sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 14. VE 21. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 14. VE 21. AYETLER ARASI
31.08.2019
589
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

14- Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır.
15- De ki: “Size bundan daha hayırlı olanı bildireyim mi? Korkup-sakınanlar için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler(11) ve Allah’ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir.”(12)
16- Ki onlar: “Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenler;
17- Sabredenler,(13) doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ‘seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir.
18- Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti;(14) melekler ve ilim sahipleri de O’ndan başka ilah olmadığına adaletle(15) şahitlik ettiler. Aziz ve hakim olan O’ndan başka ilah yoktur.

AÇIKLAMA

11. Bkz. Bakara an: 27
12. Yani, “Allah, kendi rızasını hatalı veya acayip bir şekilde izhar etmez. O yapmacık ve gelişi güzel kararlar da vermez. O, kullarının niyetlerinden, amellerinden ve hareketlerinden tamamen haberdardır ve onları doğru değerlendirip, kimin kendi rızasını kazanması gerektiğini, kimin de kendi gazabına müstahak olduğunu bilir.”
13. Bu şu anlama gelir: “Onlar hak yolunda sabrederler, kayıplar ve zorluklardan yılmazlar, yenilgilerle onların cesaretleri kırılmaz ve onları hiçbir çıkar hak yoldan çeviremez. Hiçbir başarı şansı olmadığı durumlarda bile onlar Hakk’a bağlı kalırlar” (Bkz. Bakara an: 60)
14. Bu, Allah’ın kendisinin tüm evrende mâbudluk sıfatına, otorite ve haklarına sahip tek Mâbud olduğuna şehadet etmesidir. Bu O’nun şahitliğidir ve kimin şahitliği, evrendeki tüm gerçeklikleri doğrudan bilen Allah’ın şahitliğinden daha güvenilir olabilir? O, tüm yarattıklarını görür ve ne yerde, ne gökte O’ndan gizli bir şey yoktur.
15. Allah’tan sonra en güvenilir şahitler evren’deki işleri yöneten meleklerdir. Onların delili kendi kişisel bilgilerine dayanır; yani “Bu ülkenin tek Hakim’i Allah’tır, dolayısıyla gök ve yerle ilgili işlerde O’ndan başka emir verebilecek kimse yoktur.” Daha sonra Hak bilgisiyle donanan herkes, dünyanın başlangıcından bugüne dek, tüm evrende sadece Allah’ın Hakim ve düzenleyici olduğuna şahitlik etmektedir.

19- Hiç şüphesiz din, Allah katında İslâm’dır.(16) Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ‘kıskançlık ve hakka başkaldırma’ (buğuz) yüzünden ayrılığa düştüler.(17) Kim Allah’ın ayetlerine küfrederse, gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.
20- Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah’a teslim ettim.” Ve kendilerine kitap verilenlerle ümmilere, de ki: “Siz de teslim oldunuz mu?”(18) Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık yalnızca sana düşen duyurup-bildirme (tebliğ) dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.
21- Allah’ın ayetlerine küfredenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele.(19)

AÇIKLAMA

16. Allah’a göre sadece bir tek doğru sistem ve insan için bir tek doğru hayat tarzı vardır. Bu şu demektir: İnsan Allah’a ibadet etmeli, O’nu mâbud olarak tanımalı, tamamen O’na teslim olmalı, kendisini O’na ibadet ve hizmete adamalıdır. Ayrıca keyfine göre bir ibadet şekli de icat etmemelidir. Bilâkis hiçbir şey ekleyip eksiltmeksizin Allah’ın rasûllerine indirdiği hidayet’i rehber edinmelidir. Bu düşünce ve davranma şekline “İslâm” denir. Allah’ın, kulları ve yarattıkları için İslâm’dan başkasını meşru kabul etmemesi, O’nun kulları üzerindeki mutlak hakkıdır. Bir kimse cahilce, herhangi bir sistemi -ateizm, putperestlik gibi- seçmenin, kişinin kendi hakkı olduğunu düşünebilir; fakat evrenin Hâkim’i bu davranışı isyan olarak kabul eder.
17. Bu, Allah tarafından tarih boyunca dünyanın hangi köşesine gönderilmiş olursa olsun, her peygamberin sadece ve sadece İslâm’ı tebliğ ettiği anlamına gelir. O halde herhangi bir topluluğa, herhangi bir dilde indirilen her kitap, aynı İslâm’ı öğretmiştir. Sonraları insanlar bu dini bozmuşlar ve ona ya kendi çıkarlarını korumak ya da nefislerini yüceltmek için bazı şeyler eklemişler, çıkarlarına uymayan bazı bölümleri de kitaptan çıkarmışlardır. Belirlenen sınırları aşmak, adaletsiz kazanç, imtiyaz ve haklar elde etmek istedikleri için yeni dinler icad etmişlerdir. Böylece budine tâbi olan kişiyi, kendi istek ve arzularına uydurmak için doğru Din’in prensipleri, inançları ve emirlerinde değişiklikler yapmışlardır.
18. Aynı şey şu şekilde de ifade edilebilir; “Ben ve peşimden gelenler İslâm’dan eminiz ve Allah’ın hak dinini kabul ettik; şimdi söyleyin bakalım, sizin ve büyüklerinizin yaptığı değişiklikleri bırakıp eski hak dininize dönecek misiniz?”
19. Bu, alaylı bir şekilde kâfirleri, bugün “güzel şeyler” olarak kabul edip eğlendikleri kötü amellerin sonuçlarıyla uyarmanın bir yoludur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.