B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n 1- Nun. Kaleme ve onunla yazd\u0131ranlara And olsun.<\/em><\/strong><\/p>\n 2- Sen, Rabbinin nimetiyle cinlenmi\u015f de\u011filsin.<\/em><\/strong><\/p>\n 3- Senin i\u00e7in kesintisiz bir m\u00fckafat vard\u0131r.<\/em><\/strong><\/p>\n 4- Ve sen y\u00fcce bir ahlaka sahipsin.<\/em><\/strong><\/p>\n 5- Sen de g\u00f6receksin, onlar da g\u00f6recekler.<\/em><\/strong><\/p>\n 6- Hanginizin s\u0131nand\u0131\u011f\u0131n:.<\/em><\/strong><\/p>\n 7-\u015e\u00fcphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan sapt\u0131\u011f\u0131na ve kimlerin do\u011fru yolda oldu\u011funu herkesten iyi bilir.<\/em><\/strong><\/p>\n 8- \u00d6yleyse yalanlayanlara itaat etme.<\/em><\/strong><\/p>\n 9- Onlar istediler ki, sen yumu\u015fak davranas\u0131n da onlar da sana yumu\u015fak davrans\u0131nlar.<\/em><\/strong><\/p>\n 10-\u015eunlar\u0131n hi\u00e7birine itaat etme: Yemin edip duran a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k.<\/em><\/strong><\/p>\n 11- Herkesi k\u0131nayan, s\u00f6z g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getiren.<\/em><\/strong><\/p>\n 12- Hayra engel olan, sald\u0131rgan, g\u00fcnahkar.<\/em><\/strong><\/p>\n 13- Kaba, sonra da soysuz, al\u00e7ak.<\/em><\/strong><\/p>\n 14- Mal ve o\u011fullar sahibi olmu\u015f diye (yolunu \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015f)<\/em><\/strong><\/p>\n 15- Kendisine ayetlerimiz okundu\u011fu zaman: “Eskilerin masallar\u0131” dedi.<\/em><\/strong><\/p>\n 16- Biz yak\u0131nda onun burnuna damga vuraca\u011f\u0131z.<\/em><\/strong><\/p>\n Y\u00fcce Allah burada “Nun” harfine, Kaleme ve yaz\u0131ya yemin ediyor. Alfabe harflerinden biri olmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan, “Nun” harfi ile, Kalem ve yaz\u0131 aras\u0131ndaki ilgi son derece a\u00e7\u0131kt\u0131r. Fakat bunlara yemin edilmi\u015f olmas\u0131 de\u011ferlerini artt\u0131r\u0131yor, bu yolla \u00f6\u011frenmeye \u00f6nem vermeyen bir toplumda dikkatleri onlara \u00e7ekiyor. O g\u00fcnk\u00fc Arap toplumunda okur-yazarl\u0131k oran\u0131 s\u0131f\u0131r denecek kadar d\u00fc\u015f\u00fckt\u00fc ve okuryazar olanlar\u0131n say\u0131s\u0131 bir elin parmaklar\u0131n\u0131 ge\u00e7mezdi. Oysa y\u00fcce Allah’\u0131n bilgisi kapsam\u0131nda onlar\u0131n hayat\u0131nda okur-yazarl\u0131\u011fa \u00f6nemli bir rol bi\u00e7ilmi\u015fti ve bunun geli\u015ftirilmesi, aralar\u0131nda yayg\u0131nla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 planlanm\u0131\u015ft\u0131. Bu inan\u00e7 sistemini ve ona dayal\u0131 hayat sistemini d\u00fcnyan\u0131n d\u00f6rt bir yan\u0131na ta\u015f\u0131malar\u0131 i\u00e7in yaz\u0131 gerekliydi. Ayr\u0131ca insanl\u0131\u011fa \u00f6nderlik etme g\u00f6revini eksiksiz yerine getirmeleri i\u00e7in bu durum ka\u00e7\u0131n\u0131lmazd\u0131. B\u00f6ylesine b\u00fcy\u00fck bir g\u00f6revi yerine getirmek i\u00e7in gerekli olan temel unsurlardan birinin yaz\u0131 oldu\u011fu ku\u015fku g\u00f6t\u00fcrmez bir ger\u00e7ektir.<\/p>\n Nitekim Peygamber Efendimize inen ilk vahyin i\u00e7eri\u011fi de bu anlam\u0131 peki\u015ftirmektedir: “Yaratan Rabbinin ad\u0131yla oku. O, insan\u0131 embriyodan yaratt\u0131. Oku. Rabbin en b\u00fcy\u00fck kerem sahibidir. O, insana kalemle yazmay\u0131 \u00f6\u011fretti. \u0130nsana bilmedi\u011fini \u00f6\u011fretti.”<\/strong>(Kalem suresi 1-5)<\/p>\n Ayr\u0131ca bu kitab\u0131n okuma yazma bilmeyen bir peygambere y\u00f6nelik olmas\u0131 da bu hususu desteklemektedir. (Y\u00fcce Allah belli bir hikmetten dolay\u0131 Peygamber Efendimizin okuma yazma bilmeyen biri olmas\u0131n\u0131 \u00f6ng\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr). Fakat y\u00fcce Allah okuma yazma bilmeyen bu peygamberine indirdi\u011fi ilk vahiyde okumaya, kalem ile \u00f6\u011frenmeye te\u015fvik edici ifadeler kullanm\u0131\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde bu surede de “Nun” harfine, kaleme ve kalemle yaz\u0131lanlara yemin edilerek bu husus yine peki\u015ftirilmi\u015ftir. Bu durum, y\u00fcce Allah’\u0131n sonsuz ilminin kapsam\u0131nda planlad\u0131\u011f\u0131 b\u00fcy\u00fck ve evrensel rol\u00fc \u00fcstlenmek \u00fczere haz\u0131rlad\u0131\u011f\u0131 bu \u00fcmmete y\u00f6nelik e\u011fitim metodunun bir a\u015famas\u0131d\u0131r.<\/p>\n Y\u00fcce Allah, m\u00fc\u015friklerin Peygamber Efendimize y\u00f6nelik yalan ve iftiralar\u0131n\u0131 \u00e7\u00fcr\u00fctmek, b\u00f6yle bir \u015feyin olamayaca\u011f\u0131n\u0131 vurgulamak, Peygamberine y\u00f6nelik l\u00fctfunu ve nimetini dile getirmek i\u00e7in, biraz \u00f6nce de belirtti\u011fimiz gibi yaz\u0131n\u0131n de\u011ferini b\u00fcy\u00fct\u00fcc\u00fc, \u00f6nemini peki\u015ftirici bir \u00fcslupla “Nun” harfine, kaleme ve onunla yaz\u0131lanlara yemin ediyor:<\/p>\n “Sen Rabbinin nimetiyle cinlenmi\u015f de\u011filsin.”<\/strong><\/p>\n Bu k\u0131sa ayet bir a\u00e7\u0131dan olumluluk, bir di\u011fer a\u00e7\u0131dan da olumsuzluk ifade ediyor… Y\u00fcce Allah’\u0131n peygamberine y\u00f6nelik nimetini yak\u0131nl\u0131k ve sevgi ifade eden bir \u00fcslupla vurgularken olumludur. \u00c7\u00fcnk\u00fc y\u00fcce Allah, “Rabbin” <\/strong>ifadesiyle O’nu y\u00fcce zat\u0131na ba\u011fl\u0131yor. \u00d6te yandan y\u00fcce Allah’\u0131n kendisine yak\u0131n oldu\u011funu bildirdi\u011fi ve se\u00e7kin k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 bir kula y\u00f6nelik nimetiyle ba\u011fda\u015fmayan mesnetsiz yak\u0131\u015ft\u0131rmay\u0131, iftiray\u0131 reddederken de olumsuzluk ifade ediyor.<\/p>\n Peygamber Efendimizin soyda\u015flar\u0131n\u0131n aras\u0131nda ge\u00e7irdi\u011fi peygamberli\u011finin ilk y\u0131llar\u0131n\u0131 inceleyenler, soyda\u015flar\u0131n\u0131n ona y\u00f6nelttikleri “o bir delidir” su\u00e7lamalar\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda \u015fa\u015fk\u0131na d\u00f6nerler. Oysa, akl\u0131 \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc dile getiren bizzat kendileridir. Nitekim, Peygamberlik g\u00f6revlendirilmesinden y\u0131llar \u00f6nce K\u00e2be’deki Haceru’l Esved’in (Kara ta\u015f\u0131n) yerine konulmas\u0131 hususunda aralar\u0131nda ba\u015f g\u00f6steren g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131klar\u0131nda O’nun hakemli\u011fini kabul etmi\u015flerdi. O’na g\u00fcvenilir ki\u015fi anlam\u0131na gelen “el-Emin” <\/strong>lakab\u0131n\u0131 takan kendileridir. Kendisine d\u00fc\u015fman olduklar\u0131n\u0131 sert tav\u0131rlarla ortaya koyduktan sonra bile O’nun Medine’ye hicret etti\u011fi g\u00fcne kadar k\u0131ymetli e\u015fyalar\u0131n\u0131, paralar\u0131n\u0131 ona emanet etmeye devam ediyorlard\u0131. Nitekim, Hz. Ali’nin Peygamber Efendimizin yan\u0131ndaki emanetleri sahiplerine geri vermek amac\u0131yla, Hz. Peygamberden sonra birka\u00e7 g\u00fcn Mekke’de kald\u0131\u011f\u0131 kesinlik kazanm\u0131\u015ft\u0131r. Ama ayn\u0131 s\u0131rada ad\u0131 ge\u00e7en adamlar, O’na kar\u015f\u0131 bu kadar sert bir tav\u0131r i\u00e7indeydiler, amans\u0131z d\u00fc\u015fmanlar\u0131yd\u0131lar. Yine onlar, Peygamber Efendimizin peygamberlikle g\u00f6revlendirilmeden \u00f6nce bir kez olsun yalan s\u00f6yledi\u011fine tan\u0131k olmam\u0131\u015flard\u0131. Bizans imparatoru Heraklius Peygamberimizle ilgili olarak Ebu Sufyan’a \u015f\u00f6yle sormu\u015ftu: “Peygamber olmadan \u00f6nce onu yalanc\u0131l\u0131kla su\u00e7lad\u0131\u011f\u0131n\u0131z olmu\u015f muydu?” Ebu S\u00fcfyan -M\u00fcsl\u00fcman olmad\u0131\u011f\u0131 zamanlar onun ba\u015f d\u00fc\u015fman\u0131yd\u0131- “Hay\u0131r” demi\u015fti. Bunun \u00fczerine Herakl\u0131us: “insanlara yalan s\u00f6ylemeyen birinin Allah ad\u0131na yalan s\u00f6ylemesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir” demi\u015fti.<\/p>\n \u00d6fkenin, kinin insanlar\u0131, Kurey\u015f m\u00fc\u015friklerinin yapt\u0131\u011f\u0131 gibi aralar\u0131nda akli \u00fcst\u00fcnl\u00fckle, g\u00fczel ahlakla \u015f\u00f6hret bulan bu \u00fcst\u00fcn ve sayg\u0131n insan hakk\u0131nda bu ve benzeri mesnetsiz su\u00e7lamalarda bulunmaya y\u00f6neltmesi insan\u0131 hayrete d\u00fc\u015f\u00fcren bir durumdur. Fakat kin, insan\u0131 k\u00f6reltir, sa\u011f\u0131rla\u015ft\u0131r\u0131r; art niyetlilik, insan\u0131 s\u0131k\u0131lmadan iftira atmaya iter. Fakat herkesten \u00f6nce bizzat bu iftiray\u0131 atan kendisinin yalanc\u0131 bir g\u00fcnahkar oldu\u011funu bilir!<\/p>\n “Sen, Rabbinin nimetiyle cinlenmi\u015f de\u011filsin.”<\/strong><\/p>\n \u0130\u015fte y\u00fcce Allah bu \u015fekilde \u015fefkat ve yak\u0131nl\u0131k ta\u015f\u0131yan bir ifadeyle, onurland\u0131r\u0131c\u0131 bir \u00fcslupla, peygamberine y\u00f6nelik bu kafirce kine, bu \u00e7irkin iftiraya cevap veriyor:<\/p>\n “Senin i\u00e7in kesintisiz bir m\u00fckafat vard\u0131r.”<\/strong><\/p>\n Senin i\u00e7in s\u00fcrekli ve kesintisiz bir m\u00fckafat vard\u0131r. Bitmez, t\u00fckenmez bir \u00f6d\u00fcld\u00fcr bu. Sana peygamberlik g\u00f6revini ve O’nun sayg\u0131n makam\u0131n\u0131 bah\u015feden Rabbinin kat\u0131ndaki bir m\u00fckafat vard\u0131r. Bu da her t\u00fcrl\u00fc yoksunlu\u011fu gideren, her t\u00fcrl\u00fc bo\u015flu\u011fu dolduran, m\u00fc\u015friklerin t\u00fcm su\u00e7lamalar\u0131n\u0131 silip s\u00fcp\u00fcren engin bir kar\u015f\u0131l\u0131k, bir yak\u0131nl\u0131k ifadesi, bir y\u00fcreklendirici tesellidir. Y\u00fcce rabbinin, \u015fefkatle, sevgiyle ve onurland\u0131r\u0131c\u0131 bir \u00fcslupla hakk\u0131nda “Senin i\u00e7in kesintisiz bir m\u00fckafat vard\u0131r.” <\/strong>dedi\u011fi kimse ne kaybeder ki?<\/p>\n Sonra Peygamber Efendimizin ki\u015fili\u011fi hakk\u0131ndaki en b\u00fcy\u00fck \u015fahitli\u011fe ve bu \u015fahitli\u011fin onurland\u0131r\u0131c\u0131 ifadesine yer veriliyor:<\/p>\n “Ve sen y\u00fcce bir ahl\u00e2ka sahipsin.”<\/strong><\/p>\n Se\u00e7kin peygamber hakk\u0131ndaki bu e\u015fsiz \u00f6vg\u00fc varl\u0131klar aleminin d\u00f6rt bir yan\u0131nda yank\u0131lan\u0131yor; y\u00fcceler aleminden gelen bu \u00f6vg\u00fc varl\u0131klar aleminin temel plan\u0131na yerle\u015ftiriyor.<\/p>\n Hi\u00e7bir kalem, hi\u00e7bir d\u00fc\u015f\u00fcnce varl\u0131klar aleminin Rabbinin s\u00f6yledi\u011fi bu s\u00f6z\u00fcn ifade etti\u011fi anlam\u0131 anlatamaz. Bu, Allah’\u0131n \u015fahitli\u011fidir. Allah’\u0131n terazisinde bir kula verilen de\u011ferdir. Hakk\u0131nda “Sen y\u00fcce bir ahl\u00e2ka sahipsin” <\/strong>denilen bir kula y\u00f6nelik e\u015fsiz bir \u00f6vg\u00fcd\u00fcr. Y\u00fcce ahlak\u0131n Allah kat\u0131nda ifade etti\u011fi anlam\u0131n boyutlar\u0131n\u0131 hi\u00e7bir canl\u0131 kavrayamaz.<\/p>\n Hz. Muhammed’in -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- y\u00fcceli\u011fine ili\u015fkin bu y\u00fcce s\u00f6z\u00fcn anlam\u0131 de\u011fi\u015fik a\u00e7\u0131lardan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda son derece belirgindir, a\u00e7\u0131kt\u0131r. Y\u00fcce Allah’\u0131n s\u00f6yledi\u011fi, evrenin vicdan\u0131n\u0131n tescil etti\u011fi, varl\u0131klar aleminin \u00f6z\u00fcn\u00fcn peki\u015ftirildi\u011fi, ayr\u0131ca Allah’\u0131n diledi\u011fi bir zamana kadar y\u00fcceler aleminde yank\u0131lanan bir s\u00f6z olmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan \u00f6nemlidir.<\/p>\n Bu s\u00f6z bir ba\u015fka a\u00e7\u0131dan da \u00f6nemlidir. Hz. Muhammed’in -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- bu s\u00f6z\u00fc alg\u0131layabilmesi de, buna g\u00fc\u00e7 yetirebilmesi de \u00fczerinde durulmas\u0131 gereken \u00f6nemli bir husustur. O, bu s\u00f6z\u00fc s\u00f6yleyenin Rabbi oldu\u011funu biliyor. O, Rabbinin kim oldu\u011funu, O’nun y\u00fcceli\u011fini, s\u00f6zlerinin ne anlama geldi\u011fini, bu s\u00f6zlerin boyutlar\u0131n\u0131, yank\u0131lar\u0131n\u0131 \u00e7ok iyi biliyor. O, bu s\u0131n\u0131rs\u0131z y\u00fccelik kar\u015f\u0131s\u0131nda, hi\u00e7 kimsenin kavrayamad\u0131\u011f\u0131 \u015feyler kavram\u0131\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen kendisinin de kim oldu\u011funu \u00e7ok iyi biliyor.<\/p>\n Hz. Muhammed’in -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- bu s\u00f6z\u00fc, hem de bu y\u00fcce kaynaktan alg\u0131lamas\u0131, buna ra\u011fmen sars\u0131lmamas\u0131, -bir \u00f6vg\u00fc bile olsa- bu s\u00f6z\u00fcn deh\u015fet verici a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131 alt\u0131nda ezilmemesi, bask\u0131s\u0131 alt\u0131nda ki\u015fili\u011fini yitirmemesi, kendini kaybetmemesi… Bu s\u00f6z\u00fc derin bir g\u00fcven duygusu, sa\u011flam bir iradeyle ve dengeli bir ki\u015filikle kar\u015f\u0131lamas\u0131… B\u00fct\u00fcn deliller bir yana, bu durum bile ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na O’nun ki\u015fili\u011finin y\u00fcceli\u011finin kan\u0131t\u0131d\u0131r.<\/p>\n Siyer kitaplar\u0131nda O’nun ahl\u00e2k\u0131n\u0131n y\u00fcceli\u011fi anlat\u0131lm\u0131\u015f, bu hususta bir\u00e7ok arkada\u015f\u0131n s\u00f6zleri aktar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bununla beraber onun hayat\u0131n\u0131n ortaya koydu\u011fu realite, onunla ilgili olarak aktar\u0131lan t\u00fcm rivayetlerden daha etkili bir tan\u0131kt\u0131r. Fakat bu s\u00f6z ifade etti\u011fi anlam bak\u0131m\u0131ndan \u00f6b\u00fcrlerinden daha y\u00fcce, daha etkileyicidir. Ulu ve b\u00fcy\u00fck Allah’tan kaynaklanmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan y\u00fccedir. Hz. Muhammed’in -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- bu s\u00f6z\u00fc s\u00f6yleyen ulu ve b\u00fcy\u00fck Rabbinin kim oldu\u011funu bildi\u011fi halde alg\u0131layabilmesi, buna ra\u011fmen derin bir g\u00fcvenle, sa\u011flam bir ifadeyle ayakta kalabilmesi, y\u00fcce Allah’tan b\u00f6yle bir s\u00f6z dinlemi\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen Allah’\u0131n kullar\u0131na kar\u015f\u0131 b\u00fcy\u00fckl\u00fck kompleksine kap\u0131lmamas\u0131, kibirlenmemesi, \u00fcst\u00fcnl\u00fck taslamamas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan da bu s\u00f6z son derece \u00f6nemlidir.<\/p>\n Hi\u00e7 ku\u015fkusuz y\u00fcce Allah Peygamberlik g\u00f6revini kime verece\u011fini herkesten iyi bilir. B\u00fct\u00fcn evrensel b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc ile bu son peygamberlik misyonunu (bu y\u00fcce ki\u015fili\u011fi ile) Hz. Muhammed’den ba\u015fkas\u0131 ta\u015f\u0131yamazd\u0131. Ondan ba\u015fkas\u0131 bu ola\u011fan\u00fcst\u00fc misyonun \u00fcstesinden gelemezdi. O’na denk olamazd\u0131, onun canl\u0131 bir tablosu olamazd\u0131.<\/p>\n G\u00fczelli\u011fin, kusursuzlu\u011fun, b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcn, evrenselli\u011fin, do\u011fruluk ve ger\u00e7ekli\u011fin doruklar\u0131nda olan bir misyonu, ancak y\u00fcce Allah’\u0131n bu \u00f6vg\u00fcs\u00fcne muhatap olan biri ta\u015f\u0131yabilirdi. Ancak O’nun ki\u015fili\u011fi, sa\u011flam bir iradeyle, dengeli bir psikolojik durumla ve sars\u0131lmaz bir g\u00fcvenle bu \u00f6vg\u00fcy\u00fc kar\u015f\u0131layabilirdi. Onun sahip oldu\u011fu bu \u00f6zg\u00fcven duygusu, peygamberlik misyonunu ve bu y\u00fcce \u00f6vg\u00fcn\u00fcn ifade etti\u011fi ger\u00e7e\u011fi kapsayan b\u00fcy\u00fck kalbinden kaynaklan\u0131yordu. \u00d6te yandan bu kalp -ayn\u0131 zamanda- baz\u0131 davran\u0131\u015flar\u0131ndan dolay\u0131 Rabbinin kendisine y\u00f6neltti\u011fi azarlamalara, k\u0131namalara da muhatap oluyordu. Ama ayn\u0131 irade sa\u011flaml\u0131\u011f\u0131n\u0131, ayn\u0131 dengeli psikolojik durumunu ve Ayn\u0131 sars\u0131lmaz \u00f6zg\u00fcvenini koruyordu. Kendisine y\u00f6nelik \u00f6zg\u00fcy\u00fc a\u00e7\u0131k\u00e7a duyurdu\u011fu gibi Rabbinden i\u015fitti\u011fi azarlar\u0131 da a\u00e7\u0131k\u00e7a duyuruyordu. \u0130kisini de kesinlikle gizlemezdi. O, her iki durumda da insanl\u0131k tarihinin tan\u0131k oldu\u011fu o sayg\u0131n peygamberdi. O itaatk\u00e2r kuldu. O g\u00fcvenilir tebli\u011fciydi.<\/p>\n Bu ruhun ger\u00e7ekli\u011fi, ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 peygamberlik misyonunun ger\u00e7ekli\u011finden kaynaklan\u0131yordu. Bu ruhun b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc, omuzlad\u0131\u011f\u0131 peygamberlik g\u00f6revinin b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnden ileri geliyordu. T\u0131pk\u0131 \u0130slam ger\u00e7e\u011fi gibi Hz. Muhammed -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- ger\u00e7e\u011fi de insanlara sahip bulunduklar\u0131 herhangi bir b\u00fcy\u00fctecin boyutlar\u0131n\u0131 a\u015facak b\u00fcy\u00fckl\u00fcktedir. Birbiriyle b\u00fct\u00fcnle\u015fmi\u015f bu iki b\u00fcy\u00fck ger\u00e7e\u011fi g\u00f6zlemleyen birinin yapabilece\u011fi \u015fey sadece bu ger\u00e7e\u011fi g\u00f6rmektir, ama onu b\u00fct\u00fcn y\u00f6nleriyle a\u00e7\u0131klay\u0131p, g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne sermesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Sadece bu ger\u00e7e\u011fin evren i\u00e7indeki y\u00f6r\u00fcngesine uzaktan i\u015faret edebilir, ama kesinlikle bu y\u00f6r\u00fcngeyi her y\u00f6n\u00fcyle kavrayamaz!<\/p>\n Bir kez daha kendimi Peygamber Efendimizin sa\u011flam bir iradeyle, dengeli bir psikolojik durumla ve derin bir \u00f6zg\u00fcvenle sars\u0131lmadan Rabbinden gelen bu \u00f6vg\u00fcy\u00fc kar\u015f\u0131lamas\u0131n\u0131n ifade etti\u011fi b\u00fcy\u00fck anlam\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda durup hayretler i\u00e7inde d\u00fc\u015f\u00fcnmek zorunda hissediyorum. Peygamber Efendimiz bazen arkada\u015flar\u0131ndan birini \u00f6vd\u00fc\u011f\u00fc olurdu. Bunun \u00fczerine onun y\u00fcce \u00f6vg\u00fcs\u00fcne muhatap olan arkada\u015f\u0131 kendilerinden ge\u00e7ercesine sars\u0131l\u0131r, b\u00fct\u00fcn arkada\u015flar\u0131 titrerlerdi. Oysa o, bir insand\u0131. Arkada\u015f\u0131 da O’nun bir insan oldu\u011funu biliyordu. Arkada\u015flar\u0131 onun bir insan oldu\u011funun bilincindeydi. Evet O, bir peygamberdi ama, s\u0131n\u0131rlar\u0131 belirlenmi\u015f bir dairede; s\u0131n\u0131rl\u0131 insanl\u0131k dairesinde hareket eden bir peygamberdi. Ama O’nun y\u00fcce Allah’tan gelen b\u00f6yle bir \u00f6vg\u00fcye muhatap olmas\u0131… \u00dcstelik O, Allah’\u0131n kim oldu\u011funu da biliyor… \u00d6zellikle O, Allah’\u0131n kim oldu\u011funu herkesten \u00e7ok iyi biliyor… \u00c7\u00fcnk\u00fc O, ba\u015fkas\u0131n\u0131n bilmesine imkan olmayan \u015feyleri Allah’tan \u00f6\u011freniyordu… Buna ra\u011fmen O’nun bu \u00f6vg\u00fcn\u00fcn a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131na katlanabilmesi, sa\u011flam bir iradeyle ayakta durabilmesi, bu \u00f6vg\u00fcy\u00fc kar\u015f\u0131lamas\u0131 ve normal hayat\u0131na devam etmesi her t\u00fcrl\u00fc d\u00fc\u015f\u00fcncenin, her t\u00fcrl\u00fc de\u011ferlendirmenin \u00fcst\u00fcnde bir olgudur.<\/p>\n Sadece Hz. Muhammed -sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun- bu y\u00fcce ufka y\u00fckselebildi… Yaln\u0131zca Hz. Muhammed insan\u0131n i\u00e7ine \u00fcflenmi\u015f Allah’\u0131n ruhu ile ayn\u0131 cinsten olan insani kusursuzluk zirvesine ula\u015fabildi. Sadece Hz. Muhammed t\u00fcm insanl\u0131\u011fa hitap eden, b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya y\u00f6nelik bu evrensel peygamberlik misyonunun hakk\u0131ndan gelebilirdi, yery\u00fcz\u00fcnde dola\u015fan bir insan k\u0131l\u0131\u011f\u0131nda onun canl\u0131 bir temsilcisi olurdu. Ku\u015fkusuz y\u00fcce Allah, sadece Hz. Muhammed’in bu makama lay\u0131k oldu\u011funu biliyordu. \u00c7\u00fcnk\u00fc y\u00fcce Allah, peygamberlik g\u00f6revini kime verece\u011fini herkesten iyi bilir. Ve O bu surede peygamberinin y\u00fcce bir ahlaka sahip oldu\u011funu duyurmu\u015ftur. Bir ba\u015fka surede de, O’nun \u015fan\u0131n\u0131n y\u00fcce, zat\u0131n\u0131n ve s\u0131fatlar\u0131n\u0131n ulu oldu\u011funu, hem kendisinin hem de meleklerin ona esenlik diledi\u011fini duyurmu\u015ftur: `\u015e\u00fcphesiz Allah ve melekleri peygamberi \u00f6verler.”<\/strong>(Ahzab suresi 56) Sadece y\u00fcce Allah kullar\u0131ndan birine bu b\u00fcy\u00fck l\u00fctfu bah\u015fedebilir…<\/p>\n Bir yandan da bu mesaj ahl\u00e2k unsurunun Allah’\u0131n terazisinde son derece \u00f6nemli bir \u00f6vg\u00fcye de\u011fer oldu\u011funu, \u0130slam’da t\u0131pk\u0131 Hz. Muhammed ger\u00e7e\u011fi gibi k\u00f6kl\u00fc oldu\u011funu vurguluyor.<\/p>\n Bu inan\u00e7 sistemine bakan biri, t\u0131pk\u0131 bu inan\u00e7 sisteminin peygamberinin hayat\u0131na bakan birisi gibi ahl\u00e2k unsurunun \u00e7ok belirgin ve k\u00f6kl\u00fc oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcr. Bu inan\u00e7 sisteminde hem yasal d\u00fczenlemelere ili\u015fkin temeller hem de ruhsal ar\u0131nmaya ili\u015fkin temeller ahlak unsuruna dayan\u0131r. Bu inan\u00e7 sisteminde en b\u00fcy\u00fck \u00e7a\u011fr\u0131, ar\u0131nmaya, temizli\u011fe, g\u00fcvenlili\u011fe, do\u011frulu\u011fa, adalete, merhamete, verilen s\u00f6z\u00fc tutmaya, s\u00f6z ile davran\u0131\u015f\u0131n birbirini tutmas\u0131na, her ikisinin niyet ve vicdan ile uyu\u015fmas\u0131na, zorbal\u0131\u011f\u0131n, zulm\u00fcn, hile ve aldatman\u0131n, insanlar\u0131n mallar\u0131n\u0131 haks\u0131z yere yemenin, dokunulmas\u0131 yasak olan ba\u015fkalar\u0131n\u0131n \u0131rz ve namusuna tecav\u00fcz etmenin, her t\u00fcrl\u00fc k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn ve fuh\u015fun \u00f6nlenmesine ili\u015fkindir… Bu inan\u00e7 sisteminin \u00f6ng\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc yasal d\u00fczenlemeler, bu temellerin, duygu ve davran\u0131\u015fta, vicdan\u0131n derinliklerinde ve toplumun pratik hayat\u0131nda, bireysel, toplumsal ve uluslararas\u0131 ili\u015fkilerde ahl\u00e2k unsurunun korunmas\u0131 amac\u0131na y\u00f6neliktir.<\/p>\n Allah’\u0131n se\u00e7kin peygamberi \u015f\u00f6yle buyuruyor: “Ben ancak g\u00fczel ahl\u00e2k\u0131 tamamlamak i\u00e7in g\u00f6nderildim: <\/strong>‘ B\u00f6ylece peygamberlik g\u00f6revini bu soylu hedefle \u00f6zetliyor. G\u00fczel ahl\u00e2ka te\u015fvik edici bir \u00e7ok hadisi dilden dile dola\u015fmaktad\u0131r. O’nun ki\u015fisel hayat\u0131 da y\u00fcce Allah’\u0131n \u00f6l\u00fcms\u00fcz kitab\u0131nda “Sen y\u00fcce bir ahl\u00e2ka sahipsin.”<\/strong> \u00f6vg\u00fcs\u00fcn\u00fc hakkedecek canl\u0131 bir \u00f6rnek, tertemiz bir sayfa ve y\u00fcce bir tablo olarak g\u00f6zler \u00f6n\u00fcnde duruyor. Y\u00fcce Allah bu s\u00f6zle peygamberini \u00f6vd\u00fc\u011f\u00fc gibi, se\u00e7kin peygamberinin getirdi\u011fi hayat sistemindeki ahl\u00e2k unsurunu da \u00f6v\u00fcyor. Bununla yeri g\u00f6\u011fe ba\u011fl\u0131yor. Kendisini arayan, arzulayan g\u00f6n\u00fclleri bu unsura y\u00f6neltiyor. Sevdi\u011fi ve ho\u015fnut oldu\u011fu y\u00fcce ahl\u00e2k\u0131n ne oldu\u011funu g\u00f6steriyor.<\/p>\n Hi\u00e7 ku\u015fkusuz bu, \u0130slam ahl\u00e2k\u0131na \u00f6zg\u00fc e\u015fsiz bir anlay\u0131\u015ft\u0131r. Bu ahl\u00e2k toplumdan, \u00e7evreden do\u011fmam\u0131\u015ft\u0131r. Kesinlikle yery\u00fcz\u00fc de\u011ferlerinden kaynaklanmam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 herhangi bir geleneksel anlay\u0131\u015fa veya \u00e7\u0131kara yahut herhangi bir ku\u015fakta ge\u00e7erli olan insanlar aras\u0131 ili\u015fkilere dayanmaz, onlardan kaynaklanmaz. \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 g\u00f6kten kaynaklan\u0131r, g\u00f6\u011fe dayan\u0131r. \u0130nsanlar y\u00fcce ufuklara y\u00f6nelsinler diye g\u00f6kten yere y\u00f6neltilen \u00e7a\u011fr\u0131dan kaynaklan\u0131r. \u0130nsanlar g\u00fc\u00e7leri oran\u0131nda ger\u00e7ekle\u015ftirsinler, istenen y\u00fcce insanl\u0131\u011f\u0131 ya\u015fas\u0131nlar, y\u00fcce Allah’\u0131n kendilerine bi\u00e7ti\u011fi de\u011fere ve yery\u00fcz\u00fc halifeli\u011fine lay\u0131k olsunlar ve “G\u00fc\u00e7l\u00fc padi\u015fah\u0131n huzurunda do\u011fruluk koltuklar\u0131nda”<\/strong>(Kalem suresi 55) ahiretteki \u00fcst\u00fcn hayat\u0131 hakketsinler diye vurgulanan Allah’\u0131n s\u0131n\u0131rs\u0131z, sonsuz s\u0131fatlar\u0131na dayan\u0131r. Bu y\u00fczden \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 yery\u00fcz\u00fcnde ge\u00e7erli olan herhangi bir anlay\u0131\u015fla s\u0131n\u0131rl\u0131 de\u011fildir, hi\u00e7bir ba\u011fla kay\u0131tl\u0131 de\u011fildir. \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 s\u0131n\u0131rs\u0131zd\u0131r, insan\u0131 ula\u015fabildi\u011fi en y\u00fcksek zirveye \u00e7\u0131kar\u0131r. \u0130nsan\u0131 y\u00fcce Allah’\u0131n her t\u00fcrl\u00fc ba\u011fdan, her t\u00fcrl\u00fc s\u0131n\u0131rland\u0131rmadan uzak s\u0131fatlar\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirmeye, ya\u015famaya y\u00f6neltir.<\/p>\n \u00d6te yandan \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 sadece, do\u011fruluk, g\u00fcvenirlilik, adalet, merhamet ve iyilik gibi bireysel \u00fcst\u00fcn niteliklerden ibaret de\u011fildir. \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 kusursuz ve insan\u0131n her t\u00fcrl\u00fc ihtiyac\u0131na cevap veren yeterli bir hayat sistemidir. Bu sistemde ruhsal ar\u0131nmaya y\u00f6nelik terbiye ile yasal d\u00fczenlemeler dayan\u0131\u015fmal\u0131 olarak i\u015flerler. T\u00fcm hayat d\u00fc\u015f\u00fcncesi, hayata ili\u015fkin t\u00fcm ama\u00e7lar buna dayan\u0131r ve en sonunda y\u00fcce Allah’a ba\u011flan\u0131r, d\u00fcnya hayat\u0131nda ge\u00e7erli olan herhangi bir anlay\u0131\u015fa de\u011fil.<\/p>\n \u0130\u015fte bu \u0130slam ahl\u00e2k\u0131, b\u00fct\u00fcn kusursuzlu\u011fu ile, b\u00fct\u00fcn g\u00fczelli\u011fi ile, b\u00fct\u00fcn dengelili\u011fi ile, b\u00fct\u00fcn do\u011frulu\u011fu ile, b\u00fct\u00fcn s\u00fcreklili\u011fi ile ve b\u00fct\u00fcn kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile Hz. Muhammed’in ki\u015fili\u011finde somutla\u015fm\u0131\u015ft\u0131. Y\u00fcce Allah’\u0131n \u015fu y\u00fcce \u00f6vg\u00fcs\u00fcnde ifadesini bulmu\u015ftu:<\/p>\n “Ve sen y\u00fcce bir ahl\u00e2ka sahipsin.”<\/strong><\/p>\n ALLAH TARAFINDAN M\u00dc\u015eR\u0130KLERE TEHD\u0130T<\/strong><\/p>\n Bu onurland\u0131r\u0131c\u0131 \u00f6vg\u00fcden sonra y\u00fcce Allah, peygamberine, kendisine bu i\u011fren\u00e7 iftiray\u0131 atan m\u00fc\u015friklerle gelecekteki durumlar\u0131 ile ilgili g\u00fcvence veriyor. Ayr\u0131ca m\u00fc\u015frikleri, durumlar\u0131n\u0131 ortaya \u00e7\u0131karmakla, bat\u0131l olu\u015flar\u0131n\u0131 g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne sermekle, apa\u00e7\u0131k sap\u0131kl\u0131klar\u0131n\u0131 herkese duyurmakla tehdit ediyor:<\/p>\n “Sen de g\u00f6receksin, onlar da g\u00f6recekler. Hanginizin akl\u0131ndan zoru oldu\u011funu, \u015f\u00fcphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan sapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve kimlerin do\u011fru yolda oldu\u011funu herkesten iyi bilir.”<\/strong><\/p>\n Burada y\u00fcce Allah’\u0131n ortaya \u00e7\u0131kar\u0131p herkesin dikkatine sunaca\u011f\u0131na ili\u015fkin peygamberine g\u00fcvence verdi\u011fi yoldan \u00e7\u0131km\u0131\u015f olan ki\u015fi sap\u0131klardan birisidir. Veya ger\u00e7ek kimli\u011fi ortaya \u00e7\u0131kacak \u015fekilde s\u0131nanan kimsedir. Bunlar\u0131n ikisi de konunun i\u00e7eri\u011fine yak\u0131n anlamlard\u0131r. Bu vaad, Peygamberimizin ki\u015fili\u011fine dil uzatan, ona mesnetsiz iftiralar atan m\u00fc\u015friklere y\u00f6nelik bir tehdit anlam\u0131na geldi\u011fi kadar Peygamber Efendimize ve beraberindeki m\u00fcminlere de bir g\u00fcvence anlam\u0131ndad\u0131r. Acaba m\u00fc\u015frikler Peygamberimiz i\u00e7in o, cinlenmi\u015f biridir derken neyi kastediyorlard\u0131? Zann\u0131mca bununla onun akl\u0131n\u0131 kaybetti\u011fini vurgulamak istemiyorlard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc ortadaki realite bu s\u00f6z\u00fc yalanlamaktad\u0131r. Cinlerle ileti\u015fim halinde oldu\u011funu onlar\u0131n bu garip ve ola\u011fan\u00fcst\u00fc s\u00f6zleri ona ilham ettiklerini anlatmak istiyorlard\u0131. Nitekim her \u015fairin bir \u015feytan\u0131n\u0131n oldu\u011funu ve bu \u015feytan\u0131n g\u00fczel s\u00f6z s\u00f6ylemede o \u015faire yard\u0131mc\u0131 oldu\u011funu san\u0131yorlard\u0131. Oysa bu anlam, Peygamber Efendimizin ger\u00e7ek durumundan uzakt\u0131r. Kendisine vahyedilen kal\u0131c\u0131, do\u011fru ve tutarl\u0131 s\u00f6zlerin \u00f6n\u00fcne yabanc\u0131 bir yakla\u015f\u0131md\u0131r.<\/p>\n Y\u00fcce Allah’\u0131n bu vaadi, gelecekte Peygamber Efendimizin ger\u00e7ek durumu ile onu yalanlayanlar\u0131n ger\u00e7ek durumlar\u0131n\u0131n ortaya \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131na i\u015faret ediyor. i\u00e7inde bulundu\u011fu durumla kimin s\u0131nand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve kimin davas\u0131nda sap\u0131k oldu\u011funun belirlenece\u011fini vurguluyor. Ve y\u00fcce Allah Peygamber Efendimize \u015fu g\u00fcvenceyi veriyor: “\u015e\u00fcphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan sapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve kimlerin do\u011fru yolda oldu\u011funu herkesten iyi bilir.” <\/strong>Ona bu g\u00fcvenceyi veren, kendisine vahiy indiren y\u00fcce Allah’t\u0131r. Ve y\u00fcce Allah O’nun ve beraberindeki m\u00fc’minlerin do\u011fru yolda oldu\u011funu biliyor. Bu ayet Peygamber Efendimize gelecekle ilgili g\u00fcvence verirken, d\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131n i\u00e7ine korku d\u00fc\u015f\u00fcr\u00fcyor. Gelecek hakk\u0131nda kalplerini endi\u015fenin, s\u0131k\u0131nt\u0131n\u0131n girdab\u0131na at\u0131yor.<\/p>\n Daha sonra y\u00fcce Allah, Peygamberimize kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kan, getirdi\u011fi hak i\u00e7erikli davet hakk\u0131nda onunla tart\u0131\u015fan, bu ama\u00e7la mesnetsiz iftiralar atan m\u00fc\u015friklerin ger\u00e7ek durumlar\u0131n\u0131, ger\u00e7ek d\u00fc\u015f\u00fcncelerini g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne seriyor. i\u00e7tenlikle inan\u0131yor g\u00f6r\u00fcnmelerine ra\u011fmen asl\u0131nda onlar sahip bulunduklar\u0131 cahiliye d\u00fc\u015f\u00fcncesine pamuk ipli\u011fi ile ba\u011fl\u0131d\u0131rlar. Peygamberimizin onlar\u0131 \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131 inan\u00e7 sisteminin baz\u0131 ilkelerinden vazge\u00e7mesi durumunda kendi inan\u00e7 sistemlerinin bir \u00e7ok ilkesinden vazge\u00e7meye haz\u0131rd\u0131rlar. Onlara kar\u015f\u0131 daha yumu\u015fak ve daha uzla\u015fmac\u0131 bir tav\u0131r tak\u0131nmas\u0131 durumunda uzla\u015fmaya, yumu\u015fak davranmaya ve sadece meselenin d\u0131\u015f g\u00f6r\u00fcn\u00fcm\u00fcn\u00fc korumaya s\u0131rf zevahiri kurtarmaya d\u00fcnden raz\u0131d\u0131rlar. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar ger\u00e7ek oldu\u011funa kesinlikle inand\u0131klar\u0131 bir inan\u00e7 sistemine ba\u011fl\u0131 de\u011fildirler. Onlar d\u0131\u015f g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015fe \u00f6nem veren, inanmaks\u0131z\u0131n sadece \u00f6yle g\u00f6r\u00fcnmek isteyen kimselerdirler:<\/p>\n “\u00d6yleyse yalanlayanlara itaat etme. Onlar istediler ki, sen yumu\u015fak davranas\u0131n da onlar da sana yumu\u015fak davrans\u0131nlar.”<\/strong><\/p>\n Onlar t\u0131pk\u0131 ticarette oldu\u011fu gibi pazarl\u0131k yapmaya, ortak bir nokta etraf\u0131nda uzla\u015fmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorlar. Oysa inan\u00e7 ile ticaret aras\u0131nda b\u00fcy\u00fck fark vard\u0131r. \u0130nan\u00e7 sahibi bir kimse inanc\u0131n\u0131n hi\u00e7 bir prensibinden vazge\u00e7mez. Onun g\u00f6z\u00fcnde b\u00fcy\u00fck k\u00fc\u00e7\u00fck b\u00fct\u00fcn ilkeler ayn\u0131 \u00f6neme sahiptir. Daha do\u011frusu inan\u00e7 sisteminde b\u00fcy\u00fck k\u00fc\u00e7\u00fck diye bir ay\u0131r\u0131m olmaz. \u0130nan\u00e7 sistemi, her bir par\u00e7as\u0131 birbirini b\u00fct\u00fcnleyen b\u00f6l\u00fcnmez bir ger\u00e7ektir. \u0130nan\u00e7 sistemine ba\u011fl\u0131 birisi, bir prensibe uyarken, bir di\u011ferinden asla vazge\u00e7emez.<\/p>\n \u0130slam ile cahiliyenin yolun ortas\u0131nda, daha do\u011frusu herhangi bir yolda bulu\u015fmalar\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Bu durum \u0130slam ile her zaman ve her \u00e7a\u011fdaki cahiliye sistemleri aras\u0131nda her zaman ge\u00e7erli olan bir kurald\u0131r. Bu kural d\u00fcnk\u00fc cahiliye i\u00e7in oldu\u011fu gibi, bu g\u00fcnk\u00fc cahiliye i\u00e7inde, yar\u0131nki cahiliye i\u00e7in de ge\u00e7erlidir. \u0130slam ile cahiliye aras\u0131ndaki u\u00e7urum a\u015f\u0131lmaz niteliktedir. \u0130kisini bir noktada bulu\u015fturmak i\u00e7in bu u\u00e7urumun \u00fczerine bir k\u00f6pr\u00fc kurmak imkans\u0131zd\u0131r. Bir \u015feyi payla\u015fmalar\u0131, ileti\u015fim kurmalar\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Aralar\u0131nda s\u00fcrekli bir \u00e7at\u0131\u015fma vard\u0131r ve sonu\u00e7ta uyu\u015fmalar\u0131 s\u00f6z konusu de\u011fildir.<\/p>\n Peygamber Efendimizin uzla\u015fmaya yana\u015fmas\u0131, daha yumu\u015fak bir tutum i\u00e7ine girmesi, tanr\u0131lar\u0131na k\u00fcfretmekten ve ibadetlerini sa\u00e7mal\u0131k olarak nitelendirmekten vazge\u00e7mesi veya baz\u0131 konularda kendilerine uymas\u0131, Dolay\u0131 siyle kendilerinin de onun dinine uymalar\u0131 b\u00f6ylece Arap kitleleri kar\u015f\u0131s\u0131nda onurlar\u0131n\u0131 kurtarmalar\u0131 i\u00e7in m\u00fc\u015friklerin Peygamber Efendimize \u00e7e\u015fitli tavizler vermeye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131klar\u0131, uzla\u015fma \u00f6nerilerinde bulunduklar\u0131 bir\u00e7ok rivayete konu olmu\u015ftur. En uygun \u00e7\u00f6z\u00fcm yolunu bulmaya \u00e7abalayan pazarl\u0131k\u00e7\u0131lar\u0131n her zaman ba\u015fvurduklar\u0131 bir y\u00f6ntemdir bu. Fakat Hz. Peygamber dininde kararl\u0131yd\u0131, dininin ilkelerini pazarl\u0131k konusu yapmaz, taviz vermez bir tutum i\u00e7indeydi. Ama dinle ilgili olmayan \u00f6teki konularda insanlar\u0131n en yumu\u015fak huylusuydu. \u0130nsanlar aras\u0131 ili\u015fkilerde en g\u00fczel davranan\u0131yd\u0131. Akrabalar\u0131na en \u00e7ok iyilikte bulunan, kolayl\u0131\u011f\u0131 ve kolayla\u015ft\u0131rmay\u0131 en \u00e7ok isteyen bir insand\u0131. Fakat din, dindi. O, bu konuda Rabbinin \u015fu direktifine uymak zorundayd\u0131: “\u00d6yleyse yalanlayanlara itaat etme.”<\/strong><\/p>\n Peygamber Efendimiz Mekke’de en zor \u015fartlarda bile dinini pazarl\u0131k konusu yapmam\u0131\u015ft\u0131. Daveti d\u00f6rt bir yandan ku\u015fat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve bir avu\u00e7 arkada\u015f\u0131 da Allah yolunda dayan\u0131lmaz eziyetlere, i\u015fkencelere u\u011frat\u0131lmak \u00fczere yakalan\u0131p zincirlere vurulduklar\u0131 halde g\u00fc\u00e7l\u00fc zorbalar\u0131n y\u00fcz\u00fcne kar\u015f\u0131 s\u00f6ylenmesi gereken s\u00f6z\u00fc gizlemeye yeltenmemi\u015fti. Kalplerini \u0130slama \u0131s\u0131nd\u0131rmak veya bask\u0131 ve i\u015fkencelerini savmak i\u00e7in b\u00f6yle bir manevraya gerek g\u00f6rmemi\u015fti. Ayn\u0131 \u015fekilde inan\u00e7 sistemi ile uzaktan yak\u0131ndan ilgili bulunan herhangi bir ger\u00e7e\u011fi a\u00e7\u0131klamaktan da geri durmam\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n ibn-i Hi\u015fam siretinde ibn-i \u0130shak’a dayanarak \u015f\u00f6yle rivayet eder:<\/p>\n “Peygamber Efendimiz kavmini a\u00e7\u0131k\u00e7a \u0130slama \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131, y\u00fcce Allah’\u0131n kendisine emretti\u011fi \u015fekilde dini oldu\u011fu gibi anlatmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 ilk s\u0131ralarda, kavmine fazla bir tepki g\u00f6stermedi, etraf\u0131ndan uzakla\u015fmad\u0131. Fakat -bana ula\u015fan bilgilere g\u00f6re- Peygamberimiz onlar\u0131n d\u00fczmece tanr\u0131lar\u0131n\u0131 g\u00fcndeme getirip, onlara y\u00f6nelik ibadetlerinden dolay\u0131 onlar\u0131 k\u0131namaya ba\u015flay\u0131nca b\u00fcy\u00fck tepki g\u00f6sterdiler. B\u00f6yle bir \u015feyi kabullenemeyeceklerini \u00e7e\u015fitli vesilelerle ortaya koydular. M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131klar\u0131n\u0131 gizleyen Allah’\u0131n korudu\u011fu m\u00fcmin az\u0131nl\u0131k hari\u00e7 hep birlikte O’na kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131lar, d\u00fc\u015fmanca bir tutum i\u00e7ine girdiler. M\u00fc\u015friklerin bu tutumu kar\u015f\u0131s\u0131nda Amcas\u0131 Ebu Talip onu koruyucu kanatlar\u0131 alt\u0131na alarak, savundu. Her zaman onun arkas\u0131nda durdu. Peygamber Efendimiz de hi\u00e7bir \u015feye ald\u0131rmadan Allah’\u0131n emretti\u011fi \u015fekilde O’nun dinini yaymaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n “Kurey\u015f’liler, Peygamber Efendimizin kendilerinden, hayat bi\u00e7imlerinden ayr\u0131lmak, d\u00fczmece tanr\u0131lar\u0131na dil uzatmak gibi ho\u015flanmad\u0131klar\u0131 birtak\u0131m davran\u0131\u015flardan vazge\u00e7medi\u011fini, yine Amcas\u0131 Ebu Talib’in onu koruyucu kanatlar\u0131 alt\u0131na ald\u0131\u011f\u0131n\u0131, onu destekledi\u011fini ve kendilerine teslim etmedi\u011fini g\u00f6r\u00fcnce Rabia’n\u0131n o\u011fullar\u0131 Utbe ve \u015eeybe, Ebu S\u00fcfyan B. Harb B. \u00dcmeyye, Ebu’l Buhteri (As B. Hi\u015fam), Esved B. Muttalip B. Esed, Ebu Cehil (Amr B. Hi\u015fam, k\u00fcnyesi Ebul Hakemdi), Velid B. Mu\u011fire, Haccac B. Amr’\u0131n o\u011fullar\u0131 Nebih ve M\u00fcnebbih gibi K\u00f9rey\u015f kabilesinin ileri gelenleri Ebu Talib’e gidip \u015f\u00f6yle dediler: “Ey Ebu Talip, ye\u011fenin Tanr\u0131lar\u0131m\u0131za k\u00fcfrediyor, dinimizi a\u015fa\u011f\u0131l\u0131yor, fikirlerimizi sa\u00e7mal\u0131k olarak nitelendiriyor, ge\u00e7mi\u015f atalar\u0131m\u0131z\u0131 sap\u0131kl\u0131kla su\u00e7luyor. Ya onu bu i\u015ften vazge\u00e7ir irsin, ya da aram\u0131zdan \u00e7ekilirsin. \u00c7\u00fcnk\u00fc sen, ona kar\u015f\u0131 bizden farkl\u0131 bir konumdas\u0131n. Aksi takdirde biz O’nun hakk\u0131ndan geliriz.” Ebu Talip onlara yumu\u015fak s\u00f6zler s\u00f6yledi, onlara g\u00fczel kar\u015f\u0131l\u0131k verdi, onlar da \u00e7ekip gittiler.<\/p>\n “Bu arada Peygamber Efendimiz aksatmadan faaliyetlerini s\u00fcrd\u00fcr\u00fcyordu, Allah’\u0131n dininin \u00f6ng\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc hayat bi\u00e7imini herkesin g\u00f6rebilece\u011fi \u015fekilde uyguluyor, insanlar\u0131 bu hayat bi\u00e7imine inanmaya, sonra da uymaya davet ediyordu. Sonra Peygamberimizle Kurey\u015f’liler aras\u0131ndaki ili\u015fkiler gerginle\u015fti. Gitgide birbirlerinden uzakla\u015ft\u0131lar. K\u0131zg\u0131nl\u0131k ta gittik\u00e7e artt\u0131. Peygamber Efendimiz ve yapt\u0131klar\u0131 Kurey\u015flilerin g\u00fcndeminden \u00e7\u0131km\u0131yordu. O’na y\u00f6nelik \u00f6fkeleri kabar\u0131yor, birbirlerini ona kar\u015f\u0131 te\u015fvik ediyorlard\u0131. Kurey\u015f’liler bir ara tekrar Ebu Talib’e gidip \u015f\u00f6yle dediler: “Ey Ebu Talib, sen ya\u015fl\u0131 ba\u015fl\u0131 bir insans\u0131n. Aram\u0131zda sayg\u0131n bir yerin var. Bundan \u00f6nce ye\u011fenini yapt\u0131klar\u0131ndan vazge\u00e7irmeni istemi\u015ftik, ama sen O’na engel olamad\u0131n. Vallahi art\u0131k, atalar\u0131m\u0131za k\u00fcfredilmesine, fikirlerimizin sa\u00e7mal\u0131k olarak nitelendirilmesine, tanr\u0131lar\u0131m\u0131za hakaret edilmesine katlanamay\u0131z. Ya O’na engel olursun, ya da iki gruptan biri helak olana kadar seninle ve onunla her t\u00fcrl\u00fc ili\u015fkimizi keseriz”. -Veya buna benzer s\u00f6zler s\u00f6ylediler-. Sonra da \u00e7ekip gittiler. Kavminin kendisini terk etmesi, d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ilan etmesi Ebu Talib’e a\u011f\u0131r geldi. Ama Peygamber Efendimizi onlara teslim etmeye veya O’na verdi\u011fi deste\u011fi \u00e7ekmeye de g\u00f6nl\u00fc raz\u0131 de\u011fildi. \u0130bn-i ishak diyor ki: Bana Ya’kup B. Ukbe B. Mu\u011fire B. Ahnes \u015f\u00f6yle anlatt\u0131: Kurey\u015f’liler Ebu Talib’e bu s\u00f6zleri s\u00f6yleyince, Ebu Talip Peygamberimizi \u00e7a\u011f\u0131r\u0131p \u015f\u00f6yle dedi: “Ey Ye\u011fenim, senin kavmin gelip bana \u015f\u00f6yle \u015f\u00f6yle diyor (Kurey\u015flilerin kendisine s\u00f6yledikleri s\u00f6zleri bir bir anlatt\u0131.) Bana ve kendine ac\u0131. Alt\u0131ndan kalkamayaca\u011f\u0131m bir y\u00fck\u00fcn alt\u0131na salma beni:’ Bunun \u00fczerine Peygamber Efendimiz amcas\u0131n\u0131n kendisine kar\u015f\u0131 tutum de\u011fi\u015ftirdi\u011fini, kendisine verdi\u011fi deste\u011fi \u00e7ekece\u011fini, kendisini Kurey\u015flilere teslim edece\u011fini, art\u0131k kendisine yard\u0131m edecek g\u00fcc\u00fcn\u00fcn kalmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 sanarak amcas\u0131na \u015fu kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 verdi: “Amcac\u0131\u011f\u0131m, Vallahi bu i\u015ften vazge\u00e7mem i\u00e7in g\u00fcne\u015fi sa\u011f\u0131ma, ay\u0131 da soluma koysalar yine de vazge\u00e7mem. Allah bu dini \u00fcst\u00fcn getirene veya ben bu u\u011furda \u00f6lene kadar bir an bile m\u00fccadeleden geri kalmam.” Daha sonra Peygamberimiz duyguland\u0131 ve a\u011flamaya ba\u015flad\u0131 ve gitmek \u00fczere aya\u011fa kalkt\u0131. Tam gidecekken Ebu Talip; Peygamberimizi \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131. Peygamberimiz d\u00f6n\u00fcnce, Ebu Talip \u015f\u00f6yle dedi: “Git istedi\u011fini konu\u015f. Vallahi seni asla kimseye teslim etmeyece\u011fim.”<\/p>\n \u0130\u015fte, koruyucusu, g\u00fcvencesi ve hakk\u0131ndan gelmek i\u00e7in pusuda bekleyen, kendisine di\u015f bileyen d\u00fc\u015fmanlara kar\u015f\u0131 d\u00fcnyadaki tek s\u0131\u011f\u0131na\u011f\u0131 amcas\u0131n\u0131n kendisini yaln\u0131z b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131 bir s\u0131rada Peygamber Efendimizin davas\u0131na \u0131srarl\u0131 ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131n somut ifadesi olan bir tablo…<\/p>\n Bu tablo, manzara ve g\u00f6lgeleri bak\u0131m\u0131ndan, kullan\u0131lan ifade ve s\u00f6zc\u00fckleri bak\u0131m\u0131ndan ve somut ger\u00e7ekli\u011fi bak\u0131m\u0131ndan kendi t\u00fcr\u00fc i\u00e7inde son derece etkileyici, parlak ve \u015faheser bir tablodur. T\u0131pk\u0131 bu inan\u00e7 sisteminin parlakl\u0131\u011f\u0131 gibi. T\u0131pk\u0131 bu inan\u00e7 sisteminin e\u015fsizli\u011fi gibi. T\u0131pk\u0131 bu inan\u00e7 sisteminin etkileyicili\u011fi gibi… Bu tablo y\u00fcce Allah’\u0131n \u015fu s\u00f6z\u00fcn\u00fcn somut kan\u0131t\u0131d\u0131r: “Sen y\u00fcce bir ahl\u00e2ka sahipsin.”<\/strong><\/p>\n Tarih\u00e7i \u0130bn-i ishak’\u0131n rivayet etti\u011fi bir di\u011fer tablo da do\u011frudan do\u011fruya m\u00fc\u015friklerden Peygamber Efendimize gelen uzla\u015fma \u00f6nerileri ile ilgilidir. Bu \u00f6neri, m\u00fc\u015friklerin Peygamber Efendimizin daveti kar\u015f\u0131s\u0131nda \u00e7aresiz kalmalar\u0131ndan ve her kabilenin, M\u00fcsl\u00fcman olan bireyini cezaland\u0131rma ve dininden d\u00f6nd\u00fcrmek i\u00e7in i\u015fkenceye u\u011fratma i\u015fini bizzat \u00fcstlendi\u011fi bir s\u0131rada gelmi\u015fti.<\/p>\n \u0130bn-i \u0130shak diyor ki: Bana Yezid B. Ziyad anlatt\u0131. O da Muhammed B. Ka’b el-Kurezi’nin \u015f\u00f6yle dedi\u011fini duymu\u015f: Utbe B. Rabia, lider konumunda bir ki\u015fiydi. Bir g\u00fcn Kurey\u015flilerin meclisinde otururken Peygamber Efendimiz de yaln\u0131z ba\u015f\u0131na mescitte oturuyordu. Utbe: Ey Kurey\u015f toplulu\u011fu, ne diyorsunuz, Muhammed’e konu\u015fmaya gidip ona baz\u0131 \u00f6nerilerde bulunay\u0131m m\u0131? Bakars\u0131n\u0131z baz\u0131lar\u0131n\u0131 kabul eder. Biz de ona diledi\u011fini verir, b\u00f6ylece bizden vazge\u00e7mi\u015f olur dedi. Bu olay Hz. Hamza’n\u0131n M\u00fcsl\u00fcman oldu\u011fu g\u00fcnlere denk geliyor. Peygamber Efendimizin arkada\u015flar\u0131n\u0131n g\u00fcnden g\u00fcne artt\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyorlard\u0131. Bu y\u00fczden: Ey Ebu Velid, git ve konu\u015f onunla dediler. Utbe kalkt\u0131 Peygamberimizin yan\u0131na gidip oturdu. Ve \u015f\u00f6yle dedi: Ey ye\u011fenim, bildi\u011fin gibi bizim aram\u0131zda a\u015firet ve soy bak\u0131m\u0131ndan sayg\u0131n bir yere sahipsin. Sen kavminin ba\u015f\u0131na b\u00fcy\u00fck bir i\u015f a\u00e7t\u0131n. Birliklerini par\u00e7alad\u0131n. Fikirlerini sa\u00e7mal\u0131k olarak niteledin. Tanr\u0131lar\u0131n\u0131n \u00e7oklu\u011funu ve dinlerini ay\u0131plad\u0131n. Ge\u00e7mi\u015f atalar\u0131n\u0131 tekfir ettin. Beni dinle sana baz\u0131 \u00f6nerilerde bulunaca\u011f\u0131m. Bak, belki bir k\u0131sm\u0131n\u0131 kabul edersin. Peygamber Efendimiz “S\u00f6yle ey Ebu Velid, seni dinliyorum” dedi. Utbe \u015f\u00f6yle dedi: “Ey ye\u011fenim, e\u011fer sen bu getirdi\u011fin dini kullanarak mal elde etmek istiyorsan, senin i\u00e7in mal toplar ve en \u00e7ok mala sahip olan\u0131n\u0131z olursun. E\u011fer bununla \u015feref kazanmak istiyorsan, seni ba\u015f\u0131m\u0131za lider tayin ederiz ve sensiz hi\u00e7bir \u015fey yapmay\u0131z. E\u011fer kral olmak istiyorsan, seni kral yapar\u0131z. Yok e\u011fer bu, sana musallat olmu\u015f bir r\u00fcya ise ve sen bunun etkisinden kurtulam\u0131yorsan. Senin i\u00e7in ara\u015ft\u0131r\u0131r doktorlar buluruz ve senin tedavi olman i\u00e7in mallar\u0131m\u0131z\u0131 harcar\u0131z. Nitekim ki\u015finin ba\u015f\u0131na baz\u0131 dertler musallat olur da tedavi sonucu bundan kurtulabilir -veya buna benzer \u015feyler s\u00f6yledi-. Utbe s\u00f6zlerini tamamlayana kadar, Peygamber Efendimiz onu dinledi. Sonra “Ey Ebu Velid, s\u00f6zlerini bitirdin mi?” dedi. Utbe “Evet” dedi. “O zaman, beni dinle” dedi. Utbe “S\u00f6yle” dedi. Bunun \u00fczerine Peygamber Efendimiz \u015f\u00f6yle buyurdu: “Ha mim. Bu kitap merhamet eden, merhametli olan Allah kat\u0131ndan indirilmedir; bilen bir millet i\u00e7in m\u00fcjdeci ve uyar\u0131c\u0131 olmak \u00fczere Arap\u00e7a bir Kur’an olarak ayetleri uzun uzun a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Ama insanlar\u0131n \u00e7o\u011fu y\u00fcz \u00e7evirmi\u015ftir, onlar i\u015fitmezler de; <\/strong>`Ey Muhammed! Bizi \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131n <\/strong>\u015feye kar\u015f\u0131 kalplerimiz kapal\u0131d\u0131r, kulaklar\u0131m\u0131zda a\u011f\u0131rl\u0131k, bizimle senin aranda anla\u015fmam\u0131za engel vard\u0131r; istedi\u011fini yap, biz de yapaca\u011f\u0131z’ derler. Ey Muhammed! Onlara s\u00f6yle: `Ben de ancak sizin gibi bir insan\u0131m. Bana tanr\u0131n\u0131z\u0131n tek bir tanr\u0131 oldu\u011fu vahyolunuyor. Art\u0131k ona y\u00f6nelin. O’ndan ba\u011f\u0131\u015flanma dileyin; vay m\u00fc\u015friklerin hali<\/strong>ne!:”(Fussilet suresi 1-6) Sonra Peygamberimiz okumaya devam etti. Utbe bunlar\u0131 dinleyince sessizce beklemeye ba\u015flad\u0131. Ellerini arkas\u0131ndan yere koydu ve onlara yaslanarak dinlemeye koyuldu. Sonra Peygamberimiz secde ayetine geldi ve secdeye gitti. Ard\u0131ndan \u015f\u00f6yle buyurdu: “Ey Ebu Velid, dinleyece\u011fini dinledin, art\u0131k karar\u0131n\u0131 sen ver” Bunun \u00fczerine Utbe kalk\u0131p arkada\u015flar\u0131n\u0131n yan\u0131na gitti. Baz\u0131lar\u0131: Allah’a yemin ederiz Ebu Velid buradan ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131 y\u00fczle d\u00f6nm\u00fcyor dediler. Utbe gelip yanlar\u0131na oturunca “Geride ne b\u0131rakt\u0131n ey Ebu Velid?” dediler. Utbe: Orada bundan \u00f6nce bir benzerini duymad\u0131\u011f\u0131m bir s\u00f6z dinledim. Allah’a And olsun \u015fiir de\u011fildi dinledi\u011fim. Sihir veya kehanet de de\u011fil di. Ey Kurey\u015f’liler, beni dinleyin ve benim dedi\u011fimi yap\u0131n. Bu adam\u0131 kendi durumuyla ba\u015f ba\u015fa b\u0131rak\u0131n. Kar\u0131\u015fmay\u0131n ona. Vallahi ondan dinledi\u011fim s\u00f6zlerde b\u00fcy\u00fck bir haber olmal\u0131. E\u011fer Araplar onun hakk\u0131ndan gelirlerse, eliniz bula\u015fmadan ondan kurtulmu\u015f olursunuz. E\u011fer O, Araplar\u0131 yen erse onun egemenli\u011fi sizin egemenli\u011finizdir. Onun \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fc sizin \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fczd\u00fcr. Onun sayesinde insanlar\u0131n en mutlusu olursunuz” dedi. “Ey Utbe, O, seni diliyle b\u00fcy\u00fclemi\u015f” dediler. Utbe: Bu, benim g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcmd\u00fc. Siz, istedi\u011finizi yap\u0131n.<\/p>\n Bir ba\u015fka rivayete g\u00f6re Utbe, Peygamber Efendimizi: “E\u011fer y\u00fcz \u00e7evirirlerse de ki: Ad ve Semud kavminin ba\u015f\u0131na gelen kas\u0131rga gibi bir kas\u0131rgayla uyard\u0131m sizi” ayetine kadar dinlemi\u015f, sonra da deh\u015fete kap\u0131larak eliyle, Peygamber Efendimizin a\u011fz\u0131n\u0131 kapatm\u0131\u015ft\u0131r. “Allah a\u015fk\u0131na ve akrabal\u0131k hat\u0131r\u0131na sus ey Muhammed” demi\u015ftir. \u00c7\u00fcnk\u00fc uyar\u0131n\u0131n ger\u00e7ekle\u015fmesinden korkmu\u015ftur. Bundan sonra gidip kavmine duyduklar\u0131n\u0131 anlatm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n Her hal\u00fck\u00e2rda bu da bir t\u00fcr pazarl\u0131k giri\u015fimidir. Yine g\u00fczel ahl\u00e2k\u0131n somut \u00f6rneklerinden biridir. Bu ahl\u00e2k Peygamber Efendimizin tutumunda belirginle\u015fiyor. Peygamberimiz, Utbe’nin dinlemeye de\u011fmez s\u00f6zlerini sonuna kadar dinliyor, Hz. Muhammed gibi evrensel de\u011ferlendirmede, hakk\u0131n \u00f6l\u00e7\u00fcs\u00fcnde, yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn t\u00fcm geni\u015fli\u011fince bir de\u011fere sahip bir zat\u0131n Utbe’yi dinlemesi sa\u00e7ma \u00f6nerilerini sessizce kar\u015f\u0131lamas\u0131 \u00fcst\u00fcn bir ahl\u00e2k \u00f6rne\u011fidir. Onun \u00fcst\u00fcn ahl\u00e2k\u0131 onu tutuyor, s\u00f6z\u00fcn\u00fc kesmesine, acele etmesine, \u00f6fkelenmesine, s\u0131k\u0131lmas\u0131na m\u00fcsaade etmiyor. Sonuna kadar onu dinliyor, sonra da ona soruyor: “Bitti mi ey Ebu Velid?” fazlas\u0131yla s\u00fcre tan\u0131yor, i\u00e7indekiler ini d\u00f6ks\u00fcn istiyor. Hi\u00e7 ku\u015fkusuz bu, muhatab\u0131n s\u00f6z\u00fcn\u00fc dinlemede uyulmas\u0131 gereken \u00fcst\u00fcn bir edep tavr\u0131 oldu\u011fu gibi, ger\u00e7e\u011fe duyulan \u015fa\u015fmaz g\u00fcvenin de bir ifadesidir. ikisi birlikte g\u00fczel ahlak\u0131n belirtileridirler.<\/p>\n Pazarl\u0131k yapma giri\u015fimlerinin \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fcs\u00fcn\u00fc de \u0130bn-i \u0130shak \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor: ‘ Bana ula\u015fan bilgilere g\u00f6re, bir g\u00fcn peygamberimiz K\u00e2be yi tavaf ederken, Esved B. Muttalip B. Esed B. Abduluzza, Velid B. Mu\u011fire, Umeyye B. Halef ve As B. Vail es-Sehmi ile kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131. Bunlar kabileleri aras\u0131nda di\u015fli kimselerdi. “Ya Muhammed, gel biz senin tapt\u0131\u011f\u0131na tapal\u0131m, sen de bizim tapt\u0131\u011f\u0131m\u0131za tap. B\u00f6ylece seninle ortak bir noktada bulu\u015fal\u0131m. E\u011fer senin tapt\u0131\u011f\u0131n bizimkinden daha hay\u0131rl\u0131 ise biz ondan nasibimizi alm\u0131\u015f oluruz. E\u011fer bizim tapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z sizinkinden hay\u0131rl\u0131 ise o zaman sen bizimkinden nasibini alm\u0131\u015f olursun. Bunun \u00fczerine y\u00fcce Allah \u015fu ayetleri indirdi: “Ey Muhammed de ki: `Ey kafirler. Ben sizin tapt\u0131\u011f\u0131n\u0131za kulluk sunmam. Benim tapt\u0131\u011f\u0131ma da siz kulluk sunmazs\u0131n\u0131z. Ben de sizin tapt\u0131\u011f\u0131n\u0131za kulluk sunacak de\u011filim. Benim tapt\u0131\u011f\u0131ma da sizler kulluk sunacak de\u011filsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banad\u0131r.”<\/strong>(K\u00e2firun suresi 1-6)<\/p>\n B\u00f6ylece y\u00fcce Allah bu kesin ve net ifadelerle bu komik pazarl\u0131k giri\u015fimini kestirip at\u0131yor Ard\u0131ndan Peygamberimiz Rabbinin emrini onlara a\u00e7\u0131k\u00e7a bildiriyor. Ard\u0131ndan, ahl\u00e2k unsuru, Peygamber Efendimizin do\u011frudan do\u011fruya Allah’\u0131n ayetlerini yalanlayanlardan birine uymaktan men edilmesinde de bir kez daha \u00f6n plana \u00e7\u0131k\u0131yor. Uyulmas\u0131 yasaklanan bu adam i\u011fren\u00e7 ve a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k s\u0131fatlarla nitelendiriliyor, ayr\u0131ca a\u015fa\u011f\u0131lan\u0131p horlanaca\u011f\u0131 vurgulan\u0131yor:<\/p>\n M\u00dc\u015eR\u0130KLER\u0130N HZ. PEYGAMBERDEN \u0130STEKLER\u0130<\/strong><\/p>\n “\u00d6yleyse yalanlayanlara itaat etme. Onlar istediler ki, sen yumu\u015fak davranas\u0131n da onlar da sana yumu\u015fak davrans\u0131nlar. \u015eunlar\u0131n hi\u00e7birine itaat etme: Yemin edip duran a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k; Herkesi k\u0131nayan, s\u00f6z<\/strong> g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getiren; Hayra engel olan, sald\u0131rgan, g\u00fcnahkar; Kaba, sonra da soysuz, al\u00e7ak; Mal ve o\u011fullar sahibi olmu\u015f diye (yolunu \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015f) Kendisine ayetlerimiz okundu\u011fu zaman: `Eskilerin masallar\u0131’ dedi. Biz yak\u0131nda onun burnuna damga vuraca\u011f\u0131z: <\/strong>‘<\/p>\n Bu ayetlerde nitelikleri anlat\u0131lan adam\u0131n Velid B. Mu\u011fire oldu\u011fu, yine M\u00fcddessir suresindeki \u015fu ayetlerin de O’nun hakk\u0131nda indi\u011fi s\u00f6ylenmektedir:<\/p>\n “Ey Muhammed, tek olarak yarat\u0131p, kendisine bol bol mal, \u00e7evresinde bulunan o\u011fullar verdi\u011fim ve nimetleri yayd\u0131k\u00e7a yayd\u0131\u011f\u0131m o kimseyi bana b\u0131rak, cezas\u0131n\u0131 ben vereyim. Bir de verdi\u011fim nimetten artt\u0131rmam\u0131 umar, hay\u0131r, \u00e7\u00fcnk\u00fc o, bizim ayetlerimize kar\u015f\u0131 son derece inat\u00e7\u0131d\u0131r. Onu sarp bir yoku\u015fa sard\u0131raca\u011f\u0131m. \u00c7\u00fcnk\u00fc o d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc, \u00f6l\u00e7\u00fcp bi\u00e7ti; can\u0131 \u00e7\u0131kas\u0131 ne bi\u00e7im \u00f6l\u00e7t\u00fc bi\u00e7ti. Cam \u00e7\u0131kas\u0131 yine ne bi\u00e7im \u00f6l\u00e7\u00fcp bi\u00e7ti. Sonra bakt\u0131; sonra ka\u015flar\u0131n\u0131 \u00e7att\u0131, surat\u0131n\u0131 <\/strong>ast\u0131. Sonra da s\u0131rt \u00e7evirip b\u00fcy\u00fckl\u00fck taslad\u0131. `Bu sadece \u00f6\u011fretile gelen bir sihirdir. Bu Kur’an yaln\u0131zca bir insan s\u00f6z\u00fcd\u00fcr’ dedi. \u0130\u015fte bu adam\u0131 <\/strong>yak\u0131c\u0131 bir <\/strong>ate\u015fe yaslayaca\u011f\u0131m:”(M\u00fcddesir suresi 11-26)<\/p>\n Velid B. Mu\u011fire’nin, Peygamber Efendimize \u00e7e\u015fitli komplolar kurmas\u0131 \u0130slam davetinin kar\u015f\u0131s\u0131na dikilmesi, insanlar\u0131 Allah’\u0131n yolundan al\u0131koymas\u0131 ile ilgili bir\u00e7ok rivayet vard\u0131r. Ayr\u0131ca bu suredeki ayetlerin de Ahnes B. \u015eureyk hakk\u0131nda indi\u011fi de rivayet edilmi\u015ftir. Bilindi\u011fi gibi bu iki adam Peygamber Efendimizin ba\u015f d\u00fc\u015fman\u0131yd\u0131lar. S\u00fcrekli ona kar\u015f\u0131 sava\u015f k\u0131\u015fk\u0131rt\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 yap\u0131yor, insanlar\u0131 O’nun aleyhinde birle\u015fmeye \u00e7a\u011f\u0131r\u0131yorlard\u0131.<\/p>\n Bu suredeki sert sald\u0131r\u0131 ve \u00f6teki (M\u00fcddessir) suredeki korkun\u00e7 tehditler, ayr\u0131ca ba\u015fka surelerde yer alan uyar\u0131lar, ister Velid olsun ister Ahnes olsun -birincisi olma ihtimali y\u00fcksektir- burada i\u015faret edilen adam\u0131n Peygamber efendimizin ve davet hareketinin aleyhine ba\u015flat\u0131lan sava\u015fta ne kadar \u00f6nemli bir rol \u00fcstlendi\u011finin kan\u0131t\u0131d\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde bu sald\u0131r\u0131 ve tehditler s\u00f6z konusu ki\u015finin k\u00f6t\u00fc hareketini, bozuk ki\u015fili\u011fini, iyilikten uzak ahlaks\u0131z bir tip oldu\u011funu ortaya koyuyor.<\/p>\n Burada Kur’an-\u0131 Kerim s\u00f6z konusu ki\u015finin hepsi de i\u011fren\u00e7 olmak \u00fczere dokuz niteli\u011fini s\u0131ral\u0131yor:<\/p>\n “Bu adam a\u015f\u0131r\u0131 yemincidir…”<\/strong>\u00c7ok yemin etmektedir. \u0130nsanlar\u0131n kendisini yalanlayacaklar\u0131n\u0131n, kendisine g\u00fcvenmeyeceklerinin fark\u0131nda olan yalanc\u0131 insanlardan ba\u015fkas\u0131 s\u0131k s\u0131k yemine ba\u015fvurmaz. B\u00f6ylece bir insan yalan\u0131n\u0131 gizlemek, insanlar\u0131n g\u00fcvenini kazanmak i\u00e7in yemin eder.<\/p>\n A\u015fa\u011f\u0131l\u0131kt\u0131r, onursuzdur; <\/strong>Kendisine sayg\u0131s\u0131 yoktur. Bu y\u00fczden insanlar s\u00f6zlerine sayg\u0131 g\u00f6stermezler. Onun a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k olu\u015funun delili de yemine ihtiya\u00e7 duymas\u0131d\u0131r, hem kendisinin hem de insanlar\u0131n kendisine g\u00fcvenmemesidir. Mal, evlat ve mevki-makam sahibi olmas\u0131 bu durumu de\u011fi\u015ftirmez. \u00c7\u00fcnk\u00fc a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k kompleksi psikolojik bir niteliktir. Bir ki\u015fi azg\u0131n, zorba ve kudretli bir ki\u015fi dahi olsa bu niteli\u011fe sahip olabilir. \u015eeref ve haysiyet de (izzetinefis) psikolojik bir s\u0131fatt\u0131r. Sayg\u0131n bir ruh d\u00fcnya hayat\u0131n t\u00fcm de\u011ferlerinden yoksun olsa bile bu nitelikten soyutlanmaz.<\/p>\n S\u00fcrekli ba\u015fkas\u0131n\u0131 \u00e7eki\u015ftirir: <\/strong>S\u00f6zle ve i\u015faretle ba\u015fkas\u0131n\u0131 gerek y\u00fcz\u00fcne kar\u015f\u0131 gerekse arkas\u0131ndan \u00e7eki\u015ftirir, ay\u0131plar. \u0130slam dini ba\u015fkas\u0131n\u0131 \u00e7eki\u015ftirme ve ay\u0131plama huyuna \u015fiddetle kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kar, yerer. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu huy insanl\u0131\u011fa yak\u0131\u015fmaz, ruhsal edebe ayk\u0131r\u0131d\u0131r. insanlar aras\u0131 ili\u015fkilerde, b\u00fcy\u00fck k\u00fc\u00e7\u00fck herkesin onurunu korumada uyulmas\u0131 zorunlu olan edep tavr\u0131na ters d\u00fc\u015fer. Kur’an-\u0131 Kerimin bir\u00e7ok yerinde bu i\u011fren\u00e7 huy k\u0131nanm\u0131\u015ft\u0131r. Nitekim y\u00fcce Allah bir yerde \u015f\u00f6yle buyurmaktad\u0131r: “Diliyle \u00e7eki\u015ftiren, ka\u015f ve g\u00f6z\u00fcyle i\u015faretler yap\u0131p alay eden her fesat ki\u015finin vay haline.”<\/strong>(H\u00fcmeze suresi 1) Yine ba\u015fka bir yerde de \u015f\u00f6yle buyurmaktad\u0131r: “Ey<\/strong> inananlar, bir topluluk di\u011fer bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler kendilerinden iyidirler. Kad\u0131nlar da di\u011fer kad\u0131nlarla alay etmesinler. Belki onlar, kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramay\u0131n, birbirinizi k\u00f6t\u00fc lakaplarla \u00e7a\u011f\u0131rmay\u0131n.”<\/strong>(Hucurat suresi 11) Bunlar\u0131n her biri i\u011fren\u00e7 bir karakter olan alayc\u0131l\u0131\u011f\u0131n, ba\u015fkas\u0131n\u0131 arkas\u0131ndan \u00e7eki\u015ftirmenin de\u011fi\u015fik \u015fekillerinden biridir.<\/p>\n \u0130nsanlar aras\u0131nda s\u00f6z<\/strong> g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getirir: <\/strong>\u0130nsanlar aras\u0131nda kalplerini bozacak, ili\u015fkilerini koparacak, sevgilerini giderecek s\u00f6zler g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getirir. Bu s\u0131fat i\u011fren\u00e7 oldu\u011fu kadar, a\u015fa\u011f\u0131l\u0131kt\u0131r da. Kendine sayg\u0131 duyan ve ba\u015fka insanlar nezdinde sayg\u0131 g\u00f6rmek isteyen bir insan b\u00f6yle bir huyla nitelenmek istemez. \u00c7\u00fcnk\u00fc, ko\u011fucu, laf g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getiren, birbirini seven insanlar\u0131n aras\u0131n\u0131 bozmaya \u00e7al\u0131\u015fan ki\u015filerin s\u00f6zlerine kulak verenler bile asl\u0131nda bu t\u00fcr insanlara sayg\u0131 g\u00f6stermezler, onlar\u0131 sevmezler.<\/p>\n Peygamber Efendimiz herhangi bir arkada\u015f\u0131na y\u00f6nelik iyi duygular\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirecek nitelikte s\u00f6zlerin kendisine aktar\u0131lmas\u0131n\u0131 yasaklam\u0131\u015ft\u0131. \u015e\u00f6yle diyordu Peygamber efendimiz: “Hi\u00e7 kimse arkada\u015flar\u0131ndan biri hakk\u0131nda bana herhangi bir \u015fey ula\u015ft\u0131rmas\u0131n. \u00c7\u00fcnk\u00fc ben kar\u015f\u0131n\u0131za iyi duygularla dolu rahat bir kalp ile \u00e7\u0131kmak isterim:'”(Ebu Davut ve Tirmizi \u0130bn-i Mesut`tan rivayet edilmi\u015ftir)<\/p>\n Buhari ve M\u00fcslim’de yer alan M\u00fccahid’in Tavus’tan, onun da \u0130bni Abbas’tan aktard\u0131\u011f\u0131 bir hadiste \u015f\u00f6yle buyurulur: “Bir g\u00fcn Peygamber Efendimiz, iki kabrin yan\u0131ndan ge\u00e7erken \u015f\u00f6yle buyurdu: \u015eu iki kabirde yatanlar azap g\u00f6rmektedirler. Ama bu azaplar\u0131 b\u00fcy\u00fck g\u00fcnahlardan dolay\u0131 de\u011fildir. Birisi k\u00fc\u00e7\u00fck abdest ini yaparken sidikten korunmazd\u0131, \u00f6tekisi de insanlar aras\u0131nda s\u00f6z g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getirirdi.”<\/p>\n \u0130mam Ahmed Hz. Huzeyfe’den \u015f\u00f6yle rivayet eder: Peygamber Efendimizin \u015f\u00f6yle dedi\u011fini duydum: “\u0130nsanlar aras\u0131nda s\u00f6z g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getiren cennete giremez:’ (\u0130bn-i Mace’nin d\u0131\u015f\u0131nda bir grup sahabe taraf\u0131ndan rivayet edilmi\u015ftir.)<\/p>\n Yine \u0130mam Ahmed -kendi ravi zinciri ile- Yezid B. Seken’den \u015f\u00f6yle rivayet eder: Bir g\u00fcn Peygamber Efendimiz: “En iyinizin kim oldu\u011funu s\u00f6yleyeyim mi?” buyurdu. Oradakiler: “Evet, ya Resulallah” dedi. Sonra \u015f\u00f6yle buyurdu: “En k\u00f6t\u00fcn\u00fcz\u00fcn kim oldu\u011funu haber vereyim mi? S\u00f6z g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getirerek birbirini sevenlerin aras\u0131n\u0131 bozan, su\u00e7suz insanlara haks\u0131zl\u0131k edenlerdir.”<\/p>\n \u0130slam dininin bu i\u011fren\u00e7, bu a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k huyu bu denli s\u0131k\u0131 tutarak yasaklamas\u0131 ka\u00e7\u0131n\u0131lmazd\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k davran\u0131\u015f kalbi bozdu\u011fu gibi arkada\u015fl\u0131klar\u0131 da bozar. Toplumsal ili\u015fkileri bozmadan \u00f6nce bizzat s\u00f6z g\u00f6t\u00fcr\u00fcp getiren ki\u015fiyi al\u00e7alt\u0131r. Toplumun d\u00fczenini, g\u00fcvenli\u011fini kemirmeden \u00f6nce O’nun kalbini kemirir, ahl\u00e2k\u0131n\u0131 bozar. Bu \u00e7irkin davran\u0131\u015f y\u00fcz\u00fcnden insanlar\u0131n birbirlerine g\u00fcvenleri kalmaz. \u00c7o\u011fu zaman su\u00e7suz insanlar\u0131 g\u00fcnaha bula\u015ft\u0131r\u0131r.<\/p>\n \u0130yili\u011fin amans\u0131z d\u00fc\u015fman\u0131d\u0131r, her zaman iyili\u011fin kar\u015f\u0131s\u0131na dikilir: <\/strong>Hem kendisinin hem de ba\u015fkas\u0131n\u0131n iyili\u011fine engel olur. Bir kere, her t\u00fcrl\u00fc iyili\u011fin toplam\u0131 say\u0131lan iman\u0131 engeller. Bu adam\u0131n \u00e7ocuklar\u0131na ve akrabalar\u0131na, Peygamberimize e\u011filim g\u00f6sterdiklerini sezdi\u011fi her seferinde “Sizden biriniz Muhammed’in dinine uyacak olursa, benden hi\u00e7bir fayda g\u00f6rmez olur” dedi\u011fi bilinmektedir. Bu tehditle onlar\u0131n M\u00fcsl\u00fcman olmalar\u0131na engel olurdu. Bu y\u00fczden Kur’an-\u0131 Kerim onu s\u00f6zleri ve davran\u0131\u015flar\u0131 ile “iyili\u011fin kar\u015f\u0131s\u0131na dikilen” biri olarak tescil etmi\u015ftir.<\/p>\n Sald\u0131rgand\u0131r: <\/strong>Hak, adalet nedir g\u00f6zetmez, \u00e7i\u011fner ge\u00e7er. Ayr\u0131ca o, Peygamber Efendimize, M\u00fcsl\u00fcmanlara, ailesine ve do\u011fru yolu bulmalar\u0131na engel oldu\u011fu, dini benimsemelerini \u00f6nledi\u011fi a\u015firetine de sald\u0131r\u0131r, haks\u0131zl\u0131k eder. Sald\u0131rganl\u0131k, a\u015f\u0131r\u0131l\u0131k, Kur’an-\u0131 Kerim de ve Peygamber efendimizin s\u00f6zlerinde \u00fczerinde \u00f6nemle durulan \u00e7irkin huylardan biridir. \u0130slam sald\u0131rganl\u0131\u011f\u0131n, a\u015f\u0131r\u0131l\u0131\u011f\u0131n her \u00e7e\u015fidini yasaklam\u0131\u015ft\u0131r. Hatta yeme-i\u00e7mede bile buna dikkat edilmesini \u00f6\u011f\u00fctlemi\u015ftir.<\/p>\n “Size sundu\u011fumuz temiz r\u0131zklardan yiyiniz. Yiyeceklere ili\u015fkin s\u0131n\u0131rlar\u0131m\u0131z\u0131 \u00e7i\u011fnemeyiniz.”<\/strong> (Taha suresi 81) \u00c7\u00fcnk\u00fc adalet ve dengelilik \u0130slam’\u0131n temel karakteridir.<\/p>\n S\u00fcrekli g\u00fcnah i\u015fler: <\/strong>“G\u00fcnahkar” s\u0131fat\u0131n\u0131 kal\u0131c\u0131 bir s\u0131fat olacak kadar g\u00fcnah i\u015fler. Burada i\u015fledi\u011fi g\u00fcnah\u0131n t\u00fcr\u00fc belirtilmiyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu ifade ile g\u00fcd\u00fclen ama\u00e7 s\u0131fat\u0131n kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 vurgulamak, ruhun de\u011fi\u015fmez bir karakteri oldu\u011funu belirtmektir.<\/p>\n Bu adam b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n yan\u0131 s\u0131ra “kaba”<\/strong>d\u0131r. <\/strong>Bu s\u00f6z, vurgusu ile, olu\u015fturdu\u011fu hava bir\u00e7ok s\u0131fat\u0131, karakteristik \u00f6zelli\u011fi anlat\u0131yor. Bunun yerine bir\u00e7ok s\u00f6z ve s\u0131fat kullan\u0131lsa bile ayn\u0131 anlam verilemezdi. Bu kelimenin, a\u015f\u0131r\u0131 derecede kaba, \u00e7ok yiyip i\u00e7en obur, a\u00e7 g\u00f6zl\u00fc anlam\u0131na geldi\u011fi s\u00f6ylenmektedir. Bu adam kaba karakterli, i\u011fren\u00e7 huylu ve insanlar aras\u0131 ili\u015fkilerde \u00e7irkin tutumludur.<\/p>\n Ebu Derda’n\u0131n -Allah ondan raz\u0131 olsun- \u015f\u00f6yle dedi\u011fi rivayet edilir: “Kaba”, b\u00fcy\u00fck kar\u0131nl\u0131, k\u00f6t\u00fc ahl\u00e2kl\u0131,\u00e7 ok yiyip i\u00e7en obur, \u00e7ok mal toplayan, ama ba\u015fkalar\u0131na vermeyen kimse demektir:’ Ne var ki “Kaba” kelimesi b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131 kapsayan, bununla beraber bu karaktere sahip ki\u015finin i\u011fren\u00e7li\u011fini her y\u00f6n\u00fcyle tasvir eden geni\u015f bir kavram olarak zihinlerde yer ediyor.<\/p>\n Ayr\u0131ca bu adam, soysuzdur, al\u00e7akt\u0131r: <\/strong>\u0130\u015fte \u0130slam d\u00fc\u015fmanlar\u0131ndan birinin ki\u015fili\u011finde toplanan \u00e7irkin, i\u011fren\u00e7 s\u0131fatlar\u0131n sonuncusu budur. Zaten, bu t\u00fcr i\u011fren\u00e7 karakterlere sahip insanlardan ba\u015fkas\u0131 \u0130slama d\u00fc\u015fman olmaz, d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131nda \u0131srar etmez. “Zenim” kelimesinin anlamlar\u0131ndan biri, “aralar\u0131nda soy birli\u011fi olmad\u0131\u011f\u0131 halde bir kavme ba\u011flanan veya a kavmin i\u00e7inde soyu belirsiz olan kimse”dir. Bu kelimenin anlamlar\u0131ndan biri de “insanlar aras\u0131nda i\u011fren\u00e7li\u011fi ile, pisli\u011fi ile, a\u015f\u0131r\u0131 derecede k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc ile \u00fcn salm\u0131\u015f kimsedir. Bu kelimenin ifade etti\u011fi ikinci anlam Velid B. Mu\u011fire’nin durumuna daha uygundur. Bununla beraber kelimenin s\u00f6yleni\u015fi, kavmi aras\u0131nda kibirlenip b\u00f6b\u00fcrlenen bu adam\u0131 a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k s\u0131fat\u0131 ile damgalamaktad\u0131r.<\/p>\n Sonra surenin ak\u0131\u015f\u0131 bu ki\u015fisel s\u0131fatlar \u00fczerine, O’nun Allah’\u0131n ayetleri kar\u015f\u0131s\u0131ndaki tutumunu belirterek bir de\u011ferlendirme yap\u0131yor. Bunun yan\u0131 s\u0131ra y\u00fcce Allah’\u0131n mal ve evlad bah\u015fetti\u011fi bu adam\u0131n b\u00f6yle bir tutum sergilemesi ay\u0131plan\u0131yor:<\/p>\n “Mal ve o\u011fullar sahibi olmu\u015f diye, kendisine ayetlerimiz okundu\u011fu zaman `eskilerin masallar\u0131’ dedi.”<\/strong><\/p>\n Bir insan\u0131n y\u00fcce Allah’\u0131n kendisine bah\u015fetti\u011fi mal ve evlad nimetlerine kar\u015f\u0131l\u0131k, Allah’\u0131n ayetlerini ve peygamberini alaya almas\u0131 ne \u00e7irkin bir davran\u0131\u015ft\u0131r. Bu bile tek ba\u015f\u0131na biraz \u00f6nce anlat\u0131lan \u00e7irkin s\u0131fatlara denk bir tutumdur.<\/p>\n Bu y\u00fczden kar\u015f\u0131 konulmaz, cayd\u0131r\u0131c\u0131 g\u00fcce sahip ulu Allah’tan bir tehdit geliyor. Burada y\u00fcce Allah onun ruhundaki b\u00fcy\u00fckl\u00fck kompleksinin, mal ve evlatla \u00f6v\u00fcnmenin kaynakland\u0131\u011f\u0131 noktaya temas ediyor. Nitekim bundan \u00f6nce de onun toplum i\u00e7indeki yeri ve soyu ile \u00f6v\u00fcnmesine kaynakl\u0131k eden s\u0131fat\u0131na de\u011finmi\u015fti. Ve bu adam y\u00fcce Allah’\u0131n \u015fu kesin vaadini dinliyor:<\/p>\n “Biz yak\u0131nda O’nun burnuna damga vuraca\u011f\u0131z.”<\/strong><\/p>\n Ayetin orijinalinde ge\u00e7en “Hortum” kelimesinin anlamlar\u0131ndan biri kara domuzunun burnunun bir taraf\u0131d\u0131r. Herhalde bununla Velid’in burnu kastedilmi\u015ftir. Arap dilinde burun b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc onurlulu\u011fu sembolize eder. Bu y\u00fczden b\u00fcy\u00fcklenen i\u00e7in “burnu havada”, gururu k\u0131r\u0131lan, al\u00e7alan i\u00e7in de “burnu yerde” denir. Birisi gururlanarak k\u0131zd\u0131\u011f\u0131 zaman “burnu \u015fi\u015fti burnu k\u0131zard\u0131” derler. Araplar\u0131n izzetinefsi (onur ve sayg\u0131nl\u0131\u011f\u0131) “Enfetu” -Burun- olarak tan\u0131mlamalar\u0131 da bu y\u00fczdendir. Onun burnunun damgalanmas\u0131 ile tehdit edilmesi iki t\u00fcr a\u015fa\u011f\u0131lanmay\u0131, horlanmay\u0131 ifade eder. Birincisi, bir k\u00f6le gibi damgalanmas\u0131. ikincisi burnunun domuz burnu olarak nitelendirilmesi.<\/p>\n Hi\u00e7 ku\u015fkusuz bu ayetler Velid B. Mu\u011fire’nin \u00fczerinde b\u00fcy\u00fck etki b\u0131rakm\u0131\u015flard\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc Velid sayg\u0131n insanlar\u0131n -as\u0131ls\u0131z da olsa- bir \u015fairin hicvinden her zaman sak\u0131nd\u0131\u011f\u0131 bir millete mensuptu. Ya ger\u00e7ekten g\u00f6klerin ve yerin yarat\u0131c\u0131s\u0131 taraf\u0131ndan damgalanmay\u0131, hem de bo\u015funa s\u00f6ylenmeyen b\u00f6yle bir ifadeyle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kalmay\u0131 nas\u0131l kar\u015f\u0131lam\u0131\u015ft\u0131r. Bu s\u00f6zler varl\u0131k aleminin her taraf\u0131nda yank\u0131lanm\u0131\u015f, sonra da varl\u0131\u011f\u0131n \u00f6z\u00fcne yerle\u015ferek tescil edilmi\u015ftir. Hem de sonsuza dek…<\/p>\n \u0130\u015fte \u0130slam’\u0131n d\u00fc\u015fman\u0131, y\u00fcce ahl\u00e2ka sahip sayg\u0131n peygamberin d\u00fc\u015fman\u0131 olan bu adam b\u00f6ylesine kesin bir hakareti hakketmekteydi.<\/p>\n Mal ve evlada, Allah’\u0131n ayetlerini yalanlayanlar\u0131n \u015f\u0131marmas\u0131na neden olan d\u00fcnya nimetlerine i\u015faret edilmesi m\u00fcnasebetiyle y\u00fcce Allah burada \u00f6rnek olarak onlara bir k\u0131ssa sunuyor. \u00d6yle anla\u015f\u0131l\u0131yor ki bu k\u0131ssa onlar taraf\u0131ndan biliniyordu, aralar\u0131nda yayg\u0131n olarak anlat\u0131l\u0131yordu. Y\u00fcce Allah bu k\u0131ssa arac\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile onlara nimetle \u015f\u0131marman\u0131n, iyili\u011fe engel olman\u0131n, ba\u015fkalar\u0131n\u0131n haklar\u0131na tecav\u00fcz etmenin ak\u0131betini hat\u0131rlat\u0131yor. Bu arada kendilerine bah\u015fedilen mal ve evlad nimetlerinin asl\u0131nda onlar a\u00e7\u0131s\u0131ndan bir s\u0131nav arac\u0131 oldu\u011funu vurguluyor. T\u0131pk\u0131 bu k\u0131ssan\u0131n kahramanlar\u0131n\u0131n s\u0131nanmas\u0131 gibi. Ayr\u0131ca bu s\u0131nav\u0131n devam\u0131 da var. Onlar bununla da b\u0131rak\u0131lacak de\u011fildirler:<\/p>\n <\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":" B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 1- Nun. Kaleme ve onunla yazd\u0131ranlara And olsun. 2- Sen, Rabbinin nimetiyle cinlenmi\u015f de\u011filsin. 3- Senin i\u00e7in kesintisiz bir m\u00fckafat vard\u0131r. 4- Ve sen y\u00fcce bir […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":39158,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-39156","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n