sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El Halîm Sıfatı

Allah(cc)’nun El Halîm Sıfatı

Halim: kökünden gelen feilun vezninde ve ism-i fail manasında kullanılan sıfat-ı müşebbehe olan bir esma-i ef’aldir. Luğatta; sakin, ağır başlı, yumuşak huylu ve affetmeye meyilli gibi manalara gelir. Mübalağalı ism-i fail manasında da kullanılır. O halde; çok ağır başlı, çok sakin demek olur.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Halim; çok sakin, heyecanlanmayan, günahları bağışlayan, cahillerin cehaleti ve asilerin isyanı kendisini öfkelendirmeyen, hemen öfkelenmeyen, derhal kızmayan, gücü yettiği halde suçluları cezalandırmayan, çok affetmeyi isteyen, derhal cezalandırmayan, hoşgörülü olan, itina ile hüküm veren demektir.

Başka bir deyişle ; “Halim, günahları nedeniyle kullarına nimet vermeyi ve iyilik yapmayı kesmeyendir. O, kendisine itaat edeni rızıklandırdığı gibi isyan edeni de rızıklandırır. Kendisinden korkan ve iyilik yapanlara nimet vermeye devam ettiği gibi günah işlemeye devam eden kullarına da nimet vermeye devam eder. Bela ve musibetlerden koruması için kendisine dua edeni veya ibadetle meşgul olup bu istekte bulunamayanı koruduğu gibi, dua etmeyen ve kendisinden gafil olan kimseleri de bela ve musibetlerden koruyabilir.”( Beyhaki, El-Esma vessıfat s. 53)

Yüce Allah’ın halim sıfatı Kur’an-ı Kerimde hem Allah hem de insanlar için sıfat olarak kullanılmıştır. Bu güzel sıfat ile mevsuf olmak övülmüştür. Bu hususta Kur’an-ı Kerimde birçok ayet-i kerime vardır. Bunlardan iki tanesini okuyalım:

 

قَوْلٌ مَّعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِّن صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَآ أَذًى وَاللّهُ غَنِيٌّ حَلِيمٌ

Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır.( Bakara Suresi: 263)

Hilim sıfatı övülen bir sıfattır. Bu sıfatın manasına vakıf olmak ıçın evvela Allah’ın Halim ism-i şerifinin manasını ve tecellisini anlamak şarttır. Yüce Allah’ın sıfatı olarak Halim ism-i şerifinin tecellisi dünyada insanlar üzerinde müşahade edilmektedir. Yeryüzünde Yüce Allah’ın hayat verdiği ve her an O’nun nimetlerinden istifade ederek Allah’a karşı isyan ve nankörlük içerisinde bulunan asi ve zalim kişilere Allah ( c.c) nimet vermeye devam ediyor da derhal cezalandırmayıp, cezalandırmayı genellikle ahirete tehir ediyor.

Ancak günahkar müminlerin günahlarını bağışlamayı dünya ve ahirette affediciliği ile haber veriyor. Bütün bunlar naslarla sabittir.

Lakin kafirleri Allah ( c.c) affetmez, affetmeyeceğini ayet-i kerimelerde bildirmektedir. Bu hususta islam uleması müttefiktir.

 

وَمَا كَانَ اسْتِغْفَارُ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ إِلاَّ عَن مَّوْعِدَةٍ وَعَدَهَا إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِلّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ لأوَّاهٌ حَلِيمٌ

İbrahim’in babası hakkındaki af dilemesi de sadece ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Böyle iken onun bir Allah düşmanı olduğu ona belli olunca, ondan ilgisini kesti. Gerçekten İbrahim, çok bağrı yanık, çok halim idi.( Tevbe Suresi: 114)

Tevhid mücadelesiyle belirgin bir özelliğe sahip olan peygamberlerden İbrahim (a.s)’in hilim sıfatıyla da belirgin bir özelliğe sahip olduğu okuduğumuz bu ayet-i kerimede ifade olunmaktadır. Aynı zamanda bu ayet-i kerime hilim sıfatını insanlarda bulunmasınında güzelliğinden zımnen bahsolunmaktadır.

Allah (c.c) Halimdir. Bir Müslüman Yüce Allah’ın hilim sıfatıyla kendisine tecelli etmesini istiyorsa kendisinin de başkalarına hilim ile davranması zorunludur. Yüce Allah’ın hilim sıfatı hususunda ayet-i kerimeler olduğu gibi birçok hadis-i şerifler mevcuttur. Sahabenin sözlerinde ve yaşantısında hilim sıfatını görmek mümkündür. Yüce Allah’ın hilim sıfatıyla tecelli etmesi ve tecelligahına nailiyet de ancak öyle olur.

İkrime (radıyallahu anh) anlatıyor: “Irak ahalisinden bir grub İbnu Abbas (radıyallahu anhümü)’a dediler ki:

Şu ayet hakkında ne dersiniz? “Ey iman edenler!

Ellerinizin altında olan köle ve cariyeler ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar sabah namazından önce, öğle sıcağından soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerinde üç defa izin istesinler. Bunlar sizin için açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta, size de, onlara da bir sorumluluk yoktur. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Allah bilendir. Hakim’dir.”( Nur Suresi: 58) Cenab-ı Hakk burada kesin emirde bulunduğu halde biz bunları tatbik etmiyoruz, dediler. İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): “Allah mü’minlere karşı halim ve rahimdir. Onları örtmeyi sever. İnsanlar o zaman evlerinde ne örtü ne de perde kullanmıyorlardı. Bazan hizmetçisi veya evladı veya yetimesi, kişi ehlinin üzerinde iken çıkagelirdi. Cenab-ı Hakk bunun üzerine, mezkur avret vakitlerinde izin istemeyi emretti. Böylece Allahu Teala onlara örtü ve hayır getirdi. Ne var ki, hala bu emirle amel eden tek kişi görmedim. (Ebü Davud, Edeb 141)

Yüce Allah, insan denen şu varlığı yaratmış ve onu nimetleri ile donatmıştır. Yeryüzünde bozgunculuk yapan ve zulmeden, Allah’ın yolundan sapıp O’na ortaklar koşan, birbirlerine zulmedebilen, kendileri dışındaki yaratıklara eziyet edebilen tek varlıktır … Yüce Allah bütün bunlara rağmen onlara yumuşak ve merhametli davranır. Onlara acıyarak biraz zaman tanır. Bu, kuvvetle birlikte olan hikmetin, adaletle birlikte olan rahmetin gereğidir. Ne var ki, insanlar kendilerine tanınan bu süreye aldanıyorlar. Kalpleri Allah’ın rahmetini ve hikmetini kavrayıp hissetmiyor.

İnsanlar hilim sıfatına izafi olarak sahip olabilirler ancak El-­Halim sıfatı hakiki manada ve tamamıyla Allah’a aittir. Kulların kendi aralarında hilim sıfatına sahip olmaları Yüce Allah’ın kendilerine hilim sıfatıyla tecelli edip muamele etmesine liyakati mucip kılar.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.