Hamd kendisinden başka ilah olmayan ALLAH(CC)’ a mahsustur. Salat ve Selam Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya aline, ashabına ve Müslümanların üzerine olsun İNŞAALLAH.
İnsanın kendisi için yaratılan bu dünya aslında insanın imtihanıdır. Dünyanın bu çekiciliği ve güzelliği bir çok insanın ona aldanmasıyla maalesef insanoğlunun sonunu da hazırlamıştır. Ahirette gideceğimiz yer, Amellerimizle ya cennet ya da cehennem olacaktır.
Çoğu insan bunları bilir ‘dünya gelip geçicidir. Dünya aldatıcıdır, dünya insanı yıpratır.’ Diye söylenir. Ama ne var ki söylemlerimizle amellerimiz aynı değildir. Dünya sevgisi, dünyaya dolma, onun zevk ve sefası ile meşgul olup, ondan başkasını unutmaktan ibarettir.
Dünyanın her türlü nimetinden faydalanan şehevi ve nefsani isteklerine ram olup, onların isteklerini daima yerine getirmeye çalışan kimseye dünyadan ayrılmak zor gelir.
Neden? Bunun bir değil birçok sebepleri vardır. Ama en önemlisi olan tabi ki insanın dünyaya mala, mülke, paraya şöhrete (vs) gibi şeylere olan hırsından kaynaklanmaktadır.
Enes İbn-i Malik’ den rivayet edildiğine göre peygamber efendimiz şöyle buyuruyor;
“ Ademoğlu ihtiyarlar. Fakat kendisinde iki şey gençleşir. Yaşama’ (ya olan) hırsı ile mal ‘(a olan) hırsı.”
İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın, yaşlandıkça ölüme yaklaşmaz, daha çok yaşamasını arzular. Bunun gibi ne kadar zengin olursa olsun, mal ve mülkü arttıkça mala olan hırsı çoğalır, hayra vermeye yönelmez.
İnsan da bulunan bu hırs İslam için ALLAH(CC) için olsaydı insanı ebedi hayatta mükafatlandırırdı. Ama bizlerin hırsı dünyaya, mala, mülke, karşı olduğundan kendi ellerimizle maalesef sonumuzu hazırlıyoruz.
Hz. İsa (as) şöyle buyuruyor. “Dünya isteklisi deniz suyundan içene benzer. Ne kadar içerse o kadar susar sonunda ölür de susuzluğu gitmez.”
Dünya hayatında istediği gibi yaşayıp rahatlayacağını zannedenler yarın ahirette cehenneme girdikleri vakit gerçeği göreceklerdir.
Rabbim bizleri doğru yolda gidenlerden eylesin İNŞAALLAH.