sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 42. VE 51. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 42. VE 51. AYETLER ARASI
22.04.2021
669
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

42- Sonra onların ardından başka kuşaklar yaratıp-inşa ettik.
43- Ümmetlerden hiç biri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
44- Sonra birbiri peşi sıra peygamberlerimizi gönderdik; her ümmete kendi peygamberi geldiğinde, onu yalanladırlar. Böylece biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) bir kısmını bir kısmının izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun.(38)
45- Sonra Musa ve kardeşi Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delille(39) gönderdik.
46- Firavun’a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, ‘büyüklenen-zorba’ bir topluluktu.(40)
47- “Kavimleri bize ibadet (kölelik) ederken(40/a) bizim gibi iki beşere mi inanalım?”(41) dediler.
48- Böylece onları yalanladılar ve yıkıma uğrayanlardan oldular.(42)
49- Andolsun, biz Musa’ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
50- Biz, Meryem’in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık(43) ve ikisini barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepede(44) yerleştirdik.
51- Ey Resul (peygamber) ler,(45) güzel ve temiz olan şeylerden yiyin ve salih amellerde bulunun;(46) çünkü gerçekten ben yapmakta olduklarınızı biliyorum.

AÇIKLAMA

38. Yani, “Rasûllere inanmayanlar.”
39. (Ayetlerimizin yanısıra bir de ‘apaçık bir yetki’ delil= sultan) kelimesinin kullanılması, “ayetlerin Hz. Musa ve Hz. Harun’un risaletlerinin açık delilleri veya mucizeleri anlamına geldiğini belirtmek için olsa gerektir; çünkü, ‘asâ’ aracılığıyla gösterilen mucizeler bu iki kardeşin Allah tarafından gönderildiklerinin açık delilleriydiler. Bkz. Zuhruf an: 43-44.
40. Metindeki kelimeler şu iki anlama da gelebilir: (1) Oldukça kendini beğenmiş ve zalim bir topluluktular; (2) Kibir ve kendilerine güvenme gösterisinde bulundular.
40/a. Açıklama için bkz. an: 26.
41. “Abid” ibadet eden, tapınan demektir. Arapça kullanıma göre, “tapınan” olmakla ‘kul-köle’ olmak aynı şeydir. Bu bakımdan peygamberler halklarını yalnızca Allah’a ibadet etmeğe çağırmakla, onlardan Allah’tan başkalarına tapınmamalarını ve hizmetçi, kul-köle olmamalarını, itaat etmemelerini istiyorlardı; ibadet kelimesinin gerçek anlamı da budur. (Daha fazla malumat için bkz. Kehf, an: 50) .
42. Hz. Musa ile Firavun arasında geçenlerin tüm ayrıntılarıyla ilgili olarak bkz. Bakara: 49-50, A’raf: 103-136. Yunus: 75-92, Hud: 96-99, İsra: 101-104, Ta-Ha: 9-80 ve ilgili açıklama notları.
43. “Meryem’in Oğlu’yla anasını bir ayet kıldık” ifadesi oldukça anlamlıdır. Çünkü, bu şekilde ayrı ayrı Meryem’in Oğlu ve Anasının değil de, ikisinin birlikte bir ayet oldukları ifade edilmektedir. Bu ayet, Meryem’in herhangi bir erkekle birleşmeden bir oğul doğurduğunun ve İsa’nın babasız olduğunun açık bir kanıtıdır. Konunun tüm ayrıntıları için Bkz. Âl-i İmran: 45-49, Nisa: 156-171, Meryem: 16-35, Enbiya: 91 ve ilgili açıklama notları.
Bu bağlamda, Hz. İsa ile annesi konusunda düşülen yanlışlığın, insan oldukları için reddedilen diğer peygamberler konusunda düşülen yanlışlıktan farklı olduğunu belirtmeliyiz. İsa peygamber konusunda sapıklığa düşenler, onu insan olmaktan ‘Allah’ olma mertebesine çıkarmışlardır. Öte yandan, bir başka yönde aşırılığa kaçanlar ise, Hz. İsa’nın mucizevî doğumuna tanık olup, beşikte konuştuğunu işittikleri halde Hz. Meryem’i ‘iffetsizlikle’ suçlamışlardır.
44. Allah’ın bu barındırdığı yer konusunda kimileri, Şam, kimileri Remle, kimileri Kudüs veya Mısır demişlerdir. Hristiyani rivayetlere göre, Meryem’in İsa Peygamber’in doğumundan sonra ilki Nerad zamanında onun ölümüne kadar kaldığı Mısır’a, ikincisinde ise Arişelus zamanında Galile’de Nasıra’ya olmak üzere iki kez yurdundan ayrıldığı anlaşılıyor (Matta 2: 13-23) . Bu yüzden, burada Kur’an’ın bu göçlerden hangisine değindiğini kestirmek zordur. Şu kadar ki, barınılan yerin kendilerine her türlü hayat gerekliliklerini sağlayan bir yayla olduğu açıktır.
45. Önceki bölümde (ayetler: 23-50) bazı peygamberlerin kıssaları teker teker anlatılmışken, bu ayette hepsine birden hitap edilmektedir. Şu kadar ki, buradan hepsinin hitap anında ve aynı yerde hazır oldukları anlamı çıkarılmamalıdır. Bu türden bir hitabın seçilişi, farklı zamanlarda farklı yerlerde gönderilen rasûllerin getirdikleri mesajın aynılığını ve rasûllerin tümünün tek ve aynı ümmete ait olduklarını göstermek içindir. (52) . Dolayısıyla, bir rasûlün mesajı bütün rasûllerin mesajıdır. Bu ayette, bu önemli gerçeği vurgulamak için, sanki hepsi aynı anda ve bir yerde hazırmış gibi toplu bir hitapta bulunulmaktadır. Ama ne tuhaftır ki, çağımızın bir takım aptal kişileri bu ayetin Hz. Muhammed’den (s.a) sonra gelecek Rasûllere seslendiği sonucuna varmışlardır. Bu tür bir yorumun ayetin ‘siyak ve sibak’ına (öncesi ve sonrasına) uygun düşmediği de ortadadır.
46. “Temiz-pak şeyler” (tayyibat) ; bunların sağlığa uygun olması ve meşru yollardan kazanılması gerektiği anlamını vermektedir. “Temiz şeylerden yiyin” emri teori ve uygulamada ‘dünyadan el-etek çekmeyi’ reddetmek içindir. Kur’an ‘ibahe’ (her şeyin mübahlığı) ile ‘terk-i dünya’ arasında orta bir yol çizer. “Temiz şeylerden yiyin” emrinin “salih amellerde bulunun” emrinden önce gelmesi, yenilen şeyler meşru (temiz) olmadığı sürece salih amellerin anlamsızlığını vurgulamaya yöneliktir. Hz. Peygamber, (s.a) “Ey insanlar, Allah temizdir, temiz şeyleri sever” diyerek bunu vurgulamış sonra bu ayeti (51) okuyarak, “Kişi darmadağınık halde uzun bir Hacc yolculuğuna çıkar ve ellerini kaldırıp, “Rabbim, Rabbim” diye dua eder; bir yandanda haram yer, haramdan giyinir ve haramlarla beslenmiştir. Böyle bir kişi, Allah’ın duasına karşılık verebileceğini nasıl bekleyebilir?” buyurmuşlardır. (Müslim, Tirmizi, İmam Ahmed, Ebu Hureyre’den nakletmişlerdir.)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.