sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El-Mugnî Sıfatı

Allah(cc)’nun El-Mugnî Sıfatı

 

Muğni; yine kökünden türeyip if’al babından gelen bir ism-i faildir, mastanda Ganiy isminden geldiği gibidir. Kelime olarak; cömert, nimet vermek, ikram etmek, ihsan etmek, lütfetmek, mal-mülk vermek ve zengin etmek gibi manalara gelir.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Muğni; zengin yapan, nimetlendiren, ihsanı bol olan ikram ve lütuf sahibi olandır.

Allah’tan başka bervarlık Mümkün-ul Vucud’dur yani varlığı mümkün olandır. Bütün varlıklar ancak Allah’ın var etmesiyle var olmuşlardır. Yani her varlığın varlığı ve varlığını devam ettirmesi tamamen Allab’a bağlı ve O’na muhtaçtır. Onların ihtiyaçlarını gideren ise ancak Allah (c.c)’dır. Allah (c.c) bu sıfatlarıyla muğniydir. Allah (c.c) kimi dilerse zengin eder. Yüce Allah’ın yukarıda okuduğumuz Ğaniy ism-i şerifi ğaniy oluşu tam ve eksiksiz demek olurken, muğni ise tamdan daha üstün olarak ifade edilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allahın el-Muğni ism-i şerifi aynı lafızla geçmeyi aynı manada olan “eğna” veya “yuğni” şeklinde Allah’ın fiili olarak 6 yerde ifade olunmaktadır. Bunlardan iki tanesini okuyalım.

 

وَأَنَّهُ هُوَ أَغْنَى وَأَقْنَى

 

Ve şüphe yok ki, zengin eden ve fakir düşüren O’dur.( Necm Suresi: 48)

 Bütün nimetler Allah’ındır ve O’ndandır. Kul dünyada Allah’ın vermiş olduğu nimetleri hem ihtiyaçlarını gidermek hem de onun vasıtasıyla Allah ( c.c )’a ibadet etmek için tasarruf ederse kazançlı çıkar. Ancak nefsi için biriktirmeyi sevip Allah için sarf etmeyi sevmez ise kaybeden kendisi olur. İnsan kendini müstağni gördüğünde azgınlaşır, oysa dilerse zengin edip, dilerse de fakirleştiren Allah (c.c)’tır. Zenginliği kendinden bilip fakirlere tepeden bakan ve Allah (c.c)’a kulluk yolunda sarf etmeyen Allah’a karşı isyan etmiş olur. Lakin Allah (c.c)’tan korkar, nimetleri Allah’tan bilip ve ancak Allah’ın zengin kıldığının şuurunda olursa, zenginliğin de bir imtihan aracı olduğunu fark ederek Allah ( c.c) için sarf ederse kazanan olur.

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلاَ يَقْرَبُواْ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ إِن شَاء إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

 

Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.( Tevbe Suresi: 28)

Bütün insanlar yeryüzünde iki hedefe doğru istikamet alırlar.

Birincisi; ebedi saadete nail olmak için sırat-ı müstakimden yürümek   böyle bir yolda giden insan, her şeyi yaratanın Allah (c.c) olduğunu ve bütün nimetlerin O’ndan olduğunu bilip yaratılış gayesinin de Allah’a kulluk etmek olduğunun şuurunda olarak kendisinin kendinde dahi kendine ait bir şey olmadığını kabullenerek sadece Allah’ın emirleri ve rızası doğrultusunda O’na kulluk için O’nun göstermiş olduğu yolda yürür. Hayat gibi zenginliğinde bir imtihan aracı olduğunu bilen bir kimse onunla şımarmaz, isyan etmez ve onunla insanları değerlendirmez.

İkincisi; dört ayaklı hayvanlar gibi hayatın gayesini ve istikametini idrak etmeden sadece nefsinin arzulan istikametinde kendisine verilen imkanları sarf edip, kendisine verilen imkanlarla şımarıp insanları maddi ölçülerle değerlendirir, kulluk görevini yapmaz, Allah (c.c)’a isyan eder ve cehennemin yolunu tutar. Bugün yeryüzünde bu tiplere değişik isimler verilse de gerek kapitalist, gerek emperyalist, gerek materyalist veya herhangi bir beşeri ideoloji saplantısında yürüseler de hepsinin istikameti cehennemdir.

Birçok insanları zenginlik şımartmıştır ve birçok zenginler zenginliklerini korumak hatta artırmak için sistemler kurmuş ve insanlara tahakküm etmişlerdir. Oysa Allah teslim olmuş toplumlarda zengin ve fakir kardeş olarak aynı safta bulunurlar. Namaz safında, cihad safında ve Allah’a kulluk safında evvela Mü’minler kardeştir ve eşittirler. Ancak farklılık takvadadır.

Yüce Allah’ın el-Muğniy ism-i şerifi ile ilgili olarak okuduğumuz bu iki ayet-i kerimeden sonra aynı isim ile alakalı olarak bir hadis-i şerif okuyalım.

Ebu Saidi’l-Hudri (radıyallahu anlı) anlatıyor: “Ensar (radıyallahu anhüm)’dan bazı kimseler, Resulullah (aleyhlssalatu vesselamj’dan bir şeyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o isteklerini yine verdi. Yanında mevcut olan şey bitmişti; şöyle buyurdular: “Yanımda bir mal olsa, bunu sizden ayrı olarak (kendim için) biriktirecek değilim. Kim iffetli davranır (istemezse), Allah onu iffetli kılar. Kim istiğna gösterirse Allah da onu ğani kılar. Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır.”(Buharı, Zekat 50, Rikak 20; Müslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2,997); Ebu Davud, Zekat 28, (1644); Tirmizi, Birr 77, (2025); esai, Zekat 85)

İnsanlar fakirdir, zengin Allah (c.c)’dır, insanlar acizdir, kudret veren Allah (c.c)’dır, insanlar bir hiç iken, onları var eden Allah (c.c)’dır, nimet veren ve bundan sonra verecek olan Allah’tır, ancak azap eden de Allah’tır.

“Yüce Allah, ne zatı ile ne de zatı sıfatları ile hiçbir şeye bağlı değildir. O, kendi varlığı ile kaimdir. Varlığının başkasına bağlı olmasından münezzehtir. Zatı veya zatı sıfatlarından biri başkasına bağlı olan, varlığı veya kemali bu dış varlığa dayalı olan her varlık, yardıma muhtaçtır. Başkasının yardımına muhtaç olan ise Gani (zengin) olamaz. Böyle bir durumun Allah için düşünülmesi mümkün değildir. Bu yüzden O, mutlak Ğani’dir. Allah aynı zamanda Muğni (zenginlik veren, zenginleştiren)’dir. Ancak her zenginlik verenin mutlak Gani olması düşünülemez. Zira zenginlik veren zengin olma ihtiyacı duyar. İhtiyaç duyan ise zengin olamaz. Oysa Allah, zengin olmaya ihtiyaç duymaz. Bu yüzden O, mutlak Gani ve Muğni’dir. Allah’ın dışında zenginlik verenler, zenginlik verdiklerine daima destek vermek ve bu desteği kesintiye uğratmamak zorundadırlar. Aksi halde zenginlik vermiş olmazlar. Fakat Allah’tan başka hiç kimsenin buna gücü yetmez. Çünkü zenginlikleri ne kadar çok olsa da güçleri ve sahip oldukları şeyler sınırlıdır. Dolaysıyla gerçek zengin, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye ihtiyacı olmayan Allah’tır. Başkasına muhtaç olanların zenginliği ise ancak mecazi anlamdadır.”( Gazali, elmaksadul esna s. 154)

İnsanlar içerisinde en zengin kimse, Allah’a muhtaç olduğunu bilen kimsedir. Yine insanlar içerisinde en müflis kimse, nimetlerin kendinden değil Allah’tan olduğunu sanan kimsedir. Bu itibarla Allah’ın el-Muğni ism-i şerifini bilen kimse, her şeyin Allah’tan olduğunu anlayıp daima O’nun sevgisini kalbinde arttırarak ibadet ve taatini ziyadeleştirmeye çalışır.

Yorumlar

  1. Uslan dedi ki:

    Güzel bir yazı olmuş teşekkürler.