B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

 <\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n

273- (Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler i\u00e7indir ki, onlar, yery\u00fcz\u00fcnde dola\u015fmaya g\u00fc\u00e7 yetiremezler. \u0130ffetlerinden dolay\u0131 cahil olan (ki\u015fi,) onlar\u0131 zengin san\u0131r. (Ama) Sen onlar\u0131 y\u00fczlerinden tan\u0131rs\u0131n. Y\u00fczs\u00fczl\u00fck ederek insanlardan istemezler. Hay\u0131rdan her ne infak ederseniz, \u015f\u00fcphesiz Allah onu bilir.(314)<\/strong>
\n274- Onlar ki, mallar\u0131n\u0131 gece, g\u00fcnd\u00fcz; gizli ve a\u00e7\u0131k infak ederler. Art\u0131k bunlar\u0131n ecirleri Rableri kat\u0131ndad\u0131r, onlar i\u00e7in korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklard\u0131r.<\/strong>
\n275- Faiz (riba) yiyenler,(315) ancak kendisini \u015feytan \u00e7arpm\u0131\u015f olan\u0131n kalk\u0131\u015f\u0131 gibi, \u00e7arp\u0131lm\u0131\u015f olmaktan ba\u015fka (bir tarzda) kalkmazlar.(316) Bu, onlar\u0131n: “Al\u0131m-sat\u0131m da ancak faiz gibidir”(317) demelerinden dolay\u0131d\u0131r. Oysa Allah, al\u0131\u015fveri\u015fi helal, faizi ise haram k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.(318) Kime Rabbinden bir \u00f6\u011f\u00fct gelir de (faize) bir son verirse, art\u0131k ge\u00e7mi\u015fi kendisine, i\u015fi de Allah’a aittir.(319) Kim de (faize) geri d\u00f6nerse, art\u0131k onlar ate\u015fin halk\u0131d\u0131r, orada onlar s\u00fcrekli kalacaklard\u0131r.<\/strong>
\n276- Allah, faizi yok eder de, sadakalar\u0131 artt\u0131r\u0131r. (320) Allah, g\u00fcnahk\u00e2r olan k\u00e2firlerin hi\u00e7 birini sevmez.(321)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

314.<\/strong> Bu ayette Allah, m\u00fcsl\u00fcmanlara, kendilerini tamamen \u0130sl\u00e2m hizmetine adam\u0131\u015f, bu nedenle de hayatlar\u0131n\u0131 kazanamayan kimselere yard\u0131m etmelerini emretmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) d\u00f6neminde Ashab-\u0131 Suffa denilen sahabe grubu bu t\u00fcr bir topluluktu. Onlar her an Hz. Peygamber’in (s.a.) hizmetindeydiler. Hz. Peygamber (s.a.) de onlara \u0130sl\u00e2m’\u0131 \u00f6\u011fretiyor ve \u0130sl\u00e2m’a hizmet i\u00e7in onlar\u0131 e\u011fitiyordu. Ashab\u0131 Suffa \u00f6\u011frendiklerini ba\u015fkalar\u0131na aktar\u0131yor ve Hz. Peygamber’in (s.a.) emriyle \u00e7e\u015fitli g\u00f6revlere ve seferlere gidiyorlard\u0131. B\u00f6yle ki\u015filerin \u00f6zellikle yard\u0131ma muhta\u00e7 olduklar\u0131 a\u00e7\u0131kt\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc bunlar, t\u00fcm zamanlar\u0131n\u0131 \u0130sl\u00e2m’a hizmetle ge\u00e7irmektedirler ve mai\u015fetlerini kazanmaya ay\u0131racaklar\u0131 vakitleri yoktur.
\n315.<\/strong> Arap\u00e7a “riba” kelimesinin s\u00f6zl\u00fck anlam\u0131 “bir \u015feyi artt\u0131rmak” veya “bir \u015feye eklemek”tir. Teknik olarak ise, bor\u00e7 verenin, bor\u00e7ludan verdi\u011fi para \u00fczerinden belli bir y\u00fczde almas\u0131, yani faizdir. Kur’an’\u0131n vahyedildi\u011fi d\u00f6nemde faiz \u00e7ok \u00e7e\u015fitli \u015fekillerde al\u0131n\u0131yordu. \u00d6rne\u011fin, bir kimse bir mal ald\u0131\u011f\u0131nda \u00f6deme i\u00e7in belli bir vade belirleniyor ve bor\u00e7lu borcunu belirlenen tarihte \u00f6deyemezse, ona belli bir zaman daha tan\u0131n\u0131yor, fakat \u00f6denecek mebla\u011fa biraz daha ekleniyordu. Veya bor\u00e7lanan ki\u015fi, bor\u00e7 ald\u0131\u011f\u0131 miktardan fazlas\u0131n\u0131 \u00f6demek zorunda kal\u0131yordu. Veya belli bir vade i\u00e7in bir faiz oran\u0131 belirleniyor, e\u011fer bor\u00e7lu belirlenen zaman i\u00e7inde \u00f6demede bulunmazsa faiz oran\u0131 art\u0131r\u0131l\u0131yordu.
\n316.<\/strong> Kur’an faizle bor\u00e7 vereni deli bir adama benzetir. Deli adam nas\u0131l dengesizli\u011fi nedeniyle h\u00e2kimiyetini kaybederse, ayn\u0131 \u015fekilde bor\u00e7 veren ki\u015fi de para verirken o denli dengesini kaybeder ki, \u015fuurunu yitirir. Onun ak\u0131ls\u0131zl\u0131\u011f\u0131 o denli b\u00fcy\u00fckt\u00fcr ki, bencili\u011finin ve a\u00e7g\u00f6zl\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcn nas\u0131l insan sevgisine, insan karde\u015fli\u011fine ve dostlu\u011funa k\u00f6kten bir darbe vurdu\u011funu ve insanl\u0131\u011f\u0131n genel maslahat\u0131na zarar verdi\u011fini farketmez. Bir\u00e7ok \u015feyi feda ederek zengin oldu\u011funun fark\u0131na varamaz. \u0130\u015fte o da, bu d\u00fcnyada sanki deli bir adam gibi davran\u0131r. Ahiret’te de ayn\u0131 bu d\u00fcnyadaki gibi deli olarak dirilecektir. \u00c7\u00fcnk\u00fc herkes hangi konumda \u00f6lm\u00fc\u015fse ahiret’te o konumda dirilir.
\n317.<\/strong> Onlar g\u00f6r\u00fc\u015flerini yanl\u0131\u015f bir teori \u00fczerine dayand\u0131rd\u0131klar\u0131 i\u00e7in k\u00e2r ile faiz aras\u0131ndaki fark\u0131 g\u00f6remezler. Onlar\u0131n iddias\u0131 \u015fudur: Ticarette sermayeden k\u00e2r etmek hel\u00e2l oldu\u011funa g\u00f6re, borca yat\u0131r\u0131lan paradan faiz almak neden haram olsun? Sadece Arap m\u00fc\u015frikleri de\u011fil, g\u00fcn\u00fcm\u00fcz\u00fcn bankalar\u0131, finans kurulu\u015flar\u0131 da faiz hakk\u0131nda bu t\u00fcr d\u00fc\u015f\u00fcncelere sahiptirler. Bor\u00e7 veren bir kimse o paray\u0131 bor\u00e7 vermeyip bir yere yat\u0131rsa k\u00e2r eder, bor\u00e7 alan ki\u015fi de bir yere yat\u0131r\u0131m yap\u0131p k\u00e2r etti\u011fine g\u00f6re, bor\u00e7 veren ki\u015fi di\u011ferinin k\u00e2r\u0131n\u0131n bir k\u0131sm\u0131n\u0131 neden almas\u0131n,diye fikir y\u00fcr\u00fct\u00fcrler. Fakat onlar d\u00fcnyada risksiz ve belli bir oranda sabitle\u015ftirilmi\u015f k\u00e2r getiren hi\u00e7bir i\u015f olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 unutmaktad\u0131rlar. Ticarette, end\u00fcstride, tar\u0131mda ve her t\u00fcr giri\u015fimde, hem sermaye, hem de i\u015fg\u00fcc\u00fc kullan\u0131lmal\u0131d\u0131r. Ayn\u0131 zamanda m\u00fcte\u015febbis sabit bir k\u00e2r oran\u0131 beklememeli ve belli bir riski g\u00f6ze almal\u0131d\u0131r. \u015eimdi, ald\u0131\u011f\u0131 bor\u00e7la yat\u0131r\u0131mda bulunup \u00fcretimde bulunan bor\u00e7luyu bir tarafa b\u0131rakal\u0131m ve ald\u0131\u011f\u0131 borcu t\u00fcketimde kullanan ki\u015finin faiz \u00f6deme durumunu ele alal\u0131m. Paras\u0131n\u0131 k\u00e2rl\u0131 bir i\u015fte kullan\u0131lmak \u00fczere belli bir faiz oran\u0131yla bor\u00e7 veren kimse ile ba\u015fka t\u00fcr yat\u0131r\u0131m ve giri\u015fimlerle me\u015fgul olan kimseyi kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131ral\u0131m. Herhangi bir giri\u015fimde bulunan ki\u015fi veya ki\u015filer t\u00fcm zaman, i\u015fg\u00fcc\u00fc, kafa ve sermayelerini kullan\u0131rlar ve i\u015flerinin ba\u015far\u0131l\u0131 olabilmesi i\u00e7in ellerinden geleni yaparlar. Fakat yine de sabit bir k\u00e2r oran\u0131n\u0131n garantilemi\u015f de\u011fillerdir ve bir\u00e7ok riskle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yad\u0131rlar. Tam tersine,sadece sermayesini veren kredici ise, \u00fczerine hi\u00e7bir risk almaks\u0131z\u0131n sabit bir k\u00e2r oran\u0131n\u0131 garantilemi\u015ftir. Hangi mant\u0131kla, hangi adalet ve ekonomi d\u00fc\u015f\u00fcncesine g\u00f6re onun sabit bir k\u00e2r oran\u0131n\u0131 garantilemesi do\u011frudur? Bir kimse, bir fabrikaya, yirmi y\u0131l i\u00e7inde hangi fiyat oyunlar\u0131n\u0131n olaca\u011f\u0131n\u0131 hesaba katmaks\u0131z\u0131n, nas\u0131l yirmi y\u0131ll\u0131k sabit bir faiz oran\u0131yla bor\u00e7 verebilir?
\nB\u00fct\u00fcn \u00fclke riskle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya bulundu\u011fu, zarar yapt\u0131\u011f\u0131 ve fedak\u00e2rl\u0131klar yapmak zorunda kald\u0131\u011f\u0131 halde, sava\u015f bor\u00e7lar\u0131na kar\u015f\u0131 bir y\u00fczy\u0131l boyunca faiz \u00f6denmesini hakl\u0131 g\u00f6sterecek bir sebep var m\u0131d\u0131r?
\n318.<\/strong> Farkl\u0131 ekonomik ve ahl\u00e2k\u00ee sonu\u00e7lar do\u011furan faiz ve k\u00e2r aras\u0131ndaki en \u00f6nemli ayr\u0131l\u0131klar \u015funlard\u0131r:
\n1) Al\u0131c\u0131 ile sat\u0131c\u0131 aras\u0131ndaki k\u00e2r anla\u015fmas\u0131 e\u015fit \u015fartlarda olmaktad\u0131r. Al\u0131c\u0131 ihtiya\u00e7 duydu\u011fu maddeyi sat\u0131n al\u0131r ve sat\u0131c\u0131 da bu maddeyi al\u0131c\u0131ya sa\u011flarken kulland\u0131\u011f zaman, i\u015fg\u00fcc\u00fc gibi harcamalar\u0131 i\u00e7in k\u00e2r al\u0131r. Bunun aksine faizde, bor\u00e7lu, zay\u0131f konumu nedeniyle krediyi verenle e\u015fit \u015fartla anla\u015fma yapamaz. Bor\u00e7 veren ki\u015fi ise, k\u00e2r\u0131 olarak belirledi\u011fi miktar kadar sabit oranda bir faiz al\u0131r. E\u011fer bor\u00e7lu ald\u0131\u011f\u0131 paray\u0131 ki\u015fisel ihtiya\u00e7lar\u0131 i\u00e7in kullan\u0131rsa, elbette zaman fakt\u00f6r\u00fc hi\u00e7bir k\u00e2r getirmez. E\u011fer bor\u00e7lu ald\u0131\u011f\u0131 paray\u0131 ticaret, end\u00fcstri, tar\u0131m gibi sekt\u00f6rlere yat\u0131r\u0131rsa o zaman e\u015fit oranda k\u00e2r ve zarar \u015fans\u0131 vard\u0131r. O halde faizle bor\u00e7 vermek bir tarafa sabit ve garantili bir k\u00e2r getirirken \u00f6te tarafa zarar veya bir tarafa kesin ve garantili bir k\u00e2r, \u00f6te tarafa ise belirsiz ve kesin olmayan bir k\u00e2r getirebilir.
\n2) T\u00fcccar y\u00fcksek de olsa bir kez k\u00e2r talebinde bulunur; fakat kredi veren, tekrar tekrar ve zamanla oran\u0131 artan bir faiz ister. Bor\u00e7lunun bor\u00e7 ald\u0131\u011f\u0131 para \u00fczerinden kazand\u0131\u011f\u0131 k\u00e2r kendi i\u00e7inde s\u0131n\u0131rl\u0131d\u0131r; fakat, bor\u00e7 verenin paras\u0131 \u00fczerinden istedi\u011fi faizin s\u0131n\u0131r\u0131 yoktur. Bor\u00e7 veren ki\u015fi bazen bor\u00e7lunun t\u00fcm k\u00e2r\u0131n\u0131 alabilir, hatta t\u00fcm ki\u015fisel mallar\u0131na el koyabilir ve yine de bor\u00e7lu borcunu \u00f6deyemeyebilir.
\n3) Bir madde el de\u011fi\u015ftirdi\u011finde veya fiyat\u0131 de\u011fi\u015fti\u011finde ticarette al\u0131\u015fveri\u015f sona erer. Bundan sonra al\u0131c\u0131dan sat\u0131c\u0131ya bir \u015feyler \u00f6demesi istenemez. Mobilya, ev veya toprak kiralar\u0131na gelince, bor\u00e7 verilen \u015feyin asl\u0131 harcan\u0131p t\u00fcketilmez, fakat kararla\u015ft\u0131r\u0131lan zaman sonunda sahibine geri verilir. Fakat al\u0131nan bor\u00e7 para oldu\u011funda,bor\u00e7lu \u00f6nce bu sermayeyi t\u00fcketir, sonra da alacakl\u0131ya \u00fczerine bir miktar faiz katlayarak \u00f6der. Yani bor\u00e7lu i\u00e7in iki risk vard\u0131r; bor\u00e7lu hem bor\u00e7 ald\u0131\u011f\u0131 ana paray\u0131 \u00fcretmeli, hem de faizi kar\u015f\u0131layacak paray\u0131 kazanmal\u0131d\u0131r.
\n4) Ticaret, end\u00fcstri ve tar\u0131m gibi ekonomik sekt\u00f6rleriyle u\u011fra\u015fan kimseler zaman, i\u015fg\u00fcc\u00fc ve beyin g\u00fcc\u00fc harcayarak k\u00e2r elde ederler. Fakat bor\u00e7 veren kimse, hi\u00e7bir riske at\u0131lmaks\u0131z\u0131n ve i\u015fg\u00fcc\u00fc de harcamaks\u0131z\u0131n, ihtiyac\u0131 d\u0131\u015f\u0131ndaki paray\u0131 bor\u00e7 vererek bor\u00e7lunun k\u00e2r\u0131n\u0131n en b\u00fcy\u00fck hissedar\u0131 olur.
\nO, yap\u0131lan i\u015fteki k\u00e2r oran\u0131na, ger\u00e7ekten, k\u00e2r olup olmad\u0131\u011f\u0131na, belki de zarar oldu\u011funa bakmaks\u0131z\u0131n, sadece kendisine verilen sabit garantili faiz nisbetinde i\u015fe ortakt\u0131r.
\nYukar\u0131da anlat\u0131lanlardan, ekonomik y\u00f6nden de, ticaretin toplumda yap\u0131c\u0131 bir etkisinin, faizin ise y\u0131k\u0131c\u0131 bir etkisinin oldu\u011fu a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Ahl\u00e2k\u00ee y\u00f6nden ise faizin bencillik, kat\u0131 kalplilik, paraya tapma gibi k\u00f6t\u00fc \u00f6zelliklere yol a\u00e7t\u0131\u011f\u0131 ve insanlar aras\u0131nda sevgi ve yard\u0131mla\u015fma ruhunu \u00f6ld\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc bilinmektedir. O halde faiz, toplum i\u00e7in hem ekonomik, hem ahl\u00e2k\u00ee y\u00f6nden zararl\u0131d\u0131r. Ki\u015finin ihtiyac\u0131 olmayan paray\u0131 ne yapaca\u011f\u0131 sorusuna gelince, bu para ayn\u0131 zamanda hem k\u00e2r, hem zarara ayn\u0131 olmak \u015fart\u0131yla ticarete, end\u00fcstriye vs. yat\u0131r\u0131labilir.
\n319.<\/strong> Bu izin sadece, faizi haram k\u0131lan ayet nazil olmadan \u00f6nce al\u0131nan faizin kanun\u00ee y\u00f6n\u00fc ile ilgilidir ve o faizden kazan\u0131lan gelirin de hel\u00e2l oldu\u011fu anlam\u0131na gelmez. Bu ayetten bu meselenin Allah’a havale edilece\u011fi ve bunun Allah taraf\u0131ndan ba\u011f\u0131\u015flanmam\u0131\u015f oldu\u011fu anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r. Sonu gelmez tart\u0131\u015fma ve istekleri engellemek bak\u0131m\u0131ndan bor\u00e7lan\u0131lan faizin geri \u00f6denmesi i\u00e7in kanun\u00ee bir istekte bulunulmamas\u0131 bildirilmektedir. Fakat ahl\u00e2k\u00ee y\u00f6nden faiz pisliktir ve onu alan kimse kendisini temizlemek i\u00e7in elinden geleni yapmal\u0131d\u0131r. E\u011fer \u015feytana uyup alm\u0131\u015fsa, ald\u0131\u011f\u0131 faizi kendisine harcamamal\u0131 ve faiz ald\u0131\u011f\u0131 kimseleri ara\u015ft\u0131r\u0131p onlara ald\u0131klar\u0131n\u0131 geri \u00f6demeye \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131d\u0131r. Faiz ald\u0131\u011f\u0131 kimseleri bulamad\u0131\u011f\u0131 takdirde bu haram ve pis kazanc\u0131 sosyal refah i\u00e7in harcamal\u0131d\u0131r. K\u0131yamet g\u00fcn\u00fcnde, ki\u015fi hakk\u0131nda kesin h\u00fck\u00fcm verecek olan Allah’\u0131n azab\u0131ndan korunman\u0131n tek \u00e7\u0131kar yolu budur. Bu haram serveti kullanmaya devam eden kimse ise, ge\u00e7mi\u015fte verdi\u011fi bor\u00e7lar nedeniyle bile cezaland\u0131r\u0131lacakt\u0131r.
\n320.<\/strong> Bu sosyal, ekonomik, ahl\u00e2k\u00ee ve ruhsal y\u00f6nlerden do\u011frudur. G\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015fte faizin zenginle\u015ftirip, infak\u0131n fakirle\u015ftirmesine ra\u011fmen, ger\u00e7ekte bunun tersi olur. Faiz, tabiat\u0131 itibariyle sosyal, ekonomik, ahl\u00e2k\u00ee ve ruhsal geli\u015fmeye engeldir ve infak (faizsiz bor\u00e7 vermeyi de i\u00e7erir) t\u00fcm bunlar\u0131n geli\u015fmesini sa\u011flar.
\nFaize ahl\u00e2k\u00ee ve ruhsal y\u00f6nlerden bakacak olursak, onun a\u00e7g\u00f6zl\u00fcl\u00fck, bencillik, cimrilik, haset, kat\u0131 kalplilik gibi \u00f6zelliklere dayand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve bor\u00e7 veren ki\u015fide bu \u00f6zellikleri besledi\u011fini g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Di\u011fer taraftan infak, c\u00f6mertlik, tokg\u00f6zl\u00fcl\u00fck, yumu\u015fak kalplilik ve sevgi \u00fczerine kurulmu\u015ftur ve bu y\u00fcce niteliklerin geli\u015fmesine yard\u0131mc\u0131 olur. Hi\u00e7 kimse bu \u00f6zelliklerin bir \u00f6nceki \u00f6zelliklerinden daha iyi oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fini yalanlayabilir mi?
\nToplumsal y\u00f6nden bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda birazc\u0131k d\u00fc\u015f\u00fcnme bile insan\u0131, e\u011fer toplumdaki bireyler kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 ili\u015fkilerini bencillik \u00fczerine kurarlarsa ve bireyleraras\u0131 yard\u0131mla\u015fma ancak \u015fahs\u00ee \u00e7\u0131kar kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda olursa, o toplumun kuvvetli, dayan\u0131kl\u0131 ve dengeli bir toplum olamayaca\u011f\u0131 sonucuna g\u00f6t\u00fcr\u00fcr. E\u011fer zenginler fakirlerin sadece s\u00f6m\u00fcr\u00fclmek i\u00e7in varoldu\u011funa inan\u0131yorlarsa, bu durumda bir \u00e7\u0131kar \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131 meydana gelecek ve toplumda ayr\u0131l\u0131klar ortaya \u00e7\u0131kacakt\u0131r. E\u011fer di\u011fer \u015fartlar da bunlar\u0131 desteklerse bu durum bir s\u0131n\u0131f \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131na neden olacakt\u0131r. Di\u011fer taraftan, e\u011fer toplumun bireyleri kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 ili\u015fkilerini sempati \u00fczerine kurarlar ve birbirlerine c\u00f6mert\u00e7e davran\u0131rlarsa, toplum g\u00fc\u00e7lenecektir. E\u011fer her birey ihtiyac\u0131 olan di\u011fer bireye yard\u0131m ederse ve “varl\u0131kl\u0131”lar “varl\u0131ks\u0131z”lara sempati ile veya en az\u0131ndan adaletle davran\u0131rlarsa, o toplumda kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 sevgi ve sayg\u0131 geli\u015fecek ve toplum g\u00fc\u00e7l\u00fc, dengeli bir toplum olacakt\u0131r. Tabii ki toplumdaki geli\u015fme bu kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 i\u015fbirli\u011fi ve sevgi ile de desteklenecektir.
\n\u015eimdi de faizi ekonomik y\u00f6nden ele alal\u0131m. Bor\u00e7lar iki \u00e7e\u015fittir: T\u00fcketim bor\u00e7lar\u0131, ihtiyac\u0131 olan kimseler taraf\u0131ndan ki\u015fisel gereksinimlerini kar\u015f\u0131lamak amac\u0131yla al\u0131n\u0131r. Ekonomik bor\u00e7 ise i\u015fadamlar\u0131 taraf\u0131ndan ticaret, end\u00fcstri,tar\u0131m ve benzeri sekt\u00f6rlere yat\u0131r\u0131lmak \u00fczere al\u0131n\u0131r. Birinci t\u00fcr bor\u00e7ta faizin k\u00f6t\u00fc sonu\u00e7lar do\u011furdu\u011fu herkes taraf\u0131ndan bilinmektedir. Her \u00fclkede bankerler ve kredi veren kimseler i\u015f\u00e7ilerin, k\u00f6yl\u00fclerin ve genelde fakir kesimin kan\u0131n\u0131 emmekte ve onlar\u0131n durumlar\u0131n\u0131n daha da k\u00f6t\u00fcye gitmesine neden olmaktad\u0131rlar. Faiz talepleri bu insanlar\u0131n bor\u00e7lar\u0131n\u0131 \u00f6demesini hemen hemen imk\u00e2ns\u0131z k\u0131lar ve onlar\u0131 bu i\u015ften kurtulmak i\u00e7in s\u00fcrekli bor\u00e7 almaya iter. Anaparan\u0131n birka\u00e7 kat\u0131 kadar faiz \u00f6deseler bile anapara \u00f6denmeden kal\u0131r. Bor\u00e7lunun gelirinin b\u00fcy\u00fck bir b\u00f6l\u00fcm\u00fc alacakl\u0131 taraf\u0131ndan al\u0131n\u0131r ve fakir bor\u00e7lu yakas\u0131n\u0131n iki ucunu bir araya getiremez. Do\u011fal olarak bu, i\u015f\u00e7ilerin i\u015flerine olan ilgilerinin azalmas\u0131na neden olur. \u0130\u015flerin meyvesi ba\u015fkalar\u0131 taraf\u0131ndan al\u0131n\u0131nca, onlar da kendilerini t\u00fcm kalpleriyle i\u015flerine veremezler. Bundan ba\u015fka, \u00fcz\u00fcnt\u00fc, tedirginlik, yetersiz beslenme sa\u011fl\u0131klar\u0131n\u0131 bozdu\u011fundan, paras\u0131zl\u0131k nedeniyle gerekli ila\u00e7lar\u0131 bile alamazlar. O halde faizle bor\u00e7 verme \u00e7o\u011funlu\u011fun kan\u0131n\u0131n emilmesi pahas\u0131na k\u00fc\u00e7\u00fck bir grubun palazlan\u0131p geli\u015fmesine ve toplumda genel bir bozulmaya neden olur. Bu yolla ortaya \u00e7\u0131kan rand\u0131man d\u00fc\u015f\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc mill\u00ee \u00fcretimin kalite ve standard\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcr\u00fcr. Sonunda kan emiciler de kendi a\u00e7g\u00f6zl\u00fcl\u00fcklerinin ve zul\u00fcmlerinin kurban\u0131 olurlar.
\nEzilen ve s\u00f6m\u00fcr\u00fclen insanlar\u0131n bast\u0131r\u0131lm\u0131\u015f k\u0131zg\u0131nl\u0131klar\u0131, bor\u00e7 verenlerin ac\u0131mas\u0131zl\u0131\u011f\u0131 ile su y\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda kanl\u0131 bir devrime d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcr ve s\u00f6m\u00fcrenlerin t\u00fcm \u015feref ve k\u00f6t\u00fc yoldan kazan\u0131lm\u0131\u015f servetlerini yerle bir eder.
\nEkonomik bor\u00e7larda sabit bir faiz oran\u0131n\u0131n uygulanmas\u0131n\u0131n do\u011furdu\u011fu bir\u00e7ok k\u00f6t\u00fc sonu\u00e7tan \u00fc\u00e7\u00fc \u015funlard\u0131r:
\n1) Piyasa oran\u0131na e\u015fit veya ondan daha y\u00fcksek faiz \u00f6demeyen projeler, toplum i\u00e7in gerekli ve faydal\u0131 olsa da sermaye elde edemez. Kullan\u0131lmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olan t\u00fcm para, ulusal y\u00f6nden ne denli zararl\u0131 olsa da, piyasa oran\u0131na e\u015fit veya daha y\u00fcksek faiz verebilen ticari ve end\u00fcstriyel sekt\u00f6rlere akar.
\n2) Ticari, end\u00fcstriyel veya tar\u0131mla ilgili her \u015fartta y\u00fczde be\u015f, alt\u0131 veya daha fazla k\u00e2r oran\u0131 garanti edebilen hi\u00e7bir i\u015f yoktur. B\u00f6yle bir garantinin olmay\u0131\u015f\u0131 bir yana, hi\u00e7bir i\u015fte zarara kar\u015f\u0131 garanti yoktur. O halde sermayenin sabit faiz oran\u0131 ile bor\u00e7 alan hi\u00e7bir i\u015f, riske ve zarara kar\u015f\u0131 garanti alt\u0131nda de\u011fildir.
\n3) Bor\u00e7 veren kimse i\u015fin k\u00e2r\u0131na ve zarar\u0131na do\u011frudan ortak olmad\u0131\u011f\u0131 ve sadece sabit bir faiz oran\u0131n\u0131 g\u00f6z\u00f6n\u00fcnde bulundu\u011fu i\u00e7in, yap\u0131lan i\u015fin sosyal refahla olan ili\u015fkisine dikkat etmez. Onun ilgilendi\u011fi tek \u015fey kendi \u00e7\u0131kar\u0131d\u0131r; bu nedenle piyasada ne zaman bir kriz g\u00f6rse paras\u0131n\u0131 hemen piyasadan \u00e7eker. Bu \u015fekilde bencilli\u011fi nedeniyle panik yaratm\u0131\u015f, piyasada kriz yolu a\u00e7m\u0131\u015f ve varolan krizi ise fel\u00e2kete d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrmeye yard\u0131m etmi\u015f olur.
\nYukar\u0131da an\u0131lan faizin \u00fc\u00e7 k\u00f6t\u00fc sonucu o denli a\u00e7\u0131kt\u0131r ki, ekonominin alfabesinden haberdar olan herkes bunu bilir. Hi\u00e7 kimse Allah taraf\u0131ndan konan tabi\u00ee kanunun, yani faizin mill\u00ee serveti azaltt\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7e\u011fini ink\u00e2r edemez.
\n\u015eimdi de infak\u0131 (sadaka) ekonomik y\u00f6nden ele alal\u0131m. E\u011fer bir toplumun zenginleri paralar\u0131n\u0131 serbest\u00e7e kendilerinin ve bakmakla y\u00fck\u00fcml\u00fc olduklar\u0131 kimselerin ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131lamak i\u00e7in harcasalar ve servetlerinin bir b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fc ihtiyac\u0131 olan kimselere da\u011f\u0131tsalar, faizsiz bor\u00e7 olarak i\u015fadamlar\u0131na verseler veya bir i\u015fe ortak olsalar ya da sosyal hizmetler i\u00e7in h\u00fck\u00fcmete faizsiz bor\u00e7 verseler, o zaman elbette ticaret, end\u00fcstri ve tar\u0131m geli\u015fecektir. Mill\u00ee servet artacakt\u0131r. O halde faizin bir ulusun geli\u015fmesini engelledi\u011fi ve infak\u0131n geli\u015fmeye yard\u0131m etti\u011fi apa\u00e7\u0131k ortadad\u0131r.
\n321.<\/strong> Bor\u00e7 veren (Tefeci) \u015f\u00fcphesiz nark\u00f6r bir zaval\u0131d\u0131r. Kendisine servet veren Allah’a kar\u015f\u0131 \u015f\u00fckreden bir kul olarak, en az\u0131ndan O’nun kullar\u0131na faizsiz bor\u00e7 vermelidir. E\u011fer, bunun tersine Allah’\u0131n nimetini, kendisinden fakir olan di\u011fer kullar\u0131 s\u00f6m\u00fcrmekte kullan\u0131rsa, o zaman sadece nank\u00f6r olmaz, ayn\u0131 zamanda k\u00f6t\u00fc kalpli ve zalim de olur.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M   Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 273- (Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler i\u00e7indir ki, onlar, yery\u00fcz\u00fcnde dola\u015fmaya g\u00fc\u00e7 yetiremezler. \u0130ffetlerinden dolay\u0131 cahil olan (ki\u015fi,) onlar\u0131 zengin san\u0131r. (Ama) Sen onlar\u0131 y\u00fczlerinden […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":6376,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-6375","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n