sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ADÂVET KÜFRÜN TEMELİDİR! – 3

07.01.2019
866
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

ADÂVET  KÜFRÜN  TEMELİDİR !

Hikmetlerinin emsalsizliği akılları mağlup eden , delillerinin inceliği düşünceleri yenen , sanatındaki dehşet ve harikası inkarcılara mazeret bırakmayan ve delillerinin dilleri kainatın kulaklarına ‘’ Allahtan başka hiç bir ilah yoktur’’ diye haykıran Allah’a hamdolsun . Salat ve selam da Efendimiz , Önderimiz ve Rehberimiz olan Hz.Muhammed(sav) ‘e , a’line , ashabına ve onun izinden giden ümmetine olsun .

 O Allah ki onun kendisine denk olabilecek ne bir dengi ne kendisine benzeyecek bir benzeri ne de yardımcı olacak bir ortağı vardır . O , kahredici gücü karşısında zorbaların boyun eğdiği bir Cebbardır . O , izzet ve şerefi karşısında haşmetli Kralların zelil düştüğü , heybeti karşısında bütün heybet sahiplerinin korkup boyun eğdiği ve yarattıklarının hepsinin , ister istemez kendisine itaatta teslim olduğu bir Aziz’dir .  İste Aziz ve Celil olan Allah , bu hususta şöyle buyurmuştur : ‘’Göklerde ve yerde olanlar , ister istemez Allah’a boyun eğerler . Gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğerler. [ Rad S. – 15 ] .Allah öyle bir Allahtır ki , her varlık onun birliğine davet eder . Her hisseden şey  , onun varlığını gösterir . Çünkü o , mevcudata ve hissedilen şeylere sanatının damgasını vurmuştur .

Bugün , dininizi kemale erdirip üzerinizdeki nimetimi tamamladım . Din olarak da size İslam’ı seçtim . Maide 3

İslam’ın doğuşundan günümüze kadar geçen zaman içerisinde durumlarda bir değişme , fikirlerde büyük gelişmeler olmuş , insan hayalinden geçmeyen ilmi buluşlar ortaya çıkmıştır . İşte bütün bu , akıllara durgunluk ve hayretler veren gelişmelere ve şartlara ayak uydurmak için beşeri kanunların hükümleri sık sık değişikliklere maruz kalmıştır . İslam hukukunun ortaya çıktığı sıralarda insanlığın uyguladığı  kanunlarla , bugün uygulanan kanun hükümleri arasındaki ilgi tamamen kopmuştur . Bütün bunlara rağmen İslam hukukunun değişikliği ve ilgayı kabul etmez özelliği yanında , onun kuralları , toplumun ulaştığı seviyeden sürekli üstün ve yüce kalmıştır. Kişi ve toplum ihtiyaçlarına en uygun biçimde cevap vermeyi , en dirayetli toplum düzeni sağlamayı amaç edinmiş , insanların yaratılışlarına en yakın , güvenliklerine ve huzurlarına en uygun bir biçimde varlığını sürdürmüştür .

İşte günümüzde gelişen olaylar ve bu olaylar karşısından her seferinden yeni bir kanun çıkarmaya çalışan beşeri sistem ile hükümleri belli ve yıllardır sınırları belli ve gelişen olaylar bu sınırlar içerinden hep cevabı olan İslam hukuku arasından mutlaka farkların olması kaçınılmazdır .

Baktığımızda İslam Hukuku ile Bugünkü Hukuk Sistemleri arasındaki Temel Farklar Şunlardır :

Bu Ayrılıklar üç yönde görülebilir .

1 )Kanun insan yapısıdır . İslam ve hukuku ise , Allah katındandır . Her iki sistemde de kanun koyucularının vasıflar açıkça kendini belli eder . Kanunlar insan yapısı olduğundan , onlarda insanların aczi , noksanlığı , konulara çare buluşlarının dar bir alanda kalışı her an kendisini gösterir. Bunun tabi bir sonucu olarak , toplumda beklenilmedik gelişmeler olageldikçe , buna ayak uydurabilmek için hukuk kaideleri de değişikliklere maruz kalır .

İslam dini ve hukukuna gelince , koyucusu Allah (c.c.)dır . Onda , yaratıcının kudreti , kemali , azameti ve o kurallarının , olanlarla beraber gelecekte olacakları , olması beklenilenleri de düzenleyişi ile anlaşılmaktadır . Düzenleyicisi , halde ve istikbalde her şeyi ilmiyle kuşatmış , her şeyden haberdar bir Allah’dır . Bu azamet sahibinin zat ve sıfatına ilişkin hususlarda hiçbir değişme yoktur .

 Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur . –  Yunus 64

ÇÜNKÜ O’NUN SÖZLERİ , YER VE ZAMAN DEĞİŞİKLİĞİ , KİŞİ VE TOPLUM DEĞİŞMESİ İLE GELİŞMEZ VE DEĞİŞMEZ . BUNA  İHTİYACI DA YOKTUR !

Böyle bir özelliğe inanmak bazılarına güç gelebilir . Çünkü onlar her şeyden önce , İslam dininin Allah katından gönderildiğine inanmamaktadırlar . İslam’ın Allah katından olduğuna inananlar için , başka maddi delil gösterilmese de , zikredilen vasıfların İslam hukukunda varlığına , bulunduğuna inanmak güç değildir . Çünkü inanç ve düşünceleri bu vasıfların varlığına inanmayı gerektiriyor . Yerleri ve gökleri yaratan , güneş , ay ve yıldızlara hareket gücü veren Allah’a inanan , bunlara da inanır . O Allah , insanın emrine rüzgarı , dağları ve suları amade kılmıştır . Onlardan her türlü bitkiler alemine varlık kazandırmış , yarattığı her canlı ve cansız için bir değişmez hayat düzeni takdir buyurmuştur . Fertlerin , cemiyetlerin ve devletlerin sevk ve idaresi , muamele ve münasebetlerin düzenlenmesi için Allah (c.c.) değişmez , her yönüyle tam bir kanun , din koymuştur . İşte bir mü’min , buraya kadar anılanların bütününe ve İslam’ın , insan düşüncesinin aciz kaldığı bir olgunluk ve yüceliğe ulaştığına tabii olarak inanır .

2 ) Kanun , işleri düzenlemek , ihtiyaçları karşılamak için toplumun koyduğu geçici kurallardır . Bu kurallar cemiyetten sonra gelir , önce toplum sonra da sosyal düzen kuralları vardır . Bugün ancak o kurallar cemiyetle eş seviyededir . Yarın ise cemiyetten geri kalabilir , ondaki gelişmelere ayak uydurmayabilir . Çünkü kanunlar , cemiyetin gelişme hızıyla orantılı bir değişiklik gösteremez . Onlar , cemiyetin geçici durumuna uyan toplumun tekamülü ve değişmesiyle değişebilen , değişmesi gereken kaidelerdir .

İslam Hukuku da cemiyet işlerini devamlı şekilde düzenlemek üzere Allah tarafından konulmuştur . Toplumu sevk ve idare için konulmuş oluşuyla diğer kanunlarla birleşir . Fakat kurallarının devamlılığı , İslam’ın bu özelliği , mantıki yönden şunları gerektiriyor ;

A)İslam’ın bu kural ve prensipleri öyle bir esneklik ve genelliğe sahip olmalıdır ki , zamanlar ne kadar uzarsa uzasın , toplum ne kadar gelişirse gelişsin , ihtiyaçlar ne kadar artarsa artsın ve çeşitlenirse çeşitlensin toplum ihtiyaçlarına cevap vermelidir .

B)İslam’ın kural ve hükümleri o derece yüksek ve yüce bir seviyede olmalıdır ki , her zaman ve her çağda cemiyet seviyesinden geri kalmamalıdır .

C)Mantığın bu çok yönlü gerekçesi fiilen İslam hukukundan mevcuttur .Bu , İslam hukukunun diğer ilahi ve beşeri hukuk sistemlerinden ayıran en önemli bir özelliktir .

3) Kanunu yapan ve onu âdet ve tarihiyle renklendiren toplumdur . Kanunlarda temel espri, cemiyetin işlerini düzenlemek , idare etmek için konuluşudur . Toplumu yönlendirmek için konulmamıştır . Bunun bir sonucu olarak kanunun , toplumun meydana getirdiği , oluşturduğu bir kısım kurallar plduğu halde  ; toplum , kanun yaptığı , oluşturduğu bir şey , varlık olmamıştır .

Beşeri kanunların var olduğu günden beri dayandığı temel espri bu iken , birinci dünya savaşından sonra bu temel değişmiş , yeni ideolojilere davette , onları propaganda bulunan devletler , milletleri belirli yönlere tevcih(yönlendirme) etmek , belirli maksatları uygulamak için kanunları , kuralları bir aracı olarak kullanmaya başlamışlardı .

İslam dini ve hukuku toplumun yapısı olmadığı halde , toplum İslam’dan şekillenmekte , ondan şeklini almaktadır . Şu duruma göre , İslam fıkhındaki temel , beşeri kanunlarda olduğu gibi , yalnızca toplumun işlerini düzenlemek için konulmuş değildir . İslam din ve hukukun maksadı ; her şeyden önce dürüst fertler , toplumlar , örnek devletler ve toplumlar , dünya oluşturmaktır . Bunun için İslam , Allah tarafından gönderildiğinde nassları bütün dünya seviyesinden daha yüce ve üstün idi . İslam’ın gönderdiği bazı temel ilke ve nazariyeleri , Müslüman olmayan dünya ve toplumlar ancak çok uzun asırlar sonra öğrenebildi , onlara erişebildi . O , insanların faziletlere yönelmeleri , tam bir olgunluk seviyesine ulaşmaları , ilerleme eve üstün makamlara sevkedilmeleri amacıyla , Hz.Muhammed (sav) i bir insanlık örneği olarak gönderdi . Ona , bir tekamül ve olgunluk örneği olan dinini vahyetti . İslam , her şeyi layıkıyla bilen , her şeyden haberdar olan yüce Allah’ın muradını gerçekleştirdi . En güzel bir toplum düzeni kurdu . Deve çobanlarını dünyanın efendileri , çöl cahillerini insanlığın öğretmenleri ve hidayet rehberleri haline getirdi . [ Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk – Abdulkadir Udeh C1 S 27-28-29-30-31 )

Yazımızın devamı İnşAllah bir sonraki bölümde devam edecektir .

Yazdıklarımızın doğrusu İslam’ın hatası ise bizimdir . Allah(c.c.) Hakkı Hak bilip Hakk’a sarılan , Batılı batıl bilip batıldan uzaklaşanlardan eylesin . Amin .

KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH , TUFLİHÛ ! (La ilahe illlah deyiniz , kurtulunuz ! )

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.