sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

CAHİLİYYE ADETİ

10.08.2020
933
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

“Hac ibadetinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. İnsanlardan, “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver” diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur.” (Bakara/200)

Hac ibadetlerini bitirdikten sonra Araplar, Mina’da toplanıp kendilerinin ve atalarının başarılarıyla övünüp sohbet etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdi. Burada, onlara bu kötü alışkanlıktan vazgeçmeleri ve atalarının adını anmak yerine, vakitlerini Allah’ı anmak ve tefekkür etmekle geçirmeleri bildirilmektedir.

Eyvah ki ne eyvah!!!

Peygambere iman ettiğimizi söylememize rağmen, cahiliyenin adetine yönelik tavırları üzerinde barındıranlara ne büyük bir uyarı.

Vallahi bu ayetten ne dersler çıkarılır.

Bakın bu araplar hac ibadetini bitirdikten sonra yapıyorlar bu ameli. Sen bunu; namaz kıldıktan sonra anla, oruç tuttuktan sonra anla. Oruç tuttuktan sonra akşam nerede toplanıyor insanlar. Kahvede mi, kafede mi yoksa teravih de mi? Kahve de kim konuşuluyor? Kim anılıyor? Kimisinde oruçta yok, namaz da?

Yani demem şu ki; namaz kılanlar, oruç tutanlar bile Allah’ı anmazken diğerlerini konuşmaya gerek yok. Soruyorum günde en çok neyi anıyoruz? Gündemimiz ne? Futbol ligi mi? Siyaset mi? Yoksa dünyalık mevki sahibi olanların malları mı?

Evet şimdi muhatap Müslümanlar:  Heyyy!!! bize söylüyor Allah azze ve celle:

Siz bir zamanlar bir ortamda toplandığınızda gerek atalarınızı, gerek futbol takımınızı, gerek siyasi düşüncelerinizi överek anıyordunuzya;  artık bu kötü alışkanlıktan vazgeçmeli ve birilerinin adını anmak yerine, vakitlerini Allah’ı anmak ve tefekkür etmekle geçirmeniz gerektiğini bildiriyor Allah azze ve celle. Çünkü siz artık bir kitaba ve peygambere inanıyorsunuz. Artık başıboş değilsiniz. Başı boş olanlar cahiliyye ye mensup insanlardır. Eğer sizde onlardansanız ayrı mesele. Ama kendinizi islama atfediyorsanız nerede, ne zaman, ne yamanız gerektiğini Allah azze ve celle bildiriyor. Bu bildiriyi dikkate almayanların cahiliyeden bir farkı kalır mı? (maazallah)

Şu uyarılan toplumu biraz daha yakından tanıyalım:

Araplar cahiliye döneminde Ukaz, Mecenne ve Zülmecaz çarşılarında buluşurlardı. Bu çarşılar sadece birer alış-veriş merkezi değildi. Buralar aynı zamanda şiir yarışmaları düzenlenen, ataların ve soy üstünlüğünün iftihar vesilesi yapıldığı yerlerdi. Bundan dolayı Ukaz, Mecenne ve Zülmecaz şenliklerinde günlerini bu boş amaçlar uğrunda, yani soya dayalı böbürlenmeler ile atalarla övünme yarışlarında harcıyorlardı. Fakat İslâm’ı benimsemekle çok önemli bir misyona kavuşmuşlardı. İslâm onları yeniden dünyaya getirdikten sonra kafalarında yepyeni bir düşünce sistemi oluşturmuştu. Şimdi Kur’an-ı Kerim onları iyiye ve yararlıya yöneltiyordu. Hacc görevlerini sona erdirdikten sonra atalarını anmaya değil kendilerini yüce Allah’ı anmaya çağırıyordu.

Yüce Allah’ın onlara “atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha ısrarlı bir dille Allah’ı anın” diye buyurması, atalarını yüce Allah ile birlikte anabilecekleri anlamına gelmez. Tersine bu ifade kınama niteliği taşır. Bunun yanı sıra daha lâyık olana, daha öncelikli olana yönelmeyi telkin eder. Bu ayet ilk müslümanlara diyor ki; “Sizler yalnızca Allah’ı anmanız caiz olduğu halde tutup atalarınızı anıyorsunuz. Bu alışkanlığınızı Allah’ı anma alışkanlığına dönüştürün. Hatta Allah’ı daha ısrarlı bir dille anın. Elbiselerinizden soyunarak sıyrıldığınız gibi, O’na doğru yola çıktığınıza göre soy ilişkilerinden de sıyrılın.

Evet bizlerde artık eski alışkanlıklarımızdan sıyrılmalı ve Rabbimize yönelip O’nun verdiği nimetlerle O’nu anmalıyız.

 

Vakıa suresinde şöyle buyruluyor:

 

  1. Ektiğinizi gördünüz mü?
  2. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
  3. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
  4. “Doğrusu borç altına girdik.”
  5. “Doğrusu, biz yoksul bırakıldık” (derdiniz).
  6. İçtiğiniz suya baktınız mı?
  7. Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
  8. Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
  9. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
  10. Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.
  11. Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt.

 

Kur’an’ı okusaydık anılması gereken merciyi çoktan anlardıkta aciz olanlara meyletmezdik.

Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.