Hamd tekbir edilmeye layık olan ALLAH(C.C)’A mahsustur. Salat ve selam peygamberimize ve onun aline ve ashabın üzerine olsun İNŞALLAH.
Tekbir, Allahu Ekber-Allah en büyüktür demektir. Allah’ın mutlak ve sonsuz, eşsiz ve benzersiz ulu olduğunu kalben ve lisanen dile getirmektir. Yani inanmak ve ikrar etmektir.
“Allahu Ekber” de tıpkı Kelime-i tevhid, Sübhânellah, el-hamdülillah gibi bir iman ifadesidir
Bir din seçiminin sözle dile getirilmesi, bir kulluk bildirimidir. İnanan insan, bu cümleyi söyleyerek kimi büyük tanıdığını, kime ibadet edeceğini ilan eder.
Bu mesaj insanlara kimin ‘en büyük’ tanınması gerektiğini haber veriyor.
Allahu Ekber iman edenlere büyüklüğü nasıl bilinmesi, ve kime büyük denilmesi gerektiği, insanın bu büyüklük karşısındaki acizliğini ve küçüklüğünü (hiçliğini) öğretiyor.
Uydurma ilâhları ‘Ekber’ tanıyan insanlara bundan güzel bir mesaj olamaz.
Allah’ın dışında herhangi bir varlığa ‘en büyük’ diye hitap etmek şüphesiz İslâmın ölçüleriyle bağdaşmaz. Bu niteleme ister sevgiden isterse korkudan kaynaklansın, fark etmez.
En büyük olma sıfatı, nitelik, nicelik, makam, güç ve kudret kaynağı olarak Allah’a aittir.
‘Allahü ekber’ sözü, kulun Allah’ı tasdik etmesinin, O’na teslim olmasının, O’na karşı kul olduğunun bilincine varmasının açıkça gösterilmesidir. Başkalarının inandığı bütün büyüklük taslayan anlayışlarının reddedilmesidir.
Mü’min, iman ederek bu büyüklüğü tasdik eder. Allah’ın kendilerine hidayet vermesinden dolayı Allah’ı ‘tekbir’ eder, ‘Sen en büyüksün’ der. Büyüklük (Kibriya) kelimesi neyi ifade ediyorsa, büyüklükten ne kaydediliyorsa hepsinin Allah’a ait olduğunu ilan eder.
Namazlarda söylenen diğer büyüklük ifâde edici tekrarlar (Allahu ekber’ler) da bu niyetle söylenmiş olmaktadır.
“Allahu Ekber-Allah en büyüktür“ demektir ve sıradan bir cümle değildir.
Uydurma ilâhlara inanan kimseler, tapındıkları tanrıları büyük bilirler.
Zorbaların, diktatörlerin, tağutların önünde secde edenler, ya da onlara itaat edenler; onları çok büyük, en büyük tanırlar.
Kimileri kendilerine hükmeden güç odaklarını, iktidar seçkinlerini en güçlü ve büyük zannederler.
Kimileri de süper güç olarak adlandırdıkları zalim ve emperyalist devletleri, her şeyi gören, her şeye gücü yeten kadir-i mutlak kabul eder.
“İnsanlardan bazısı, Allah’tan başkasını Allah’a endâd (eşler ve benzerler) edinir de onları, Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah’ı severler (onların Allah’ı sevmesi her şeyden, her sevgiden daha fazladır).“ (Bakara 2/165)
Rabbimiz mü’minlere ‘Allahu Ekber’i öğreterek, bütün bu büyüklük yanlışlığından onları kurtarmıştır. En yüce olan; eşi ve benzeri olmayan, her şeyi yoktan var eden, sonsuz güç sahibi, her an diri ve canlı olan, ezelî ve ebedî olan Allah’tır.
Allah’ın “Ekber“ oluşu, “alâ“ ve “azam“ oluşunu da içine almaktadır. Son ikisi, âdeta ilkinin açıklaması gibidir.
Tekbirin açılımı: “Büyük olanın büyüklüğünü takdir etmek, teslim etmek, kabul etmektir.
Tekbir üç kısımdır:
Kalbin tekbiri: Allah’ın sonsuz büyüklüğünü kalbin kabul etmesi ve bunu sindirmesidir. Kuran’daki kebir-tekbir et emri, söyle değil yap emridir. Ancak bu bir kalp fiilidir ve kalpteki şey kendini söz üzerinden ifşa eder. Bunun başlama noktası, Kebir ismine kalbin iman etmesidir.
Aklın tekbiri: Allahu Ekberi tasdik eden kalbe aklın verdiği ilmi destektir. Akıl bu işe yatarsa kalp mutmain olur. Akıl bilgi ile tatmin olur. Allah’ın büyüklüğünün delillerini de el-Kebir isminden öğrenir
Dilin tekbiri: Allahu Ekber dillerle söylenen muhteşem bir iman parolasıdır. Ekber üstünlük zamiri olarak ‘en büyük’, sıfat olarak ‘en büyük’ manasına gelir. Doğrusu zihne, ‘kimden daha büyüktür’ sorunu davet etmemesi için Allahu Ekber’deki, Ekber’in anlamını sıfat olmasıdır. Ayrıca, yeryüzünde haksız yere istikbar edip insanları sömüren, onlara baskı uygulayan ve haklarını ellerinden alan müstekbirlere karşı durmayı da öğütlüyor. Bu karşı koyuşun ‘Allah adının büyüklüğü- Allahu Ekber ve Tevhid kelimesinde saklı olan şuur ile olabileceğini belirtiyor.
Tekbir getiren Allah’ın büyüklüğünü itiraf eder. Bunu itiraf eden tevazusunu takınır. Mütevazi olanı ise Allah (cc) yüceltir. Yani tekbir insanı yüceltir.
Tekbir zaten en büyük, tek büyük, hep büyük olan Allah’ı büyütmez. Asıl tekbir, tekbir getiren aciz, zavallı insanı büyütür. Onun imanını, aklını, aşkını, adanmışlığını, amelini, aidiyetini, ahde vefasını, basiretini, direncini, dayanıklılığını, sebatını büyütür
RABBİMİZ BİZLERİ HAYATIMIZIN HER ALANINDA TEKBİR EDEBİLENLERDEN EYLE AMİN
Selam ve dua ile
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN