\n
\u00abSenet\u00fc’l-V\u00fcf\u00fbd\u00bb y\u00e2ni hey’etlerin ard arda gelip Bes\u00fblullah Cs. a.v.) ‘a teslim olup m\u00fcsl\u00fcmanl\u0131klar\u0131n\u0131 il\u00e2n ettikleri senedir. O da s\u00fc\u00adrekli, el\u00e7ilerin; d\u00f6rt bir yana g\u00f6nderiyor; \u00f6zellikle de yar\u0131mada sat\u00adh\u0131ndaki (insan gruplar\u0131na) \u00eesl\u00e2m’\u0131 tebli\u011f, esas ve h\u00fck\u00fcmlerini ta’-lim programlar\u0131 uyguluyordu. Ve k\u0131sa zamanda \u0130sl\u00e2m t\u00fcm yar\u0131mada\u00adya oldu\u011fu gibi, \u00e7evre \u00fclkelere de yay\u0131ld\u0131. Bu durumda ayr\u0131ca, bu insanlara isl\u00e2m’\u0131 a\u00e7\u0131klay\u0131p \u00f6\u011fretmek de gerekli oldu. Y\u00e2ni tebli\u011f ta\u00admam olunca e\u011fitim gerekti. \u0130sl\u00e2m ger\u00e7e\u011fini herkese kavratmak \u015fart \u0130di. \u00eeman kalblere iyice yerle\u015fecekti b\u00f6ylece… Bu c\u00fcmleden olarak Res\u00fblullah (s.a.v.), H\u00e2lid bin Velid’i Necr\u00e2n’a, Hz. Ali (r.a.)’yi Ye-men’e g\u00f6nderip, onlara isl\u00e2m’\u0131 tebli\u011f, prensip ve h\u00fck\u00fcmleri ta’lim etmelerini emretti.[1]<\/a> Ayn\u0131 \u015fekilde Eb\u00fb M\u00fbs\u00e2 el-E\u015f’ari’yi ve Mu\u00e2z \u00eebn Cebel’i de Yemen’in de\u011fi\u015fik kesimlerine g\u00f6ndermi\u015fti. Onlara \u015fu” ten-bihte bulunmu\u015ftu Res\u00fblullah (s.a.v.) : \u00abKolayla\u015ft\u0131r\u0131n, g\u00fc\u00e7le\u015ftirmeyin, m\u00fcjdeleyin, \u00fcrk\u00fctmeyin, hizmet edin[2]<\/a>[2]\u00bb. Ayr\u0131ca Mu\u00e2z’a \u015funu s\u00f6y\u00adledi: \u00abSen kitab ehlinden bir kavimle kar\u015f\u0131la\u015f\u0131rs\u0131n. Onlara rastlad\u0131\u00ad\u011f\u0131nda \u00f6nce, Allah’\u0131n birli\u011fi ve Muhammed’in, O’nun Resul\u00fc oldu\u011fu\u00adnu kabule \u00e7a\u011f\u0131r. Bunu kabul ederlerse, hemen onlara, be\u015f vakit na\u00admaz\u0131n \u00fczerlerine farz oldu\u011funu, geceli g\u00fcnd\u00fczl\u00fc k\u0131l\u0131naca\u011f\u0131n\u0131 bildir. Bunu da benimserlerse; bu sefer de, sadaka (zek\u00e2t)’in farz oldu\u011fu\u00adnu, zenginlerden al\u0131n\u0131p fakirlere da\u011f\u0131t\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bildir. Bunu da benimserlerse; o zaman art\u0131k onlara iyi davran, ho\u015f muamele et. Mazlumun bedduas\u0131ndan da sak\u0131n ki, onunla Allah aras\u0131nda perde yoktur[3]<\/a>[3]\u00bb.<\/p>\n \u0130m\u00e2m A\u0131hmed ise M\u00fcsned’inde; Res\u00fblullah (s.a.v.) ‘in Mu\u00e2z ile bir\u00adlikte Medine d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131, Mu\u00e2z binekte, O yerde oldu\u011fu halde ona direktiflerini bildirdi\u011fini nakleder. O \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: \u00ab… Mu\u00e2z! Bel\u00adki de sen bug\u00fcnden sonra beni g\u00f6remezsin, bir daha. Kimbilir, sen mescidimi ve kabrimi ziyaret edersin belkit..\u00bb Bunun \u00fczerine Mu\u00e2z, Res\u00fblullah’tan ayr\u0131l\u0131\u015f\u0131na a\u011flad\u0131.<\/p>\n Mu\u00e2z Yemen’de, Res\u00fblullah’\u0131n vefat\u0131ndan sonra da biraz kald\u0131. Ve olay b\u00f6ylece O (s.a.v.)’nun haber verdi\u011fi gibi tecelli etmi\u015fti. [4]<\/a>[4]<\/p>\n \n \u015eunu \u00f6nemle ve dikkatle akl\u0131m\u0131za yazmak zorunday\u0131z ki; Re-s\u00fblullah (s.a.v.)’\u0131n bu (ve benzeri) el\u00e7ileri g\u00f6ndermesi, \u0130sl\u00e2m’a da’-vet ve onun esaslar\u0131n\u0131 \u00f6\u011fretmek i\u00e7in muallim hey’etlerini etrafa yay\u00admas\u0131; m\u00fcsl\u00fcmana a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6sterir ki; \u00eesl\u00e2m’\u0131 tebli\u011f, onu \u00f6\u011fretme ve benimsetme, her yer ve her \u00e7a\u011fda, her m\u00fcsl\u00fcmamn boynuna bor\u00e7\u00adtur. Ve asla bundan muafiyet yoktur. G\u00fcn\u00fcm\u00fcz insanlar\u0131n\u0131n \u00e7o\u011fu\u00adnun yan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi bir g\u00fcn olup bu vazifenin sak\u0131t olaca\u011f\u0131 asla d\u00fc\u015f\u00fc\u00adn\u00fclemez!..<\/p>\n Sonra, \u0130sl\u00e2m, sadece dille s\u00f6ylenip ge\u00e7ilir diye bir\u015fey de yok. T\u0131pk\u0131 hayat\u0131m\u0131zda baz\u0131 kolay y\u00f6nlerini yap\u0131p ge\u00e7mekten ibaret ol\u00admad\u0131\u011f\u0131 gibi… Bu din asil ve \u015ferefli idi. Bizim hayat\u0131m\u0131zda taklit ve \u00e2det haline d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc. Danas\u0131n\u0131 s\u00f6yleyeyim; din, sadece bizim ferdi uygulamam\u0131z, sonra da kap\u0131m\u0131z\u0131 kapat\u0131p kimseyle ilgilenme\u00admemiz bi\u00e7iminde bir anlay\u0131\u015f\u0131 da asla benimsemez. H\u00e2s\u0131l\u0131, \u0130slam’\u0131n getirdi\u011fi sorumluluk, m\u00fcsl\u00fcmandan asla sak\u0131t olamaz. Aksine her hal\u00fck\u00e2rda onu yaymak, duyurmak, sevdirmek, yapt\u0131rmak i\u00e7in de\u00admirden \u00e7ar\u0131k giyip k\u00f6y k\u00f6y, \u00fclke-\u00fclke dola\u015f\u0131p bu yolda emek vermek zorundad\u0131r, m\u00fcsl\u00fcman.<\/p>\n Bu, bizim boynumuza Res\u00fblullah fs.a.v.V\u0131n ast\u0131\u011f\u0131 kutsal em\u00e2\u00adnettir. Ve bu hi\u00e7bir as\u0131rda \u00fcst\u00fcm\u00fczden atamayaca\u011f\u0131m\u0131z, her yerde takibe mecbur oldu\u011fumuz \u00f6devdir.<\/p>\n B\u00fct\u00fcn ulema, \u00f6zellikle d\u00f6rt mezhebin imamlar\u0131 \u015funda ittifak et\u00admi\u015ftir: isl\u00e2m devletinin hakkn\u0131 vermek i\u00e7in tsl\u00e2m \u00fclkesi i\u00e7inde de, d\u0131\u015f\u0131nda da tebli\u011f her m\u00fcsl\u00fcmamn \u00fczerine farz-\u0131 kif\u00e2yedir. Hi\u00e7bir imam da bu sorumlulu\u011fun d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc veya s\u0131n\u0131rland\u0131\u011f\u0131m s\u00f6ylemez. Ancak, belli bir te\u015fkil\u00e2t, elemanlar\u0131n\u0131 \u00e7\u0131kar\u0131p belli programlarla mem\u00adleketin her yerinde da’vet ve tebli\u011fi y\u00fcr\u00fct\u00fcyor; deliller koyup dine y\u00f6neltilen \u015f\u00fcbhe ve fitneleri bertaraf ederek, \u0130sl\u00e2m’\u0131 savunabiliyor-larsa; vazifeyi \u00abkif\u00e2ye\u00bb noktas\u0131nda yerine getirdi\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclebilir. Ve art\u0131k \u00f6b\u00fcr ferdlerin bu t\u00fcr faaliyete girmemesi ho\u015f g\u00f6r\u00fclebilir. Ak\u00adsine ayn\u0131 belde veya \u00f6b\u00fcr \u0130sl\u00e2m \u00fclkelerine k\u00e2fi hizmeti g\u00f6t\u00fcremi-yorsa; o zaman b\u00fct\u00fcn \u00fclke insanlar\u0131 mes’ul olur.<\/p>\n Cumh\u00fbr-u Eimme ve fukah\u00e2n\u0131n sahih kanaati ise; bu sorumlu\u00adlu\u011fun sadece erkeklerin boynunda de\u011fil, kad\u0131nlar\u0131n da erkekler gi\u00adbi mes’ul olduklar\u0131 y\u00f6n\u00fcndedir. Hatt\u00e2 h\u00fcr veya k\u00f6le olmu\u015f fark\u0131<\/p>\n yoktur. Yeter ki m\u00fckellefiyet \u015fartlan \u00fczere bulunsun. Ve da’vet ve tebli\u011f \u00f6devini yapabilecek g\u00fcc\u00fc bulunsun. \u00c7e\u015fitli y\u00f6nleriyle kabili\u00adyet ve vas\u0131talarla sahip olsun[5]<\/a>[5].<\/p>\n Res\u00fblullah (s.a.v.)’m, Mu\u00e2z ve Eb\u00fb Musa’ya yapt\u0131\u011f\u0131 diriltici \u00f6\u011f\u00fc\u00adde gelince; da’vetinin, da’vet ve tebli\u011fi \u00e2n\u0131nda tak\u0131naca\u011f\u0131 tav\u0131r ve uyaca\u011f\u0131 \u00e2d\u00e2b-\u0131 mua\u015feret ilkelerini sunmaktad\u0131r bize:<\/p>\n Bunlardan biri; daima kolayl\u0131\u011f\u0131 tercih etmek, \u015fiddetten sak\u0131n\u00admakt\u0131r. M\u00fcjdeleyici olmay\u0131, korkutuculu\u011fu \u00e7ok az denemeyi ilke al\u00admakt\u0131r. Y\u00e2ni Res\u00fblullah’\u0131n \u00abTenfir\u00bb s\u00f6z\u00fcyle belirtti\u011fi, \u00fcrk\u00fct\u00fcc\u00fc ol\u00admamak.<\/p>\n Bunu Res\u00fblullah (s.a.v.) uygulama ve \u00f6rnekle de a\u00e7\u0131kl\u0131yor. Ve Mu\u00e2z’a emrediyor: \u00d6nce halk\u0131 \u015fehadeti kabule \u00e7a\u011f\u0131racak. Buna ka\u00adbul g\u00f6sterirlerse, o zaman namaz k\u0131lmay\u0131 teklif edecek. Bunu da kabul ettiler mi, art\u0131k zek\u00e2t vermeye da’vet edecek vs… Ancak tabii, kolayla\u015ft\u0131rmak ve m\u00fcjdelemek, hi\u00e7bir zaman \u015fer’\u0130 hududu a\u015f\u0131p, mubah g\u00f6stermek anlam\u0131na gelmez. Kolayla\u015ft\u0131rmaktan maksad, mat-l\u00fbb olan baz\u0131 h\u00fck\u00fcmlerden fedak\u00e2rl\u0131k yada ciddiyetsizlik demek ol\u00admaz. Halka kolayl\u0131k ad\u0131yla dine tasallut yap\u0131lamaz elbette… Yine bu kolayl\u0131k, ne olursa olsun g\u00fcnah\u0131 ikrar anlam\u0131na hi\u00e7 gelmez. An\u00adcak, me\u015fru olan h\u00e2l \u00e7arelerinden halka kolay geleni sa\u011flamak ola\u00adbilir Vesileler aras\u0131nda se\u00e7me imk\u00e2n\u0131 varsa ona yol vermek ola\u00adbilir Yoksa ki\u015finin kendili\u011finden durum icad etmesi de\u011fil. Allah’a \u00e7a\u011fr\u0131n\u0131n \u00e2dab\u0131ndan biri de, (bu ayn\u0131 zamanda emirli\u011fin ve idareci\u00adli\u011fin de gere\u011fidir) kime olursa olsun zulmetmekten sak\u0131nmakt\u0131r. \u00d6zellikle de halk\u0131n elinden, haks\u0131z yere mal\u0131n\u0131 almak gibi… \u0130\u015fte bu en tehlikeli zul\u00fcm t\u00fcr\u00fcndend\u0131r. Ger\u00e7ek mes’uliyetten ve Allah tc.c.)’-m murakabesinden gafil olan her da’vet\u00e7inin d\u00fc\u015febilece\u011fi hat\u00e2d\u0131r bu. T\u0131pk\u0131 idareci ve sultanlar\u0131n s\u0131k u\u011frad\u0131klar\u0131 gibi.<\/p>\n Res\u00fblullah (s.a.v.) kendisim Yemen’e g\u00f6nderirken Mu\u00e2z (r.a.) da, \u015fu iki \u00f6zelli\u011fi kendisine \u015fiar edinmi\u015fti: Da’vet s\u0131fat\u0131, valilik ve emirlik s\u0131fat\u0131. Ve Res\u00fblullah ts.a.v.) \u00f6zellikle de, hangi suretle olur\u00adsa olsun zulme d\u00fc\u015fmemesi \u00fczerinde \u015fiddetle duruyor.<\/p>\n \u00abMazlumun duas\u0131ndan sak\u0131n ki; onunla Allah aras\u0131nda hi\u00e7bir perde yoktur!\u00bb [6]<\/a>[6]<\/p>\n \n<\/h3>\n
\u0130bretler Ve \u00d6\u011f\u00fctler<\/h3>\n