ALLAH(C.C) HER İŞ ÜSTÜNDE MUTLAK HAKİMDİR !
Hamd Alemlerin Rabbi, Vahid ve Kahhar olan Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve Selam son peygamber Hz. Muhammed(sav)’e ve selam tüm müminlerin üzerine olsun.
Bizi kulluk yapmamız için yaratan Allah(c.c), bizi ve içinde yaşadığımız çevreyi de bizzat tasarlayandır, yaratandır. O’nun dilemesi dışında hiçbir şey meydana gelmez. Bu iman hakikati ile nasiplenmiş tüm kulların iyi bildiği bir gerçektir.
İnsan müteessir, yani etkilenen bir varlıktır. Etrafındaki ortam ve kendi istek ve arzuları aklını, yani vahyi anlayıp hakk ile amel etme kuvvetini zayıflatabilir. Bu bizim bir gerçeğimiz, çünkü insan aciztir, kuvveti, aklı ve algıları kısıtlıdır. Bunu kabul etmek durumundayız. Fakat Allah(c.c) gönderdiği vahiy ile bizim çevremizde olan bitenden, dünya nimetlerinden, insanlardan, tüm faktörlerden ne kadar etkilenme hakkımız var onu bize öğretiyor.
Örneğin, patronun sana verdiği işten çıkarma haberinin ardından moralin bir anlık bozulabilir. Kısa süre içinde Allah(c.c)’ı hatırlayıp, O’nun er-Rezzak, el-Hakim olduğu inancınla kalbini toparlamalısın. Ya, moralim çok kötü, şimdi namazı kılmam zor kendimi toparlayamıyorum diyebilir misin? Hayır, elbette. O zaman Kur’an ı anlama, yaşama konusunda mücadele etmek için etkilenen bir varlık olmamız bize mazeret sağlamaz. Her iş Allah(c.c)’e bağlıdır. Eğer başına bir sıkıntı geliyorsa, bil ki Allah(c.c) bundan haberdar, hem de eksiksiz. Bil ki, O dilerse bunu anında kaldırır. Bil ki, O dileseydi o sıkıntıya izin vermezdi. O’nun hakim olmadığı hiçbir alan yoktur. Hiçbir konu yoktur.
O, kullarının üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyden haberdardır. (Enam,18)
Zihnimizi kurcalayan, bizi Allah’a manevi olarak yaklaştırmanın önüne engel olan, akıl kuvvetimizi zayıflatan faktörlerin çeşidi çoktur. Bir kişinini Allah(c.c)’ı tanıması, ancak O’nun her iş üstündeki mutlak hakimiyetini anlaması ve her halde Allah(c.c)’a yönelmesi demektir. O her şeye güç yetiren deyip de, O’na yönelmemek, yalvarmamak, etrafımızda olan bitenlere ve dünyaya meyil göstermek, Allah(c.c) için dili el-Kadir demesinden öteye geçmeyecektir. Bu Allah(c.c) ın bütün isim, sıfat ve filleri için geçerlidir. Anladığımız, hal ve hareketlerimizle belli olur.
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus,107)
Allah(c.c) un hakimiyetini kabul etmek ve boyun eğmek kulluktur. Bu asılda hem şeriatını hem de kazasını kabuldür. Akıllı kişiye yaraşan, yaşadığı sıkıntı her ne olursa olsun, Allah(c.c) e yönelmeyi terk etmemeli. Rahat ve refah zamanında da bu ortamı verenin Allah(c.c) olduğunu bilip O’nun rızası için çabalamalı. Her şart altında Rabbine güvenmeli, kendinde olduğunu düşündüğü yetenek, imkan ve araçlara bel bağlamamalıdır.
De ki: Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler. (Tevbe,51)
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN