20-<\/strong> Bir e\u015fi b\u0131rak\u0131p ta ba\u015fka bir e\u015f almak isterseniz, onlardan birine (b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131n\u0131za) pek \u00e7ok mal vermi\u015f olsan\u0131z dahi ondan bir \u015fey geri almay\u0131n. Onu bir iftira ve a\u00e7\u0131k bir g\u00fcnah olarak m\u0131 geri alacaks\u0131n\u0131z?<\/p>\n Han\u0131mlar\u0131n\u0131zdan birini bo\u015fay\u0131p yerine ba\u015fka bir han\u0131mla evlenmek istedi\u00ad\u011finizde, bo\u015famak istedi\u011finiz han\u0131ma, daha \u00f6nce mehir olarak pek \u00e7ok mal ver\u00admi\u015f olsan\u0131z bile, bu mallardan herhangi bir \u015feyi geri alman\u0131z size helal olmaz.<\/p>\n Siz o mal\u0131 bir iftira sonucu ve a\u00e7\u0131k bir g\u00fcnah olarak m\u0131 geri alacaks\u0131n\u0131z?<\/p>\n Cahiliye d\u00f6neminde, kar\u0131lar\u0131n\u0131 bo\u015famak isteyen baz\u0131 erkekler, evlen\u00addikleri zaman, tamam\u0131n\u0131 vermeyip bir k\u0131sm\u0131n\u0131 \u00fczerlerinde b\u0131rakt\u0131klar\u0131 mehirini vermekten kurtulmak i\u00e7in, kad\u0131na zina isnad eder b\u00f6ylece ona iftirada bulunur\u00adlard\u0131. \u0130\u015fte bu \u00e2yet-i kerime, bu davran\u0131\u015f\u0131n \u00e7irkinli\u011fine i\u015faret etmektedir. [1]<\/a>[45]<\/sup><\/p>\n <\/p>\n 21-<\/strong> Birbiriniz\u0130e kayna\u015f\u0131p ba\u015fba\u015fa kalm\u0131\u015fken ve onlar sizden kuvvetli bir ahit alm\u0131\u015fken verdi\u011finizi nas\u0131l geri alabilirsiniz?<\/p>\n O kad\u0131nlara vermi\u015f oldu\u011funuz melikleri nas\u0131l geri alabilirsiniz? Sizler, birbirinizle kayna\u015f\u0131p ba\u015fba\u015fa kald\u0131n\u0131z. O kad\u0131nlar, sizden evlenirken kendilerini ya iyilikle nik\u00e2h\u0131n\u0131z alt\u0131nda tutaca\u011f\u0131n\u0131za veya \u00d6zellikle b\u0131rakaca\u011f\u0131n\u0131za dair kuv\u00advetli bir s\u00f6z alm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n Abdullah b. Abbas, M\u00fccahid ve S\u00fcddiye g\u00f6re buradaki “Ba\u015fba\u015fa kal\u00adma” ifadesinden maksat, cima etmektir. Bu hususta Abdullah b. Abbas diyor ki: “Ayette ge\u00e7en “Birbirinizle kayna\u015fm\u0131\u015fken” ifadesinden maksat, cinsi yakla\u015f\u0131m\u00add\u0131r. Fakat Allah teala bunu, y\u00fcceli\u011fi gere\u011fi \u00fcst\u00fc kapal\u0131 bir \u015fekilde ifade buyur\u00admu\u015ftur.<\/p>\n \u00c2yet-i kerimede ge\u00e7en ve “Onlar sizden kuvvetli bir ahit am\u0131\u015fken.” ifade-sindeki “Kuvvetli ahit”ten neyin kastedildi\u011fi hususunda farkl\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015fler zikredil\u00admi\u015ftir.<\/p>\n a-<\/strong> Dehhak, Katade, S\u00fcddi, Hasan-\u0131 Basri ve Muhammed b. \u015eirine g\u00f6re burada, kad\u0131nlar\u0131n ald\u0131klar\u0131 zikredilen kuvvetli ahitten maksat, Allah tea\u00eean\u0131n beyan etti\u011fi gibi, nikah akdi yaparken, erkeklere, ya kendilerini iyilikle tutmala\u00adr\u0131m veya g\u00fczellikle serbest b\u0131rakmalar\u0131n\u0131 \u015fart ko\u015fmalar\u0131d\u0131r. \u00c2yet-i kerime, er\u00adkeklere, bu vaadlerinde durmalar\u0131m emretmektedir.<\/p>\n b-<\/strong> M\u00fccahid, Muhammed b.Ka’b el-Kurezi ve \u0130bn-i Zeyde g\u00f6re bu \u00e2yet de zikredilen “Kuvvetli ahit”den maksat, kad\u0131nlar\u0131 erkeklere helal k\u0131lan nikah akdi-dir.<\/p>\n c-<\/strong> Cabir, \u0130krime ve Rebi’ b. Enese g\u00f6re ise bu \u00e2yette zikredilen “Kuvvetli ahit”ten maksat, Resulullahm \u015fu hadisinde beyan etti\u011fi ifadelerdir.<\/p>\n “Kad\u0131nlar hakk\u0131nda Allahtan korkun. \u00c7\u00fcnk\u00fc siz onlar\u0131 Allar\u0131m emanet et\u00admesiyle ald\u0131n\u0131z ve Allan\u0131n emriyle avret mahallerini kendinize helal edindi\u00adniz. [2]<\/sup><\/a>[46]<\/sup>Bu izaha g\u00f6re; “Kad\u0131nlar sizden kuvvetli bir ahit alm\u0131\u015flard\u0131r.” demek, “Siz kad\u0131nlar\u0131 Allan\u0131n size emanetiyle ald\u0131n\u0131z ve onlar\u0131n avret mahallerini Alla\u00adn\u0131n emriyle kendinize helal edindiniz.” demektir.<\/p>\n Taberi diyor ki: “Bu g\u00f6r\u00fc\u015flerden tercihe \u015fayan olan, burada zikredilen kuvvetli ahitten maksat, kad\u0131nlar\u0131n, evlenirken kocalar\u0131ndan, kendilerini iyilikle tutacaklar\u0131na veya g\u00fczellikle serbest b\u0131rakacaklar\u0131na dair s\u00f6z almalar\u0131d\u0131r.” diyen g\u00f6r\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/p>\n M\u00fcfessirler, bu \u00e2yet-i kerimenin mensuh olup olmad\u0131\u011f\u0131 hakk\u0131nda ihtilaf etmi\u015flerdir. Baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re bu \u00e2yet-i kerime muhkemdir, mensuh de\u011fildir. Bu itibarla, koca kar\u0131s\u0131n\u0131 bo\u015farken, ona verdi\u011fi mehirden herhangi bir \u015feyi geri al\u00admas\u0131 caiz de\u011fildir. Ancak koca de\u011fil de kad\u0131n bo\u015fanmak isterse bu takdirde bir muhalaa olarak caizdir. Bekir b. Abdullah el-M\u00fczeniye g\u00f6re ise, bo\u015fanmay\u0131 ka\u00add\u0131n isterse dahi erke\u011fin, kad\u0131n\u0131 bo\u015fama kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda herhangi bir \u015fey almas\u0131 caiz de\u011fildir. \u0130bn-i Zeyde g\u00f6re ise kad\u0131nlara verilen mehiri geri almay\u0131 yasaklayan bu \u00e2yet-i kerime, Bakara suresinde zikredilen \u015fu \u00e2yet-i kerime ile neshedi \u0130m i\u015ftir “Kad\u0131nlara verdi\u011finiz mallardan herhangi bir \u015feyi geri alman\u0131z, size helal de\u011fil\u00addir. Ancak e\u015flerin, Allan\u0131n koydu\u011fu hudutlar\u0131 koruyamamaktan korkmalar\u0131 ha\u00eei m\u00fcstesnad\u0131r. \u015eayet, Allan\u0131n koydu\u011fu s\u0131n\u0131rlan koruyamamalar\u0131ndan korkarsan\u0131z, kad\u0131n\u0131n bo\u015fanmas\u0131 i\u00e7in bir bedel vermesinde, her iki e\u015fe de bir g\u00fcnah yoktur. [3]<\/a>[47]<\/sup><\/p>\n Taberi diyor ki: “Bu g\u00f6r\u00fc\u015flerden tercihe \u015fayan olan\u0131, kad\u0131nlara verilen mehirin bo\u015fanma halinde geri al\u0131nmayaca\u011f\u0131m beyan eden bu \u00e2yetin mensuh ol\u00admad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyen ve kans\u0131m bo\u015fayan kocan\u0131n, kar\u0131s\u0131na verdi\u011fi mehirden bir \u015feyi geri almas\u0131n\u0131n caiz olmayaca\u011f\u0131n\u0131, ancak kar\u0131n\u0131n bo\u015fanmay\u0131 istemesi halde caiz olabilece\u011fini zikreden g\u00f6r\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/p>\n Taberi s\u00f6zlerine devamla diyor ki: “Bu \u00e2yet-i kerimenin. Bakara suresin\u00adde ge\u00e7en \u00e2yetle neshedi \u0130d i\u011fin i s\u00f6yleyebilmek i\u00e7in her iki \u00e2yetin h\u00fck\u00fcmlerinin birbirlerine muhalif olmada ve ba\u011fda\u015ft\u0131rmalar\u0131n\u0131n imk\u00e2ns\u0131z olmas\u0131 durumunda s\u00f6z konusu olabilir. Halbuki bu \u00e2yetlerin h\u00fck\u00fcmleri, birbirleriyle \u00e7eli\u015fmemekte\u00addir. Zira, bu surede zikredilen \u00e2yet, erke\u011fin, kad\u0131n\u0131 bo\u015famay\u0131 istemesi halinde, ona verdi\u011fi mehirden bir \u015fey alamayaca\u011f\u0131 ifade edilmi\u015f, Bakara suresinde zikredilen \u00e2yette ise erkek istemedi\u011fi halde kad\u0131n\u0131n bo\u015fanmay\u0131 istemesi durumunda, erke\u011fin, kad\u0131ndan, bo\u015fanmas\u0131 kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda bir \u015feyler alabilece\u011fini ifade etmek\u00adtedir. \u00c2yetlerin h\u00fck\u00fcmleri birbirleriyle \u00e7eli\u015fmedi\u011fine g\u00f6re ve bu \u00e2yetin neshe-dildi\u011fine dair de kesin bir delil bulunmad\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re bu \u00e2yetlerden birine n\u00e2sih birine mensuh demek do\u011fru de\u011fildir.<\/p>\n Taberi devamla diyor ki: “Bekir b. Abdullah el-M\u00fczenin “Bo\u015fanma iste\u011fi kad\u0131n taraf\u0131ndan gelse dahi erkek, kar\u0131s\u0131n\u0131 bo\u015fama kar\u015fil\u011fmda ondan herhangi bir \u015fey alamaz.” \u015feklindeki s\u00f6z\u00fc, isabetli de\u011fildir. Zira, Resulullah\u0131n, Sabit b. Kays b. \u015eemmas’a bo\u015fanmak isteyen kar\u0131s\u0131ndan, vermi\u015f oldu\u011fu mehiri geri al\u00admas\u0131n\u0131 emretti\u011fi, sahih bir haber olarak sabittir.<\/p>\n