BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’ın hakkıdır. Onun Zatına, Celaline egemenliğine yakışır şekilde hamdolsun. Salat ve Selam insanlığa risaleti ile Rahmet olsun diye seçip gönderildiği Muhammed (sav)’me Aline, Ashabına ve Mü’minlerin üzerine olsun inşaAllah.
Bu yazımda insanın Allah(cc) tarafından kendisine verilen akletme nimetinin iman ile ilişkisini anlatmaya çalışacağım inşaAllah.
“Eğer Rabbin dileseydi yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde Mü’min olsunlar diye insanları sen mi zorlayacaksın.” (Yunus 99)
Ey Nebi insanların iman etmesi için insanları zorlama hakkın yok. Hz. Peygamber davet sorumluluğunu en doruk noktada yapıyor ve insanlar davete rağbet etsin tevhid ehli Mü’min olsun ve kurtulsun diye çok çaba gösteriyor. Biz bu durumu Allah’ın bu konuya şahitliğinden biliyoruz.
“Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın.”(Şuara 3) Rasulullah üzerine düşen sorumluluk ve insanlara olan merhamet duygusunu en üst düzeyde ortaya koyuyordu. Fakat Allah(cc) sünneti kulun hakikatin bilgisi üzerinde kişinin akıl edip değerlendirip elde ettiği sonuç üzerinden gönüllülük ilkesi ile Rabbine yönelmesi gerekiyor. Dolayısıyla kalplere hükmedilemez ilkesi bu ayette karşımıza çıkıyor. Yani ey Nebi (sav) Sen insanların kalplerine hükmedemezsin kalplerin kontrolü benim elimdedir. Sen sadece en açık şekliyle davet et. Senin sorumluluğun oraya kadar. Kalplere hükmetmek Bana ait bir yetki. Ayet devam ediyor;
“Allah’ın izni olmadan hiç kimse iman edemez.” (Yunus 100)
Kulun gönlünde iman yönünde bir tecelli olması .Sen kendine göre iman ettim diyorsun ama Allah’ın istediği gibi bir iman mı? Rengi ne renk, nasıl bir iman isteniyor sorusunu gündeme getirmek zorunda kalıyoruz. Sadece yaratan Allah’a mı inanıyorsun. Yoksan rızık veren bir Allah’a mı?
Göklere hükmeden ama yere karışmayan bir Allah’a mı? Allah böyle bir imana onay verir mi? Kur’an’a bakınca Mekke müşriklerinin imanı aynı böyleydi ama Allah(cc) katında makbul olmadı.
“Kim Allah’a iman ederse Allah onun kalbine hidayet eder.”(Teğabun 11)
İşte insanların hidayete erememesinin sebebi Allah’ın istediği bir imana sahib olamamalarıdır. İşte akla olan ihtiyaç tam da bu safhada Allah’ı ayetleri üzerinden doğru bir şekilde tanımak tek oluşuna doğru tanıklığı yapabilmek.
“(Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliye, akil ve melekeleri) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisinedir. De ki; “Ben üzerinize bekçi değilim””(En-am 104)
İşte deliller ve bize verilen basiret basar baş gözüyle görmek basiret akıl ve melekeleri ile beraber görmek demektir. Dolayısı ile En-am 104’den önceki ayetlerde Allah’ın Tevhid edilmesi için gereken deliller zikrediliyor ve sonra işte size Rabbinizden deliller gelmiştir. Niye doğru bir iman sahibi olabilecek gereken etkenler bir arada, tevhid ayetleri ve bize verilen basiret artık doğru bir iman sahibi olmak kişinin okuyup akıl edip değerlendirmesi gerekiyor.
İşte bunu yapmayanların durumunu Allah (cc) akıl etmeleri ve tevhidi bir imandan mahrum kaldıklarını Yunus suresinde açıklamakta olduğumuz ayetin devamında şöyle açıklıyor.
“Allah’ın izni olmadan hiç kimse iman edemez. Ve Allah akıllarını kullanmayanların üzerine iğrenç bir pislik kılar.”(Yunus 100)
Bu ayeti kerime bize şunu anlatıyor. Evet, Allah izin vermeden hiçbir can iman edemez. Bu Allah’ın adaletidir. Ve Allah aklını kullanan Allah’ın ayetleri üzerinden hayatı okumaya anlamlandırmaya çalışan herkese bunu kolaylaştıracaktır.
“Allah mana ve lafızları birbiriyle uyumlu (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerine saygı duyanlar onu okuyup dinleyince tüyleri ürperir. Sonra bütün benlikleri ve kalpleri Allah’ı anmayla yumuşar. İşte Allah’ın hidayetidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona doğru yolu gösterecek hiç kimse yoktur.”(Zümer 23)
Aklını kullanmayan insan değerlendirmeyen Allah’ın ayetleri üzerinde mesaisi olmayan zaman ayırıp hayatı doğru okumak Rabbini tanımak ve doğru bir iman sahibi olmayan insan hidayete eremeyecektir. Bu da Allah’ın adaletidir. Allah da kullarına asla zulmetmez. İşte aklı kullanmak ile iman arasında bu kadar sıkı bir bağ vardır.
Allah’ın Rahmeti ve Selamı Hidayet üzere olanlara olsun inşaAllah.