EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MERYEM SURESİ 14. VE 16. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
14- Ana ve babasına itaatkârdı ve isyan eden bir zorba değildi.
15- Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.(12)
16- Kitap’ta Meryem’i de zikret.(13) Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
AÇIKLAMA
12. Bu surede ve Al-i İmran Suresi’nde kısaca değinilen Yahya’nın (a.s) görevinin ve temiz kişiliğinin anlaşılabilmesi için Yeni Ahid’in çeşitli kitaplarında yer alan şu hikayenin incelenmesinde fayda vardır:
Luka İnciline göre Yahya (a.s) , İsa’dan (a.s) 6 ay büyüktü ve anneleri kardeş çocukları idi. 30 yaşında peygamberlik verilmişti ve Yuhanna İnciline göre Yahya (a.s) görevine Ürdün’de insanları Allah’a çağırmakla başladı. O şöyle derdi: “Ben, Rabbin yolunu düzeltin diye çölde çağıranın sesiyim. (Yuhanna I: 23)
Markos’a göre: “Yahya çölde vaftiz ederdi ve günahların bağışlanması için tevbe vaftizini o vaaz eylemişti. Bütün Yahudi köylüleri ve bütün Kudüslüler ona çıkıyorlardı ve günahlarını itiraf edip Erdin ırmağında onun tarafından vaftiz olunuyorlardı. “(Markos I; 4-5) Bu nedenle o John the Baptist (Vaftizci Yahya) olarak biliniyordu ve İsrailoğulları onu bir Peygamber olarak kabul ediyorlardı. (Matta 21: 26) İsa (a.s) , Yahya (a.s) hakkında şöyle demiştir: “Kadınlardan doğanlar arasında Vaftizci Yahya’dan daha büyüğü çıkmamıştır. (Matta 12: 11)
“Yahya’nın deve tüyünden elbiseleri ve belinde deriden kuşağı vardı. Yediği çekirge ve yaban balığı idi.” (Matta 3: 4) Yahya (a.s) “Tövbe edin, çünkü göklerin melekûtu (saltanatı) yakındır” derdi. (Matta 3: 2) Bununla Hz. İsa (a.s) Peygamberlik görevine başlamasının yakınlaştığını ifade etmek istiyordu. Onunla ilgili Kur’an da aynı şeyi tasdik etmektedir: “… o (Yahya) Allah’tan olan bir kelimeyi doğrulayacaktır) ” (Al-i İmran 39) Bu nedenle ona Hz. İsa’nın “ayeti veya onun işareti” de denmiştir.
Yahya insanları oruç tutmaya ve namaz kılmaya davet etmiştir. (Matta 9: 14; Luka 5: 33, 11: 1) O insanlara şöyle derdi: “İki gömleği olan hiç olmayana versin, yiyeceği olan kimse de böyle yapsın.” (Luka 3: 11)
İsrailoğulları’ndan Ferislerin ve Sadukilerin sapık alimlerinin vaftiz için geldiklerini görünce onları azarlayarak şöyle demiştir: “Ey engerekler nesli, gelecek azabtan kaçmayı size kim gösterdi?… İçinizden babamız İbrahim’dir diye gururlanmayın… Balta ağaçların kökü dibinde yatıyor. İyi meyva vermeyen bir ağaç kesilir ve ateşe atılır.” (Matta 3; 7-10)
Yahya’nın (a.s) insanları Hakka davet görevini ifa ettiği dönemin kralı Herod Antipas Roma Medeniyetinden o denli etkilenmişti ki, topraklarında günah ve kötülüğün serbestçe yayılmasına neden oluyordu. Harod, kardeşi Phileip’in karısı Herodias’ı meşru olmayan bir şekilde evine almıştı. Yahya (a.s) onu uyarıp işlediği bu günaha karşı sesini yükselttiğinde Herod onu yakalattı ve hapse gönderdi. Bununla birlikte Herod onun dindarlığına ve doğruluğuna saygı duyuyor ve onun halk arasında sahip olduğu saygınlığından korkuyordu. Bunun aksine Herodias, Yahya’nın halk arasında yaymaya çalıştığı ahlâkî duyarlılığın kendisi gibi kadınları hedef aldığını ve onları halkın gözünden düşürdüğünü düşünüyordu. Bu nedenle ondan nefret ediyor ve onu öldürmek istiyor, fakat buna güç yetiremiyordu. Bir müddet sonra önüne bir fırsat çıktı. Herod’un doğum gününde Herodias’ın kızı raksetti ve bu Herod’un o kadar hoşuna gitti ki: “Ne dilersen dile benden, her istediğini sana vereceğim.” dedi. Kız, annesine ne isteyeyim diye sordu. Annesi: “Vaftizci Yahya’nın başını iste”, dedi. Kız, krala gitti ve Vaftizci Yahya’nın başını bir tabak içinde istediğini söyledi. Herod bunu duyunca üzüldü, fakat sevdiği kızın bu isteğini reddedemedi. Yahya’yı (a.s) hapiste öldürttü ve başını bir tabak içinde rakseden kıza sundu. (Matta 14: 3-12; Markos 6: 17-29; Luka 3: 19-20)
13. Karşılaştırma için bkz. Al-i İmran: 34-57, Nisa: 1 ve 156 ve bunlarla ilgili açıklayıcı notlar.