ANİ VE MÜTEMADİ SUÇU BİRBİRİNDEN AYIRMANIN ÖLÇÜSÜ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Cebbar, kahhar olan Allah azze ve celle’ye Salat Rasulune Selam ise hidayete tabi olan tüm Mü’minlerin üzerine olsun inşaAllah.
Suçun ani olup olmadığını açıklayan yalnızca teşrii hükümlerdir. Çünkü bu hükümler, suçu tanımlamakta, maddi unsurunu açıklamakta, böylece suç olmayan fiiller suçu ayırd etmektedir. Eğer yapma veya kaçınma bulunuyorsa fiilin işlenmesi veya kaçınma durumunun bulunması ile sona erdi ise, suç anidir; Eğer fiil veya kaçınma sürekli olarak meydana gelme ve yenilenme vaziyetinde ise suç mütemadidir.
Burada suçun istismarıyla, suç neticesinin istismarı arasındaki farkı ayırt etmeliyiz. Mesela hırsızlık, bir şey gizlice almakla tamamlanır ve bu ani bir suçtur. Bundan sonra çalınan şeylerin hırsız da bulunması hırsızlık fiilinin istismarı, devamı değildir. Hırsızlık cürmünün sonucunda istismar söz konusudur. İçki içmek suçu, içkinin içilmesi ile tamamlanır. Ve bu bir ani suçtur. Eğer içen kişi sarhoş hale geldiyse, sarhoşluğu suçun istismarı sayılmaz. Sarhoşluk, suç fiilinin istismarıdır. Çünkü sarhoşluk içmenin bir sonucudur. Dövmek ve yaralamak ani (sonucu derhal meydana gelen) bir suçtur. Yalnızca dövmek ve yaralanmakla suç tamamlanır. Mağdur belirli bir süre tedavide kalırsa, bu suçun devamı değil suçun bir esiri sonucudur.
MÜTEMADİ SUÇLARIN AYRIMI
Mütemadi suçlar, yenilenen suçlar ve devamlı suçlar diye ikiye ayrılır. Yenilenen suç, suçlunun iradesine bağlı olarak mütemadilik (süreklilik) gösteren bir suçtur. Zekatı vermekten, yahut ufak çocuğu velisine teslimden kaçınmak, ruhsatsız silah bulundurmak gibi. Bu hallerde suçlu kişi iradi bir şekilde fiili işlemekten veya çocuğu testinden kaçınıldığı sürece suç mevcuttur. Fakat suçun devamlılığı izinsiz silah bulunduran, yahut zekat vermekten veya çocuğu hamisi ne testinden kaçınan suçlunun iradesine dayanmaktadır.
Mütemadi suçlarda ise, suçlunun iradesine bağlılık göstermeksizin devamlılık arz eden durumlardır. Suçu oluşturan fiil, suçlunun iradesine müdahalesine haset olmaksızın devamlılık taşır. Yola kuyu kazmak, başkasının arazisinde veya izin verilmeyen bir yerde bina yapmak gibi.
BU AYRIMIN ÖNEMİ
Bu taksimin birçok yönlerden önemi vardır. Aşağıda bu önemi açıklamaya çalışacağız
- YETKİ YÖNÜNDEN
Ani fiil için suçluyu yargılamaya yetkili mahkeme, suç oluşturan fiilin, meydana geldiği yerdeki mahkemedir. Çünkü hüküm verme yetkisi zaman ve mekanla sınırlıdır, mekana göre tayin edilir. Ani olmayan, gayri muvakkat suçtan dolayı suçluyu yargılamaya yetkili mahkeme ise, her yeni veya temati eden fiil veya fiillerin yargı sınırları içinde vaki olduğu, işlendiği her mahkemedir. Bu fiilin birçok yerde işlenmesi mümkün olduğundan, ani olmayan suça bakmakla yetkili mahkemenin birden fazla olması doğrudur.
- ZAMAN AŞIMI YÖNÜNDEN
Ani suçlar, umumi davayı (amme davasını) düşüren süre, suçun işlenme zamanından hesaplanır. Ani olmayan suçlar ise, müddet yenileme veya istismar ne zaman (temati) halinin, temati eden fiilin sona ermesinden itibaren hesaplanır.
- YENİ HÜKÜMLERİ, KANUNLARI UYGULAMA YÖNÜNDEN
Yeni kanunlar, daha önce işlenmiş olan ani suçlara uygulanmadığı halde, daha önce işlenmeye başlamış ve devam eden (ani olmayan) suçlarda bu yeni hükümler uygulanır. Fiil sürüp gittiği, istismar hali bulduğu sürece hakkında yeni kanun hükmü uygulanır.
- KENDİSİYLE KARAR VERİLEN ŞEYİN KUVVETİ YÖNÜNDEN
Ani suçlu hüküm, mahkemeye intikal ettirilen olaya verilmiş sayılır. Eğer daha önce meydana gelmiş, fakat hakkında dava açılmamış olaylar varsa bunlar, hakkında karar verilen suç çeşidinden bile olsalar hüküm onlara şamil sayılmaz. Hükümden sonra meydana gelen benzeri hadiseler de de durum aynıdır.
Hükümden önceki veya sonraki olaylar karara bağlanan olay çeşidinden ise, hükümden sonraki olaylar hakkında yeni bir dava açılabilir. Fakat hükümden önceki olaylar için bu imkânsızdır. Aradaki bu farklılığın sebebi, önceki olaylara tedahül ve ictimai kurallarının uygulanmasıdır. Tedahül ve fikri ictimai kurallarına göre, hakkında hüküm verilmiş bir suçun benzeri olan, daha önceki suçlarla alakalı bir dava açılamaz. Çünkü ceza, suç işlemeyi önlemek ve suçluyu terbiye ve ıslah için teşrii kılınmıştır. Her iki amacın gerçekleştirilmesine bu ceza yeterli bir şekilde konulmuştur. Şu halde ceza verildikten sonra yeni olaylar meydana gelmediği takdirde tekrar tekrar ceza vermeye gerek yoktur.
Fakat ani olmayan suçlarda ise, suç oluşturan fiillerin bazıları mahkemeye getirilmemiş olsa dahi, verilen hüküm dava açma konusunda bütün önceki olaylara şamil sayılır. Çünkü bütün fiiller ve olaylar bir tek suçu oluşturmaktadır. Böylece hüküm verilmeden önce, işlendikleri sürece mahkemeye getirilmemiş olaylar hakkında yeni bir dava açılmaz. Suç, yenilenen suçlardan ise, hüküm verilmesinden sonraki olaylar hakkında yeni bir dava açılabilir, mütemadi suçlarda ise haklarında yeni bir dava açılmaz.
- İSLAM HUKUKU İLE MODERN HUKUK ARASINDA MUKAYESESİ
Suçların ani suç ve ani olmayan suç (temadi eden suç) şeklinde ikiye ayrılması ve bu ayrımın sonuçları hususunda İslam hukuku ile modern hukuk bir uyuşum halindedir. Fakat modern hukukta hakim nazariyeye göre eğer suç ani ise, hakkında hüküm verilen olaydan önceki olaylara ceza verilmesi mümkündür. Çünkü verilen hüküm yalnızca hakkında hüküm verilen olayda kaziye-i muhakeme (kesin hüküm) teşkil eder. İslam hukuku ile modern hukuk arasındaki bu farklılığın sebebi, İslam hukukunun modern hukuka henüz bilinmeyen ileride bahsi gelince açıklanacağı gibi tedahül nazariyesini kabul edişidir. Nitekim modern hukukçulardan bazısı bu nazariyeyi olumlu karşılamakta ve savunmaktadır.