TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA TAHA SURESİ 81. VE 85. AYET-İ KERİMELER
81- Sîze verdiğimiz rızıklarin temiz ve helal olanlarından yeyin. Bu hususta sakın haddi tecavüze kalkışmayın. Yoksa gazabıma uğrarsınız. Kim gazabımı hak ederse, uçuruma yuvarlanır, mahvolur.
Ey İsrail oğullan, size verdiğimiz nzıklann helal ve lezzetli olanlarından yeyin. O nzıklar hususunda haddi aşarak birbirinize haksızlık etmeyin. Aksi halde cezama çarptırılırsınız. Kim benim cezama çarptırılırca şüphesiz ki o, uçuruma yuvarlanır, mahvolur. [1][88]
82- Şuh esiz ki ben, tevbe eden, iman edip salîh amel işleyen ve sonra hidayette dwam edeni çokça bağışlayanım.
Şunu da iyi bilin ki ben, inkârından vazgeçip tevbe eden, imanında samimi olan, Allah’ın emirlerini tutup yasaklardan kaçman, salih amel işleyen sonra da doğru yoldan ayrılmayanı çokça affedenim.
Âyet-i kerimde ifade edelin “Doğru yoldan aynlmamak”tan maksat, ki-sinin iman ettiği esaslarda şüpheye düşmemesi veya salih ameller işlemeye de-vam etmesi yahut Resulullah’ın sünnetine sarılması veya yaptığı amelleri doğru yapması veya yaptığı iyilik ve kötülüklerden ne gibi sonuçlar doğacağının şuuru içinde olmasıdır.” [2][89]
83- (Musa kavminden önce Tûr dağına koşunca) “Seni kavminden önce davranmaya sevkeden nedir ey Musa.” dedik.
Hz. Musa, Firavun helak olduktan sonra kavmiyle birlikte, putlara tapan bir topluluğun yanından geçip giderken rabbiyle konumak üzere kırk günlük bir mühlet aldı. Bunun üzerine kardeşi Harun’u, İsrailoğullannın başına Halife tayin edip kendisi acele olarak Tûr dağına gitti. Bu sebeple Allah Teala ona: “Ey Musa, kavminden önce acele etmene sebep nedir?” diye sordu. Musa da rabbine şu cevabı verdi: [3][90]
84- Musa: “İşte onlar pcşimdcler. Razı olman için acele ettim ya rabbî.” dedi.
Musa da şu cevabı verdi: “Ey rabbim, Onlar da benim arkamdan geliyorlar. Tûr dağına yakın bir yerde konaklayacaklar. Benim acele etmemin sebebi ise senin razı olmandır.” [4][91]
85- Allah: “Şüphesiz biz, senden sonra kavmini imtihan ettik. Samirî onları saptırdı.” dedi.
Ey Musa, sen, kavminden ayrıldıktan sonra biz onları buzağıya tapma imtihanından geçirdik. Sâmirî adına birisi onlan buzağıya taptırarak hak yoldan saptırdı.” [5][92]