Hamd Alemleri yoktan var eden ve idare eden Yarattıkları üzerinde Mutlak tasarruf yetkisine sahip Rahman ve Rahim Din gününün sahibi Allah cc ‘a mahsustur. Salat ve selam Alemlere rahmet olarak gönderilen müminlerin örneği ve önderi kendisine tabi olunmadığı müddetçe kurtuluşun mümkün olmadığı Hz Muhammed (S.A.V)’e Aline, Ashabına ve onları takip edenlerin üzerine olsun inşallah.
Hiç bir şeyi amaçsız ve gayesiz yaratmayan Allah c.c elbetteki insanoğlunu da amaçsız ve gayesiz yaratmamış ve ona şu dünya denen mekanda bir takım görev ve sorumluluklar yüklemiştir.
“İnsanoğlu, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?” (kıyamet 36)
“Sizi boşuna yarattığımızı ve huzurumuza döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Müminun 115)
İnsan yaratılıp dünyaya gönderildiği gibi Allah c.c’ın taktir ettiği zamanda onun huzuruna döndürülecek olan ,yani diğer varlıkların aksine yok olmayacak tekrar diriltilecek ve hesaba tabi tutulacak olan bir Mahluktur. Bunu bilen her insan akıbetinin güzel olmasını ister. Allah c.c güzel akıbet sahiplerini ise kitabında haber vermektedir.” Güzel sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.”(Kasas 83)
Başarı elde etmek isteyen kişinin bunun için gayret sarfetmesi gerektiği gibi Ahireti uman kimsenin de öncelikle Rabbini gereği gibi tanıması ve gereği gibi O’ndan korkması gerekmektedir.
“Ey müminler, Allah’tan gerektiği gibi korkunuz ve mutlaka müslüman olarak ölünüz.”( Ali imran 102)
Allah korkusu kişinin hayatını kontrol altına almasına yardımcı olur. Kendisini her an gören her an işiten her anına vakıf ve yaptıklarından hesaba çekecek olan bir Rab olduğunun bilincinde olan fertlerin oluşturduğu bir toplumda insan ancak güvende yaşayabilir. Aksi taktirde ne güven ne huzur nede emniyetten söz edilemez. İnsanı zararsız hale getiren Allah korkusudur. Eğer bir toplumda bu ,fertlerin kalbinden söküp alınırsa o insan pimi çekilen el bombası misali kime nerede ne zarar vereceği hiç belli olmaz. Şeytan insanı Allah’ın Affına güvendirerek aldatmaya çalışır. İnsan kazananlardan olabilmek için Rabbini kendini tanıttığı şekliyle tanımalıdır.
Hz. Ömer,ubeyy b.kab ve Ebu Hureyre Rasulullah (s.a.v)’in yanına geldiler. Ve dediler ki:
-ya Resulallah!insanların en bilgilisi kim?
Peygamber (s.a.v):
-Akıllı kimse, diye cevap verdi.
Tekrar sordular:
-Ya Rasulallah! İnsanların en çok ibadet edeni kimdir?
-peygamber (s.a.v):
-Akıllı kimse, diye cevap verdi.
Onlar tekrar sordular:
-ya Rasulallah! İnsanların en üstünü kim?
Peygamber (s.a.v)
-Akıllı kimse, diye cevap verdi.
Onlarda bunun üzerine dediler ki:
-Ya Rasulallah! Akıllı kimse, kişilik gelişimini tamamlayan, fasih yani akıcı konuşan, cömert ve mevki sahibi olan kimse değil midir?
Buna karşılık peygamber (s.a.v) şu ayeti okudu: “ Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah’ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.” (Zuhruf 35)
Akıllı kimse, dünyadaki mevkii düşük seviyede olsa da takva sahibi olan kişidir. Takva sahibi ise Allah’tan korkan ve O’nun yasaklarından kaçınan kişidir.
Malik b. Dinar’ın şöyle dediği rivayet edilir:
Kişi, içinde korku ve ümit belirtisi hissettiğinde güvenilir emre sarılmış olur. Korku belirtisi Allah’ın yasakladığı şeylerden kaçınmak, ümit ise Allah’ın emrettiği şeyleri yapmaktır.
Korku ve ümidin belirtilerinin şunlar olduğu ifade edildi: Ümit belirtisi; Allah’ın razı olduğu şeyleri yapman; korku belirtisi ise; Allah’ın yasakladığı işlerden kaçınmandır.
Alimlerden biri şöyle demiştir: “ hüzün yemeyi engeller, korku da günahları engeller, ümit itaati güçlendirir, ölümü hatırlmak da boş şeylerden uzak durmayı sağlar.”
Rebi b. Haysem , Hasan Basri’den , Rasulullah (sav) şöyle buyuruğunu rivayet etmiştir:
“ üç şey kurtarır, üç şeyde helak eder.
Helak eden özellikler:
1.Cimrilik.
2.Heva ve hevese tabi olmak.
3.Kişinin kendini beğenmesi.
Kurtaran özellikler:
1.Rıza ve öfkede ölçlü olmak.
2.Fakirlik ve zenginlikte israf etmemek.
3.Gizli ve açıkta Allah’tan korkmak. (Beyhaki,5/452)
Fakih diyor ki: Allah korkusunun belirtisi yedi şeyde ortaya çıkar:
1.Dilinde: dil yalan, gıybet ve boş konuşmalardan engellenir. Kişi, dilini Allah’ın zikri, Kur’an tilaveti ve ilim öğrenmekle meşgul eder.
2.Karnında: kişinin karnına sadece helal ve temiz yiyecekler girer. Helal yiyeceklerden bile ancak ihtiyacı kadar yer.
3.Gözünde: kişi gözüyle harama bakmadığı gibi arzulu bir şekilde dünyaya da bakmaz. Onun dünyaya bakışı ancak ibret amacıyla olur.
4.Elinde: kişi elini asla harama uzatmaz. Elini uzattığı şeyde mutlaka Allah’a yakınlık ve itaat vardır.
5.Ayaklarında: Allah’ın yasakladığı şeylere adım atmaz.
6.Kalbinde: kalbinden düşmanlık, kin ve kıskançlık çıkar onların yerine nasihat ve şefkat girer.
7.İtaatinde: kişinin itaati sadece Allah’a olur, riya ve münafıklıktan kaçınır.
Kişi bunları yaptığı zaman,şu ayetlerin kastettiği kişilerden olur.
“Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah’ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.”(Zuhruf 35)
“Allah’a karşı gelmekten sakınanlar da cennetlerde, nimet içindedirler.” (Tur 17)
Kab’ul Ahbar’dan rivayet edilmiştir:
-Allah Teala’nın zümrüt ve inciden yapılmış, içinde yetmiş bin konağın bulunduğu bir yeri vardır. Bu konakların her biri de yetmiş bin evden oluşmaktadır. Bu yerde ya peygamber, ya sıddık, ya şehid, ya adil yönetici ya da nefsine hakim olan kimse kalacaktır.
-Nefsine hakim olan kimdir? Diye sorulunca Kab:
-Kendisine teklif edilen haramı Allah korkusu için terk eden kimsedir, diye cevap vermiştir.
Hz. Aişe (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav)’e
“Yapmakta oldukları işleri kalpleri ürpererek yaparlar”.(Müminun 60) ayetinde söz edilen kimseler, günah işleyip bundan korkan kimseler mi ? diye sorduğumda Rasulullah(sav):
-“Hayır, onlar güzel davranışlarda bulundukları halde kabul olunmaz, diye korkanlardır”. Buyurdu.
Evet Allah tan korkmak.. severek korkmak. Kişi korktuğu şeyden uzaklaşır. Ancak Allahtan korkan kimse ise O’na yaklaşır. Sevdiği ve razı olduğu amellerle meşgul olup sevmeyip razı olmadıklarından uzaklaşır.
RABBİM KENDİSİNİ GEREĞİ GİBİ TANIYAN VE KENDİSİNDEN GEREĞİ GİBİ KORKAN KULLARINDAN OLMAYI NASİP EYLESİN.AMİN…
“ ALLAH’TAN HAKKIYLA ANCAK ÂLİMLER KORKAR.” (Fatır 28)