B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n <\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n 159- Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumu\u015fak davrand\u0131n. E\u011fer sert, kat\u0131 kalpli biri olsayd\u0131n, ku\u015fkusuz \u00e7evrenden uzakla\u015f\u0131rlard\u0131. Onlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla, kendileri i\u00e7in Allah’tan af dile, yapaca\u011f\u0131n i\u015fler hakk\u0131nda onlar\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015flerini al, ama karar verince art\u0131k Allah’a dayan. Hi\u00e7 ku\u015fkusuz Allah kendisine dayananlar\u0131 sever.<\/em><\/strong><\/p>\n 160- E\u011fer Allah size yard\u0131m ederse sizi hi\u00e7 kimse yenemez. Fakat e\u011fer sizi y\u00fcz\u00fcst\u00fc b\u0131rak\u0131rsa O’ndan ba\u015fka size kim yard\u0131m edebilir? M\u00fcminler sadece Allah `a dayans\u0131nlar.<\/em><\/strong><\/p>\n 161- Hi\u00e7bir peygamberin kamu mallar\u0131nda yolsuzluk yapmas\u0131 s\u00f6z konusu de\u011fildir. Kim bir yolsuzluk yaparsa k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc yolsuzluk mal\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yarak gelir. Sonra herkese kazand\u0131\u011f\u0131 eksiksiz olarak verilir, hi\u00e7<\/em><\/strong><\/p>\n kimseye haks\u0131zl\u0131k edilmez.<\/em><\/strong><\/p>\n 162- Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uyan kimse, Allah’\u0131n gazab\u0131na u\u011frayan kimse gibi olur mu? Onun varaca\u011f\u0131 yer Cehennem’dir. Oras\u0131 ne k\u00f6t\u00fc bir var\u0131\u015f yeridir!<\/em><\/strong><\/p>\n 163- Onlar\u0131n Allah kat\u0131ndaki dereceleri farkl\u0131d\u0131r. Allah onlar\u0131n neler yapt\u0131klar\u0131n\u0131 g\u00f6rmektedir.<\/em><\/strong><\/p>\n 164- Allah, m\u00fcminlere kendi \u00f6zlerinden bir peygamber g\u00f6ndermekle onlara kar\u015f\u0131 l\u00fctufta bulundu. Bu peygamber onlara Allah’\u0131n ayetlerini okuyor, onlar\u0131 ar\u0131nd\u0131r\u0131yor, kendilerine kitab\u0131 ve hikmeti \u00f6\u011fretiyor. Oysa onlar daha \u00f6nce a\u00e7\u0131k bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7inde idiler.<\/em><\/strong><\/p>\n Bu b\u00f6l\u00fcmde y\u00fcce peygamberlik ger\u00e7e\u011fi eksenine s\u0131k\u0131 s\u0131k\u0131ya ba\u011fl\u0131 bir\u00e7ok temel ger\u00e7e\u011fi ve ayn\u0131 zamanda k\u0131sa ifadelerin i\u00e7erdi\u011fi b\u00fcy\u00fck esaslar\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. \u00d6ncelikle Peygamber’in (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) ahl\u00e2k\u0131nda, kalplerin \u00fczerinde toplanmas\u0131, ruhlar\u0131n etraf\u0131nda birle\u015fmesi i\u00e7in haz\u0131rlanan \u015fefkatli, ho\u015fg\u00f6r\u00fcl\u00fc, yumu\u015fak ve g\u00fczel tabiat\u0131n da somutla\u015fan ilahi rahmeti g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Ayn\u0131 zamanda, \u0130sl\u00e2m\u00ee toplum hayat\u0131n\u0131n dayand\u0131\u011f\u0131 temelin \u015f\u00fbra oldu\u011funu ve bunun sonucunun d\u0131\u015f g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015f\u00fc bak\u0131m\u0131ndan ac\u0131 da olsa yeri geldik\u00e7e emredildi\u011fini g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. \u015e\u00fbra ilkesinin yan\u0131nda, verilen karar\u0131n b\u00fcy\u00fck bir kararl\u0131l\u0131k ve kesinlikle uygulanmas\u0131 ve y\u00fcr\u00fct\u00fclmesi ilkesini g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. \u015e\u00fbra ve uygulaman\u0131n yan\u0131nda, tasavvur, hareket ve d\u00fczenlemeyi tamamlayan Allah’a g\u00fcvenip dayanma ger\u00e7e\u011finin yerald\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Ayr\u0131ca Allah’\u0131n \u00e7izdi\u011fi kaderi g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Her\u015feyin neticede O’na d\u00f6nece\u011fine vak\u0131f oluruz. Olaylar ve sonu\u00e7lar\u0131 \u00fczerinde kendisinden ba\u015fka hi\u00e7bir etken g\u00fcc\u00fcn bulunmad\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7e\u011fini de kavrar\u0131z. Ganimet konusunda; ihanet, hile ve ihtirastan sak\u0131nd\u0131rman\u0131n yerald\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. De\u011ferlerin, \u00f6l\u00e7\u00fclerin, kazan\u00e7 ve zarar\u0131n ger\u00e7e\u011fini ortaya \u00e7\u0131karan Allah’\u0131n ho\u015fnutlu\u011funa uyanlar ile O’nun h\u0131\u015fm\u0131na u\u011frayanlar\u0131n aras\u0131ndaki kesin fark\u0131 g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz gibi… B\u00f6l\u00fcm, bu \u00fcmmete peygamberini g\u00f6ndermekle y\u00fcce Allah’\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131 iyili\u011fin y\u00fcceli\u011fini g\u00f6stermekle son buluyor. \u00d6yle ki bu iyili\u011fin yan\u0131nda, ganimetler gibi \u00e7ekilen ac\u0131lar da \u00e7ok k\u00fc\u00e7\u00fck kal\u0131r.<\/p>\n Evet b\u00fct\u00fcn bu hususlar \u015fu az say\u0131daki ayette toplanm\u0131\u015ft\u0131r:<\/p>\n “Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumu\u015fak davrand\u0131n. E\u011fer sert ve kat\u0131 kalpli biri olsayd\u0131n, ku\u015fkusuz \u00e7evrenden uzakla\u015f\u0131rlard\u0131. Onlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla. Kendileri i\u00e7in Allah’tan af dile. Yapaca\u011f\u0131n i\u015fler hakk\u0131nda onlar\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015flerini al. Ama karar verince art\u0131k Allah’a dayan. Hi\u00e7 ku\u015fkusuz Allah kendisine dayananlar\u0131 sever.”<\/strong><\/p>\n Ayetlerin ak\u0131\u015f\u0131 burada Resulullah’a ve O’nun \u015fahs\u0131nda da Medine’den \u00e7\u0131kmak i\u00e7in ba\u015fta \u00f6ne at\u0131lan, sonra saflar\u0131 kar\u0131\u015fan ve b\u00f6ylece sava\u015f \u00f6ncesinde \u00fc\u00e7te biri geri d\u00f6nenlere, hitab\u0131n\u0131 tevcih etmektedir. Bunlar daha sonra O’nun emrine kar\u015f\u0131 gelmi\u015f, ganimet arzusuna yenik d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f ve Resulullah’\u0131n \u00f6ld\u00fcr\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcne ili\u015fkin s\u00f6ylenti kar\u015f\u0131s\u0131nda zay\u0131fl\u0131k g\u00f6stermi\u015fti. Yine bunlar yenilerek topuklar\u0131 \u00fczerinde geri d\u00f6nm\u00fc\u015f, O’nun az ki\u015fiyle ba\u015fba\u015fa ve yara bere i\u00e7inde pe\u015flerinde \u00e7a\u011f\u0131r\u0131r halde b\u0131rak\u0131p, buna ra\u011fmen hi\u00e7 kimseye d\u00f6n\u00fcp bakmam\u0131\u015f ki\u015filerdi. Peygamberin g\u00f6nl\u00fcn\u00fc ho\u015f tutmak, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n da Allah’\u0131n nimetini anlamalar\u0131n\u0131 sa\u011flamak i\u00e7in onlara y\u00f6nelmekte ve \u00e7evresinde kalplerin topland\u0131\u011f\u0131 Peygamberin y\u00fcce ve \u015fefkatli ahl\u00e2k\u0131nda somutla\u015fan Allah’\u0131n rahmetini O’na ve onlara hat\u0131rlatmaktad\u0131r. B\u00f6ylece O’nun kalbindeki gizli rahmeti harekete ge\u00e7irmekte ve bu davran\u0131\u015f sonucu kalbinde yereden k\u0131rg\u0131nl\u0131\u011f\u0131 da gidermektedir. M\u00fcminlerin de, bu \u015fefkatli peygamberle kendilerine ula\u015fan ilahi nimeti duyumsamalar\u0131n\u0131 sa\u011flamaktad\u0131r. Sonra Peygamber’i, onlar\u0131 affetmeye, onlar i\u00e7in ba\u011f\u0131\u015flanma dilemeye ve meydana gelen sonu\u00e7tan \u00f6t\u00fcr\u00fc \u0130sl\u00e2m\u00ee hayat\u0131n bu temel ilkesini iptal etmeksizin her zaman oldu\u011fu gibi onlarla m\u00fc\u015favere yapmaya \u00e7a\u011f\u0131rmaktad\u0131r.<\/p>\n “Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumu\u015fak davrand\u0131n. E\u011fer sert ve kat\u0131 kalpli olsayd\u0131n, ku\u015fkusuz \u00e7evrenden uzakla\u015f\u0131rlard\u0131.”<\/strong><\/p>\n Bu O’nu ve onlar\u0131 ku\u015fatan Allah’\u0131n rahmetidir. Y\u00fcce Allah, Peygamberini m\u00fcminlere kar\u015f\u0131 \u015fefkatli ve son derece yumu\u015fak k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. \u015eayet kaba ve kat\u0131 kalpli olsayd\u0131 etraf\u0131nda kalpler birle\u015fmez ve \u00e7evresinde duygular toplanmazd\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc insanlar s\u00fcrekli; \u015fefkatli \u00fcst\u00fcn bir g\u00f6zetime, g\u00fcler y\u00fczl\u00fc bir ho\u015fg\u00f6r\u00fcye, kendilerini saran bir sevgi atmosferine, bilgisizlikleri, zay\u0131fl\u0131k ve eksiklikleri y\u00fcz\u00fcnden s\u0131kmayan bir yumu\u015fakl\u0131\u011fa ihtiya\u00e7 duyarlar. Ayr\u0131ca, kendilerine veren; ancak onlardan bir\u015fey beklemeyen, \u00fcz\u00fcnt\u00fcleriyle ilgilendi\u011fi halde kendi derdiyle onlar\u0131 \u00fczmeyen, yan\u0131nda her zaman, ilgi, g\u00f6zetim, \u015fefkat, ho\u015fg\u00f6r\u00fc, sevgi ve ho\u015fnutluk bulduklar\u0131 b\u00fcy\u00fck bir kalbe muhta\u00e7t\u0131rlar. \u0130\u015fte Resulullah’\u0131n (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) kalbi b\u00f6yle bir kalpti ve insanlarla birlikte b\u00f6yle ya\u015f\u0131yordu. Bir kerecik olsun kendi \u015fahs\u0131 i\u00e7in onlara k\u0131zmad\u0131. Be\u015feri zaaflar\u0131ndan dolay\u0131 onlara kar\u015f\u0131 kalbinde bir s\u0131k\u0131nt\u0131 hissetmedi. Hayat\u0131n nimetlerinden hi\u00e7bir \u015feyi kendine mal etmedi; aksine, elinde ne varsa hepsini b\u00fcy\u00fck bir ho\u015fg\u00f6r\u00fc ve c\u00f6mertlikle onlara verdi. Yumu\u015fakl\u0131k, iyilik, \u015fefkat ve y\u00fcce sevgiyle onlar\u0131 sard\u0131. O’nunla konu\u015fan, O’nu g\u00f6ren hi\u00e7 kimse yoktur ki, kalbi O’nun b\u00fcy\u00fck ve geni\u015f g\u00f6nl\u00fcnden f\u0131\u015fk\u0131ran sevgi duygular\u0131yla dolmas\u0131n.<\/p>\n B\u00fct\u00fcn bunlar O’na ve \u00fcmmetine Allah’\u0131n bir rahmetiydi. Y\u00fcce Allah, b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131, bu \u00fcmmetin hayat\u0131 ve diledi\u011fi d\u00fczeni yerle\u015ftirmek i\u00e7in hat\u0131rlatmaktad\u0131r.<\/p>\n \u0130ST\u0130\u015eARE ETME<\/strong><\/p>\n “…Onlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla, kendileri i\u00e7in Allah’tan af dile. Yapaca\u011f\u0131n i\u015fler hakk\u0131nda onlar\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015flerini al.”<\/strong><\/p>\n “Yapaca\u011f\u0131n i\u015fler hakk\u0131nda onlar\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015flerini al.”<\/strong><\/p>\n Y\u00fcce Allah \u015fu kesin ayetle \u0130sl\u00e2m toplumunun y\u00f6neticisi Hz. Muhammed (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) de olsa, y\u00f6netimde “\u015f\u00fbra” ilkesini getirmi\u015f oluyor. Bu ayet, m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmet i\u00e7in “\u015f\u00fbra”n\u0131n temel bir ilke oldu\u011fu ve \u0130sl\u00e2m d\u00fczeninin bundan ba\u015fka bir ilkeye dayanmad\u0131\u011f\u0131 konusunun, hi\u00e7bir ku\u015fkuya yer b\u0131rakmayacak kadar kesin oldu\u011funu vurgulamaktad\u0131r. “\u015f\u00fbra”n\u0131n \u015fekline ve ger\u00e7ekle\u015fme y\u00f6ntemlerine gelince; bunlar, \u00fcmmetin durumu ve hayat \u015fartlar\u0131na uygun olarak de\u011fi\u015febilirler. \u00c7\u00fcnk\u00fc “\u015f\u00fbra” ger\u00e7e\u011finin -g\u00f6stermelik de\u011fil- uyguland\u0131\u011f\u0131 her y\u00f6ntem \u0130sl\u00e2m’dand\u0131r.<\/p>\n Bu h\u00fck\u00fcm, “\u015e\u00fbra” ilkesinin g\u00f6r\u00fcn\u00fcrde ac\u0131 ve tehlikeli sonu\u00e7lar\u0131 ortaya \u00e7\u0131kt\u0131ktan sonra gelmektedir. A\u00e7\u0131k sonu\u00e7lar\u0131ndan biri de, m\u00fcsl\u00fcman saflarda bozulman\u0131n ve g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131n ba\u015f g\u00f6stermesiydi. M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n baz\u0131lar\u0131 Medine’de kal\u0131p d\u00fc\u015fman\u0131n sald\u0131rmas\u0131n\u0131 beklemeyi ve sokak ba\u015flar\u0131nda onlarla sava\u015fmay\u0131 \u00f6ng\u00f6r\u00fcyordu. Ba\u015fka bir topluluk da cesaret g\u00f6sterip d\u00fc\u015fman\u0131 kar\u015f\u0131lamaya \u00e7\u0131kma g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndeydi. Bu g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131n sonunda, safta bozulma ba\u015f g\u00f6stermi\u015fti. \u00c7\u00fcnk\u00fc d\u00fc\u015fman kap\u0131ya dayanm\u0131\u015fken Abdullah bin Ubey bin Selul askerin \u00fc\u00e7te biriyle geri d\u00f6nm\u00fc\u015ft\u00fc. -Ku\u015fkusuz bu, b\u00fcy\u00fck olay ve korkun\u00e7 bir bozulmayd\u0131: Ayr\u0131ca uygulanan taktik; g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015f itibariyle de asker\u00ee a\u00e7\u0131dan sa\u011fl\u0131kl\u0131 bir taktik de\u011fildi. Nitekim bu taktik, Abdullah b. Ubey’in dedi\u011fi gibi eskiden beri uygulanan Medine’yi i\u00e7erden savunma takti\u011fine de uymuyordu. M\u00fcsl\u00fcmanlar daha sonra meydana gelen Ahzap (Hendek) sava\u015f\u0131nda bunun tersini uygulam\u0131\u015f ve fiilen Medine’de beklemi\u015flerdi. Uhud’da ba\u015flar\u0131na gelenden ders alarak “Hendek” kaz\u0131p, d\u00fc\u015fman\u0131 kar\u015f\u0131lamaya \u00e7\u0131kmam\u0131\u015flard\u0131.<\/p>\n Ku\u015fkusuz Resulullah, Medine’nin d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kmakla, m\u00fcsl\u00fcman saflar\u0131 bekleyen tehlikeli sonu\u00e7tan habersiz de\u011fildi. Kesinlikle do\u011fru oldu\u011funu bildi\u011fi sad\u0131k bir r\u00fcya g\u00f6rm\u00fc\u015f ve bu y\u00fczden Medine’de kalma taraftar\u0131 idi. Ailesinden birinin, arkada\u015flar\u0131ndan bir ka\u00e7\u0131n\u0131n \u00f6ld\u00fcr\u00fclmesine ve Medine’yi de sa\u011flam bir z\u0131rha yormu\u015ftu. Ku\u015fkusuz “\u015f\u00fbra” sonucu kararla\u015ft\u0131r\u0131lan g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc benimsemeyebilirdi. Ancak, gerisindeki ac\u0131lar\u0131, zararlar\u0131 ve kurbanlar\u0131 g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc halde bu “\u015f\u00fbra”daki g\u00f6r\u00fc\u015fe uydu. \u00c7\u00fcnk\u00fc bir ilkenin yerle\u015ftirilmesi, bir kitlenin e\u011fitilmesi ve bir \u00fcmmetin terbiye edilmesi ge\u00e7ici zararlardan daha \u00f6nemlidir.<\/p>\n En sak\u0131ncal\u0131 \u015fartlarda meydana getirdi\u011fi b\u00f6l\u00fcnme ve sava\u015f sonunda \u00e7ekilen bunca ac\u0131lar\u0131 do\u011furmas\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda; Nebev\u00ee komuta, sava\u015ftan sonra “\u015f\u00fbra” ilkesini t\u00fcmden atma yetkisine sahipti yine ku\u015fkusuz. Ancak \u0130sl\u00e2m, bir \u00fcmmet olu\u015fturuyordu, onu e\u011fitip insanl\u0131\u011fa \u00f6nderlik yapmaya haz\u0131rl\u0131yordu. Ve y\u00fcce Allah, toplumlar\u0131 e\u011fitmek ve onlara ger\u00e7ek \u00f6nderli\u011fi haz\u0131rlamak i\u00e7in, en iyi y\u00f6ntemin “\u015f\u00fbra”ya ba\u015fvurmas\u0131 oldu\u011funu benimsetiyordu. Bunu sa\u011flamak i\u00e7in sorumluluk ta\u015f\u0131maya al\u0131\u015ft\u0131rmak ve (ne kadar b\u00fcy\u00fck, sonu\u00e7 bak\u0131m\u0131ndan ne kadar ac\u0131 da olsa) hatalar\u0131n\u0131 d\u00fczeltmelerini \u00f6\u011fretmek, g\u00f6r\u00fc\u015f ve uygulamas\u0131n\u0131n sorumlulu\u011funu ta\u015f\u0131mas\u0131n\u0131 bilmelerini sa\u011flamak i\u00e7in hata da i\u015flenebilece\u011fini biliyordu. \u00c7\u00fcnk\u00fc hata i\u015flenmedik\u00e7e do\u011fru, ger\u00e7ek anlamda bilinemez. Al\u0131\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f ve sorumlulu\u011funun bilincine vard\u0131r\u0131lacak bir \u00fcmmetin in\u015fas\u0131 s\u00f6z konusu olunca, zararlar \u00f6nemsenmez. Hal\u00e2 bir \u00fcmmet vesayet alt\u0131ndaki bir \u00e7ocuk gibi hayat\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcr\u00fcyorsa bunun hayat\u0131ndaki hatalar, kaymalar ve zararlar ona bir \u015fey kazand\u0131rm\u0131yor, demektir. Bir insan\u0131n zararlardan sak\u0131nmas\u0131 ona birtak\u0131m maddi kazan\u00e7lar sa\u011flayabilir. Ancak bu insan ruhsal olarak kaybedecektir. Geli\u015fimi ve e\u011fitimi sekteye u\u011fratacakt\u0131r. Pratik hayattaki dayan\u0131kl\u0131l\u0131\u011f\u0131 bak\u0131m\u0131ndan kaybedecektir. T\u0131pk\u0131, kay\u0131p d\u00fc\u015fmemesi ya da -\u00d6rne\u011fin- ayakkab\u0131s\u0131n\u0131 y\u0131pratmamas\u0131 i\u00e7in y\u00fcr\u00fcmekten al\u0131konulan \u00e7ocuk gibi…<\/p>\n \u0130sl\u00e2m bir \u00fcmmet in\u015fa edip e\u011fitiyordu. Onu \u00f6nderlik makam\u0131na haz\u0131rl\u0131yordu. Bu nedenle, olgunla\u015f\u0131p pratik hayattaki davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131n \u00fczerinden vesayetin kald\u0131r\u0131lmas\u0131 i\u00e7in Resulullah’\u0131n hayat\u0131ndaki pratik uygulama ile e\u011fitilmeleri gerekiyordu. \u015eayet olgun bir \u00f6nderli\u011fin varl\u0131\u011f\u0131 “\u015f\u00fbra”ya engel te\u015fkil etseydi, her yandan d\u00fc\u015fmanlar ve tehlikelerle ku\u015fat\u0131lm\u0131\u015f ve hen\u00fcz yeni olgunla\u015fmakta olan \u0130sl\u00e2m \u00fcmmeti i\u00e7in \u00e7ok \u00f6nemli bir sonucu getirebilecek Uhud sava\u015f\u0131 gibi en tehlikeli durumlarda buna ba\u015fvurulmazd\u0131. Ve yine pratik ve fiilen \u00fcmmetin olu\u015fmas\u0131na engel olsayd\u0131, bunca tehlikeli bulunan bir i\u015fte \u00f6nderlik kurumu \u015e\u00fbra’dan ba\u011f\u0131ms\u0131z davranabilseydi ve olgun bir \u00f6nderli\u011fin varl\u0131\u011f\u0131 en tehlikeli i\u015flerde “\u015f\u00fbra”n\u0131n yerini tutabilseydi, y\u00fcce Allah’tan vahiy alan Hz. Muhammed’in (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) varl\u0131\u011f\u0131 m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmeti o g\u00fcn “\u015f\u00fbra” hakk\u0131ndan yoksun kalmas\u0131na neden olabilirdi. \u00d6zellikle, m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmetin olu\u015fmas\u0131 i\u00e7in tehlikeli olan \u015fartlar\u0131n g\u00f6lgesinde ve beraberinde getirdi\u011fi bunca ac\u0131dan sonra.. Ancak ilahi vahiye muhatab olan Hz. Muhammed’e, (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) bu t\u00fcr olaylar\u0131n meydana gelmesi ve bunca olumsuz \u015fart\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 bile hakk\u0131 ortadan kald\u0131rmaya yetmemi\u015ftir. \u00c7\u00fcnk\u00fc y\u00fcce Allah, sonu\u00e7 ne olursa olsun, zarar ne derece b\u00fcy\u00fck olursa olsun, saftaki b\u00f6l\u00fcnme ne kadar tehlikeli olursa olsun, verilen kurbanlar ne denli ac\u0131 verirse versin ve tehlikeler her yan\u0131 sarm\u0131\u015f da olsa en kritik i\u015flerde bile “\u015f\u00fbra” ilkesinin uygulanmas\u0131n\u0131n gerekli oldu\u011funu biliyordu. \u00c7\u00fcnk\u00fc bunlar\u0131n hi\u00e7biri, pratik hayatta pi\u015fmi\u015f, g\u00f6r\u00fc\u015f ve uygulaman\u0131n sorumlulu\u011funun bilincinde ve fark\u0131nda olan bir \u00fcmmetin olu\u015fmas\u0131na engel te\u015fkil edemezler. Bizzat b\u00f6yle bir ortamda bu ilah\u00ee emrin gelmesinin nedeni budur.<\/p>\n “Onlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla, kendileri i\u00e7in Allah’tan af dile. Yapaca\u011f\u0131n i\u015fler hakk\u0131nda onlar\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015flerini al.”<\/strong><\/p>\n Beraberinde b\u00fcy\u00fck tehlikeler getirse de bu ilkenin her ko\u015fulda yerle\u015fmesi gerekir. Uygulan\u0131\u015f\u0131 s\u0131ras\u0131nda meydana gelen tehlike son derece b\u00fcy\u00fck olsa da, m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmetin hayat\u0131nda yer etmesi ve uygulan\u0131\u015f\u0131 Uhud’daki gibi d\u00fc\u015fman kap\u0131dayken safta b\u00f6l\u00fcnmeye sebep olsa da, m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmetin hayat\u0131ndan bu ilkeyi kald\u0131rmaya ili\u015fkin korkun\u00e7 mazeretlerin ge\u00e7ersiz k\u0131l\u0131nmas\u0131 i\u00e7in… \u00c7\u00fcnk\u00fc do\u011fru yoldaki \u00fcmmetin varl\u0131\u011f\u0131 bu ilkeye ba\u011fl\u0131d\u0131r. Ve do\u011fru yoldaki \u00fcmmetin varl\u0131\u011f\u0131 da yolda kar\u015f\u0131la\u015f\u0131lan di\u011fer t\u00fcm zararlardan daha \u00f6nemlidir ku\u015fkusuz.<\/p>\n \u00dcstelik \u0130sl\u00e2m d\u00fczeninin ger\u00e7ek g\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fc, ayetin sonunu getirmeden tamamlanm\u0131\u015f olmuyor. Ayete bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda g\u00f6r\u00fc\u015fler aras\u0131nda tercih yapmak, baz\u0131s\u0131n\u0131 uygulamadan al\u0131koyman\u0131n “\u015f\u00fbra” ilkesinin yerine gelmesi i\u00e7in yeterli olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Sonu\u00e7ta Allah’a g\u00fcvenip dayanmaktan al\u0131koymamal\u0131d\u0131r insan\u0131.<\/p>\n “Ama karar verince art\u0131k Allah’a dayan. Hi\u00e7 ku\u015fkusuz Allah kendisine dayananlar\u0131 sever.”<\/strong><\/p>\n “\u015f\u00fbra”n\u0131n g\u00f6revi, en isabetli g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc ortaya \u00e7\u0131karmak, ortaya at\u0131lan ihtimallerden birini se\u00e7mektir. \u0130\u015f bu noktaya var\u0131nca “\u015f\u00fbra”n\u0131n rol\u00fc biter art\u0131k “uygulama” fonksiyonu devreye girer.<\/p>\n Allah’a g\u00fcvenip dayanarak kararla\u015ft\u0131r\u0131lan g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc b\u00fcy\u00fck bir azim ve kararl\u0131l\u0131kla uygulama i\u015fi, Allah’\u0131n \u00e7izdi\u011fi kadere ve sonu\u00e7lar\u0131 diledi\u011fi gibi y\u00f6nlendiren Allah’\u0131n iradesine ba\u011flar.<\/p>\n Resulullah, Rabban\u00ee ve Nebev\u00ee z\u0131rh\u0131n\u0131 giyerken, \u00fcmmete “\u015f\u00fbra”y\u0131 yani g\u00f6r\u00fc\u015f bildirmeyi, en tehlikeli ve en b\u00fcy\u00fck i\u015flerde bile uygulama sorumlulu\u011funu ta\u015f\u0131may\u0131 \u00f6\u011fretiyordu. “\u015f\u00fbra”dan sonra hareket etme, Allah’a g\u00fcvenip dayand\u0131ktan sonra (sonunu ve varaca\u011f\u0131 yeri bildi\u011fi halde) kendini Allah’\u0131n kaderine teslim etmekten ibaret ikinci z\u0131rh\u0131n\u0131 da ku\u015fan\u0131yordu. B\u00f6ylece \u00e7\u0131k\u0131\u015f emri uyguland\u0131. Resulullah eve girdi, nereye gitti\u011fini, kendisini ve beraberindeki arkada\u015flar\u0131n\u0131 bekleyen ac\u0131lar\u0131 ve kurbanlar\u0131 \u00e7ok iyi bildi\u011fi halde z\u0131rh\u0131n\u0131 ve silahlar\u0131n\u0131 ku\u015fand\u0131. Ard\u0131ndan Medine’nin d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kmaya taraftar olanlar, Resulullah’\u0131 istemedi\u011fi bir \u015feye zorlad\u0131klar\u0131na ili\u015fkin endi\u015feleri ve teredd\u00fctleri ile d\u00fc\u015fman\u0131 kar\u015f\u0131lamak veya Medine’de beklemek konusunda diledi\u011fi gibi davranmas\u0131 hususunda Resulullah’\u0131 serbest b\u0131rakmalar\u0131… Evet b\u00f6yle bir f\u0131rsat\u0131n do\u011fmas\u0131 bile O’nun karar\u0131ndan d\u00f6nd\u00fcrmeye yetmedi. \u00c7\u00fcnk\u00fc O, onlara toplu bir ders vermek istiyordu. “\u015f\u00fbra” dersini, Allah’a g\u00fcvenip dayanmak ve O’nun kaderine teslim olmakla beraber azmedip kararl\u0131l\u0131k g\u00f6stermek dersini de vermek istiyordu. Onlara “\u015f\u00fbra”n\u0131n bir zaman\u0131n\u0131n oldu\u011funu, bundan sonra teredd\u00fcte, g\u00f6r\u00fc\u015f tercih etmeye ve g\u00f6r\u00fc\u015fleri yeni ba\u015ftan de\u011ferlendirmeye yer olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6\u011fretmek istiyordu. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu, acelecili\u011fin, edilgenli\u011fin ve bitmez t\u00fckenmez karars\u0131zl\u0131\u011f\u0131n belirtisidir. Oysa yap\u0131lacak i\u015f, g\u00f6r\u00fc\u015f bildirip “\u015f\u00fbra”ya ba\u015fvurmakt\u0131r. Allah’a g\u00fcvenip dayand\u0131ktan sonra azim ve kararl\u0131l\u0131k g\u00f6stermektir. Allah da bunu seviyor:<\/p>\n “…Allah kendisine dayananlar\u0131 sever…”<\/strong><\/p>\n Allah’\u0131n ve O’nun taraftarlar\u0131n\u0131n sevdi\u011fi dostluk, m\u00fcminlerin \u00f6zenle korumas\u0131 gereken dostluktur. Hatta bu, m\u00fcminlerin ay\u0131r\u0131c\u0131 \u00f6zelli\u011fidir. Allah’a g\u00fcvenip dayanmak, her i\u015fi sonu\u00e7ta O’na d\u00f6nd\u00fcrmek \u0130sl\u00e2m d\u00fc\u015f\u00fcncesinde ve \u0130sl\u00e2m\u00ee hayatta beliren son denge \u00e7izgisidir. Bu, her i\u015fin Allah’a d\u00f6nece\u011fine ve Allah’\u0131n diledi\u011fini yapabildi\u011fine ili\u015fkin b\u00fcy\u00fck ger\u00e7ekle birlikte hareket etmektir.<\/p>\n Ku\u015fkusuz, bu “Uhud”dan \u00e7\u0131kar\u0131lan b\u00fcy\u00fck derslerden biridir. Herhangi bir \u00e7a\u011fda ya\u015fayan \u00f6zel bir nesil i\u00e7in de\u011fil t\u00fcm m\u00fcsl\u00fcman nesiller i\u00e7in bir tecr\u00fcbe birikimidir.<\/p>\n Allah’a g\u00fcvenip dayanma ger\u00e7e\u011finin yerle\u015fmesi ve sa\u011flam temelleri \u00fczerinde y\u00fckselmesi i\u00e7in s\u00fbrenin ak\u0131\u015f\u0131, zafer ve bozgun konusunda etkin g\u00fcc\u00fcn Allah’\u0131n g\u00fcc\u00fc oldu\u011funu, yard\u0131m\u0131n o’ndan beklenece\u011fini, yenilgi konusunda O’ndan korkulaca\u011f\u0131n\u0131, y\u00f6neli\u015fin O’na olaca\u011f\u0131n\u0131, haz\u0131rl\u0131k yap\u0131ld\u0131ktan, sonu\u00e7tan el \u00e7ekip onu tamamen Allah’\u0131n kaderine ba\u011flad\u0131ktan sonra O’na g\u00fcvenilip dayan\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bildirerek s\u00fcrmektedir:<\/p>\n “E\u011fer Allah size yard\u0131m ederse sizi bi\u00e7 kimse yenemez. Fakat e\u011fer sizi y\u00fcz\u00fcst\u00fc b\u0131rak\u0131rsa O’ndan ba\u015fka size kim yard\u0131m edebilir? M\u00fcminler sadece Allah’a dayans\u0131nlar.”<\/strong><\/p>\n \u0130sl\u00e2m d\u00fc\u015f\u00fcncesinde, Allah’\u0131n kaderinin mutlak etkinli\u011fi ile bu kaderin insanlar\u0131n; davran\u0131\u015f, eylem ve i\u015flerinin sonucunun ger\u00e7ekle\u015fmesi aras\u0131nda \u015fa\u015fmaz bir denge vard\u0131r. Y\u00fcce Allah’\u0131n kanunu sonu\u00e7lar\u0131n sebeplerden sonra gelmesini \u00f6ng\u00f6rmektedir. Ancak sonu\u00e7lar\u0131 do\u011furan bizzat sebeplerin kendisi de\u011fildir. M\u00fcessir etken Allah’t\u0131r. Ve y\u00fcce Allah, kaderi ve iradesi uyar\u0131nca sonu\u00e7lar\u0131 sebeplerden sonraya b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. Bu y\u00fczden insandan, g\u00f6revini yerine getirmesini, \u00e7aba sarf etmesini, gereken neyse onu yapmas\u0131n\u0131 istemektedir. Sonra da bunlar\u0131n miktar\u0131na uygun sonucu meydana getirmektedir.<\/p>\n B\u00f6ylece sonu\u00e7lar ve ak\u0131betler, Allah’\u0131n dilemesine ve kaderine ba\u011flanm\u0131\u015f olur. \u00c7\u00fcnk\u00fc yaln\u0131zca O, bir\u015feyin olmas\u0131na ve diledi\u011fi gibi olu\u015fmas\u0131na izin verir. Bu \u015fekilde m\u00fcsl\u00fcman\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle eylemi aras\u0131nda denge sa\u011flanm\u0131\u015f olur. O, elinden geldi\u011fince \u00e7al\u0131\u015f\u0131r, \u00e7aba sarf eder, bunlar\u0131n sonucu konusunda da Allah`\u0131n kaderine ve iradesine ba\u011flan\u0131r. Onun d\u00fc\u015f\u00fcncesinde, sonu\u00e7larla sebepler aras\u0131nda kesinli\u011fe yer yoktur. Hi\u00e7bir i\u015fte Allah’\u0131 zorunlu k\u0131lamaz.<\/p>\n \u0130\u015fte burada ayet-i kerime, sava\u015f\u0131n -hangisi olursa olsun- ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz sonu\u00e7lar\u0131 olan zafer ve yenilgi konusunda m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131, Allah’\u0131n kaderine ve dilemesine d\u00f6nd\u00fcrmektedir. Onlar\u0131 Allah’\u0131n iradesine ve g\u00fcc\u00fcne ba\u011flamaktad\u0131r. \u015eayet Allah onlara yard\u0131m ederse kimse onlar\u0131 yenemez. Bu varl\u0131k aleminde yaradan, tam ve mutlak bir ger\u00e7ektir. \u00c7\u00fcnk\u00fc, Allah’\u0131n kuvvetinden ba\u015fka kuvvet, O’nun g\u00fcc\u00fcnden ba\u015fka g\u00fc\u00e7 ve O’nun dilemesinden ba\u015fka dileyi\u015f s\u00f6z konusu de\u011fildir. Her\u015fey ve her olay O’ndan kaynaklan\u0131r. Ancak tam ve mutlak ger\u00e7ek olan bu anlay\u0131\u015f, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 metodu uygulamaktan, direktiflere uymaktan, y\u00fck\u00fcml\u00fcl\u00fckleri yerine getirmek ve \u00e7aba sarf etmekten al\u0131koyamaz. B\u00fct\u00fcn bunlardan sonra da Allah’a g\u00fcvenip dayanmak zorundad\u0131r m\u00fcsl\u00fcman:<\/p>\n “M\u00fcminler sadece Allah’a dayans\u0131nlar.”<\/strong><\/p>\n B\u00f6ylece m\u00fcsl\u00fcman\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncesi, Allah’tan ba\u015fkas\u0131ndan bir\u015fey isteme d\u00fc\u015f\u00fcncesinden kurtulmu\u015f olur. O, kalbini do\u011frudan varl\u0131k aleminde etkin olan g\u00fcce ba\u011flar. B\u00f6ylece zafer, korunma ve s\u0131\u011f\u0131nma i\u00e7in ham hayallerden ve bo\u015f sebeplerden elini \u00e7eker. Sonu\u00e7lar\u0131n meydana geli\u015finde var\u0131lacak noktan\u0131n ger\u00e7ekle\u015fmesinde ve her i\u015fi hikmeti uyar\u0131nca pl\u00e2nlamas\u0131nda yaln\u0131zca Allah’a g\u00fcvenip dayan\u0131r. Bundan sonra da her ne \u015fekilde olursa olsun, Allah’\u0131n takdiriyle meydana gelen her\u015feyi i\u00e7tenlikle kabul eder.<\/p>\n Bu teslimiyet \u0130sl\u00e2m’\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda olan her insan kalbinin tan\u0131mad\u0131\u011f\u0131 ola\u011fan\u00fcst\u00fc bir dengedir.<\/p>\n Daha sonra ayet-i kerime; emanete, y\u00f6netime, ihanetten sak\u0131nd\u0131rma, hesap g\u00fcn\u00fcn\u00fc hat\u0131rlatma ve ruhlar\u0131 h\u0131rpalamadan g\u00f6revi yerine getirmeye sevk etme konusunda bu eksenden \u00e7izgiler uzatmak i\u00e7in N\u00fcb\u00fcvvete ve onun ahl\u00e2ki, \u00f6zelliklerine d\u00f6nmektedir:<\/p>\n “Hi\u00e7bir peygamberin kamu mallar\u0131nda yolsuzluk yapmas\u0131 s\u00f6z konusu de\u011fildir. Kim bir yolsuzluk yaparsa k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc yolsuzluk mal\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yarak gelir. Sonra herkese kazand\u0131\u011f\u0131 eksiksiz olarak verilir, hi\u00e7 kimseye haks\u0131zl\u0131k edilmez.”<\/strong><\/p>\n Ok\u00e7ular\u0131n da\u011fdaki mevzilerini terk etmesinin nedenleri aras\u0131nda, Resulullah’\u0131n ganimetten kendilerine pay ay\u0131rmayaca\u011f\u0131 endi\u015fesi de yer almaktayd\u0131. Ayn\u0131 \u015fekilde baz\u0131 m\u00fcnaf\u0131klar daha \u00f6nce “Bedir” ganimetlerinden bir k\u0131sm\u0131n\u0131n sakland\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemi\u015f ve bu konuya Resulullah’\u0131n ismini de kar\u0131\u015ft\u0131rmaktan \u00e7ekinmemi\u015flerdi.<\/p>\n \u0130\u015fte burada surenin ak\u0131\u015f\u0131, b\u00fct\u00fcn peygamberlerin ihanet etme ihtimalini ortadan kald\u0131ran bir h\u00fck\u00fcm yerle\u015ftirmektedir. Yani mallardan veya ganimetten herhangi bir \u015feye el koymalar\u0131, askerden baz\u0131s\u0131na pay ay\u0131rmadan di\u011ferleri aras\u0131nda payla\u015ft\u0131rmalar\u0131, yahut herhangi bir \u015feye ihanet etmelerinin s\u00f6z konusu olmayaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir:<\/p>\n “Hi\u00e7bir peygamberin kamu mallar\u0131nda yolsuzluk yapmas\u0131 s\u00f6z konusu de\u011fildir.”<\/strong><\/p>\n Olur \u015fey de\u011fil. Kesinlikle hi\u00e7bir peygamberin \u00f6zellik, tabiat ve ahl\u00e2k\u0131nda b\u00f6yle bir \u015feyin olmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Buradaki olumsuzluk, eylemin meydana geli\u015f ihtimaline ili\u015fkindir. Helall\u0131\u011f\u0131n\u0131 ya da olabilirli\u011fini yasaklamak i\u00e7in de\u011fildir. \u00c7\u00fcnk\u00fc peygamberin; g\u00fcvenilir, adil ve tertemiz tabiatl\u0131 olu\u015fu ba\u015f\u0131ndan itibaren ihanetin meydana gelmesine engeldir. Bir di\u011fer k\u0131raatte (Ye\u011fullu) fiili me\u00e7hul s\u0131\u011fas\u0131yla okunmaktad\u0131r. Bu durumda bir peygambere ihanet edilmeyece\u011fi ve ona uyanlar\u0131n kendisinden herhangi bir \u015fey gizleyemeyece\u011fi anlam\u0131 ortaya \u00e7\u0131kar. Dolay\u0131s\u0131yla herhangi bir \u015feyde peygambere ihanet etmeye nehyetme s\u00f6z konusu edilmi\u015f oluyor. Bu k\u0131raat Hasan el-Basri’nin k\u0131raat\u0131d\u0131r.<\/p>\n Ard\u0131ndan, emanete ihanet edenlere, kamu mal\u0131ndan ya da ganimetten herhangi bir \u015fey gizleyenlere y\u00f6nelen \u015fu korkun\u00e7 tehdit yer almaktad\u0131r:<\/p>\n “Kim bir yolsuzluk yaparsa k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc yolsuzluk mal\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yarak gelir. Sonra herkese kazand\u0131\u011f\u0131 eksiksiz olarak verilir, bi\u00e7 kimseye haks\u0131zl\u0131k edilmez.”<\/strong><\/p>\n \u0130mam Ahmed \u015f\u00f6yle rivayet eder: S\u00fcfyan Z\u00fchr\u00ee’den aktard\u0131. O da Urve’nin \u015f\u00f6yle dedi\u011fini i\u015fitmi\u015fti. Ebu Ham\u00eed es-Sa\u00eed\u00ee anlatt\u0131: Resulullah (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) Ezd kabilesinden \u0130bn-i Uteybe ad\u0131nda birini zek\u00e2tlar\u0131 toplamak i\u00e7in g\u00f6revlendirdi. Adam gelip \u015f\u00f6yle dedi: “Bunlar sizin, bunlar da bana hediye edildi. Bunun \u00fczerine Resulullah mimbere \u00e7\u0131kt\u0131 ve \u015f\u00f6yle dedi: `Bu i\u015f i\u00e7in g\u00f6revlendirdi\u011fimiz g\u00f6revliye ne oluyor da, bunlar sizin, bunlar da bana hediye edildi’ diyor. Babas\u0131n\u0131n ya da anas\u0131n\u0131n evinde oturup bekleseydi bunlar hediye edilecek miydi? Muhammed’in nefsi elinde olana and olsun ki sizden biriniz ondan bir\u015fey g\u00f6t\u00fcr\u00fcrse k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc hayat\u0131nda g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc o \u015feyle gelir. Ya ba\u011f\u0131ran bir deve, ya b\u00f6\u011f\u00fcren bir s\u0131\u011f\u0131r ya da meleyen bir koyunla gelir. Sonra biz koltuklar\u0131n\u0131n alt\u0131n\u0131 g\u00f6rene kadar iki elini kald\u0131rd\u0131. Sonrada \u00fc\u00e7 kere \u015f\u00f6yle dedi: “Allah’\u0131m tebli\u011f ettim mi?” (Buhari-M\u00fcslim)<\/strong><\/p>\n Bir ba\u015fka rivayette \u0130mam Ahmed kendi isnadiyle Ebu H\u00fcreyre’den \u015f\u00f6yle nakleder:<\/p>\n “Birg\u00fcn Resulullah aram\u0131zdayken aya\u011fa kalkt\u0131 ve emanetten s\u00f6zetti. Emanete ve onu korumaya b\u00fcy\u00fck \u00f6nem verilmesini istedi. Sonra da \u015f\u00f6yle buyurdu: `Sizden birinizin boyunda ba\u011f\u0131ran bir deve oldu\u011fu halde gelip `Ya Resulullah yard\u0131m et’ demesini istemem. Ona `Allah’a kar\u015f\u0131 sana hi\u00e7bir \u015fey yapamam, \u00e7\u00fcnk\u00fc sana tebli\u011f etmi\u015ftim’ diyece\u011fim. `Sizden birinizin boynunda ki\u015fneyen bir at oldu\u011fu halde gelip `Ya Resulullah yard\u0131m et’ demesini istemem. Ona `Allah’a kar\u015f\u0131 sana hi\u00e7bir \u015fey yapamam. \u00c7\u00fcnk\u00fc sana tebli\u011f etmi\u015ftim’ diyece\u011fim. Sizden birinizin boynunda alt\u0131n ve g\u00fcm\u00fc\u015f oldu\u011fu halde gelip `Ya Resulullah yard\u0131m et’ demesini istemem. Ona `Allah’a kar\u015f\u0131 sana hi\u00e7bir \u015fey yapamam, \u00e7\u00fcnk\u00fc sana tebli\u011f etmi\u015ftim’ diyece\u011fim.” ( Buhari-M\u00fcslim)<\/strong><\/p>\n \u0130mam Ahmed kendi isnadiyle Adiyy b. Umeyre el-Kind\u00ee’den \u015f\u00f6yle rivayet eder:<\/p>\n “Resulullah (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) \u015f\u00f6yle buyurdu: `Ey insanlar sizden kimi bir konuda vazifelendiririz de bu ki\u015fi bir i\u011fne dahi gizlerse bu emanete ihanettir. K\u0131yamet g\u00fcn\u00fc bununla getirilir.’ Adiyy der ki: Ensardan siyah derili biri kalkt\u0131 -m\u00fccahid der ki: O Sa’d bin Ubade idi. \u015eu an O’nu g\u00f6r\u00fcr gibiyim ve O `Ya Resulullah benden verdi\u011fin i\u015fi geri al’ dedi. Resulullah `Ni\u00e7in?’ diye sorar. Adam `\u015e\u00f6yle \u015f\u00f6yle dedi\u011fini i\u015fittim’ der. Resulullah bunun \u00fczerine \u015f\u00f6yle buyurdu: `Ayn\u0131 \u015feyi \u015fimdi de s\u00f6yl\u00fcyorum. Kimi bir i\u015fe g\u00f6revlendirdi\u011fimizde az \u00e7ok ne varsa getirsin. Verileni als\u0131n, verilmeyeni b\u0131raks\u0131n ” (M\u00fcslim-Ebu Davud de\u011fi\u015fik yollardan \u0130smail b. Ebu Raf’den rivayet etmi\u015fler.)<\/p>\n \u0130\u015fte Kur’an ayetleri ve hadisi \u015ferifler m\u00fcsl\u00fcman kitlenin e\u011fitimindeki fonksiyonlar\u0131n\u0131 b\u00f6yle icr\u00e2 edip onu hayret verici bir noktaya getirdiler. Onlar\u0131 insanlar i\u00e7inde benzeri g\u00f6r\u00fclmemi\u015f bir \u015fekilde emanete riayet eden, takva sahibi ve her ne \u015fekilde olursa olsun emanete ihanet duygusundan uzak bir topluluk halinde yeti\u015ftirdiler. M\u00fcsl\u00fcmanlar aras\u0131nda en basit bir insan bile ganimet olarak eline ge\u00e7en \u00e7ok k\u0131ymetli bir \u015feyi al\u0131rken, hi\u00e7 kimse g\u00f6rmedi\u011fi halde, getirip komutan\u0131na teslim edebiliyordu. M\u00fcsl\u00fcman, Kur’an’\u0131n \u00fcrk\u00fct\u00fcc\u00fc nass\u0131na muhatap olmaktan ve k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc peygamberinin kendisini sak\u0131nd\u0131rd\u0131\u011f\u0131 korkun\u00e7 ve utand\u0131r\u0131c\u0131 durumla kar\u015f\u0131la\u015fmaktan korktu\u011fu i\u00e7in bu konuda nefsinde olumsuz bir duyguya yer a\u00e7mazd\u0131. M\u00fcsl\u00fcman, bu ger\u00e7e\u011fi pratik olarak ya\u015f\u0131yordu. Ahiret O’nun duygular\u0131nda yereden bir olguydu. M\u00fcsl\u00fcman heran kendisini, peygamberinin ve Rabbinin kar\u015f\u0131s\u0131nda g\u00f6r\u00fcp k\u00f6t\u00fc duruma d\u00fc\u015fmekten titizlikle korunuyordu. \u00c7\u00fcnk\u00fc ahiret, ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 bir ger\u00e7ekti, uzak bir vaad de\u011fil. Hi\u00e7bir ku\u015fkuya yer b\u0131rakmayacak \u015fekilde, herkese kazand\u0131\u011f\u0131n\u0131n verilece\u011fini ve kimseye haks\u0131zl\u0131k edilmeyece\u011fini \u00e7ok iyi biliyordu.<\/p>\n \u0130bn-i Cerir Taberi tarihinde \u015f\u00f6yle anlat\u0131r: “M\u00fcsl\u00fcmanlar Medain \u015fehrine girip ganimetleri toplad\u0131klar\u0131nda adam\u0131n biri beraberinde bulunan bir mal\u0131 getirip ganimetleri toplayan ki\u015fiye verdi. Ganimetleri toplayan ki\u015fiyle orada bulunanlar `Bunun gibisini g\u00f6rmedik. Yan\u0131m\u0131zda bulunanlar de\u011fil buna denk olsunlar, yan\u0131na bile yakla\u015famazlar. Adama bundan bir\u015fey ald\u0131n m\u0131?’ dediler. `Allah’a andolsun ki onun korkusu olmasayd\u0131 bunu asla getirmezdim’ dedi. Bunun \u00fczerine adam da bir \u00f6zellik oldu\u011funu anlamad\u0131lar ve `Kimsin?’ dediler. `Ad\u0131m\u0131 sizi beni \u00f6vmemeniz i\u00e7in sizden ba\u015fkas\u0131na da beni methetmemeleri i\u00e7in s\u00f6ylemem; Ancak Allah’a hamd eder O’nun sevab\u0131yla yetinirim’ dedi. Pe\u015fine bir adam takt\u0131lar ve arkada\u015flar\u0131na gidip kim oldu\u011funu soru\u015fturmas\u0131n\u0131 istediler. B\u00f6ylece bu ki\u015finin Amr b. Abdi Kay oldu\u011funu \u00f6\u011frendiler.” (Taberi Tarihi c.4, s.16)<\/strong><\/p>\n \u0130\u015fte \u0130sl\u00e2m, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 bu ola\u011fan\u00fcst\u00fc e\u011fitim y\u00f6ntemiyle e\u011fitiyordu. \u00d6yle ki bu konuda anlat\u0131lanlar nerdeyse efsane say\u0131lacak derecededir.<\/p>\n Daha sonra ayetin ak\u0131\u015f\u0131 ganimet ve ihanet konusundan, de\u011ferlerin \u00f6l\u00e7\u00fclmesine ge\u00e7iyor. M\u00fcmin kalbin ilgilenip u\u011fra\u015fmas\u0131na yol a\u00e7an ger\u00e7ek de\u011feri bildiriyor:<\/p>\n “Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uyan kimse, Allah’\u0131n gazab\u0131na u\u011frayan kimse gibi olur mu? Onun varaca\u011f\u0131 yer Cehennemdir. Oras\u0131 ne k\u00f6t\u00fc bir var\u0131 \u015f yeridir.”<\/strong><\/p>\n “Onlar\u0131n Allah kat\u0131ndaki dereceleri farkl\u0131d\u0131r. Allah onlar\u0131n neler yapt\u0131klar\u0131n\u0131 g\u00f6rmektedir.”<\/strong><\/p>\n Bu, g\u00f6lgesinde ganimetlerin ve \u00e7e\u015fitli mallar\u0131n \u00e7ok k\u00fc\u00e7\u00fck kald\u0131\u011f\u0131 bir de\u011fi\u015fimdir. Ayr\u0131ca, kalplerin e\u011fitimi, \u00f6nem verdi\u011fi \u015feylerin y\u00fckseltilmesi, ufkunun geni\u015flemesi ve as\u0131l meydandaki ger\u00e7ek yar\u0131\u015f\u0131 g\u00f6stermesine ili\u015fkin ola\u011fan\u00fcst\u00fc e\u011fitim metodundan bir temas \u00f6rne\u011fidir:<\/p>\n “Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na uyan kimse, Allah’\u0131n gazab\u0131na u\u011frayan kimse gibi olur mu? Onun varaca\u011f\u0131 yer Cehennemdir. Oras\u0131 ne k\u00f6t\u00fc bir var\u0131\u015f yeridir.”<\/strong><\/p>\n \u0130\u015fte “de\u011fer” budur. \u0130lgi ve se\u00e7im alan\u0131 buras\u0131d\u0131r. K\u00e2r, zarar ortam\u0131 buras\u0131d\u0131r. \u00c0llah’\u0131n ho\u015fnutlu\u011funa uyan ve onunla kurtulu\u015fa erenle, O’ndan y\u00fcz \u00e7evirip Allah’\u0131n h\u0131\u015fm\u0131na u\u011frayarak b\u00f6ylece Cehenneme (o k\u00f6t\u00fc d\u00f6n\u00fc\u015f yerine) giden aras\u0131ndaki fark ne kadar a\u00e7\u0131kt\u0131r.<\/p>\n Bu ayr\u0131 bir derece, bu da apayr\u0131 bir derece… \u00c7ok farkl\u0131 \u015feyler…<\/p>\n “Onlar\u0131n Allah kat\u0131ndaki dereceleri farkl\u0131d\u0131r.”<\/strong><\/p>\n “Herkes derecesini, hak ederek elde edecektir. Ne bir haks\u0131zl\u0131k ne de bir k\u0131sma, ne tolerans ne de fazlal\u0131k…<\/p>\n “Allah onlar\u0131n neler yapt\u0131klar\u0131n\u0131 g\u00f6rmektedir.”<\/strong><\/p>\n B\u00f6l\u00fcm as\u0131l eksenine: Resulullah’\u0131n ki\u015fili\u011fine, Risaletine ve O’nunla m\u00fcminlere yap\u0131lan iyili\u011fin b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcne d\u00f6nerek son buluyor.<\/p>\n ALLAH’IN L\u00dcTFU<\/strong><\/p>\n “Allah m\u00fcminlere kendi \u00f6zlerinden bir peygamber g\u00f6ndermekle onlara kar\u015f\u0131 l\u00fctufta bulundu. Bu peygamber onlara Allah’\u0131n ayetlerini okuyor, onlar\u0131 ar\u0131nd\u0131r\u0131yor, kendilerine kitab\u0131 ve hikmeti \u00f6\u011fretiyor. Oysa onlar daha \u00f6nce a\u00e7\u0131k bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7inde idiler.”<\/strong><\/p>\n Bu b\u00f6l\u00fcm\u00fcn \u015fu b\u00fcy\u00fck ger\u00e7ekle; Peygamber’in (sal\u00e2t ve sel\u00e2m \u00fczerine olsun) ki\u015fisel de\u011feri onunla ger\u00e7ekle\u015fen ilahi l\u00fctfun b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc, \u015fu \u00fcmmetin in\u015fas\u0131nda, e\u011fitim-\u00f6\u011fretiminde, \u00f6nderli\u011finde apa\u00e7\u0131k sap\u0131kl\u0131ktan, ilim hikmet ve temizli\u011fe d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fcndeki rol\u00fcn\u00fcn ger\u00e7e\u011fiyle son bulmas\u0131… Evet bu sonu\u00e7 Kur’an’a \u00f6zg\u00fc derin ve de\u011fi\u015fik i\u015faretleri i\u00e7ermektedir.<\/p>\n \u00d6ncelikle ganimetler, ganimet tutkusu, ganimete ihanet ve sava\u015ftaki durumun de\u011fi\u015fmesine, zaferin yenilgiye d\u00f6n\u00fc\u015fmesine ve m\u00fcsl\u00fcmanlara yapaca\u011f\u0131n\u0131 yapmas\u0131na do\u011frudan neden olan bu de\u011fersiz i\u015fle u\u011fra\u015fma konular\u0131na de\u011finmektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc b\u00fcy\u00fck Risalet ger\u00e7e\u011fine ve onda somutla\u015fan b\u00fcy\u00fck l\u00fctfa y\u00f6nelik i\u015farette, g\u00f6lgesinde t\u00fcm yery\u00fcz\u00fc ganimetlerinin, e\u015fyalar\u0131n\u0131n ve nimetlerinin anmaya ve de\u011ferlendirmeye de\u011fmeyecek kadar de\u011fersiz ve \u00f6nemsiz kald\u0131\u011f\u0131, Kur’an’\u0131n e\u015fsiz e\u011fitim temaslar\u0131ndan derin bir temas yer almaktad\u0131r. Bu ger\u00e7e\u011fin yan\u0131nda m\u00fcmin ba\u015fka \u015feyleri anmaktan utan\u0131r, bunlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmek bile y\u00fcz\u00fcn\u00fc k\u0131zart\u0131r; nerde kald\u0131 ki bunlarla ilgilenmek s\u00f6z konusu olsun.<\/p>\n Sonra sava\u015fta m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n ba\u015f\u0131na gelen yenilgi, yara, ac\u0131 ve zararlardan s\u00f6z edilmektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc b\u00f6ylesine b\u00fcy\u00fck bir ger\u00e7e\u011fe ve onda somutla\u015fan l\u00fctfa de\u011finmek, g\u00f6lgesinde her t\u00fcrl\u00fc ac\u0131n\u0131n ve zarar\u0131n yan\u0131nda b\u00fct\u00fcn yaralanma ve kurbanlar\u0131n son derece k\u00fc\u00e7\u00fck kald\u0131\u011f\u0131 Kur’an’a \u00f6zg\u00fc ola\u011fan\u00fcst\u00fc e\u011fitim metodunun derin temaslar\u0131ndan biridir. B\u00f6ylece l\u00fctuf tazim edilmekte, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n hayat\u0131ndaki her\u015feye kesinlikle tercih edilen iyilik tamamen belirginle\u015fmektedir.<\/p>\n Sonra… Bu l\u00fctfun m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmetin hayat\u0131ndaki etkilerine i\u015faret edilmektedir:<\/p>\n “Allah m\u00fcminlere kendi \u00f6zlerinden bir peygamber g\u00f6ndermekle onlara kar\u015f\u0131 l\u00fctufta bulundu. Bu peygamber onlara Allah’\u0131n ayetlerini okuyor, onlar\u0131 ar\u0131nd\u0131r\u0131yor, kendilerine kitab\u0131 ve hikmeti \u00f6\u011fretiyor. Oysa onlar daha \u00f6nce a\u00e7\u0131k bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7inde idiler.”<\/strong><\/p>\n Bu da bir halden di\u011fer bir hale, bir durumdan ba\u015fka bir duruma ve bir d\u00f6nemden ba\u015fka bir d\u00f6neme ge\u00e7i\u015fi ifade etmektedir. B\u00f6ylece m\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmet, bu de\u011fi\u015fimin arka pl\u00e2n\u0131ndaki yery\u00fcz\u00fc tarihi ve insanl\u0131k hayat\u0131nda bu \u00fcmmetten b\u00fcy\u00fck bir g\u00f6rev isteyen ve peygamber g\u00f6ndermekle \u00fcmmeti bu b\u00fcy\u00fck g\u00f6reve haz\u0131rlayan Allah’\u0131n kaderini kavram\u0131\u015f olur. O halde b\u00f6ylesine \u00f6nemli bir g\u00f6revi bulunan bir \u00fcmmetin \u015fu \u00f6nemli hedefin g\u00f6lgesinde basit ve de\u011fersiz kalan \u015feylerle kafas\u0131n\u0131 me\u015fgul etmesi uygun de\u011fildir. \u015eu b\u00fcy\u00fck gayenin g\u00f6lgesinde rahat ve kolay g\u00f6r\u00fcnen kurbanlar ve ac\u0131larla muzdarip olmas\u0131 yak\u0131\u015f\u0131k almaz.<\/p>\n Bunlar, ayetlerin ak\u0131\u015f\u0131nda hat\u0131rlat\u0131lan bu l\u00fctfun akla getirdi\u011fi baz\u0131 duygular… T\u00fcm duygular\u0131 ve g\u00f6lgeleriyle ku\u015fat\u0131c\u0131 Kur’an ayetini kar\u015f\u0131layabilmek i\u00e7in \u00f6zetleyerek genel bir de\u011finiyle yetiniyoruz:<\/p>\n “Allah m\u00fcminlere kendi \u00f6zlerinden bir peygamber g\u00f6ndermekle onlara kar\u015f\u0131 l\u00fctufta bulundu.”<\/strong><\/p>\n Y\u00fcce Allah’\u0131n i\u00e7lerinden bir peygamber g\u00f6ndermesi ve bu peygamberin “kendilerinden” <\/strong>olmas\u0131 b\u00fcy\u00fck bir l\u00fctuftur. Celal sahibi Allah’\u0131n baz\u0131 yarat\u0131klar\u0131na kendi kat\u0131ndan peygamber g\u00f6ndermekle iyilikte bulunmas\u0131 ancak Allah’\u0131n kereminden f\u0131\u015fk\u0131racak bir l\u00fctuftur. Be\u015ferin hi\u00e7bir davran\u0131\u015f\u0131 bu y\u00fcce l\u00fctfu kar\u015f\u0131layamaz.<\/p>\n Yarat\u0131klar\u0131n\u0131n hi\u00e7birinden kar\u015f\u0131l\u0131k beklemeden s\u0131n\u0131rs\u0131z keremine gark eden y\u00fcce Allah’\u0131n onlara ayetlerini ve s\u00f6zlerini anlatan bir peygamber g\u00f6ndermekle kendilerini saran l\u00fctfu olmasayd\u0131, \u015fu insanlar ve \u015fu yarat\u0131klar ne yapabilirlerdi? Yine y\u00fcce Allah bu \u015fekilde onlara uyar\u0131da bulunsun ve bu iyili\u011fi yaps\u0131n?<\/p>\n Peygamberin “kendilerinden” olmas\u0131 da bu l\u00fctfu artt\u0131rmaktad\u0131r. “onlardan” denilmiyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc Kur’an-\u0131 Kerimin kulland\u0131\u011f\u0131 “kendilerinden” deyimi duygu ve anlam bak\u0131m\u0131ndan derin bir kapsay\u0131c\u0131l\u0131\u011fa sahiptir.<\/p>\n Ku\u015fkusuz peygamberlerle m\u00fcminler aras\u0131ndaki ba\u011f, ruhun bir di\u011fer ruhla kurdu\u011fu ba\u011fd\u0131r; bireyle t\u00fcr aras\u0131ndaki ba\u011f de\u011fildir. Sorun peygamberin onlardan biri olmas\u0131yla bitmez. Sorun bundan \u00e7ok daha k\u00f6kl\u00fc ve y\u00fccedir. Sonra, m\u00fcminler peygamberle kurduklar\u0131 bu ba\u011fa ve Allah’\u0131n bah\u015fetti\u011fi y\u00fcce ufka iman sayesinde ula\u015f\u0131p y\u00fckselebilirler. Bu da m\u00fcminlere b\u00fcy\u00fck bir l\u00fctuftur. Peygamberin g\u00f6nderilmesi, ruhlar\u0131yla peygamberlerin ruhu, kendisiyle peygamber aras\u0131nda bu sevimli ba\u011f\u0131n olmas\u0131na da somutla\u015fan bu iyilik b\u00f6yle dahada artmaktad\u0131r.<\/p>\n Ard\u0131ndan bu \u00fcst\u00fcn iyilik, ruhlar\u0131nda, hayatlar\u0131nda ve tarihlerindeki pratik etkileriyle daha bir belirginle\u015fmektedir:<\/p>\n “Bu peygamber onlara Allah’\u0131n ayetlerini okuyor, onlar\u0131 ar\u0131nd\u0131r\u0131yor, kendilerine kitab\u0131 ve hikmeti \u00f6\u011fretiyor.”<\/strong><\/p>\n Y\u00fcce Allah’\u0131n kendi kat\u0131ndan kendilerine y\u00fcce s\u00f6zleriyle hitap eden bir peygamber g\u00f6ndermekle l\u00fctfetti\u011fi iyilik en b\u00fcy\u00fck alanda belirginle\u015fiyor.<\/p>\n “Onlara Allah’\u0131n ayetlerini okuyor.”<\/strong><\/p>\n \u0130nsan\u0131n yaln\u0131zca bu iyili\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcnmesi bile Allah’\u0131n huzurunda korkup titremesine ve O’nun \u00f6n\u00fcnde e\u011filmesine, sonu\u00e7ta da \u015f\u00fck\u00fcr ve namaz i\u00e7in secdeye durmas\u0131na yeterlidir.<\/p>\n \u015eayet y\u00fcce Allah’\u0131n kendisine ikramda bulundu\u011funu, kendi s\u00f6zleriyle hitab etti\u011fini, kendi zat\u0131ndan ve s\u0131fatlar\u0131ndan ilahl\u0131\u011f\u0131n ger\u00e7ek mahiyetini ve \u00f6zelliklerini \u00f6\u011fretmek i\u00e7in hitab etti\u011fini insan anlarsa Allah’\u0131n b\u00fcy\u00fck ikram\u0131n\u0131 kavram\u0131\u015f olur. Sonra kendisinden -\u015fu insandan- \u015fu zay\u0131f ve c\u0131l\u0131z kuldan onun hayat\u0131ndan, girinti ve \u00e7\u0131k\u0131nt\u0131s\u0131ndan, hareket ve sessizli\u011finden s\u00f6z etti\u011fini, kendisini diriltecek kalbi ve durumu i\u00e7in en uygun olana ula\u015ft\u0131rmak i\u00e7in \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve geni\u015fli\u011fi g\u00f6klerle yer kadar olan Cennete davet i\u00e7in hitap etti\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcnce daha da iyi anlayacakt\u0131r konumunu…<\/p>\n \u015eu kitaptan f\u0131\u015fk\u0131ran fazilet, ihsan ve iyilikten ba\u015fka nedir ki?<\/p>\n Ku\u015fkusuz y\u00fcce Allah, alemlerden m\u00fcsta\u011fnidir. Zay\u0131f insan ise fakir ve muhta\u00e7t\u0131r. Ancak y\u00fcce Allah, bu zay\u0131f yarat\u0131\u011f\u0131 ku\u015fat\u0131yor, iyili\u011fiyle sar\u0131yor ve davetiyle destek oluyor. \u0130\u015fte bu zengin zat, fakire hitab ediyor, onu davet ediyor ve davetini tekrarl\u0131yor. \u0130krama bak\u0131n… \u0130lahi l\u00fbtfa bak\u0131n… \u015e\u00fck\u00fcr ve ifa ile \u00f6denmeyen \u015fu ihsana \u015fu iyili\u011fe bak\u0131n…<\/p>\n “Onlar\u0131 ar\u0131nd\u0131r\u0131yor…”<\/strong><\/p>\n Onlar\u0131 temizlemekte, y\u00fcceltmekte ve ar\u0131nd\u0131rmaktad\u0131r. Kalplerini d\u00fc\u015f\u00fcncelerini ve duygular\u0131n\u0131 temizlemektedir. Evlerini, e\u015fyalar\u0131n\u0131 ve ili\u015fkilerini temizlemektedir. Hayatlar\u0131n\u0131, toplumlar\u0131n\u0131 ve d\u00fczenlerini temizlemektedir. Onlar\u0131; \u00e7irkin putperestli\u011fin, hurafe ve efsanelerin pisli\u011finden insan\u0131 ve insanl\u0131\u011f\u0131n anlam\u0131n\u0131 al\u00e7altan t\u00f6ren, arma, al\u0131\u015fkanl\u0131k ve gelenekler gibi sosyal hayattaki kirli izlerinden temizlemektedir. Cahiliyye hayat\u0131ndan ve onun bula\u015ft\u0131\u011f\u0131 duygulardan, sembollerden, geleneklerden, de\u011fer ve kavramlardan temizlemektedir.<\/p>\n CAH\u0130L\u0130YYET D\u00d6NEM\u0130<\/strong><\/p>\n Her cahili d\u00fc\u015f\u00fcncenin etraf\u0131na bula\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131 birtak\u0131m kirleri vard\u0131r. Araplar\u0131n da cahiliyyesi ve bundan kaynaklanan kirli davran\u0131\u015flar\u0131 vard\u0131.<\/p>\n Bu kirli davran\u0131\u015flar\u0131n bir k\u0131sm\u0131n\u0131, yan\u0131ndaki m\u00fcsl\u00fcman muhacirleri kendilerine teslim etmesi i\u00e7in gelen Kurey\u015f’in iki el\u00e7isiyle Habe\u015f kral\u0131 Neca\u015f\u00ee’nin huzurunda kar\u015f\u0131la\u015f\u0131rken, Neca\u015f\u00ee’yle konu\u015fan Cafer b. Ebu Talib tavsif etmektedir:<\/p>\n “Ey Kral biz cahiliyye mensuplar\u0131yd\u0131k. Putlara kulluk eder murdar eti yerdik. Fuhu\u015f yapar, akrabal\u0131k ba\u011flar\u0131n\u0131 keser kom\u015fulara k\u00f6t\u00fcl\u00fck yapard\u0131k. Bizden g\u00fc\u00e7l\u00fc olanlar zay\u0131flar\u0131 ezerdi. Y\u00fcce Allah bizden soyunu, do\u011frulu\u011funu, g\u00fcvenirli\u011fini ve iffetlili\u011fini bildi\u011fimiz bir Peygamber g\u00f6nderene kadar b\u00f6yle devam ettik. Allah’\u0131 birlememiz ve sadece O’na kullukta bulunmam\u0131z i\u00e7in bizi bir olan Allah’a \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131. Bizim ve atalar\u0131m\u0131z\u0131n kullukta bulundu\u011fu O’ndan ba\u015fka ta\u015ftan putlar\u0131 b\u0131rakmam\u0131z\u0131 istedi. Do\u011fru s\u00f6zl\u00fc olmay\u0131, emanete riayet etmeyi, s\u0131la-i rahime ba\u011fl\u0131 kalmay\u0131, iyi kom\u015fuluk yapmay\u0131 ve haram \u015feylerden ve kan d\u00f6kmekten el \u00e7ekmemizi emretti. Fuhu\u015f yapmam\u0131z\u0131, yalan s\u00f6ylememizi, yetim mal\u0131n\u0131 yemememizi ve namuslu kad\u0131nlara iftira atmam\u0131z\u0131 yasaklad\u0131.<\/p>\n Allah’a hi\u00e7bir \u015feyi ortak ko\u015fmadan, kullukta bulunmam\u0131z\u0131 namaz k\u0131lmam\u0131z\u0131, zekat verip oru\u00e7 tutmam\u0131z\u0131 emretti…”<\/p>\n Cahiliyyedeki iki cinsin ili\u015fki \u015fekillerini anlatan Ai\u015fe’nin (Allah O’ndan raz\u0131 olsun) s\u00f6zlerinde bu kirli davran\u0131\u015flar belirmektedir. Nitekim Sahih-i Buhari’de de bu a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k hayvani ve \u00e7irkin durum oldu\u011fu gibi anlat\u0131lmaktad\u0131r.<\/p>\n CAH\u0130L\u0130YYET D\u00d6NEM\u0130NDE N\u0130K\u00c2H<\/strong><\/p>\n “Cahiliyye d\u00f6neminde nik\u00e2h d\u00f6rt \u015fekildeydi:<\/p>\n Bu tablonun, insan d\u00fc\u015f\u00fcncesinin a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k durumu ve hayvanlara \u00f6zg\u00fc bir konuma d\u00fc\u015fmesini anlatmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan yoruma ihtiyac\u0131 yoktur. Bir insan\u0131n kar\u0131s\u0131n\u0131 soylu bir \u00e7ocuk i\u00e7in “falan”a g\u00f6ndermesi, d\u00fc\u015f\u00fcnce bak\u0131m\u0131ndan d\u00fc\u015fece\u011fi en a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k durumdur. T\u0131pk\u0131 devesini veya k\u0131sra\u011f\u0131n\u0131 ya da hayvan\u0131n\u0131 iyi bir d\u00f6l elde etmek i\u00e7in dam\u0131zl\u0131k hayvana \u00e7ektirmesi gibi…<\/p>\n On ki\u015fiden a\u015fa\u011f\u0131 olmamak \u015fart\u0131yla bir grup insan\u0131n toplanmas\u0131, birlikte bir kad\u0131n\u0131n yan\u0131na varmas\u0131, “hepsinin de ili\u015fkide bulunmas\u0131” ve kad\u0131n\u0131n da \u00e7ocu\u011funu onlardan birine nisbet etmesi… Ne a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k bir d\u00fc\u015f\u00fcnce…<\/p>\n Ya fahi\u015feler -bu da d\u00f6rd\u00fcnc\u00fc \u015fekildi- ku\u015fkusuz tamamen azg\u0131nl\u0131kt\u0131r. \u00c7ocu\u011fun fuh\u015fu i\u015fleyen erkeklerden birine nisbet edilmesi de \u00e7abas\u0131. Adam \u00e7ocu\u011fu al\u0131rken hi\u00e7 utanmazd\u0131. Almamazl\u0131k da edemezdi.<\/p>\n Bu h\u00e2l, \u0130sl\u00e2m’\u0131n Araplar\u0131 temizleyip ar\u0131nd\u0131rd\u0131\u011f\u0131 bir batakl\u0131kt\u0131r. \u0130sl\u00e2m olmasayd\u0131 g\u0131rtlaklar\u0131na kadar batm\u0131\u015flard\u0131 bu batakl\u0131\u011fa.<\/p>\n Cinsel ili\u015fkilerdeki bu \u00e7irkef, cahiliyyede kad\u0131na ili\u015fkin a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k bak\u0131\u015f\u0131n sadece bir y\u00f6n\u00fcn\u00fc olu\u015fturmaktad\u0131r. \u00fcstad Ebu’l-Hasan En-Nedv\u00ee “M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n Gerilemesiyle D\u00fcnya Neler Kaybetti” adl\u0131 de\u011ferli eserinde \u015f\u00f6yle der:<\/p>\n “Cahiliyye toplumunda kad\u0131n, haklar\u0131 yenilen, mallar\u0131 elinden al\u0131nan, mirastan yoksun b\u0131rak\u0131lan, bo\u015fand\u0131ktan ya da kocas\u0131 \u00f6ld\u00fckten sonra ho\u015fland\u0131\u011f\u0131 biriyle evlenmekten (Bakara suresi; 232) al\u0131konulan zay\u0131f ve zulme u\u011frayan bir mal konumundayd\u0131. E\u015fya ve hayvan gibi miras kal\u0131rd\u0131. (Nisa suresi; 19)<\/strong> \u0130bn-i Abbas (Allah O’ndan raz\u0131 olsun) \u015f\u00f6yle rivayet eder. “Bir ki\u015finin babas\u0131 veya kay\u0131npederi \u00f6ld\u00fc\u011f\u00fcnde \u00f6lenin kar\u0131s\u0131 \u00fczerinde o ki\u015fi hak sahibi olurdu. \u0130stese tutabilir ya da mihrini al\u0131p serbest b\u0131rakabilirdi. \u00d6l\u00fcnce de mal\u0131na el koyard\u0131” Ata b. Rebah: “Cahiliyye devrinde biri \u00f6l\u00fcp kar\u0131s\u0131 dul kalsayd\u0131, kad\u0131n\u0131 i\u00e7lerinden bir \u00e7ocukla evlendirmek \u00fczere tutarlard\u0131.” der. Suddi \u015f\u00f6yle der: “Cahiliyye devrinde adam\u0131n babas\u0131, karde\u015fi veya o\u011flu \u00f6l\u00fcr de bir kad\u0131n geride b\u0131rak\u0131rsa, varislerden biri \u00f6nce davran\u0131p kad\u0131n\u0131n \u00fczerine elbisesini atar, kad\u0131n\u0131, \u00f6len kocas\u0131n\u0131n mihriyle nik\u00e2hlamaya, veya ba\u015fkas\u0131yla nikahlay\u0131p mihrini almaya hak kazan\u0131rd\u0131. Ancak kad\u0131n daha \u00e7abuk davran\u0131p ailesinin yan\u0131na giderse kendi ba\u015f\u0131n\u0131n \u00e7aresine bakard\u0131.” (Taberi tefsiri, c.4, s.308)<\/p>\n Cahiliyyede kad\u0131n de\u011fersiz bir yarat\u0131kt\u0131. Erkek onun b\u00fct\u00fcn haklar\u0131ndan yararland\u0131\u011f\u0131 halde o, hi\u00e7bir hakk\u0131n\u0131 kullanamazd\u0131. Mihri elinden al\u0131n\u0131r ve s\u0131rf zarar vermek ve zulmetmek i\u00e7in bekletilirdi. (Bakara suresi; 231) Kocas\u0131ndan haks\u0131zl\u0131k g\u00f6r\u00fcr onun taraf\u0131ndan terk edilirdi. Bazan da ask\u0131da b\u0131rak\u0131l\u0131rd\u0131. (Nisa suresi; 129) S\u0131rf erkeklerin yiyebildi\u011fi, kad\u0131nlar\u0131n tamamen yoksun b\u0131rak\u0131ld\u0131\u011f\u0131 baz\u0131 yiyecekler de mevcuttu.\u00b7(En’am suresi; 140) Bir erkek rahatl\u0131kla diledi\u011fi kad\u0131nla herhangi bir s\u0131n\u0131rlamaya maruz kalmadan evlenebilirdi. (Nisa suresi; 3)<\/p>\n K\u0131z \u00e7ocuklar\u0131ndan duyulan nefret onlar\u0131 diri diri topra\u011fa g\u00f6mecek noktaya gelmi\u015fti. Meydan\u00ee’nin anlatt\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re Heysem b. Adiy \u015f\u00f6yle der: “Arap kabileleri aras\u0131nda k\u0131z \u00e7ocuklar\u0131n\u0131 diri diri topra\u011fa g\u00f6mme olay\u0131 ge\u00e7erli bir hadiseydi. Bu <\/strong>i\u015fi onda biri yapard\u0131. \u0130sl\u00e2m geldi\u011fi zaman Araplar aras\u0131nda k\u0131z \u00e7ocuklar\u0131n\u0131n g\u00f6m\u00fclmesi \u00e7er\u00e7evesinde farkl\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015fler yayg\u0131nd\u0131. Kimisi k\u0131skan\u00e7l\u0131ktan ve namuslar\u0131n\u0131 korumaktan, onlardan dolay\u0131 gelecek bir utan\u00e7tan korunmak i\u00e7in k\u0131z \u00e7ocuklar\u0131n\u0131 g\u00f6merdi. Kimisi de mavi g\u00f6zl\u00fc, siyah\u00ee, c\u00fczzaml\u0131 ve topallar\u0131 u\u011fursuz sayd\u0131\u011f\u0131ndan topra\u011fa g\u00f6merdi. Baz\u0131s\u0131 da ge\u00e7im korkusundan ve fakirlik endi\u015fesinden \u00f6ld\u00fcr\u00fcrd\u00fc \u00e7ocuklar\u0131n\u0131.”<\/p>\n \u0130\u015fte b\u00f6yle, bir zamanlar, g\u00f6r\u00fclmemi\u015f bir ac\u0131mas\u0131zl\u0131kla k\u0131zlar\u0131n\u0131 \u00f6ld\u00fcr\u00fcp g\u00f6merlerdi. Baban\u0131n yolculu\u011fu ya da bir i\u015fi nedeniyle g\u00f6mme i\u015fi bazan gecikirdi. Bu durumda \u00e7ocuk, b\u00fcy\u00fcm\u00fc\u015f, akl\u0131 ermi\u015fken g\u00f6m\u00fcl\u00fcrd\u00fc. B\u00f6yle yapanlar insan\u0131 a\u011flatacak kadar ac\u0131kl\u0131 \u015feyler anlatm\u0131\u015flard\u0131r. K\u0131zlar\u0131n\u0131 bir u\u00e7urumdan a\u015fa\u011f\u0131 atanlar da olmu\u015ftur. (Bul\u00fc\u011fel-\u0130reb fi Ahval-il-Arap)<\/p>\n Cahiliyye’nin \u00e7irkefleri aras\u0131nda; -di\u011fer t\u00fcm \u00e7irkeflerin temeli olan- \u00dcstad Ebul Hasan Nedv\u00ee’nin de kitab\u0131nda ana hatlar\u0131yla tasvir etti\u011fi gibi a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k, basit \u015firk ve put\u00e7uluk yer al\u0131rd\u0131.<\/p>\n Millet en i\u011fren\u00e7 \u015fekliyle put\u00e7uluk ve putlara kullu\u011fun batakl\u0131\u011f\u0131na dalm\u0131\u015ft\u0131. Her kabilenin, her b\u00f6lgenin, her \u015fehrin hatta her evin \u00f6zel bir putu bulunurdu. Kelb\u00ee \u015f\u00f6yle der: “Mekke’de her ailenin evinde kullukta bulunduklar\u0131 bir putlar\u0131 olurdu. Yolculu\u011fa \u00e7\u0131kmak isteyen birinin en son yapt\u0131\u011f\u0131 \u015fey putunu ok\u015famak olurdu. D\u00f6n\u00fcnce de evine girdi\u011finde ilk yapt\u0131\u011f\u0131 \u015fey, \u00f6nceki gibi putunu ok\u015famakt\u0131. (Kitabu’l Esnam) Putlara ibadette Araplar o kadar ileri gitmi\u015flerdi ki kimisi bu i\u015fe bir evi ay\u0131r\u0131rd\u0131. \u00d6zel bir put edinirdi. Bunlara g\u00fcc\u00fc yetmeyense K\u00e2be’nin \u00f6n\u00fcne ya da ho\u015fland\u0131\u011f\u0131 herhangi bir yere ta\u015f diker, sonra da K\u00e2be’yi tavaf eder gibi etraf\u0131nda d\u00f6nerdi. Buna “ensab” derlerdi. K\u00e2be’nin i\u00e7inde -s\u0131rf Allah’a kulluk i\u00e7in kurulan bu evde- ve avlusunda \u00fc\u00e7y\u00fcz altm\u0131\u015f tane put bulunurdu. (Buhari) Putlara tapmaktan daha ileri giderek \u00f6nlerine gelen ta\u015fa tapacak duruma gelmi\u015flerdi. Buhar\u00ee, Ebu Rec\u00e2 el-Ut\u00e2rid\u00ee’den \u015f\u00f6yle rivayet eder: “Bizler ta\u015flara ibadet ederdik. Tapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z ta\u015ftan iyisini g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczde onu atar di\u011ferini al\u0131rd\u0131k. Ta\u015f bulamad\u0131\u011f\u0131m\u0131z zaman da biraz toprak y\u0131\u011far, bir koyun getirip sa\u011fard\u0131k, sonra da tavaf ederdik.” (Buhari-Kitabu’l Esnam) Kelb\u00ee: “Adam yolculu\u011fa \u00e7\u0131kard\u0131. Bir yerde konaklad\u0131\u011f\u0131nda d\u00f6rt tane ta\u015f al\u0131r, i\u00e7lerinde ho\u015funa gidene bakar, onu ilah edinirdi. Di\u011fer \u00fc\u00e7\u00fcn\u00fc de tenceresine sacaya\u011f\u0131 yapard\u0131. Yoluna devam edince de b\u0131rak\u0131p giderdi” der.<\/p>\n Her \u00e7a\u011fda ve her yerde m\u00fc\u015frik milletlerin t\u00fcm\u00fcnde oldu\u011fu gibi Araplar\u0131n da meleklerden, cinlerden ve y\u0131ld\u0131zlardan bir\u00e7ok ilahlar\u0131 vard\u0131. Meleklerin Allah’\u0131n k\u0131zlar\u0131 oldu\u011funa inanarak onlar\u0131 Allah kat\u0131nda \u015fefaat\u00e7i edinirlerdi. Onlara ibadet eder, Allah’\u0131n kat\u0131nda arac\u0131 olduklar\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerdi. Bunlar\u0131n yan\u0131nda cinleri de Allah’a ortak ko\u015farlard\u0131. Herhangi bir\u015feye g\u00fc\u00e7lerinin yetti\u011fine herhangi bir \u015feyde etkilerinin oldu\u011funa inanarak ibadet ederlerdi. Kelb\u00ee \u015f\u00f6yle der: “Huz\u00e2a kabilesinden Medih o\u011fullar\u0131 cinlere ibadet ederdi. Said: Himyer kabilesi G\u00fcne\u015fe, Kinane kabilesi Aya, Temim kabilesi Debran’a, Lal\u0131m kabilesi ve c\u00fczzam kabilesi M\u00fc\u015fteri Y\u0131ld\u0131z\u0131na, Tay kabilesi S\u00fcheyl’e, Kays kabilesi \u015ei’r\u00e2’ya (Sirius), Esed kabilesi “Utarid Y\u0131ld\u0131z\u0131’na” ibadet ederdi.” der. (Tabak\u00e2t\u00fc’l \u00dcmem, Es-S\u00e2\u00eed)<\/p>\n Bir insan\u0131n putperestli\u011fin, kalplerde ve pratik hayata yayd\u0131\u011f\u0131 pisli\u011fi bilmesi, \u0130sl\u00e2m’\u0131n bu ulusu getirdi\u011fi a\u015famay\u0131; gerek d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde gerekse hayatlar\u0131nda giri\u015fti\u011fi temizli\u011fi kavramas\u0131 i\u00e7in bu ilkel ve i\u011fren\u00e7 put\u00e7ulu\u011fu incelemesi yeterlidir. \u0130\u00e7ine d\u00fc\u015ft\u00fckleri pisliklerden biri de, \u015fehirlerinde ve sokaklar\u0131nda ba\u015fl\u0131ca \u00f6v\u00fcn\u00e7 kaynaklar\u0131 olan; i\u00e7ki, kumar ve genel u\u011fra\u015flar\u0131d\u0131r. Hi\u00e7bir zaman \u00fcst\u00fcne \u00e7\u0131kamad\u0131klar\u0131 bu s\u0131n\u0131rl\u0131 ve yerel d\u00fc\u015f\u00fcncenin \u00f6z\u00fcn\u00fc basit kan davalar\u0131 gibi ahl\u00e2ksal ve toplumsal hastal\u0131klar olu\u015fturuyordu.<\/p>\n “Sava\u015f ve kan d\u00f6kme” tehlikeli say\u0131lmayacak kadar s\u0131radan bir hal olmu\u015ftu hayatlar\u0131nda. Bekr kabilesi ile Ta\u011flib b. Vail kabilesi aras\u0131nda sava\u015f ba\u015f g\u00f6stermi\u015f, k\u0131rk sene oluk oluk kan akm\u0131\u015ft\u0131. Bunun nedeni de: Ma’d kabilesinin ba\u015fkan\u0131 Kuleyb’in, Munkiz’in k\u0131z\u0131 Besus’un devesinin memesine ok atmas\u0131yla kan\u0131n s\u00fcte kar\u0131\u015fmas\u0131ndan ba\u015fka bir\u015fey de\u011fildi. Cessas b. M\u00fcrre Kuleyb’i \u00f6ld\u00fcr\u00fcr, b\u00f6ylece Bekr ve Ta\u011flib aras\u0131nda sava\u015f ba\u015flam\u0131\u015f olur. Kuleyb’in M\u00fchellin’in dedi\u011fi gibi; “Hayat\u0131 mahvetti. Anneleri \u00e7ocuksuz, \u00e7ocuklar\u0131 da yetim koydu. Dinmez g\u00f6zya\u015flar\u0131 ve defnedilmeyecek kadar \u00e7ok ceset b\u0131rakt\u0131 ”<\/p>\n “Dahis ve Gabra sava\u015f\u0131 da b\u00f6yle. Bunun nedeni de; Kays b. Z\u00fcheyr ile Huzeyfe b. Bedr aras\u0131nda d\u00fczenlenen bir yar\u0131\u015f yap\u0131l\u0131yordu. Kays’\u0131n at\u0131 Dahis’i ge\u00e7erken, Esed\u00eelerden birinin Huzeyfe’yi desteklemek amac\u0131yla \u00f6n\u00fcne \u00e7\u0131karak bir tokat atmas\u0131. B\u00f6ylece onu oyalayarak yar\u0131\u015f\u0131 kaybetmesini sa\u011flamas\u0131d\u0131r. Arkas\u0131ndan \u00f6ld\u00fcrme ve intikam geldi. Esir al\u0131nanlar oldu. Binlerce insan bu \u015fekilde \u00f6ld\u00fcr\u00fcl\u00fcp gitti.”<\/p>\n B\u00fct\u00fcn bu olaylar, bunlar\u0131n hayatlar\u0131n\u0131n enerjilerini, b\u00f6ylesine basit ortamlarda sarf etmelerini \u00f6nleyecek b\u00fcy\u00fck de\u011ferlerden yoksun oldu\u011funun g\u00f6stergesidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc, hayat i\u00e7in bir mesajlar\u0131, be\u015feriyete sunacaklar\u0131 bir ideolojileri ve kendilerini b\u00f6ylesine basit \u015feylerle u\u011fra\u015fmaktan al\u0131koyacak insanl\u0131k aleminde \u00fcstlendikleri bir rolleri s\u00f6z konusu de\u011fildi. Kendilerini bu ilgin\u00e7 toplumsal pisliklerden temizleyecek bir akideleri de yoktu… \u0130lahi bir akide olmadan insanlar nas\u0131l olgun olabilirler ki! \u0130lgi alanlar\u0131, d\u00fc\u015f\u00fcnceleri ve ahl\u00e2klar\u0131 ba\u015fka nas\u0131l olu\u015fabilir!<\/p>\n Ku\u015fkusuz cahiliyye ayn\u0131 cahiliyyedir. Ve her cahiliyyenin pisli\u011fi ve i\u011fren\u00e7li\u011fi vard\u0131r. Yeri ve zaman\u0131 \u00f6nemli de\u011fildir. Her ne zaman insanlar\u0131n kalpleri, d\u00fc\u015f\u00fcncelerine egemen ilahi bir akideden ve bu akideden kaynaklan\u0131p hayatlar\u0131n\u0131 d\u00fczenleyen bir \u015feriatten yoksun olursa orada bir\u00e7ok cahiliyye \u015fekillerinden biri vard\u0131r demektir. Bug\u00fcn be\u015feriyetin \u00e7amurlar\u0131 i\u00e7inde y\u00fczd\u00fc\u011f\u00fc cahiliyye, \u00f6z\u00fc bak\u0131m\u0131ndan, \u0130sl\u00e2m’\u0131n kald\u0131rarak yery\u00fcz\u00fcn\u00fc ondan temizleyip ar\u0131nd\u0131rd\u0131\u011f\u0131 Arap cahiliyyesinden farkl\u0131 de\u011fildir.<\/p>\n Bug\u00fcn insanl\u0131k b\u00fcy\u00fck bir batakhanede ya\u015famaktad\u0131r. Gazetelerine, filimlerine, moda g\u00f6sterilerine, g\u00fczellik yar\u0131\u015fmalar\u0131na, dans pistlerine, meyhanelerine, radyolar\u0131na, \u00e7\u0131plak etin sergilendi\u011fi \u00e7\u0131lg\u0131n pazarlar\u0131na, sanat, edebiyat ve di\u011fer reklam ara\u00e7lar\u0131ndaki i\u011fren\u00e7 g\u00f6r\u00fcnt\u00fclerine ve hastal\u0131k sa\u00e7an duygular\u0131na kadar… Di\u011fer taraftan, faiz d\u00fczenine, onun arkas\u0131nda gizlenen tefecili\u011fe, mal toplamak ve s\u00f6m\u00fcrmek i\u00e7in ba\u015fvurulan al\u00e7ak\u00e7a y\u00f6ntemlere, yasall\u0131k kisvesine b\u00fcr\u00fcnm\u00fc\u015f \u015fans, hile ve piyango oyunlar\u0131na… \u00d6te yandan, her insan\u0131, her aileyi, her d\u00fczeni ve insan toplulu\u011funu tehdit eder duruma gelen ahl\u00e2ksal \u00e7\u00f6k\u00fcnt\u00fc ve toplumsal bozulmalar\u0131na… Evet, b\u00fct\u00fcn bunlara bir kere bakmak, \u015fu cahiliyyenin g\u00f6lgesinde insanl\u0131\u011f\u0131n s\u00fcr\u00fcklendi\u011fi korkun\u00e7 sonucu anlamak i\u00e7in yeterlidir.<\/p>\n Be\u015feriyet, insanl\u0131\u011f\u0131n\u0131 yiyip bitirmekte, ademiyetini ortadan kald\u0131rmaktad\u0131r. O d\u00fc\u015f\u00fck hayvansal aleme kat\u0131lmak i\u00e7in hayvanlar\u0131n ve hayvansal d\u00fcrt\u00fclerin pe\u015finde s\u00fcr\u00fcklenmektedir. Oysa hayvan bunlardan \u00e7ok daha p\u00e2k, \u015ferefli ve temizdir. \u00c7\u00fcnk\u00fc o, par\u00e7alanmaz ve ilahi bir akide ve \u015feriat ba\u011f\u0131ndan yoksun insanlar\u0131n \u015fehvetlere yenilip y\u00fcce Allah’\u0131n insanlar\u0131n egemenli\u011finden kurtard\u0131\u011f\u0131 ve \u015fu ayet-i kerimede belirtti\u011fi gibi m\u00fcmin kullar\u0131na onun \u00e7irkefliklerinden temizlemekle l\u00fctufta bulundu\u011fu cahiliyyeye tekrar d\u00f6n\u00fcp koku\u015fmalar\u0131 gibi koku\u015fmayan bir f\u0131trata sahiptir.<\/p>\n G\u00dcN\u00dcM\u00dcZ CAH\u0130L\u0130YYES\u0130<\/p>\n “Kendilerine kitap ve hikmeti \u00f6\u011fretiyor.”<\/strong><\/p>\n Bu ayetin muhataplar\u0131 okuma-yazma bilmez cahillerdi. Hem yazmay\u0131 bilmezlerdi hem de akli olgunlu\u011fa eri\u015fmemi\u015flerdi. Herhangi bir alanda, evrensel bilgi \u00f6l\u00e7\u00fctlerinde bir de\u011fere sahip bilgileri, herhangi bir konuda evrensel bir de\u011fere sahip bir bilgi kayna\u011f\u0131ndan do\u011fan ilgileri olmad\u0131\u011f\u0131 halde bu Risalet onlar\u0131 d\u00fcnyaya \u00fcstad ve aleme egemen olacaklar\u0131 bir noktaya getirdi. Bir akideden kaynaklanan fikr\u00ee, toplumsal ve sistemli bir metoda sahip ki\u015filer oldular. Bu metod o zamanki insanlar\u0131 cahiliyyeden kurtard\u0131\u011f\u0131 gibi bug\u00fcn de bunca materyalist bilimsel geli\u015fmi\u015fli\u011fine, s\u0131nai \u00fcr\u00fcnlerin bollu\u011funa ve uygar-refah d\u00fczeyinin y\u00fcksekli\u011fine ra\u011fmen, ahl\u00e2k\u00ee ve toplumsal a\u00e7\u0131dan eski cahiliyyenin t\u00fcm \u00f6zelliklerini \u00f6z\u00fcnde bar\u0131nd\u0131ran modern cahiliyyeden, onun, hayat\u0131n hedeflerine ili\u015fkin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinden ve insanl\u0131k i\u00e7in belirledi\u011fi ama\u00e7lardan bu sefer de yine o kurtaracakt\u0131r Allah’\u0131n izniyle.<\/p>\n “…Oysa onlar daha \u00f6nce a\u00e7\u0131k bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7indeydiler…”<\/strong><\/p>\n D\u00fc\u015f\u00fcnce ve itikatta sap\u0131kl\u0131k… Hayat anlay\u0131\u015f\u0131nda sap\u0131kl\u0131k… Ama\u00e7 ve y\u00f6neli\u015flerde sap\u0131kl\u0131k… Gelenek ve hayat tarz\u0131nda sap\u0131kl\u0131k…<\/p>\n O g\u00fcn, bu ayete muhatap olan Araplar, ku\u015fkusuz, ge\u00e7mi\u015f hayatlar\u0131n\u0131 hat\u0131rl\u0131yorlard\u0131. \u0130sl\u00e2m’\u0131n kendilerinde meydana getirdi\u011fi de\u011fi\u015fimin \u00f6z\u00fcn\u00fc kavram\u0131\u015flard\u0131. Bunun, \u0130sl\u00e2m olmadan ger\u00e7ekle\u015femeyece\u011fini ve insanl\u0131k tarihinde e\u015fine rastlanmayacak bir de\u011fi\u015fim oldu\u011funu \u00e7ok iyi biliyorlard\u0131.<\/p>\n Kendilerini, kabile hayat\u0131ndan, kabilesel de\u011ferlerden ve kan davalar\u0131ndan kurtaran\u0131n \u0130sl\u00e2m -ama yaln\u0131z \u0130sl\u00e2m- oldu\u011funu kavram\u0131\u015flard\u0131. Sadece bir \u00fcmmet olmalar\u0131 i\u00e7in de\u011fildi tabii. Daha \u00e7ok -bir g\u00f6z a\u00e7\u0131p kapama an\u0131 gibi k\u0131sa bir s\u00fcrede ve uzun zaman olan haz\u0131rlanma gibi bir\u015fey olmaks\u0131z\u0131n- be\u015feriyete \u00f6nder olmalar\u0131, ideallerini, hayat metodlar\u0131n\u0131 ve d\u00fczenlerini be\u015feriyetin uzun tarihi boyunca e\u015fine rastlanmayacak bir tarzda belirlemeleri i\u00e7indi bu de\u011fi\u015fim.<\/p>\n Ulusal konumlar\u0131 belirledi\u011fi kadar, siyasal ve uluslararas\u0131 alanlarda da varl\u0131k g\u00f6stermelerini, her \u015feyden \u00f6nce ve \u00f6nemli olan insani varl\u0131klar\u0131n\u0131 kazand\u0131ran\u0131n \u0130sl\u00e2m -ama yaln\u0131z \u0130sl\u00e2m- oldu\u011funu biliyorlard\u0131. \u0130nsanl\u0131klar\u0131n\u0131 y\u00fccelten, ademiyetlerini onurland\u0131ran, hayat d\u00fczenlerinin t\u00fcm\u00fcn\u00fc bu onur esas\u0131na dayand\u0131ran ve y\u00fcce Rabblerinin kat\u0131ndan bir ihsan ve l\u00fctuf olarak gelenin \u0130sl\u00e2m oldu\u011funu kavr\u0131yorlard\u0131. Bundan sonra bunu b\u00fct\u00fcn be\u015feriyete sunmu\u015f ve “\u0130nsan”\u0131n nas\u0131l sayg\u0131n olaca\u011f\u0131n\u0131 ve y\u00fcce Allah’\u0131n onurland\u0131rmas\u0131yla nas\u0131l onurlanaca\u011f\u0131n\u0131 t\u00fcm insanl\u0131\u011fa \u00f6\u011fretmi\u015flerdi. Ne yar\u0131madada ne de ba\u015fka bir yerde bu konuda kendilerini ge\u00e7en olmad\u0131. Ge\u00e7en b\u00f6l\u00fcmde de\u011findi\u011fimiz “\u015e\u00fbra” konusu da, y\u00fcce Allah’\u0131n kendilerine b\u00fcy\u00fck bir l\u00fctfu idi. Bu l\u00fctuf bu ilahi metodun bir y\u00f6n\u00fcn\u00fc olu\u015fturmaktad\u0131r.<\/p>\n Onlar, aleme sunacaklar\u0131 bir mesajlar\u0131n\u0131n, be\u015fer hayat\u0131na ili\u015fkin bir g\u00f6r\u00fc\u015flerinin ve insan hayat\u0131n\u0131 d\u00fczenleyecek bir y\u00f6ntemlerinin olmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan nimetin \u0130sl\u00e2m -ama yaln\u0131z \u0130sl\u00e2m- oldu\u011funu biliyorlard\u0131. B\u00fcy\u00fck insanl\u0131k tarihinde be\u015feriyeti ileriye g\u00f6t\u00fcrecek bir mesaj, bir d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc ve hayat prensibi olmaks\u0131z\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcren bir millet s\u00f6z konusu de\u011fildir.<\/p>\n \u0130sl\u00e2m, onun varl\u0131k hakk\u0131ndaki d\u00fc\u015f\u00fcncesi, hayat g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc, toplumsal \u015feriat\u0131, insan hayat\u0131na ili\u015fkin d\u00fczeni, g\u00f6lgesinde “insan”\u0131n mutlu olabildi\u011fi bir d\u00fczenin olu\u015fmas\u0131 i\u00e7in yerle\u015ftirdi\u011fi ideal, pratik ve hareketli metodu… Bu \u00f6zellikleriyle \u0130sl\u00e2m; Araplar\u0131n t\u00fcm d\u00fcnyaya sunduklar\u0131, onunla tan\u0131nd\u0131klar\u0131, sayg\u0131 g\u00f6rd\u00fckleri ve bu sayede \u00f6nderli\u011fi devrald\u0131klar\u0131 “\u00d6zel kimlikleridir”<\/p>\n Bug\u00fcn ve yar\u0131n bundan ba\u015fka bir kimlik ta\u015f\u0131yamazlar. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda d\u00fcnyada onunla tan\u0131nacaklar\u0131 bir ba\u015fka mesajlar\u0131 yoktur. Ya bu mesaj\u0131 ta\u015f\u0131yacaklar, b\u00f6ylece be\u015feriyet onlar\u0131 tan\u0131y\u0131p sayg\u0131 g\u00f6sterecek ya da bunu terk edecekler, sonu\u00e7ta da -daha \u00f6nce olduklar\u0131 gibi- hi\u00e7 kimse taraf\u0131ndan bilinmeden ve tan\u0131nmadan ba\u015f\u0131bo\u015f bir hayat ya\u015fay\u0131p gideceklerdir.<\/p>\n Bu mesaj\u0131 sunmazlarsa, insanl\u0131\u011fa sunacaklar\u0131 ba\u015fka neleri var ki?<\/p>\n \u0130nsanl\u0131\u011fa, edebiyat, sanat ve bilim. alan\u0131nda dahiler mi sunacaklar? Oysa yery\u00fcz\u00fcnde di\u011fer halklar onlar\u0131 bu alanda olduk\u00e7a geride b\u0131rakm\u0131\u015f. \u00dcstelik be\u015feriyet, hayat\u0131n bir ayr\u0131nt\u0131s\u0131 say\u0131lan bu alanda bo\u011faz\u0131na kadar “deha” deryas\u0131na g\u00f6m\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. Hayat\u0131n bir ayr\u0131nt\u0131s\u0131 say\u0131lan bu alanda bir dahiye ihtiya\u00e7 duyulmad\u0131\u011f\u0131 gibi b\u00f6yle bir beklenti de s\u00f6z konusu de\u011fildir.<\/p>\n Herkesin \u00f6n\u00fcnde e\u011filece\u011fi, onunla sokaklar\u0131 dolduracaklar\u0131 ve ellerindeki \u00fcr\u00fcnle herkesi cezb edecekleri ileri sanayi alan\u0131nda deha \u00e7apta \u00fcr\u00fcnler mi sunacaklar? Bu alanda da bir\u00e7ok halk onlar\u0131 geride b\u0131rakm\u0131\u015f, \u00f6nc\u00fcl\u00fck direksiyonunu eline ge\u00e7irmi\u015ftir.<\/p>\n Kendi elleriyle meydana getirdikleri, kendi d\u00fc\u015f\u00fcncelerinin \u00fcr\u00fcn\u00fc toplumsal bir felsef\u00ee ekol mu, ya da ekonomik ve idari metodlar m\u0131 sunacaklar? Yery\u00fcz\u00fc bu t\u00fcr felsefeler, ekoller ve metodlarla dolup ta\u015fmaktad\u0131r. Bu sap\u0131k metodlar sayesinde de b\u00fcy\u00fck bir bedbahtl\u0131k i\u00e7inde ya\u015famaktad\u0131r.<\/p>\n O halde be\u015feriyete \u00f6\u011fretecekleri ve bu konuda \u00f6ncelikli, ileri ve imtiyazl\u0131 say\u0131lacaklar\u0131 ne sunabilirler?<\/p>\n Bu b\u00fcy\u00fck mesajdan ba\u015fka bir \u015feyleri yok… \u015eu e\u015fsiz metoddan ba\u015fka hi\u00e7bir \u015feyleri yok. Allah’\u0131n kendilerini se\u00e7ti\u011fi, bununla onurland\u0131rd\u0131\u011f\u0131 ve bir zamanlar onlar\u0131n eliyle t\u00fcm insanl\u0131\u011f\u0131 kurtard\u0131\u011f\u0131 bu l\u00fctuftan ba\u015fka hi\u00e7bir \u015feyleri yok. \u0130nsanl\u0131k bug\u00fcn her zamankinden daha \u00e7ok bu mesaja muhta\u00e7t\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc insanl\u0131k, bedbahtl\u0131k, \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131k, bunal\u0131m ve iflas batakl\u0131\u011f\u0131na d\u00fc\u015fm\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/p>\n Ku\u015fkusuz ge\u00e7mi\u015fte t\u00fcm insanl\u0131\u011fa sunduklar\u0131 ve ilgilerini \u00e7ektikleri yegane nitelikleri sadece budur. Bug\u00fcn de insanl\u0131\u011fa bunu sunabilirler. Bu sayede kurtulabilirler ancak.<\/p>\n B\u00fcy\u00fck milletlerden herbirinin insanl\u0131\u011fa sundu\u011fu bir mesaj\u0131 vard\u0131r. En b\u00fcy\u00fck millet, en b\u00fcy\u00fck mesaj\u0131 ta\u015f\u0131yan, en \u00fcst\u00fcn metodu sunan ve hayata ili\u015fkin y\u00fcksek d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcyle sivrilen millettir.<\/p>\n Araplar bu mesaja sahip bulunmaktad\u0131rlar. -Bu hususta onlar as\u0131ld\u0131rlar, di\u011fer halklar ise onlara ortak konumundad\u0131rlar-. Acaba hangi \u015feytand\u0131r onlar\u0131 bu b\u00fcy\u00fck hazineden uzakla\u015ft\u0131ran, hangi \u015feytan?..<\/p>\n Y\u00fcce Allah’\u0131n bu millete bir Resul ve Risalet g\u00f6ndermekle bah\u015fetti\u011fi l\u00fctuf \u00e7ok b\u00fcy\u00fckt\u00fcr hem de \u00e7ok. Onu bu l\u00fctuftan, \u015feytandan ba\u015fkas\u0131 uzakla\u015ft\u0131ramaz. Ve O, Rabbine kar\u015f\u0131 bu \u015feytan\u0131 kovmakla sorumludur.<\/p>\n UHUD SAVA\u015eININ DEVAMI<\/strong><\/p>\n Ayetlerin ak\u0131\u015f\u0131, sava\u015fta meydana gelen olaylar\u0131 anlatma ve onlar\u0131 de\u011ferlendirmede bir ad\u0131m daha atmaktad\u0131r. Hen\u00fcz tecr\u00fcbe s\u00fczgecinden ge\u00e7memi\u015fler, olaylarla yo\u011frulmam\u0131\u015fken, i\u015fin prati\u011fini, kurallar\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc ve kanunlara sar\u0131lmayan; varl\u0131k, hayat ve akidenin \u00f6z\u00fcndeki ciddiyete uymayan hi\u00e7 kimseyi kay\u0131rmayan pratik hayat\u0131n ciddiyetini hen\u00fcz ya\u015famam\u0131\u015fken -m\u00fcsl\u00fcman olduklar\u0131 halde- i\u015fin geldi\u011fi noktada deh\u015fete kap\u0131lmalar\u0131n\u0131, ba\u015flar\u0131na gelenin meydana geli\u015fine \u015fa\u015f\u0131rmalar\u0131n\u0131 ve i\u015f konusundaki d\u00fc\u015f\u00fcncelerinin davran\u0131\u015flar\u0131ndan dolay\u0131 oldu\u011funu ve uygulamalar\u0131n\u0131n tabii bir sonucu oldu\u011funu a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r. Ancak onlar\u0131 bu noktada b\u0131rakmamakta, -\u00e7\u00fcnk\u00fc bu durum, ger\u00e7ek de olsa nihai ger\u00e7ek de\u011fildir- sebepler ve sonu\u00e7lar\u0131n arka pl\u00e2n\u0131ndaki Allah’\u0131n kaderine, adet ve kanunlar\u0131n \u00f6tesindeki iradesine ba\u011flamaktad\u0131r. B\u00f6ylece meydana gelen olaydaki hikmeti kendilerine ve u\u011fruna cihad ettikleri davalar\u0131na hay\u0131rl\u0131 olan\u0131n ger\u00e7ekle\u015fmesine, bu tecr\u00fcbeyle onlar\u0131n bundan sonras\u0131na haz\u0131rlanmas\u0131na, kalplerinin ar\u0131nmas\u0131na, saflar\u0131n\u0131n olaylar\u0131n ortaya \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 m\u00fcnaf\u0131klardan ayr\u0131lmas\u0131na ili\u015fkin hadiselerin \u00f6tesindeki Allah’\u0131n pl\u00e2n\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r. Her i\u015f, sonunda Allah’\u0131n iradesine ve pl\u00e2n\u0131na dayanmaktad\u0131r. B\u00f6ylece Kur’an’\u0131n ince ve derin a\u00e7\u0131klamas\u0131nda gizli ger\u00e7ek, d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde ve duygular\u0131nda iyice olgunla\u015fmaktad\u0131r.<\/p>\n <\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":" B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 159- Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumu\u015fak davrand\u0131n. E\u011fer sert, kat\u0131 kalpli biri olsayd\u0131n, ku\u015fkusuz \u00e7evrenden uzakla\u015f\u0131rlard\u0131. Onlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015fla, kendileri i\u00e7in Allah’tan af dile, yapaca\u011f\u0131n i\u015fler […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":7497,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"class_list":["post-7496","post","type-post","status-publish","format-standard","has-post-thumbnail","hentry","category-gundem"],"yoast_head":"\n\n