sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA TAHA SURESİ 86. VE 90. AYET-İ KERİMELER

TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA TAHA SURESİ 86. VE 90. AYET-İ KERİMELER
Aralık 7, 2025 09:56
17
A+
A-

86- Musa, büyük bir öfke ve üzüntüyle kavmine döndü: “Ey kavmim, rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Aradan çok mu zaman geçti? Yoksa rabbinizin gazabına uğramayı mı istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?” dedi.

Hz. Musa, kendisi için takdir edilen kırk günü tamamladıktan sonra kavmi îsrailoğularının yanına öfkeli bir şekilde döndü ve onların, içine düştük­leri, “buzağıya tapma” zilletine üzülerek şöyle dedi: “Ey kavmim, rabbiniz size: “Şüphesiz ki ben, tevbe edip iman edeni, salih amel işleyip doğru yolda devam edeni affediciyim. Tûr dağında Musa ile konuşup ona Tevrat’ı vereceğim. Size gökten kudret helvası ve bıldırcın eti indireceğim” diye güzel vaadlerde bulun­madı mı? Benim sizden ayrılmamdan ve Allah’ın size verdiği nimetlerden sonra çok bir zaman mı geçti? Yoksa buzağıya taparak rabbınizın gazabına mı uğra­mak istediniz de bana verdiğiniz sözü bozarak buzağıya taptınız?” dedi. [1][93]

 

87- Şöyle cevap verdiler: “Biz, sana verdiğimiz sözden kendi irade­mizle caymadık. Fakat Mısır’dan çıkarken o kavmin mücevherlerinden yükler dolusu alıp götürmüştük. Biz onları ateşe attık. Sâmirî de yanındaki mücevherleri oraya attı.”

İsrailoğullan, kendilerini müdafaa ederek şöyle dediler: “Ey Musa, biz kendi isteğimizle, sana verdiğimiz “Allah’a ibadet etme” vaadinden caymadık. Fakat bizler Mısır’dan, Kıptî’lere ait olan ve “Yann bayramımız var verin de o gün takınalım.” diyerek emanet aldırdığımız ziynet eşyalarım, Harun’un bize emretmesiyle bir çukura attık: Sâmirî de Cebrail’in atının izinden aldığı bir avuç toprağı onların üzerine serpti.” [2][94]

 

88- Nihayet Sâmir! onlara, içinden rüzgâr geçtikçe böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yaptı. Sâmirî ve taraftarları: “Sizin de ilahınız Musa’nın da ilahı budur. Fakat Musa bunu unuttu.” dediler.

Abdullah b.Abbas, bu âyet-i Kerimeyi, mealde geçen şekliyle izah et­miştir. Yani buzağı canlı bir varlık olmamış fakat arkasından girip ağzından çı­kan rüzgâr, onda böğürür gibi bir ses meydana getirmiştir. İşte İsraiİoğullan bu yapmacık sese kanarak buzağıya tapınışlardır.

Diğer müfessirler ise bu âyeti şöyle izah etmişlerdir: “İsrailoğullannın, Mısır Kıptîlerine ait olan süs eşyalarını emanet alıp sonra da onları kaçırınca Hz. Harun onlara bu eşyaları bir çukura doldurarak tek bir külçe haline getirme­lerini ve Musa gelince bu külçeyi ne yapacaklarına karar vermesi gerektiğini söylemiş onlar da bu emre uyarak getirdikleri bu ziynet eşyalarını o çukura at­mışlardır. Onlarla birlikte Mısır’dan ayrılıp gelen ve buzağıya tapan bir kavim­den olan kuyumcu Sâmirî, Firavun’un denizde boğulduğu sırada Cebrail’in aüy-la geçtiğini görünce, atının izinden bir avuç toprak almış ve bu toprağı, külçeyi buzağı haline getirmeden evvel veya sonra onun üzerine serpmiş külçe de ger­çekten böğüren bir hayvan haline gelmiştir.”

İsrailoğullan, buzağı böğürürken secdeye kapanır tekrar böğürünce de secdeden kalkarlarınış. Hz. Harun’un, kendilerini uyarmasına rağmen İsrailoğul­lan Sâmirî’nin sözüne uyarak bu buzağıya tapmış ve inkâra sapmışlardır. [3][95]

 

89- Onlar bu buzağının, kendilerine sözle hiçbir mukabelede bulun­madığını, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermediğini gömüyorlar mıydı?

Alah Teala bu âyet-i Kerimede İsrailoğullanna cevap veriyor ve onların beyinsizliğini ve ne kadar basit düşündüklerini açıklıyor. Zira buzağı onlarla ne konuşmuş ne de herhangi bir zarar veya menfaat vermiştir. Kendilerine çeşitli nimetler veren ve onları zorba Firavun’un elinden kurtaran Allah’ı bırakıp ta böyle bir şeye tapmaları ne kadar ahmakça bir davranıştır. Ayrıca Hz. Harun onlan uyarmış bu fitneye düşmemelerini istemiştir. [4][96]

 

90- Doğrusu daha önce Harun onlara şöyle demişti: “Ey kavmim siz bununla imtihan edildiniz. Muhakkak ki sizin rabbiniz, rahman olan Al­lah’tır. (Sapık yolu bırakıp) bana uyun ve emrime itaat edin.”

Halbuki Harun, daha Musa İsrailoğullanna dönmeden önce buzağıya ta­panlara şöyle demişti: “Ey kavmim, Allah sizin imanınızı ve dininize ne derece bağlı olduğunuzu denemek istedi. Sizin rabbiniz bu buzağı değil, rahmeti bütün yaratıkları kaplayan Allah’tır. Buzağıya tapmayı bırakıp sadece Allah’a ibadet etmekte bana uyun ve emrime itaat edin. [5][97]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.