EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TA-HA SURESİ 1. VE 13. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla
1- Tâ, Hâ.
2- Biz sana bu Kur’an’ı güçlük çekmen için indirmedik,
3- ‘İçi titreyerek korku duyanlara’ ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik) .(1)
4- Yeri ve yüksek gökleri yaratan tarafından bir indirmedir.
5- Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir.(2)
6- Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O’nundur.
7- Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir) . Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.(3)
8- Allah; O’ndan başka ilah yoktur. En güzel isimler O’nundur.(4)
9- Sana Musa’nın haberi geldi mi?
10- Hani bir ateş görmüştü(5) de, ailesine şöyle demişti: “Durun, şüphesiz ben bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm ya da ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.”(6)
11- Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: “Ey Musa.”
12- “Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar;(7) çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.”(8)
13- “Ben seni seçmiş bulunmaktayım; bundan böyle vahyolunanı dinle.”
AÇIKLAMA
1. Bu ayet bir önceki ayetin anlamını açıklığa kavuşturur. Kur’an’ın vahyolunmasının nedeni, Hz. Peygamber’e (s.a) imkansız bir şey yüklemek ve ondan inatçı insanların kalbine iman sokmasını isteyerek onu baskı altında bırakmak değildir; onun tek gönderiliş amacı Allah’dan korkanlar için bir öğüt olmaktır. Bu nedenle Peygamber (s.a) içlerinde hiç bir Allah korkusu kalmayan ve hak nedir bâtıl nedir diye hiçbir kaygısı olmayan insanlarla vakit kaybetmemelidir.
2. Yani, “Evreni yarattıktan sonra, Allah onu yönetmekte ve onunla ilgili bütün düzenlemeleri yapmaktadır.”
3. Yani, “Senin ve arkadaşlarının çektiği işkenceler ve düşmanlarınızın sizi yenmek için yaptıkları oyunlar nedeniyle Allah’a sesli olarak şikayet etmeniz gerekmez, çünkü Allah herşeyden haberdardır. Ve O sizin kalblerinizden geçirdiğiniz şikâyetleri bile duyar.”
4. Yani, O bütün mükemmel sıfatlar ve özelliklere sahiptir.
5. Bu olay, Musa (a.s) yıllarca Medyen’de sürgün yaşadıktan sonra orada evlendiği karısı ile birlikte Mısır’a dönerken meydana gelmiştir. Kasas Suresi’nde anlatıldığı üzere Musa (a.s) bir Mısırlıyı öldürmüştür. Bu nedenle Mısır’ı terkedip Medyen’e sığınmıştır.
6. Bu olayın Musa (a.s) Sina yarımadasının güneyinden geçerken, bir kış gecesi meydana gelmiş olması gerekir. Musa (a.s) uzakta bir ateş gördüğünde, geceleyin karısını ve çocuklarını sıcak tutacak bir ateş veya yolculuğu için bir yol gösterici bulma ümidiyle ona doğru gitmişti. Fakat bunun yerine doğru yola ileten bir rehber buldu.
7. Belki de bu sebeple Yahudiler ayakkabıları ile (namaz kılmazlar) dua etmezler. Fakat Peygamber (s.a) bu şüpheyi şöyle söyleyerek ortadan kaldırmıştır: “Ayakkabılarıyla veya mestleriyle namaz kılmayan Yahudilerin aksine amel edin.” (Ebu Davud.) Fakat bu, kişinin mutlaka ayakkabılarla namaz kılması gerektiği anlamına gelmez, sadece ayakkabılarla namaz kılmanın caiz olduğunu gösterir. Bu, Ebu Davud’un Amr ibn As’dan rivayet ettiği bir hadisle de desteklenmektedir. Bu hadiste Amr, Peygamber’i (s.a) ayakkabılarla da, ayakkabısızken de namaz kılarken gördüğünü söyler.
Ebu Said Hudri’den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur. “Mescid’e gireceğiniz zaman ayakkabılarınızın altını kontrol edin. Şayet bir pislik varsa, onu toprağa sürerek temizleyin. Böylece namaz kılabilirsiniz.” Ebu Hüreyre, Rasûlullah’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ayakkabılarınız kirlendiğinde, toprak onların temizlenmesi için yeterlidir”. Yine Ümmü Seleme’den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Ayakkabınızın altı pislenmiş ise eğer, yolda yürürken temizlenir.”
Bunlar gibi birçok hadise dayanmak suretiyle Ebu Hanife, İmam Yusuf Evzai, İshak bin Rehaviye gibi fıkıh alimleri “ayakkabının toprakla temizlenebileceği” görüşündedirler. İmam Şafii ve İmam Ahmet bin Hanbel’den yapılan nakillerde, onların görüşünün bu şekilde olduğunu ortaya koyar. Ancak İmam Şafii’nin meşhur görüşü, bunun tam tersinedir. Fakat yine de İmam Şafii’nin ayakkabının toprakla temizlenebileceği şeklindeki görüşü daha yaygındır.
Bu konuda başka hadisler de vardır, fakat o günlerde camilerde, hatta Peygamberin mescidinde bile halılar, kilimler… vs. olmadığına dikkat edilmelidir. Bu nedenle bu gün halılar ve kilimlerle kaplı camilere ayakkabılarla girmek uygun düşmez. Fakat insanın çimenliklerde veya toprak üzerinde ayakkabılarla namaz kılmasında bir beis yoktur.
8. Genelde müfessirler Tuva’nın bir vadi olduğu görüşündedirler, fakat bazılarına göre “o an için mukaddes hale getirilen bir vadi” anlamına gelir.