sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

DÜNYADA YAPTIKLARININ KARŞINA ÇIKACAĞI YER (HESAP)

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi, Maliki, ölümü ve hayatı biz kullarının hangisinin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için yaratan, yolundan gidildiği takdirde emniyetin elde edildiği Allah (Celle Celaluhu)’a aittir.

Salat ve selam rehberimiz ve önderimiz, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden Ashabına, bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta olan tüm Müslümanların üzerine olsun.

Enbiya 1: İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar

Hesap günleri yaklaştı.” Mahşer günü. Burada insanlar, Rablerinin huzuruna çıkarılıp amellerinin hesabını verecekleri günün uzak olmadığı söylenerek uyarılmaktadırlar. Hz. Muhammed’in (s.a) peygamber olarak gelişi insanlığın tarihinin büyük bir bölümünün geride kaldığını gösteriyordu. Peygamber (s.a) de iki parmağını bitiştirip aynı noktaya temas etmiştir: “Ben bu iki parmağın birbirine bitiştiği gibi kıyamet gününe bitişik bir zamanda gönderildim. Bununla Allah(Celle Celaluhu)’ın Rasûlu (s.a) şöyle demek istiyordu: “Benimle kıyamet günü arasında başka bir peygamber gelmeyecek. Bu nedenle halinizi şimdi düzeltin, çünkü benden sonra müjdeleyen ve uyaran bir rehber gelmeyecektir.”

Enbiya 2: Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinlemektedirler.

Yani, “Onlar, ne uyarılara kulak asıyor, ne akibetleri konusunda kafa yoruyor ve ne de Rasûlün mesajını (nasihat veya zikr) dinliyorlar.

İnsanlar mahşer alanına toplandıklarında

Fecr 21 Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,

22 Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,

23 Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?

24 “Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim.” der.

Abdullah İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (asm) şöyle buyurdu:

“O gün cehennem getirilecek. Onun yetmiş bin yuları (tutulacak kulpu) bulunacaktır. Her yularla birlikte yetmiş bin melek bulunacak. Onlar cehennemi o kulplardan tutup çekeceklerdir.” (Müslim, Cennet, 29; Tirmizi, Cehennem, 1)

Ümmetler içirisinde ilk hesaba çekilecek olan ümmeti muhammeddir

Gizli şirk olan riyâ ve gösteriş için kullukta bulunmanın çok hazin bir aldanış ve fecî bir âhiret iflâsı olduğu, şu hadîs-i şerîfte ne kadar da ibretli bir şekilde ifâde edilmektedir:  “Kıyâmet günü, aleyhlerinde ilk hükmedilen insanlar şunlardır:

Birincisi; şehîd edilen kimsedir. O, Allâh’ın huzûruna getirilir. Allah ona bahşettiği nîmetleri anlatır. O da, bunları îtirâf eder. Cenâb-ı Hak:

«–Öyleyse bunlara karşı ne yaptın?» diye sorunca adam:

«–Yâ Rabbi! Senʼin uğrunda şehîd edildim.» der.

Allah Teâlâ buyurur ki:

«–Yalan söyledin! Sen, yalnızca korkusuz ve cesur denilsin diye harbettin. Gerçekten öyle de denildi.»

(Sonra) onun hakkında emredilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

İkincisi; ilim öğrenen, başkalarına da öğreten, ayrıca Kur’ân okumakla da meşgul olan adamdır. O huzûra getirilir. Allah kendisine olan nîmetlerini anlatır. O da îtirâf eder. Cenâb-ı Hak:

«–Bunlara karşı ne yaptın?» diye sorunca adam:

«–İlim tahsîl ettim, onu başkalarına da öğrettim. Senʼin uğrunda Kur’ân da okudum.» der.

Allah Teâlâ buyurur ki:

«–Yalan söyledin! Sen ilmi, ancak âlim denilsin diye öğrendin; Kur’ânʼı da, ancak o kārîdir (kırâat ehlidir) denilsin diye okudun. Gerçekten, öyle de denildi.»

Sonra hakkında emrolunur ve ateşe, yani Cehennem’e atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

Üçüncüsü; Cenâb-ı Hakk’ın kendisini (imkân bakımından) genişlettiği, malın her çeşidinden verdiği adamdır. O getirilir. Allah ona verdiği nîmetlerini anlatır. O da bunları îtirâf eder. Cenâb-ı Hak:

«–Öyleyse bunlara karşı ne yaptın?» diye sorunca adam:

«–Hakkında infâk edilmesini emir buyurduğun hiçbir yol bırakmadım. Malımı ancak Senʼin yolunda harcadım.» der.

Cenâb-ı Hak buyurur:

«–Yalan söyledin! Onları ancak, cömerttir denilesin diye yaptın. Nitekim öyle de denildi.»

Sonra hakkında emredilir ve Cehennem’e atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.” (Müslim, İmâre, 152)

Muaviye r.a bu hadisten çok ağladı ve Rasulullahın söylediklerinden şüpe yoktur dedi sonra şu ayeti kerimeyi okudu

Hud 15: Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar

Katâde şöyle der: Kimin niyeti ve gayreti dünyayı elde etmeye yönelikse, Allah onun iyi işlerinin karşılığını dünyada verir. Sonra, karşılığı verilecek hiçbir iyiliği kalmaksızın ahirete gider.
Şu dünyada yapılan her çalışma, harcanan her emek karşılığını görür. İster bu çalışmanın, bu emeğin sahibi bakışlarını yüce ufuğa dikmiş olsun, isterse çalışmalarını sadece yakın vadeli çıkarlarına, şahsi beklentilerine yöneltmiş olsun, farketmez, her iki durumda da kural geçerlidir. Fakat eğer insan dünya hayatı peşinden koşar, sırf onun çekici güzellikleri uğruna çaba harcarsa, bu dünyada çalışmalarının karşılığını alır; belirli bir sürenin sonuna kadar bu sonuçlardan yararlanır.

Fakat böyle bir kimseyi ahirette bekleyen tek akıbet, cehennem ateşidir. Çünkü orası için hiçbir hazırlık yapmamış, hiçbir şey biriktirmemiş, hatta orayı hiç hesaba katmamıştır. Dünya için yaptığı bütün çalışmaların karşılığını dünyada alır. Fakat bu dünya amaçlı çalışmalar ahirette geçersizdir, orada onlara hiçbir önem verilmez, bu tür çalışmalar, zehirli ot yiyerek karnı şişen devenin kabarmasına ve arkasından çatlamasına benzer, kof bir genleşme gibidir. Bu tablo, dünyadaki kof genleşmelere, sonunda çatlayıp ölmeye vardıran hastalıklı kabarmalara uygun düşen bir tasvirdir

Hud 16: İşte bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur

 

Fakat (Onlar) öyle âhirete inanmayıp yanlızca gösteriş için, dünyevî bir maksat için amellerde bulunanlar (o kimselerdir ki, onlar için âhiretde ateşten başka birşey yoktur.) Çünkü onların bütün koşup durmaları dünyaya yöneliktir, bütün amelleri, dünyayı kazanma doğrultusundadır, amelleri Allah rızasını kazanmak için değildir. Artık onlar âhiretde ebedî bir azaptan başkasını hak etmiş değillerdir. (Ve) Onların dünyada iken (işlemiş oldukları şeyler) ameller (orada) âhiretde (boşa çıkmıştır) tamamen kaybolup gitmiştir. (Ve bütün işledikleri) haddizatında (bâtıl olmuştur) zira güzel bir itikada, Allah’ın rızasına kavuşma maksadına dayalı olmayan herhangi bir amelin uhrevî bir kıymeti bir faidesi olamaz.

ALLAH(Celle Celaluhu) çok değil ihlaslı ve devamlı amel istiyor

Keyf 104: Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.”

Yani onlar her ne yapmışlarsa Allah’ı ve ahireti düşünmeksizin bu dünya için yapmışlardır; dünya hayatını gerçek hayat olarak kabul ettikleri için, bu dünyada zengin ve başarılı olmak onların tek amacı haline gelmiştir. Onlar Allah’ın varlığına şehadet etseler bile, bu şehadetin ifade ettiği iki anlama dikkat etmemişlerdir: Hayatlarını Allah(Celle Celaluhu)’ın rızasını kazanacak bir şekilde geçirmek ve bu dünyada yapılan her şeyin hesabının verileceği o gün kurtuluşa erenlerden olmak. Onların bunu kavramamalarının nedeni, kendilerini her tür sorumluluktan uzak ve tamamen bağımsız olan akılcı hayvanlar olarak kabul etmeleri ve hayvanların çayırda yaptığı gibi bu dünyadaki tüm zevklerden faydalanmak istemeleridir.

Abdullah bin Huzeyfe söz mustakim olmaz amel olmadıkça söz amel istikamet bulmaz niyet olmadıkça söz amel niyet sıratım mustakime ulaştırmaz sünnete uymadıkça

Hesaba ilk namazdan başlar

Tirmizi:kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk ameli namazdır eğer namazı düzgün olursa işi iyi gider kazançlı çıkar düzgün gitmese hüsrana uğrar

Namaz bir tevhid eylemidir

Ahmed bin hambel  ebu derda :dostum bana dediki parça parça kesilsende ateşe atılsanda ALLAH(Celle Celaluhu)’a ortak koşma namazı tek etme

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)


İnsanın hayatı kendisine Allah(Celle Celaluhu)’ın bir emanetidir; bu emanete hıyanet etmemesi gerekir. Bir insan, hayatını Allah’ın emirleri ve yasakları doğrultusunda geçirirse, emanete hıyanet etmemiş olur.

İslâmî anlayışa göre ilim, insana doğruyu ve yanlışı gösterir. Bilen kimse, öncelikle bilgisini hareketlerine hâkim kılar ve ona göre davranışlar ortaya koyar. Böylece başkalarına örnek oluşunun yanında, insanları bilgilendirme sorumluluğunu da taşır. Herkes, kıyamet gününde, Allah(Celle Celaluhu) huzurunda, bildiği kadarıyla vazifesini yapıp yapmadığından, ilmini hayatına uygulayıp uygulamadığından hesaba çekilecektir.


İslâm dini, insanın mal kazanması ve zengin olmasına engel olmaz. Tam aksine, çalışıp çabalamayı, elinin emeğiyle geçinmeyi ve başkasına muhtaç duruma düşmemeyi tavsiye eder. Bütün bu konularda koyduğu tek prensip, malı ve mülkü helâl yollardan kazanmak, haram yollara sapmamak ve malın hakkını vermektir.                                   Fakat sadece helal yollardan kazanmakla iş bitmemekte, kazancın nereye ve nasıl sarf edildiğinin de bilinci içinde olunması gerekmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.