Allah (c.c)’nun Eş-Şedidul İkab Sıfatı
-
Eş-Şedidul İkab
Şedidul İkab: evvela şedid; kökünden türeyen feilun vezninden gelen mübalağa manası içeren bir ism-i faildir. Kelime olarak; sağlam bağlamak, kuvvetlendirmek, şiddetli olmak, çok kuvvetli olmak ve yardım etmek gibi manalara gelir.
İkab ise; kökünden mufa’ale babından gelen ikinci mastardır. Kelime olarak; cezalandırma, sonuçlandırma, ard arda dizme, peşi sıra gitme ve son gibi manalara gelmektedir. Buna göre “şedidul ikab”; her iki kelimenin terkibinden oluşan bir sıfattır.
Yüce Allah’ın sıfatı olarak eş-Şedidul İkab; şiddetli sonlandıran, cezalandırması kuvvetli olan, yakalaması ve azabı çetin olandır.
Yüce Allah’ın eş-Şedidul İkab sıfatı bu lafızla Kur’an-ı Kerimin 14 yerinde geçmektedir. Bunlardan iki tanesini okuyalım.
اعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ وَأَنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Bilin ki, Allah’ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.( Maide Suresi: 98)
Okuduğumuz bu ayet-i kerimede Allahu Teala’nın hem cezalandırmasının çok şiddetli olduğu, hem de bağışlama ve merhametinin çok olduğu birlikte zikredilmektedir. Bu durumda şu anlaşılmaktadır; cezayı hak eden kullar, henüz dünya hayatındayken tevbe ve istiğfar ettiklerinde Allah ( c.c) rahmetiyle onları affedip cezadan kurtarır. Ancak günah ve isyanlarında ısrar ederler ise Allah’rn şiddetli cezalandırmasına uğrarlar.
Yüce Allah günahkar veya inkarcıları suçları nedeniyle cezalandırır. Dilediğinin cezasını dünyada, dilediğinin cezasını ise ahirette verir. Allah ( c.c )’ a yaptıklarından dolayı hesap soracak hiç kimse yoktur.
وَإِذْ زَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ وَقَالَ لاَ غَالِبَ لَكُمُ الْيَوْمَ مِنَ النَّاسِ وَإِنِّي جَارٌ لَّكُمْ فَلَمَّا تَرَاءتِ الْفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَى عَقِبَيْهِ وَقَالَ إِنِّي بَرِيءٌ مِّنكُمْ إِنِّي أَرَى مَا لاَ تَرَوْنَ إِنِّيَ أَخَافُ اللّهَ وَاللّهُ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemiş ve “Bu gün artık insanlardan size galip gelecek (kimse) yok, mutlaka ben de size yardımcıyım.” demişti. Fakat iki taraf (savaş alanında) yüz yüze gelince (şeytan), gerisingeriye dönüp, “Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler (melekler-Cebrail) görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah, cezası çetin olandır” demişti.( Enfal Suresi: 48)
Allahu Teala’nın Şedidul İkab ism-i şerifi ile ilgili olarak okuduğumuz ayetlerden sonra son okuduğumuz ayet-i kerimenin tefsiri kabilinden bir hadis-i şerif okuyalım .
Ali İbn Ebu Talha’nın İbn Abbas’tan rivayetine göre o, şöyle demiştir: Bedir günü İblis, şeytanlardan bir ordu içinde yanında sanca-ğıyla Müdlic oğullarından bir adam suretinde, Süraka İbn Malik şeklinde gelmiş ve müşriklere : “Bugün insanlardan sizi yenecek yoktur. Ben de size muhakkak yardımcıyım.” demişti. Karşılıklı saf tuttuklarında; Allah Rasülü (s.a.v), bir avuç toprak alıp müşriklerin yüzlerine atmış onlar da arkalarını dönüp kaçmışlardı. Cibril (a.s.) İblis’e geldi. İblis onu görünce, eli müşriklerden bir adamın elindeyken elini çekmiş ve taraftarları ile birlikte arkalarını dönüp kaçmışlardı. O adam: Ey Süraka sen kendinin bize mutlaka yardımcı olduğunu sanıyordun ya, dedi. Bunun üzerine iblis : “Doğrusu sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah’tan korkuyorum. Çünkü Allah, azabı şiddetli olandır.” dedi. Bu, melekleri gördüğü zaman olmuştur.( İbni kesir tefsiri- enfal süresi 48in tefsiri)
Allah (c.c)’ın cezalandırması iki şekildedir. Birincisi; dünyada cezalandırması; Allah ( c.c) suç işleyen insanları bazen dünyada da cezalandırır. Musibetler, felaketler, acı olaylar ve sıkıntılar yaşatmak suretiyle insanları cezalandırır. Dünya’ daki müsibet ve sıkıntılar Mü’minlere de gelir, kafirlere de gelir, eğer Mü’minler musibet ve sıkıntılara katlanıp Allah ( c.c )’a taatlerinden gevşeklik yapmaz da kulluğa devam ederlerse onlar için bir rahmet olur. Sevaplarının artması, imanlarının kuvvetlenmesi ve manevi derecelerinin yükselmesine neden olur. Ancak isyan eden ve küfredenler için ise dünyada da bir ceza olur. İkincisi ise; uhrevi cezalandırmadır. Her kesin işlemiş olduğu suçların karşılığı verilir. Şirkin haricinde Allahu Teala Mü’minlerin işlemiş olduğu günahları dilerse affeder dilerse de azapla karşılıklandrır. Ancak müşrik ve kafirlere şidettli ve ebedi bir azab vardır. Ahiretteki azablandırma aynı ölçüde değildir. Bazılarının azabı şiddetli, bazılarının azabı ise daha da şiddetlidir. Cehennemde azabı en hafif olanlar günahkar Mü’minlerdir. Çünkü günahkar Mü’minler cezalarını çektikten soma cennete gireceklerdir. Kafirlerin içinde azabı en hafif olan da Ebu Talib’dir. Azabı en şiddetli olanlar da münafıklardır.
Yüce Allah’ın Şedidul İkab ism-i şerifinin varlığı hususunda müttefiktirler. Bu ism-i şerifi bilen Allah (c.c)’ın korkusunu kalbine hakim kılmak suretiyle O’nun razı olmadığı, yasaklamış olduğu şeylerden uzaklaşır. Emirlerine itaatsizlik yapmaz, ahirette Allah’ın azabına değil ebedi saadete nail olmaya çalışır.