B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n 5- \u015e\u00fcphesiz ki iyiler(6) (ebr\u00e2r) , kar\u0131\u015f\u0131m\u0131 k\u00e2fur olan bir kadehten i\u00e7erler.<\/strong> A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n 6. Metinde “ebrar” kelimesi ge\u00e7mektedir. Bundan kas\u0131t, hakk\u0131yla Allah’a itaat eden, Allah’\u0131n emirlerini, farzlar\u0131n\u0131 yerine getiren ve men etti\u011fi \u015feylerden uzak duran kimselerdir.<\/p>\n 7. Yani, kaf\u00fbr ile kar\u0131\u015f\u0131k bir su demek de\u011fildir. Tabii bu; suyu temiz ve so\u011fuk, kokusu da kaf\u00fbr gibi olan bir \u00e7e\u015fme olacakt\u0131r.<\/p>\n 8. “\u0130badullah – Allah’\u0131n Kullar\u0131”, “\u0130badu’r-Rahman – Rahman’\u0131n Kullar\u0131” ifadeleri lugav\u00ee olarak b\u00fct\u00fcn insanlar i\u00e7in kullan\u0131labilir. \u00c7\u00fcnk\u00fc herkes Allah’\u0131n kuludur. Fakat Kur’an-\u0131 Kerim’de bu kelimelerin kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 yerlerde bunlardan, Allah’\u0131n salih kullar\u0131 kastedilmektedir. Allah’a itaat etmekten uzak durmu\u015f k\u00f6t\u00fc insanlar\u0131 Allah, kendi m\u00fcbarek isimlerine mensub etmeyerek bu \u015ferefli lakaplar\u0131 temiz tutmu\u015ftur.<\/p>\n 9. Bundan kas\u0131t, onlar\u0131n kazma k\u00fcrekle kanallar kaz\u0131p istedikleri yere su getirecekleri anlam\u0131nda de\u011fildir. Asl\u0131nda onlar i\u00e7in, cennetin neresinde isterlerse kolayl\u0131kla \u00e7\u0131karacaklar\u0131 bir \u00e7e\u015fme i\u00e7in bir i\u015faret kafi gelecektir.<\/p>\n 10. Adak adaman\u0131n bir manas\u0131, “bir kimsenin \u00fczerine vacip olan \u015feyi yerine getirmesidir” Di\u011fer bir manas\u0131, “bir kimse kendisi \u00fczerine neyi vacib etmi\u015fse, yani di\u011fer bir ifadeyle ne s\u00f6z vermi\u015fse onu yerine getirmesidir” \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc bir manas\u0131 da “bir kimse \u00fczerine ne vacipse ve kendine neyi vacip ettiyse onu yerine getirmesidir.” Bu \u00fc\u00e7 manadan en bilineni ikincisidir. Genellikle “adak adama” denildi\u011finde bu ikinci anlam kastedilir. B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 5- \u015e\u00fcphesiz ki iyiler(6) (ebr\u00e2r) , kar\u0131\u015f\u0131m\u0131 k\u00e2fur olan bir kadehten i\u00e7erler. 6- Allah’\u0131n kullar\u0131n\u0131n kendisinden i\u00e7tikleri bir kaynak;(8) onu f\u0131\u015fk\u0131rtt\u0131k\u00e7a f\u0131\u015fk\u0131rt\u0131p ak\u0131t\u0131rlar.(9) 7- Adaklar\u0131n\u0131 yerine […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":29580,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-29579","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n
\n6- Allah’\u0131n kullar\u0131n\u0131n kendisinden i\u00e7tikleri bir kaynak;(8) onu f\u0131\u015fk\u0131rtt\u0131k\u00e7a f\u0131\u015fk\u0131rt\u0131p ak\u0131t\u0131rlar.(9)<\/strong>
\n7- Adaklar\u0131n\u0131 yerine getirirler(10) ve \u015ferri (k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc) yayg\u0131n olan bir g\u00fcnden korkarlar.<\/strong><\/p>\n
\nHer neyse, burada, Allah (c.c) ‘\u0131n \u00fczerlerine vacip k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u015feyleri yerine getirdiklerinden dolay\u0131 methedilen veya iyilikte bulunan ve kendi \u00fczerlerine vacip k\u0131ld\u0131klar\u0131 \u015feyleri yerine getirdiklerinden dolay\u0131 \u00f6v\u00fclen salih kullardan bahsedilmektedir. Halbuki Allah Te\u00e2l\u00e2 onlar\u0131n \u00fczerine o \u015feyi vacip k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Ama onlar, de\u011fil Allah’\u0131n vacip k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 amelleri yerine getirmekte uyu\u015fuk davranmak, daha fazlas\u0131n\u0131 kendilerine vacip g\u00f6rm\u00fc\u015fler ve bu s\u00f6zlerini de yerine getirmi\u015flerdir.
\nAda\u011f\u0131n h\u00fck\u00fcmlerini biz k\u0131saca Bakara Suresi’nin 310. a\u00e7\u0131klama notunda izah etmi\u015ftik. Fakat, pek\u00e7ok kimsenin bu konuda baz\u0131 yanl\u0131\u015fl\u0131klara d\u00fc\u015fd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6r\u00fcnce yeri gelmi\u015fken burada bu meseleyi biraz daha a\u00e7\u0131klama l\u00fczumunu hissettim.
\na. F\u0131k\u0131h alimleri ada\u011f\u0131n d\u00f6rt \u00e7e\u015fit oldu\u011funu s\u00f6ylemi\u015flerdir. Birincisi, bir kimsenin Allah r\u0131zas\u0131 i\u00e7in falanca iyilikte bulunaca\u011f\u0131na dair Allah’a s\u00f6z vermesidir. \u0130kincisi, bir kimsenin falanca hacetinin giderilmesi halinde \u015f\u00fck\u00fcr olarak falanca iyili\u011fi yapaca\u011f\u0131na dair Allah’a s\u00f6z vermesidir. Bu iki tip ada\u011fa nezr-i teberrur (iyilikte bulunmak i\u00e7in adak) denilir. Bu \u00e7e\u015fit ada\u011f\u0131 yerine getirmenin vacip oldu\u011fu konusunda ittifak vard\u0131r. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc \u00e7e\u015fit adak ise bir kimsenin caiz olmayan bir i\u015f i\u00e7in veya kendisine vacip olan bir \u015feyi yerine getirmeye s\u00f6z vermesidir. D\u00f6rd\u00fcnc\u00fc \u00e7e\u015fit ise bir kimsenin m\u00fcbah bir i\u015fi kendi \u00fczerine vacip etmeye veya bir m\u00fcstehab \u015feyi yapmamaya yahut da k\u00f6t\u00fc bir i\u015fi yapmaya s\u00f6z vermesidir. Bu iki \u00e7e\u015fit ada\u011fa fukaha tabiriyle nezr-i leccac (cehalet veya inattan dolay\u0131 adak) denir. Bunlardan \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fcs\u00fc i\u00e7in “s\u00f6z” bile verilemez oldu\u011fu hususunda ittifak vard\u0131r. D\u00f6rd\u00fcnc\u00fcs\u00fc hakk\u0131nda ise fakihler aras\u0131nda g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r. Baz\u0131lar\u0131 bunu yerine getirmemek gerekti\u011fini s\u00f6ylerlerken baz\u0131lar\u0131 da bunun yerine kefaret vermek laz\u0131m geldi\u011fini ve di\u011ferleri de yerine getirmek veya onun yerine kefaret vermek konusunda muhayyer olduklar\u0131n\u0131 s\u00f6ylemektedirler. \u015eafii ve Maliki ulemas\u0131na g\u00f6re, b\u00f6yle bir adak zaten akd bile olunamaz. Hanefilere g\u00f6re ise bu iki \u00e7e\u015fit adak yerine kefaret vermek gerekir. (Umdet\u00fc’l-Kari)
\nb. Bir\u00e7ok hadisde Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn, kendi kaderini de\u011fi\u015ftirmek veya mesela “Ey Allah’\u0131m! Benim \u015fu i\u015fimi yaparsan ben de buna kar\u015f\u0131l\u0131k \u015fu iyilikte bulunurum” gibi Allah r\u0131zas\u0131 i\u00e7in yap\u0131lmas\u0131 gereken bir i\u015f \u00fczerinde Allah ile pazarl\u0131\u011fa girmeye benzer bir adak almaktan menetti\u011fi kay\u0131tl\u0131d\u0131r. Hz. Abdullah bin \u00d6mer’den rivayet edilen bir hadise g\u00f6re, bir kere Allah Rasul\u00fc adak adamaktan sak\u0131nd\u0131rarak \u015f\u00f6yle s\u00f6yledi: “O olacak olan\u0131 de\u011fi\u015ftirmez, ama bu vesileyle bir cimrinin mal\u0131 \u00e7\u0131km\u0131\u015f olur.” (M\u00fcslim ve Ebu Davud) Hadisin son k\u0131sm\u0131na g\u00f6re cimri bir kimse Allah yolunda zaten mal\u0131n\u0131 sarfetmez ama adak adamak suretiyle Allah’\u0131n takdirini de\u011fi\u015ftirece\u011fini umarak mal\u0131ndan sarfeder.
\nHz. Abdullah bin \u00d6mer’den ba\u015fka bir rivayette ada\u011f\u0131n hi\u00e7bir \u015feyi ne \u00f6nceye alabilece\u011fi ve ne de tehir edebilece\u011fi fakat bu vesileyle cimrinin elinden mal \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131 bildirilmi\u015ftir. (Buhar\u00ee ve M\u00fcslim) . Ayn\u0131 muhtevaya sahip m\u00fcteaddit rivayetler Ebu Hureyre’den naklolunmu\u015ftur. Buhar\u00ee ve M\u00fcslim’de bulunan bir ba\u015fka rivayette de \u015f\u00f6yle s\u00f6ylenilmektedir: “Asl\u0131nda ademo\u011flunun ada\u011f\u0131 hi\u00e7bir \u015feyi de\u011fi\u015ftirmez. Allah’\u0131n takdiri ne ise o ger\u00e7ekle\u015fir. Ne var ki bu sebeple takdir-i \u0130lah\u00ee bir cimrinin mal\u0131n\u0131 sarfettirir ki bir ba\u015fka t\u00fcrl\u00fc sarfetmesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir.” Abdullah bin Amr bin As’tan gelen bir di\u011fer rivayet, ayn\u0131 hususu \u015fu \u015fekilde a\u00e7\u0131klar. Allah Rasul\u00fc buyurdu ki “As\u0131l adak insan\u0131n Allah r\u0131zas\u0131 i\u00e7in yapt\u0131\u011f\u0131d\u0131r. O ki\u015finin gayesi yaln\u0131zca Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131d\u0131r.” (Tahav\u00ee)
\nc. Adak hakk\u0131nda Allah Rasul\u00fc, ancak Allah’a itaat do\u011frultusunda ise yerine getirilmesi gerekti\u011fini, fakat Allah’a isyan do\u011frultusunda ise o ada\u011f\u0131n kesinlikle yerine getirilmemesi gerekti\u011fini a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. Ayr\u0131ca, sahib olmad\u0131\u011f\u0131 bir \u015fey \u00fczerine veya g\u00fcc\u00fcn\u00fcn \u00fcst\u00fcnde bir \u015fey \u00fczerine de adak adanamayaca\u011f\u0131 belirtilmi\u015ftir. Hz. Ai\u015fe’den rivayet edilir ki “E\u011fer bir kimse ‘ben Allah’a itaat edece\u011fim’ diye bir adakta bulunursa bunu yerine getirmelidir. Ama bunun aksine bir adak ise, onu yerine getirmemelidir.” (Buhar\u00ee, Davud, Tirmiz\u00ee, Nese\u00ee, \u0130bn Mace, Tahav\u00ee) Sabit bin Dahhak, Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn “Allah’a isyan hususunda, hi\u00e7bir adak yerine getirilmemelidir. Ayr\u0131ca bir kimsenin sahip olmad\u0131\u011f\u0131 bir \u015fey i\u00e7in adak olmaz”, dedi\u011fini rivayet etmektedir. (Ebu Davud) M\u00fcslim’de ayn\u0131 konuda bir rivayet Hz. \u0130mran bin H\u00fcseyn’den nakledilmektedir. Hz. Abdullah bin Amr \u0130bn\u00fc’l-As’\u0131n Ebu Davud’daki rivayeti bundan daha ayr\u0131nt\u0131l\u0131d\u0131r. Buna g\u00f6re Rasul\u00fcllah \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur: “Bir kimsenin sahip olmad\u0131\u011f\u0131 bir \u015fey i\u00e7in ve yak\u0131nlar\u0131yla irtibat\u0131 kesmek (kat’\u0131-rahm) i\u00e7in ve de Allah’a isyan hususunda bir adak adanamaz.”
\nd. Bir i\u015fte bir hayr yoksa, bo\u015funa bir me\u015fakkat ise veya onunla kendi nefsine eziyet ve azab vermek isteniyorsa o ada\u011f\u0131 yerine getirmemelidir. Bu hususta Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn ir\u015fatlar\u0131, buyruklar\u0131 \u00e7ok a\u00e7\u0131kt\u0131r. Hz. Abdullah bin Abbas aktarmaktad\u0131r ki, birg\u00fcn Allah Rasul\u00fc bir hutbe irad etmekdeydi. \u00d6tede bir \u015fahs\u0131n g\u00fcne\u015fin alt\u0131nda ayakta dikili durmakta oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcnce “Bu adam kimdir? Niye b\u00f6yle yapmaktad\u0131r?” diye sordu. Dediler ki “Bu, Ebu-\u0130srail’dir, hep ayakta durmaya hi\u00e7 oturmamaya, g\u00f6lgelenmemeye, hi\u00e7 bir kimseyle konu\u015fmamaya ve oru\u00e7 tutmaya s\u00f6z vermi\u015f, adak adam\u0131\u015ft\u0131r.” Bunun \u00fczerine Allah Rasul\u00fc buyurdu ki: “Ona s\u00f6yleyin g\u00f6lgeye gelsin ve otursun, ama orucunu tamamlas\u0131n” (Buhari, Ebu Davud, \u0130bn Mace, Muvatta)
\nHz. Ukbe bin Amir Cuheyn\u00ee diyor ki: “Benim k\u0131zkarde\u015fim \u00e7\u0131plak ayak ile hacca gitmeye ve giderken de ba\u015f\u0131na bir \u015fey \u00f6rtmemeye s\u00f6z vermi\u015fti. Bunun \u00fczerine Allah Rasul\u00fc buyurdu ki: “Ona s\u00f6yleyin bir bine\u011fe binsin ve ba\u015f\u0131n\u0131 da \u00f6rts\u00fcn.” (Ebu Davud) M\u00fcslim’de de biraz farkl\u0131 kelimelerle ayn\u0131 hususta bir\u00e7ok rivayet nakledilmi\u015ftir. Hz. Abdullah bin Abbas, yukar\u0131da Ukbe bin Amir’den nakledilen k\u0131zkarde\u015fiyle ilgili rivayete cevaben Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn, “Allah’\u0131n, onun bu gibi ada\u011f\u0131na ihtiyac\u0131 yoktur. Ona s\u00f6yleyin bir bine\u011fe binsin.” dedi\u011fini aktarmaktad\u0131r. (Ebu Davud) Hz. Enes bin Malik’ten rivayet edilir ki Allah Rasul\u00fc bir kere (galiba Hacc seferinde) bir ya\u015fl\u0131 adam\u0131n iki o\u011fluna dayanarak y\u00fcr\u00fcmekte oldu\u011funu g\u00f6rd\u00fc. “Niye b\u00f6yledir?” diye sordu\u011funda “O y\u00fcr\u00fcyerek gitmeyi adam\u0131\u015ft\u0131r.” denildi. Bunun \u00fczerine Allah Rasul\u00fc “Bu \u015fahs\u0131n kendi kendisine azab vermesine Allah’\u0131n ihtiyac\u0131 yoktur.” buyurmu\u015f ve bir bine\u011fe binmesini emretmi\u015ftir. (Buhari, M\u00fcslim, Ebu Davud) Ayn\u0131 hadis M\u00fcslim’de Ebu Hureyre’den rivayet olunmaktad\u0131r.
\ne. E\u011fer bir adak adanm\u0131\u015f ve onu yerine getirmek de fiilen m\u00fcmk\u00fcn de\u011filse, o zaman adak ba\u015fka bir \u015fekilde yerine getirilebilir. Hz. Cabir bin Abdullah diyor ki; Mekke’nin fethi g\u00fcn\u00fc bir \u015fah\u0131s Allah Rasul\u00fc’ne gelip “Ben Mekke fetholunduktan sonra Kud\u00fcs’te iki rekat namaz k\u0131lmaya s\u00f6z vermi\u015ftim.” dedi. Allah Rasul\u00fc cevaben “Sen iki rekat\u0131 burada k\u0131l” dedi. Adam tekrar sordu. Allah Rasul\u00fc ayn\u0131 cevab\u0131 verdi. Adam \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc defa sorunca “Sen bilirsin” dedi. Bu hadisin di\u011fer bir rivayetinde ise, Allah Rasul\u00fc, “Muhammed’i (s.a) Hakk ile g\u00f6nderen o zat\u0131n \u00fczerine yemin ederim ki, e\u011fer burada k\u0131larsan o namaz Beyt\u00fc’l-Makdis’te k\u0131lmana denk olacakt\u0131r.” demi\u015ftir. (Ebu Davud) .
\nf. Bir kimse Allah yoluna e\u011fer b\u00fct\u00fcn varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 adam\u0131\u015fsa, bunun hakk\u0131nda fukaha aras\u0131nda ihtilaf vard\u0131r. \u0130mam Malik, o ki\u015finin mal\u0131n\u0131n \u00fc\u00e7te birini vermesi gerekir derken, Malikilerden Sahnun; “o kadar\u0131n\u0131 vermeli ki onu verdikten sonra kendisi s\u0131k\u0131nt\u0131ya d\u00fc\u015fmesin” demi\u015ftir. \u0130mam \u015eafii ise e\u011fer bu adak nezr-i teberru (iyilikte bulunmak i\u00e7in) ise o zaman yerine getirmeli, yani b\u00fct\u00fcn mal\u0131n\u0131 vermelidir ama e\u011fer nezr-i leccac ise o zaman ya yerine getirsin veya kefaretini versin demektedir. Ebu Hanife ise, zekat d\u00fc\u015fen b\u00fct\u00fcn mal\u0131ndan vermelidir. Ev ve di\u011fer emlak gibi \u00fczerine zekat\u0131n d\u00fc\u015fmedi\u011fi mallar ise adanamaz g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedir. Hanefilerden \u0130mam Z\u00fcfer, kendi ailesinin iki ayl\u0131k nafakas\u0131ndan gayri nesi varsa hepsini sadaka etmelidir demi\u015ftir. (Umdet\u00fc’l Kari ve \u015eah Veliyullah’\u0131n Muvatta \u015eerhi) Hadiste ise bu mesele hakk\u0131nda \u015f\u00f6yle rivayetler bulunmaktad\u0131r: Hz. Ka’b bin Malik diyor ki; “Tebuk gazvesinden geri kalm\u0131\u015ft\u0131m. Bu y\u00fczden itaba maruz kald\u0131m. Affolundu\u011fumu duyunca da hemen Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn huzuruna giderek, aff\u0131ma kar\u015f\u0131l\u0131k b\u00fct\u00fcn mal\u0131m\u0131 Allah ve Rasul\u00fc i\u00e7in verece\u011fim dedim. Rasulullah “hay\u0131r, \u00f6yle yapma” dedi. Ben “o zaman yar\u0131s\u0131n\u0131 vereyim, dedim.
\nO yine “hay\u0131r” Bu sefer “\u00fc\u00e7te birini vereyim” dedim. O zaman o “olur” dedi. (Ebu Davud) Di\u011fer bir rivayette, “Sen kendin i\u00e7in bir k\u0131sm\u0131n\u0131 tut. B\u00f6ylesi daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r.” dedi. (Buhari) \u0130mam Z\u00fchri diyor ki “Bana ula\u015fan habere g\u00f6re, Hz. Ebu Lubabe (ki Teb\u00fck Sava\u015f\u0131 meselesinde azarlanan bir \u015fah\u0131st\u0131.) Allah Rasul\u00fc’ne gelerek; “Ben Allah ve onun Rasul\u00fc i\u00e7in b\u00fct\u00fcn var\u0131m\u0131 yo\u011fumu sadaka edece\u011fim” demi\u015fti. Buna kar\u015f\u0131l\u0131k Allah Rasul\u00fc de “\u00fc\u00e7te birini vermen kafidir” dedi. (Muvatta) .
\ng. Bir kimse M\u00fcsl\u00fcman olmadan \u00f6nce bir hay\u0131r adam\u0131\u015fsa \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul ettikten sonra onu yerine getirmelidir. Allah Rasul\u00fc bu \u015fekilde fetva vermi\u015ftir. Buhari, Ebu Davud ve Tahav\u00ee’de Hz. \u00d6mer’in cahiliyye d\u00f6neminde, bir gece (veya bir g\u00fcn) Mescid-i Haram’da itikafta bulunmaya adak s\u00f6z\u00fc verdi\u011fi anlat\u0131lmaktad\u0131r. \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul ettikten sonra bu konuda Allah Rasul\u00fc’ne dan\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131. Allah Rasul\u00fc de bu ada\u011f\u0131n\u0131 yerine getirmesini s\u00f6yledi. Baz\u0131 fakihler Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn bu s\u00f6z\u00fcnden bunu b\u00f6yle yapman\u0131n vacip oldu\u011funu, di\u011ferleri de m\u00fcstehap oldu\u011funu \u00e7\u0131karm\u0131\u015flard\u0131r.
\nh. \u00d6lm\u00fc\u015f bir kimsenin \u00fczerine daha \u00f6nceden vacip olmu\u015f olan ada\u011f\u0131 varislerinin yerine getirip getirmeyecekleri hususunda fukaha aras\u0131nda ihtilaf vard\u0131r. \u0130mam-\u0131 Ahmed, \u0130shak bin Rahaveyh, Ebu Sevr ve Zahiriler; e\u011fer \u00f6l\u00fcn\u00fcn \u00fczerinde namaz ve oru\u00e7 ada\u011f\u0131 varsa onu varislerinin yerine getirmelerinin vacip oldu\u011funu s\u00f6ylerler. Hanefilere g\u00f6re e\u011fer adanm\u0131\u015f olan adak beden\u00ee bir ibadet ise (namaz ve oru\u00e7 gibi) varislerin onu yerine getirmeleri vacip de\u011fildir. E\u011fer mali bir ibadet olup da \u00f6len ki\u015fi varislerine o ada\u011f\u0131n\u0131 yerine getirmelerini vasiyet etmemi\u015fse o zaman da varisler i\u00e7in o ada\u011f\u0131 yerine getirmek vacip de\u011fildir. Ama e\u011fer vasiyet etmi\u015fse o zaman onun terekesinden \u00fc\u00e7te bir oran\u0131na kadar bir miktar ada\u011f\u0131 yerine getirmek i\u00e7in vermek vaciptir. Malikiler de benzer g\u00f6r\u00fc\u015ftedirler. \u015eafiilere g\u00f6re adak e\u011fer mali ibadetin d\u0131\u015f\u0131nda bir \u015feyse veya mali bir ibadet olup da \u00f6lenden geriye hi\u00e7bir tereke kalmam\u0131\u015fsa onu yerine getirmek varisler \u00fczerine vacip de\u011fildir, yok e\u011fer tereke kalm\u0131\u015fsa, \u00f6len ki\u015fi ister vasiyet etmi\u015f olsun isterse etmemi\u015f olsun o mali ibadeti yerine getirmek varisler \u00fczerine vacip olur. (M\u00fcslim’in Nevev\u00ee \u015eerhi, ve Ebu Davud \u015eerhi, Bezl\u00fc’l-Mechud) Hz. Abdullah bin Abbas’tan rivayet edilir ki, Hz. Sad bin Ubade, Allah Rasul\u00fc’ne gelerek “Benim annem bir adak adam\u0131\u015ft\u0131 ama yerine getiremeden vefat etti.” diyerek fetva sormu\u015ftu. Allah Rasul\u00fc, “Onu sen yerine getir” dedi. (Ebu Davud ve M\u00fcslim) \u0130bn Abbas’tan rivayet edilen ba\u015fka bir hadise g\u00f6re, bir kad\u0131n bir g\u00fcn deniz yolculu\u011funa \u00e7\u0131kacakt\u0131. \u00c7\u0131kmadan evvel “e\u011fer sa\u011f-salim afiyetle d\u00f6nersem bir ay oru\u00e7 tutaca\u011f\u0131m” diye adam\u0131\u015ft\u0131 ve eve d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcn hemen ertesinde bu kad\u0131n vefat etti. Kad\u0131n\u0131n k\u0131zkarde\u015fi (veyahut k\u0131z\u0131) Allah Rasul\u00fc’ne gelerek bunun hakk\u0131nda sorduklar\u0131nda “onun yerine sen oru\u00e7 tut” cevab\u0131n\u0131 ald\u0131lar. (Ebu Davud) Buna benzer bir ba\u015fka rivayet gene Ebu Davud’da Hz. Bureyre’den nakledilmektedir.
\nBurada da yukar\u0131daki mesele hakk\u0131nda, bir kad\u0131n Allah Rasul\u00fc’nden fetva sormu\u015f ve Allah Rasul\u00fc de ona yukar\u0131da zikredilen cevab\u0131 vermi\u015fti. B\u00fct\u00fcn bu rivayetlerden bu emrin vacip mi yoksa m\u00fcstehap m\u0131 oldu\u011fu a\u00e7\u0131k de\u011fildir. Ayr\u0131ca Hz. Ubade’nin annesinin ada\u011f\u0131n\u0131n mali bir ibadet mi oldu\u011fu yoksa bedeni bir ibadet mi oldu\u011fu hususu da a\u00e7\u0131k de\u011fildir. Bu y\u00fczden de fukaha aras\u0131nda bu mesele hakk\u0131nda ihtilaf vard\u0131r.
\ni. Yanl\u0131\u015f ve caiz olmayan \u00f6zellikleri bulunan bir ada\u011f\u0131 yerine getirmeme hususu a\u00e7\u0131kt\u0131r. Fakat bunun yerine kefaret gerekir mi gerekmez mi \u00fczerinde ihtilaf vard\u0131r. Bu konudaki rivayetler \u00e7e\u015fitli oldu\u011fundan fakihlerin g\u00f6r\u00fc\u015fleri de farkl\u0131 farkl\u0131d\u0131r. Bir grup rivayete g\u00f6re Allah Rasul\u00fc b\u00f6yle bir durumda kefaret verilmesini emretmi\u015ftir. Mesela Hz. Ai\u015fe’den “ma’siyet \u00fczerine adak yoktur. Onun kefareti ise yeminin kefaretidir.” s\u00f6z\u00fc nakledilir. (Ebu Davud) Yukar\u0131da d\u00f6rd\u00fcnc\u00fc \u015f\u0131kta ge\u00e7en Hz. Ukbe bin Amir Cuheyni’nin k\u0131zkarde\u015fi hakk\u0131nda Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn “o kendi ada\u011f\u0131ndan vazge\u00e7sin ve onun yerine \u00fc\u00e7 g\u00fcn oru\u00e7 tutsun’ dedi\u011fi rivayet edilir. (M\u00fcslim ve Ebu Davud) Hacca y\u00fcr\u00fcyerek gitmeyi adayan bir ba\u015fka kad\u0131n hakk\u0131nda da Allah Rasul\u00fc “bine\u011fe binsin ve yemininin kefaretini versin.” demi\u015ftir. (Ebu Davud) \u0130bn Abbas’tan Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn \u015f\u00f6yle s\u00f6yledi\u011fi rivayet edilir; “E\u011fer bir kimse adak adam\u0131\u015f ve ni\u00e7in adad\u0131\u011f\u0131n\u0131 tayin etmemi\u015fse o kimse yeminin kefaretini versin. E\u011fer ma’siyet \u00fczerine bir adak adam\u0131\u015fsa o ki\u015fi de yemini i\u00e7in bir kefaret versin. E\u011fer yerine getirmeye g\u00fc\u00e7 yetiremeyece\u011fi \u015feyin \u00fczerinde adak adam\u0131\u015fsa o da yeminin kefaretini versin. E\u011fer yerine getirmeye g\u00fcc\u00fc yetecek bir \u015fey \u00fczerine adak adam\u0131\u015fsa onu yerine getirsin.” (Ebu Davud) Ba\u015fka bir grup hadislerden de bu hususta kefaretin olmad\u0131\u011f\u0131 rivayet edilir. Mesela yukar\u0131da d\u00f6rd\u00fcnc\u00fc \u015f\u0131kta ge\u00e7en g\u00fcne\u015fin alt\u0131nda ayakta durmaya ve kimseyle konu\u015fmamaya s\u00f6z vermi\u015f olan adam hakk\u0131nda \u0130mam Malik Muvatta’da “Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn bu adaktan vazge\u00e7irmenin sonunda bir kefaret vermesini emretti\u011fine dair hi\u00e7bir rivayet duymad\u0131\u011f\u0131n\u0131” yazmaktad\u0131r. Abdullah bin Amr \u0130bn\u00fc’l-As, Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn \u015f\u00f6yle dedi\u011fini aktarmaktad\u0131r: “E\u011fer bir kimse bir \u015fey i\u00e7in yemin etmi\u015f ve sonra da o i\u015finin bundan daha iyi oldu\u011funu g\u00f6rm\u00fc\u015fse o zaman o birinciyi b\u0131rak\u0131p ikincisiyle amel etsin. Onun birinciyi terketmesi zaten bir kefarettir.” (Ebu Davud ve Beyhaki bu hadisin ve Ebu Hureyre’nin (daha g\u00fczel olan\u0131 yapmak zaten bir kefarettir) s\u00f6z\u00fcn\u00fcn sabit olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemektedir.) \u0130mam Nevevi b\u00fct\u00fcn bu hadisleri M\u00fcslim \u015ferhinde tart\u0131\u015farak masiyet \u00fczerine adak adaman\u0131n bat\u0131l oldu\u011funu ve bunun yerine bir kefaretin de s\u00f6z konusu olmad\u0131\u011f\u0131 konusunda \u0130mam Malik, \u0130mam \u015eafii, Ebu Hanife, Davud-u Zahiri ve cumhur uleman\u0131n ittifak etti\u011fini yazmaktad\u0131r. Yaln\u0131zca Ahmed bin Hanbel kefaretin gerekece\u011fini s\u00f6ylemektedir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"