u0131nda, ona matem tutan, arkas\u0131ndan iyiliklerini \u00f6verek a\u011f\u0131tlar yakan, ya da en az\u0131ndan, “Yaz\u0131k oldu, bu felaketin kurban\u0131 olanlar ne iyi insanlard\u0131” diyecek kimse yoktu. Buna kar\u015f\u0131l\u0131k d\u00fcnya onun zulm\u00fcnden bunald\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131, onun ibret veren sonuna bakarak herkes rahat bir nefes alm\u0131\u015f, huzur duymu\u015f, her dil ona lanetler ya\u011fd\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. Bu hadiseyi duyan herkes, “O zalim b\u00f6yle bir akibete lay\u0131kt\u0131” diye sevin\u00e7 \u00e7\u0131\u011fl\u0131\u011f\u0131 atm\u0131\u015ft\u0131. Duhan Suresi’nde de durum \u015fu kelimelerle anlat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r: “Onlara yer ve g\u00f6k a\u011flamad\u0131.” (Geni\u015f bilgi i\u00e7in bak\u0131n\u0131z. Duhan an: 25)<\/p>\n