B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n TAHR\u0130M SURES\u0130<\/strong> B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. TAHR\u0130M SURES\u0130 G\u0130R\u0130\u015e Ad\u0131: Sure ad\u0131n\u0131 1. ayetten alm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak bu ad\u0131n, surenin muhtevas\u0131yla do\u011frudan bir ilgisi bulunmamaktad\u0131r. Yani, surede birtak\u0131m haramlar bildiriliyor de\u011fildir. Sadece, Hz. […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":28147,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-28145","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n
\nG\u0130R\u0130\u015e<\/strong>
\nAd\u0131: Sure ad\u0131n\u0131 1. ayetten alm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak bu ad\u0131n, surenin muhtevas\u0131yla do\u011frudan bir ilgisi bulunmamaktad\u0131r. Yani, surede birtak\u0131m haramlar bildiriliyor de\u011fildir. Sadece, Hz. Peygamber’in (s.a) bir\u015feyi nefsine yasaklama te\u015febb\u00fcs\u00fc ele al\u0131nmaktad\u0131r.
\nN\u00fczul Zaman\u0131: Bu vak’a ile ilgili olarak, hadislerde Hz. Peygamber’in (s.a.) , birisi Hz. Safiye, di\u011feri Hz. Mariye olmak \u00fczere iki han\u0131m\u0131n\u0131n ad\u0131 zikredilmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.) , Hz. Safiye ile Hayber’in fethinden sonra evlendi\u011fi ve Hayber’in de hicretin 7. y\u0131l\u0131nda fetholundu\u011fu hususunda ihtilaf yoktur. \u0130kinci han\u0131m\u0131 Hz. Mariye’ye gelince, M\u0131s\u0131r h\u00fck\u00fcmdar\u0131 Mukavk\u0131s, O’nu hicretin 7. y\u0131l\u0131nda Hz. Peygamber’e (s.a.) hediye olarak g\u00f6ndermi\u015ftir. O’ndan da Hz. Peygamber’in (s.a.) 8. hicr\u00ee y\u0131l\u0131n zilhicce ay\u0131nda \u0130brahim adl\u0131 bir o\u011flu olmu\u015ftur. Bu tarih\u00ee bilgilerden surenin, hemen hemen hicr\u00ee 7. ve 8. y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda nazil oldu\u011fu kesinlik kazanmaktad\u0131r.
\nKonu: Bu surede Hz. Peygamber’in (s.a) han\u0131mlar\u0131 ile aras\u0131nda ge\u00e7en bir\u00e7ok \u00f6nemli hadiseye i\u015faret edilmekte ve bunlar da a\u015fa\u011f\u0131da zikredece\u011fimiz birtak\u0131m m\u00fchim meselelere \u0131\u015f\u0131k tutmaktad\u0131r:
\na) Haram-helal, caiz olan-olmayan, had koymak-koymamak hususunda h\u00fck\u00fcm sadece ve sadece Allah’a aittir. De\u011fil s\u0131radan bir insana, Allah’\u0131n Rasul\u00fc’ne dahi, bu t\u00fcr bir yetki tan\u0131nmam\u0131\u015ft\u0131r. Bir peygamber e\u011fer bir \u015fey hakk\u0131nda haram veya helal karar\u0131 veriyorsa, bu muhakkak Allah’\u0131n O’na bir i\u015fareti iledir.
\nBu i\u015faret, Kur’an’da oldu\u011fu gibi a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde de, vahy-i hafi ile de olabilir. Ancak Allah’\u0131n m\u00fcbah k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 bir \u015feyi haram k\u0131lmak, de\u011fil s\u0131radan birinin, bir peygamberin yetkisi dahilinde bile de\u011fildir.
\nb) \u0130sl\u00e2m toplumu i\u00e7inde Hz. Peygamber (s.a) tabiat\u0131 icab\u0131 \u00e7ok hassas bir konumda bulunuyordu. \u00d6yle ki, O’nun herhangi bir davran\u0131\u015f\u0131 bile -ki bir ba\u015fkas\u0131 yapt\u0131\u011f\u0131nda bir anlam ta\u015f\u0131maz- yasal nitelik ta\u015f\u0131yabiliyordu. Bu bak\u0131mdan Allah Te\u00e2l\u00e2, peygamberlerin hayat\u0131n\u0131 \u00e7ok yak\u0131ndan s\u00fcrekli bir denetim alt\u0131nda tutmu\u015ftur. Allah kendi r\u0131zas\u0131 d\u0131\u015f\u0131nda bir\u015fey sokulmas\u0131n diye ve \u0130sl\u00e2m\u00ee kaide ve usullerin sahih bir bi\u00e7imde sadece Allah’\u0131n Kitab\u0131’nda de\u011fil, yan\u0131s\u0131ra Peygamber’in (s.a) “g\u00fczel bir \u00f6rnek” olan hayat\u0131nda da sergilenmesi i\u00e7in, peygamberlerin yollar\u0131ndan biraz sapmalar\u0131 halinde bile onlar\u0131 hemen d\u00fczeltmi\u015ftir.
\nc) Yukar\u0131daki hususun a\u00e7\u0131klanmas\u0131ndan sonra, ortaya \u015f\u00f6yle bir sonu\u00e7 \u00e7\u0131kmaktad\u0131r: \u015eayet Hz. Peygamber (s.a) k\u00fc\u00e7\u00fck bir zaaf i\u00e7in bile uyar\u0131lm\u0131\u015f, tenkid edilmi\u015f ve bunlar Kur’an ile de kay\u0131tlanm\u0131\u015fsa, Hz. Peygamber’in (s.a.) bize kadar ula\u015fabilen tertemiz hayat\u0131 boyunca i\u015fledi\u011fi fiil ve davran\u0131\u015flar\u0131, emir ve ir\u015fadlar\u0131 i\u00e7inde Allah’\u0131n tenkid ve tashih etmediklerinin t\u00fcm\u00fc hakt\u0131r ve Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uygundur. Dolay\u0131s\u0131yla bizler, teredd\u00fct etmeksizin, g\u00fcvenle onlar\u0131 yol g\u00f6sterici olarak alabiliriz.
\nd) Kur’an’da Hz. Peygamber’e (s.a) sayg\u0131 g\u00f6sterilmesi, Allah’a iman\u0131n bir \u015fart\u0131 olarak bildirilmi\u015ftir. Bu surede ise, ayn\u0131 Peygamber, han\u0131mlar\u0131n\u0131 memnun etmek i\u00e7in helal bir \u015feyi kendisine haram k\u0131ld\u0131\u011f\u0131ndan ve Allah’\u0131n kendilerini “m\u00fcminlerin anneleri” \u015feklinde niteleyip, M\u00fcsl\u00fcmanlara onlara sayg\u0131 g\u00f6stermelerini emretti\u011fi Peygamber han\u0131mlar\u0131, ta\u015f\u0131d\u0131klar\u0131 baz\u0131 zaaflardan dolay\u0131 \u015fiddetle ikaz edilmi\u015flerdir. \u00dcstelik Hz. Peygamber’e (s.a.) ve temiz e\u015flerine bu ikaz gizlice de\u011fil, a\u00e7\u0131ktan yap\u0131larak, \u0130sl\u00e2m \u00fcmmetinin gece-g\u00fcnd\u00fcz okuyaca\u011f\u0131 Kur’an-\u0131 Kerim’e de kaydedilmi\u015ftir. Burada, Allah’\u0131n maksad\u0131n\u0131n Hz. Peygamber’i ve e\u015flerini M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n g\u00f6z\u00fcnden d\u00fc\u015f\u00fcrmek olmad\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a ortadad\u0131r. Ayr\u0131ca Kur’an’\u0131n bu suresini okumalar\u0131n\u0131n M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n kalbinde onlara kar\u015f\u0131 varolan sayg\u0131 ve h\u00fcrmeti azaltaca\u011f\u0131 da d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemez. Peki o halde bu meselenin Kur’an’da zikredilmesinin sebebi nedir? Bunun sebebi, Allah Te\u00e2l\u00e2’n\u0131n m\u00fcminlere, kendi \u00f6nder ve b\u00fcy\u00fcklerine sayg\u0131 ve h\u00fcrmetin s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 \u00f6\u011fretmek istemesidir. Yani, Hz. Muhammed (s.a) sadece bir peygamberdir. O (h\u00e2\u015f\u00e2) kendisinden hi\u00e7bir zaaf\u0131n sudur etmeyece\u011fi bir ilah de\u011fildir! Hz. Peygamber’e (s.a.) g\u00f6sterilen sayg\u0131, kendisinden hi\u00e7bir zaaf ve kusurun sudur etmemesi nedeniyle de\u011fil, Allah’\u0131n insanlara g\u00f6nderdi\u011fi bir n\u00fcmune-i imtisal oldu\u011fu i\u00e7indir.
\nO’ndan k\u00fc\u00e7\u00fck bir hata bile sad\u0131r oldu\u011funda, Allah O’nu d\u00fczeltmeksizin b\u0131rakmam\u0131\u015ft\u0131r. Bu bak\u0131mdan biz, Hz. Peygamber’in (s.a) g\u00fczel \u00f6rnekli\u011finin Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uygun oldu\u011funa, huzur-u kalp ile inan\u0131r\u0131z. Bunun yan\u0131s\u0131ra sahabe ve \u00dcmm\u00fc-l M\u00fcminin de ne melektir, ne de insan \u00fcst\u00fc varl\u0131klar!… Pekal\u00e2 onlardan da hatalar sudur edebilir. Onlara bu makam\u0131n verilmesi, onlar\u0131n Allah’\u0131n Rasul\u00fc’n\u00fcn, terbiyesi alt\u0131nda yeti\u015fip, insanl\u0131\u011f\u0131n en g\u00fczel \u00f6rnekleri olmalar\u0131 nedeniyledir. Dolay\u0131s\u0131yla onlara g\u00f6sterilen sayg\u0131, her hatadan m\u00fcnezzeh olmalar\u0131ndan de\u011fil, bunun i\u00e7indir. Bu y\u00fczden Hz. Peygamber’in (s.a.) d\u00f6neminde sahabelerden ya da m\u00fcminlerin annelerinden hatal\u0131 bir davran\u0131\u015f sudur etti\u011finde, a\u00e7\u0131k\u00e7a onlar da ikaz edilmi\u015flerdir. Hz. Peygamber’in (s.a.) d\u00fczeltti\u011fi, onlar\u0131n baz\u0131 hatalar\u0131 hadislerde kay\u0131tl\u0131d\u0131r. Ayr\u0131ca M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n, b\u00fcy\u00fckleri a\u015f\u0131r\u0131 y\u00fcceltme hususunda ileri gitmemeleri, onlar\u0131 be\u015fer h\u00fcviyetinden \u00e7\u0131karmamalar\u0131 ve onlar\u0131 ilahla\u015ft\u0131rmamalar\u0131 i\u00e7in, onlar\u0131n hatalar\u0131na bizzat Allah dikkat \u00e7ekerek, onlar\u0131 d\u00fczeltmi\u015ftir.
\nKur’an’\u0131 dikkatle m\u00fctalea eden bir kimse, bu konuda bir\u00e7ok \u00f6rnek bulabilir. Al-i \u0130mran Suresi’nin 152. ayetinde Allah Uhud Sava\u015f\u0131’ndan bahisle, sahabeye \u015fu \u015fekilde hitap etmi\u015ftir. “Kendi izniyle onlar\u0131 \u00f6ld\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcz s\u00fcrece, Allah size va’dini do\u011frulad\u0131; nihayet siz korktunuz. Allah size arzu etti\u011finiz galibiyeti g\u00f6sterdikten sonra verilen emir hakk\u0131nda \u00e7eki\u015fip, isyan ettiniz. Kiminiz d\u00fcnyay\u0131 istiyordu, kiminizse ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi denemek i\u00e7in onlara sizi ma\u011flup ettirdi, sizi ba\u011f\u0131\u015flad\u0131. Allah m\u00fcminlere kar\u015f\u0131 \u00e7ok l\u00fctufkard\u0131r.”
\nNur Suresi’nin 12-17. ayetlerinde ise, Hz. Ai\u015fe’ye yap\u0131lan iftiradan bahisle, sahabeye \u015f\u00f6yle seslenilmi\u015ftir.
\n“Onu i\u015fitti\u011finiz zaman inanan erkek ve kad\u0131nlar\u0131n kendiliklerinden g\u00fczel zanda bulunup, “bu, apa\u00e7\u0131k bir iftirad\u0131r” demeleri gerekmez miydi? (…) E\u011fer size d\u00fcnyada ve ahirette Allah’\u0131n l\u00fctfu olmasayd\u0131, i\u00e7ine dald\u0131\u011f\u0131n\u0131z bu yaygarada, size mutlaka b\u00fcy\u00fck bir azap dokunurdu. \u00c7\u00fcnk\u00fc siz onu dillerinize al\u0131verdiniz ve hakk\u0131nda hi\u00e7 bilginiz olmayan bir\u015feyi a\u011f\u0131zlar\u0131n\u0131zla s\u00f6ylediniz ve onu \u00f6nemsiz bir i\u015f sand\u0131n\u0131z. Oysa o, Allah yan\u0131nda b\u00fcy\u00fck bir g\u00fcnaht\u0131. Onu i\u015fitti\u011finiz zaman “Bunu konu\u015fmam\u0131z bize yak\u0131\u015fmaz. H\u00e2\u015f\u00e2, bu b\u00fcy\u00fck bir iftirad\u0131r” demeniz gerekmez miydi? Allah size \u00f6\u011f\u00fct veriyor ki, e\u011fer inananlar iseniz b\u00f6yle bir \u015feye asla d\u00f6nmeyesiniz.”
\nAhzap Suresi’nde (28-29) m\u00fcminlerin annelerine seslenilerek \u015f\u00f6yle buyurulmu\u015ftur:
\n“Ey peygamber! E\u015flerine s\u00f6yle: E\u011fer siz d\u00fcnya hayat\u0131n\u0131 ve onun s\u00fcs\u00fcn\u00fc istiyorsan\u0131z, gelin sizi yararland\u0131rayay\u0131m ve sizi g\u00fczellikle sal\u0131vereyim. E\u011fer siz, Allah’\u0131 ve ahiret yurdunu istiyorsan\u0131z, Allah sizden g\u00fczel hareket edenlere b\u00fcy\u00fck m\u00fckafat haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131r.”
\nCuma Suresi’nde (11) sahabe hakk\u0131nda \u015funlar s\u00f6ylenmi\u015ftir
\n“Bir ticaret ve e\u011flence g\u00f6rd\u00fckleri zaman hemen da\u011f\u0131l\u0131p, ona gittiler ve Seni ayakta b\u0131rakt\u0131lar. De ki: Allah’\u0131n yan\u0131nda bulunan, e\u011flenceden de ticaretten de hay\u0131rl\u0131d\u0131r. Allah r\u0131z\u0131k verenlerin en hay\u0131rl\u0131s\u0131d\u0131r.”
\nM\u00fcmtehine Suresi’nde ise, Mekke’nin fethinden \u00f6nce Hz. Peygamber’in (s.a.) Mekke’ye sald\u0131r\u0131 planlar\u0131n\u0131, Kurey\u015flilere gizlice haber vermek isteyen Bedir ashab\u0131ndan Hatip bin Ebi Belta’n\u0131n bu davran\u0131\u015f\u0131, \u015fiddetli bir \u015fekilde ele\u015ftiri konusu olmu\u015ftur.
\nBuna benzer daha bir\u00e7ok \u00f6rnek Kur’an’da zikredilmi\u015ftir. Yine Kur’an’da Allah Te\u00e2l\u00e2, sahabenin ve m\u00fcminlerin annelerinin y\u00fcce faziletlerini beyan ederek, kendilerinden raz\u0131 oldu\u011funun m\u00fcjdesini vermi\u015ftir. \u0130\u015fte bu denge dolay\u0131s\u0131ylad\u0131r ki M\u00fcsl\u00fcmanlar; yahudi ve h\u0131ristiyanlar\u0131n kendi b\u00fcy\u00fcklerini ilahla\u015ft\u0131rd\u0131klar\u0131 gibi bir hataya d\u00fc\u015fmemi\u015flerdir. Bu bak\u0131mdan hadis, tefsir ve siyer konusunda Ehl-i S\u00fcnnet’in ileri gelenleri yazd\u0131klar\u0131 eserlerde, sahabe, m\u00fcminlerin anneleri ve M\u00fcsl\u00fcman b\u00fcy\u00fcklerin faziletlerini anlat\u0131rlarken, onlar\u0131n zaaf, hata ve yan\u0131lg\u0131lar\u0131n\u0131 da a\u00e7\u0131klamaktan ka\u00e7\u0131nmam\u0131\u015flard\u0131r. Oysa bu kimseler, g\u00fcn\u00fcm\u00fczde onlar\u0131 y\u00fcceltenlerden daha kadir k\u0131ymet bilir kimselerdi.
\ne) Bu surede a\u00e7\u0131k\u00e7a, Allah’\u0131n insanlar hakk\u0131ndaki kararlar\u0131n\u0131n objektif oldu\u011fu beyan edilmi\u015ftir. Herkes iman\u0131n\u0131n ve amelinin kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 alacakt\u0131r. \u0130leri gelen b\u00fcy\u00fck bir zat ile yak\u0131nl\u0131\u011f\u0131 dolay\u0131s\u0131yla hi\u00e7 kimsenin ayr\u0131ca bir hak kazanmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, k\u00f6t\u00fc bir zat ile olan yak\u0131nl\u0131\u011f\u0131 nedeniyle de hi\u00e7bir kimseye zarar gelmez. Bu b\u00f6l\u00fcmde m\u00fcminlerin annelerine, \u00dc\u00e7 tip kad\u0131n \u00f6rnek verilmi\u015ftir. Birincisi, Hz. Nuh ile Hz. Lut’un (a.s) han\u0131mlar\u0131d\u0131r. \u015eayet iman etmi\u015f olsalard\u0131, Hz. Muhammed’in (s.a) han\u0131mlar\u0131 gibi, onlar da Peygamber olan kocalar\u0131n\u0131n vesilesiyle M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n anneleri olacaklard\u0131. Ancak onlar tam aksi davrand\u0131klar\u0131ndan, Peygamber han\u0131m\u0131 olmalar\u0131na ra\u011fmen, cehenneme hak kazanm\u0131\u015flard\u0131r. \u0130kinci olarak Allah’\u0131n en b\u00fcy\u00fck d\u00fc\u015fmanlar\u0131ndan Firavun’un han\u0131m\u0131 \u00f6rnek verilmi\u015ftir. O iman ederek, Firavun ve kavminin yapt\u0131klar\u0131ndan kendisini ay\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Ve onlardan ayr\u0131 bir yol izledi\u011fi i\u00e7in, Firavun’un kar\u0131s\u0131 olmas\u0131na ra\u011fmen, bunun kendisine bir zarar\u0131 dokunmam\u0131\u015ft\u0131r. Allah O’nu Cennetine lay\u0131k k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc \u00f6rnek ise, Hz. Meryem’dir. Allah O’na en y\u00fcce makam\u0131, kendisini en \u015fiddetli imtihana soktu\u011funda bile, Allah’\u0131n emirlerine uydu\u011fu i\u00e7in ihsan etmi\u015ftir. Ger\u00e7ekten de Hz. Meryem’in d\u0131\u015f\u0131nda yery\u00fcz\u00fcnde hi\u00e7bir k\u0131z b\u00f6ylesine zor bir imtihana tabi tutulmam\u0131\u015ft\u0131r.
\nO bir bakire iken, Allah kendisini mucize olarak hamile k\u0131lar ve O’ndan, bu g\u00f6revi yerine getirmesini ister. O da hi\u00e7 \u015fikayet etmeksizin, ger\u00e7ek m\u00fcminler gibi bu g\u00f6revi kabullenir ve Allah’\u0131n emrini yerine getirir. Sonu\u00e7ta Allah kendisini Cennetteki kad\u0131nlar\u0131n seyyidesi k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. (M\u00fcsned-i Ahmed)
\nBir ba\u015fka \u00f6nemli ger\u00e7ek ise, Allah taraf\u0131ndan Hz. Peygamber’e (s.a) g\u00f6nderilen vahiylerin sadece Kur’an ile kay\u0131tlanm\u0131\u015f olmad\u0131\u011f\u0131d\u0131r. Yani Hz. Peygamber’e Kur’an’\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda da vahiy geldi\u011fi bir vak\u0131ad\u0131r. Nitekim bu surenin \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc ayeti, bu konuda bir delildir. Bu ayete g\u00f6re, Hz. Peygamber, han\u0131mlar\u0131ndan birine bir s\u0131r vermi\u015f ama O, bu s\u0131rr\u0131 Hz. Peygamber’in (s.a.) bir ba\u015fka han\u0131m\u0131na daha a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. Bunun \u00fczerine Allah Te\u00e2l\u00e2’da bu muhabereyi Rasul\u00fc’ne bildirince, han\u0131m\u0131 “bunu sana kim haber verdi” diye sorar. Rasul\u00fcllah, “Bunu bana Alim ve Habir olan Allah haber verdi” \u015feklinde cevaplar. Bu noktada, “Ey peygamber, han\u0131m\u0131n senin kendisine verdi\u011fin s\u0131rr\u0131 filan kimseye s\u00f6yledi” bi\u00e7iminde bir ayetin Kur’an’\u0131n neresinde kay\u0131tl\u0131 bulundu\u011fu gibi bir soru akla gelmektedir. \u015eayet Kur’an’da b\u00f6yle bir ayet yoksa -ki yoktur-, bu Hz. Peygamber’e (s.a.) Kur’an’\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda da a\u00e7\u0131k\u00e7a vahiy geldi\u011fini ispatlar. Dolay\u0131s\u0131yla hadis inkarc\u0131lar\u0131n\u0131n “Rasulullah’a Kur’an d\u0131\u015f\u0131nda vahiy inmemi\u015ftir” \u015feklindeki iddialar\u0131 da \u00e7\u00fcr\u00fcmektedir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"