Allah (c.c)’nun Zâti Sıfatlarından “MUHALLEFE’TUN Lİ’L HAVADİS”
- Muhallefe’tun Li’l Havadis
Sonradan var olan (hadislere) benzememektedir. Yüce Allah; Zatında, sıfatlarında ve fiillerinde sonradan olan hiçbir şeye benzemez. Allah ( c.c) ‘dan başka istisnasız bütün varlıklar sonradan olmuştur. Bu sıfatın zıddı, misil ve benzerinin bulunmasıdır ki bu misil ve müşabehet Yüce Allah için müstahil ( olması mümkün değil)dir. Sonradan var olan her şey fanidir ve yok olmak ile özürlüdür. Yüce Allah ise Kadim ve Baki olandır. Böylece Yüce Allah yaratıklara hiçbir şekilde benzemez. Allah (c.c)’ın zatında, sıfatlarında ve efalinin de bir misli yoktur.
Bu sıfat: Yüce Allah hakkında mumasile ve müşabeheti red ve selb ettiği için sıfatı selbiyedendir.
Yüce Allah’ın zatı sair zevat (zatlar)ın temasülüne nefyettiği gibi, Yüce Allah’ın hakiki sıfat ve efaline temasülünü de nefyeder. Yani Yüce Allah’ın hakiki sıfat ve fiillerinin de benzer ve misilleri olamaz.
Yüce Allah’ın zatının keyfiyeti bilinmediği gibi sıfatlarının da keyfiyeti bilinmez zira sıfatın bilinmesi mevsufun (sıfatlarının) da bilinmesini gerektirir. Sıfat mevsufuna tabi ve onun tanım olarak feridir. El, yüz gibi sıfat ve azalar Allah (c.c) için zikrolunanlara asla benzemez. Böyle itikad etmek vacip olduğu gibi üzülmek, ağlamak, yemek, içmek, üzüntü ve acımak gibi ruhi hallerden ve bunlara benzer sıfatlardan Yüce Allah’ı tenzih etmek de vaciptir. Ehl-i sünnetin müçtehid uleması bil ittifak “Allah (c.c)’ın ezeli ve zatıyla kaim
sıfatları vardır. Bu sıfatlar zatının aynı da değil, gayrı da değildir demişlerdir. En salim ve sabit olan yolda budur.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde:
فَاطِرُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا وَمِنَ الْأَنْعَامِ أَزْوَاجًا يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ
O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.( Şura Suresi: 11)
Okuduğumuz ayet-i kerimede geçen ifa: celilesinden bariz olarak anlaşılmaktadır ki varlıklardan hiçbir hiçbir yönüyle Allah (c.c)’ın misli ve benzeri olamaz. Yüce Ali zatıyla eşşsiz olduğu gibi sıfatlarıyla da eşsiz ve misalsizdir. Hiçbir şey O’nun ve sıfatlarının misli, benzeri, dengi ve yardımcısı (yetkilerinin ortağı) da değildir.
Hakikat bu iken bazı kimselerin ahbari sıfatlannın ve müteşabih ayetleri yorumlayarak kulların hallerine benzer durumla tarif ve tavsif etmeye çalışmaları, Allah (c.c)’a mekan ve cisim isnat etmeye kalkışmaları tamamen batıldır ve Allah (c.c)’a noksan sıfat isnat etmek demektir. Oysaki Allah (c.c) bütün bu dururnlard münezzehtir. O’nu akıllar tasavvur edemez, hayeller ulaşamaz, mefbum kapasitelerine sığmaz. Fakat O her şeyi kuşatır.
وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ
“Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”( İhlas Suresi: 4)
Allah ( c.c) cisim, cevher ve terkip gibi hadis varlıkla hallerinden hiç birine de benzemez. Zat ve sıfatlarının keyfiyeti tasavvur ve hayallerle de bilinmez.
Bu hususta Allah Resulü (s.a.v) bir hadis-i şerifinde:
“Yüce Allah senin hatırına (aklına gelen herşeyden başkadır)( dışındadır.)”
“Yüce Allah’ın “zatı sübhaniyelerine evham yetişemez, evham erişemez, ebsar ulaşamaz, fakat kudret ve hikmetine delalet eden ayete evham yetişir, ebsar ulaşır, karihaları emrazı Batıniye ile fesada uğrayanların evhamına uygun gelmez.( İzmirli İsmail Hakkı – Yeni İlmi Kelam s.559)
Yüce Allah maiyet, cins ile vasıflanamaz, O, her şeyi muhittir.
Hiç bir şey onu ve sıfatlarını kuşatamaz.