ALLAH (cc) ‘ı TANIMAK (2)

Alemlerin  Rabbi,Rahman ve Rahim,Din gününün  sahibi,müjdelemek ve korkutmak için Rasuller ve Nebiler gönderen ve beraberlerinde insanların ihtilafa düştükleri şeylerde aralarında Hak olan hükmü vermek için Kitaplar indiren,Kendisi hiçbirşeye muhtaç olmayan fakat her şeyin Kendisine muhtaç olduğu,öldüren ve dirilten ,gizliyi de gizlinin gizlisini de bilen,bizleri amellerimizden hesaba çekecek olan Yegane Rabb,İlah,Ma’bud Allah azze ve celle’ye sonsuz Hamd ve Senalar olsun.

Alemlerin Rabbi olan Allah azze ve celle’nin Bi’set sıfatının son tecellisi olan, Yaratılmışların en şereflisi, Tevhidi hayatın kendisiyle tamamladığı, tabi olup izinden gitmenin şan ve şeref sebebi kabul edilen Son Rasul ve Nebi,Hz.Muhammed (s.a.v)’e,ehl’i beytine,yetiştirmiş olduğu kıyamete kadar bütün Müslümanlar için örnek cemaatin tabileri olan sahabesine ve bugüne kadar yaşamış,bugün yaşamakta ve bundan sonra yaşayacak derdi Allah azze ve cellenin davası,gayesi Allah (c.c)’ın rızası olan bütün muvahhidlere salat ve selam olsun. Okuyucumdan ricam kendi evine yada başkasının evine girerken nasıl ayakkabılarını çıkartıyor ise bu yazıyı okumadan önce aklını boşaltmasıdır. Çıkarken ayakkabılarını giydiği gibi okuması bitince meşguliyetleri hatırlayabilir.Allah azze ve celle’nin Peygamberler gönderdiği ile bu Peygamberleri mucizelerle desteklediği sahih naslarla sabittir.

Gönderilen Peygamberlerin amacı insanları Şirk ve Küfür’den kurtarıp Tevhidi bir hayat yaşamaya çağırmaktı.Bunun içinde şüphesizki Allah azze ve celle’yi tanıma ihtiyacı vardı.Allah azze ve celle’yi tanımak Zatının ve Sıfatlarının keyfiyetini bilmek değildir.Bilakis Sıfat,İsim  ve Fiillerinin mana ve tecellilerini AKLIN kapasitesi oranınca anlamaya çalışmaktır.Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi Marifet ilminin elde edilmesi yada Alemlerin Rabb’ini tanımaya çalışmak ancak doğru vasıtaların yine doğru şekilde kullanılmasıyla mümkündür.Bu izahatları sıfatları izah etmeye geçmeden önce bir hazırlık aşaması olarak zaruri gördüğümden dolayı üzerinde hassasiyetle durmak gerektiğine inanıyorum.Nasıl ki bir işe başlamadan önce gerekli olan malzemeler  temin edilirse ki misal olarak inşaat yapmayı düşünen kişi demir,çimento,tuğla almayı önce düşünmesi ve bunun hazırlığını yapması nasıl gerekliyse ve inşaat yapmayı düşünen kimse başka vasıtalara yani kumaş,iğne,iplik gibi uygun olmayan ve işine yaramayacak olan malzemelere nasıl yönelmiyor ise benim asıl ve öncelikli gayem doğru vasıtaları tesbit etmek ve muhatabıma da bu vasıtaları temin etmesi gerektiğini bu vasıtaların bulunmasının olmazsa olmaz olduğunu anlatmak ve bu uğurda mücadele etmenin zaruretini kalplere yerleştirmektir.Doğru vasıtaları araştırdığımızda Ehl’i Sünnet’in akaid kitaplarında İslam’da ilim elde etmenin formulü karşımıza çıkmaktadır.Bu formül uygulanmadığı sürece doğru bilgiyi elde etmek mümkün değildir.Bu formül sırasıyla Haber (vahiy),Duyu organlarının faaliyetleri ve akıl yürütme yada aklı kullanmaktır.Gayemize ulaşabilmek için öncelikli olarak olmazsa olmazlarımızın neler olduğunu tesbit etmek bizlerin Tevhid’in hakikatini anlamada,tevhid akidesi  üzerinde ölene kadar devam etmede ve tevhid ehli olarak ölmede en önemli sebeptir.Formule baktığımızda üç şeye ihtiyacımız olduğunu anlarız. Birincisi haber, ikincisi Havassul  Hamse denilen beş duyu organı ve akıl. Eğer bütün vasıtalar mevcut ise mazeret ortadan kalkmıştır. Bazı kitaplarda yüze vurmanın haramlığına dair fetvalar görürüz ya da okuruz. Bunu Rasullah (s.a.v) özellikle hadislerinde yasaklamıştır peki hikmeti nedir? Çünkü insanın Allah azze ve celle’yi aklın kapasitesi oranınca tanıması formulününde içinde bulunduğu üzere beş duyu insanın yüzündedir. Görme, duyma, koklama, tat alma, hissetme. Bundan dolayı insanın başına vurmak yasaktır. Darbe sonucunda bu vasıtalardan en az birisinin görevini yapamaması Alemlerin Rabb’inin Kitabını ve Rasulu[S.A.V.]nün Sünnetini yani  Vahyi anlamada eksiklik meydana getirecektir. Ve dolayısıyla akla göndereceği bilgide eksiklik söz konusu olacaktır. Rabbimizden kalplerin uyanışında bizleri de vesile kılmanı istiyoruz. Gören bir kalbin, duyan bir kalbin sahibi olmayı Allah azze ve celle’den niyaz ederiz. İmanın ilmel, aynel, ve Hakkel yakine ulaşması bu vasıtaları doğru ve aktif kullanmayla birebir alakalıdır. Vahyi önce kendisi anlayıp sonra başkasına anlatma gayesiyle yazdığım bu konuya diğer yazımda devam edeceğim İnşallah.Rabbim yardımcımız olsun.

‘’Rabbim üzerimize sabır yağdır ve bizleri Müslüman olarak öldür ‘’ Amin.

‘’Şüphesiz ki başlardaki gözler kör olmaz,ancak göğüslerdeki kalpler kör olur’’(HAC  46)

Selamun Aleykum…