TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA MERYEM SURESİ 31. VE 35. AYET-İ KERİMELER
31-Beni, bulunduğum her yerde insanlara yararlı kıldı. Hayatını boyunca namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti. [1][34]
32- Benî anneme itaatkâr kıldı. Beni asla zorba ve isyankâr yapmadı. [2][35]
33- Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün Allah bana selam ve emniyet vermiştir.”
Hz. Meryem’in işareti üzerine dile gelen Hz. İsa, ilk olarak kendisinin, Allah’ın kulu olduğunu, ona, ilahi bir kitap olan İncil’in verildiğini, kendisinin Peygamber kılındığım ve bulunduğu her yerde insanlara fayda temin eden bir kimse kılındığını namaz ibadetiyle ve zekât vermekle mükellef olduğunu, babası olmadığı için sadece annesine itaat etmekle mükellef olduğunu, kimseye zulmetmeyeceğini ve isyankâr bir kimse olmayacağını söyledi ve doğduğu, Öldüğü ve dirileceği günlerde Allah tarafından verilen bir emniyet içinde olacağını beyan etti.
Hz. İsa henüz kucaktaki bir bebek olduğu halde kendisine kitap verildiğini ve Peygamber kılındığını beyan etmektedir. Bu ifadeden şunlann anlaşılabileceği yorumu yapılmaktadır:
Ya Hz. İsa henüz çocukken kendisine Peygamberlik verilmiş ve kitap verileceği beyan edilmiştir. Bunun içindir ki “Allah bana kitap verdi ve beni Peygamber yaptı.” denmiştir.
Yahut da Hz. İsa’ya kitap verileceği ve Peygamber kılınacağı bildirilmiş o da bunların muhakkak olarak gerçekleşeceğine inandığı için, henüz tahakkuk etmeyen şeyleri tahakkuk etmiş gibi söylemiştir.
Hz. İsa, bulundğu her yerde insanlar için faydalı olacağını ifade etmiştir. Bu faydadan maksat ya umumî olarak faydalı olmak veya iyiliği emredip kötülüğe mani olarak faydalı olmak yahut da hayırı öğretici olarak faydalı olmaktır.
Âyet-i Kerimede ifade edilen zekât’tan maksat, kendisini günîıhlardan arındırmak ve temizlemektir. Bununla beraber bu ifade, malının zekâtını vermekle yükümlü olduğunu söylediğini anlamaya da mâni değildir.
Hz, isa, doğduğunda ve öleceğinde şeytanın ve taraftarlarının şerrinden korunmuş olduğunu, kıyamet gününün dehşetinden de güven içinde olacağını bildirmektedir.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde Hz İsa’nın ve annesi Meryem’in, doğduklarında Şeytanın dokunmasından korunduklarını beyan ederek buyuruyor ki:
“Doğan hiçbir çocuk yoktur ki annesinden doğduğu anda Şeytan ona dokunmuş olmasın. Çocuk, şeytanın bu dokunmasında dolayı ilk defa ağlar. Ancak Meryem ve oğlu İsa bundan müstesnadır. [3][36]
34- İşte Mcrycmoğlu İsa budur. Hakkında ihtilaf edilen bu meselede gerçek söz de budur.
Müfessirler bu âyet-i Kerimeyi çeşitli şekillerde izah etmişlerdir. Bu izahları şöylece Özetlemek mümkündür:
“Size sıfatlarını anlattığım ve haberlerini naklettiğim bu çocuk, Merye-moğlu İsa’dır. Size anlattığım bu haber de gerçek haberdir. Bunda şüphe yoktur. Fakat Yahudi ve Hıristiyanlar bu hususta şüphe içindedirler.”
“Bu anlatılan, Meryemoğlu İsa’dır. Kâfirlerin, hakkınd şüpheye düştükleri İsa ise Allah’ın Meryem’e ulaştırdığı kelimesidir. Yani Allah Teala, Hz, îsa’yı babasız olarak sadece “ol” demekle meydana getirmiştir. Bu sebeple Hz. İsa’ya “Allah’ın kelimesi” denmiştir.”
“Bu, Meryemoğlu İsa’dır. Bunu söyleyen de Hak olan Allah’tır. Fakat Yahudi ve Hıristiyanlar; İsa hakkında şüpheye düşmüşlerdir,”
Yahudiler, Hz. İsa’nın bir sihirbaz, bir yalancı olduğunu iddia etmişler Hıristiyanlar ise onun, Allah’ın oğlu olduğunu ve üç ilahtan birini teşkil ettiğini iddia etmişlerdir. Onlann hepsi de yalancıdır. İsa Allah’ın kulu ve Peygamberidir. Meryem’e ulaştırdığı sözüdür ve Allah’ın sırrıdır. [4][37]
35- Çocuk edinmek Allah’a asla yakışmaz. O, bundan münezzehtir. O, birşeyin olmasına hükmedince ona sadece “Ol” der o da oluverir.
Şüphesiz ki İsa’ya “Allah’ın oğlu” diyenler kâfir olmuşlar ve Allah’a iftira etmişlerdir. Allah’ın çocuk edinmesi ona yakışmaz. Zira o, herşeyin yaratıcısıdır. Yarattıkları onun oğlu olamaz. Allah, kafirlerin bu iddialarından münezzehtir, beridir. Allah birşeyin olmasına hükmedince ona “01” der o da hemen oluverir. İsa’yı babasız oharak yaratması da böyledir. Hz. Âdem’i anasız babasız yaratan Allah, Hz. İsa’yı da babasız olarak yaratmaya elbette ki kadirdir.
Bu hususta diğer bir âyette de şöyle Duyuruluyor: “Allah katında İsa’nın durumu da Âdem’in durumu gibidir. Allah, Âdem’i topraktan yarattı sonra da ona “Ol” dedi ve o da oluverdi. [5][38]