EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MERYEM SURESİ 48. VE 55. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
48- “Sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım.”
49- Böylelikle, onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak’ı ve (oğlu) Yakub’u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
50- Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.(28)
51- Kitap’ta Musa’yı da zikret. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş(29) ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.(30)
52- Ona, Tur’un sağ yanından(31) seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.(32)
53- Ona rahmetimizden kardeşi Harun’u da bir peygaber olarak armağan ettik.
54- Kitap’ta İsmail’i de zikret. Çünkü o, va’dinde doğruydu ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.
55- Halkına, namazı ve zekâtı emrediyordu ve o, Rabbi katında kendisinden razı olunan (bir insan) dı.
AÇIKLAMA
28. Bu, yurtlarından göç etmek zorunda kalan muhacirlere teselli niteliğindedir. Onlara Hz. İbrahim’in (a.s) hicret ettikten sonra hayırla yadedilme lütfuna mazhar olması gibi kendilerinin de hayırla yadedilme nimetine erecekleri müjdelenmektedir. Fakat kafirler bunu tasavvur bile edememektedirler.
29. Kullanılan kelime “temiz” anlamına gelen muhlis’tir. Başka bir deyişle Allah, Musa’yı (a.s) peygamberlik görevi için özellikle seçmiştir.
30. Rasûl sözlükte “gönderilen kimse” anlamına gelir. O halde elçi, sefir, temsilci, ulak için kullanılabilir. Kur’an bu kelimeyi Allah’ın özel bir görevle gönderdiği melekler ve Allah’ın davetini insanlara tebliğ eden insanlar için kullanır.
Nebi ise sözlükte haber getiren, derecesi yüksek veya yol gösteren kimse anlamına gelir. Bu isim her üç anlamıyla da tüm peygamberler için kullanılır. O halde Musa (a.s) Rasûl (gönderilmiş) bir Nebi idi, çünkü O, Allah’dan haberler veren ve insanlara doğru yolu gösteren derecesi yüksek bir Rasûldü.
Kur’an bu iki ismi kesin bir şekilde birbirinden ayırmaz, çünkü bir kimse için bir yerde Rasûl der, başka bir yerde aynı kişi için Nebi’yi kullanır. Bazen de her iki ismi bir kişi için kullanır. Bununla birlikte bazı yerlerde her isim sanki aralarında teknik bir anlam farkı varmış gibi kullanılmıştır; fakat yine de bu fark açıkça ortaya konmamıştır. “Senden önce hiçbir rasûl nebi göndermemiştik ki…” (Hac: 52) Fakat şu bir gerçek ki, her Rasûl bir Nebi’dir, ama her Nebi bir Rasûl olmayabilir. Hem Rasûl’ün yapması gereken daha önemli ve daha özel bir görevi vardır. Bu görüş Hz. Peygamber’in (s.a) İmam-ı Ahmed’in Ebu İmame’den ve Hakim’in Hz. Ebu Zer’den rivayet ettiği bir hadisi ile desteklenmektedir. “Peygamber’e (s.a) yeryüzüne kaç “Rasûl” ve kaç “Nebi” gönderildiği sorulduğunda, Rasullerin 313 veya 315, nebilerin ise 124.000 olduğunu söylemiştir.
31. “Tur’un sağ tarafından” demek dağın doğu tarafından demektir. Musa (a.s) Medyen’den Mısır’a giderken Tur’un güneyinden geçtiği için Musa dağa yüzünü döndüğünde, dağın doğusu sağında, batısı ise solunda kalıyordu. Yoksa bir dağın tek başına sağı ve solu olamaz.
32. Bkz. Nisa an: 206.