EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TA-HA SURESİ 127. VE 131. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
127- İşte biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları(108) böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
128- Kendilerinden önceki kuşaklardan nicelerini yıkıma uğratmamız, onları(109) doğruya yöneltmedi mi? (Oysa bugün kendileri) onların kaldıkları yerlerde (tarihi kalıntıları üzerinde) gezinip durmaktadırlar. Şüphesiz bunda sağduyu sahipleri için ayetler vardır.(110)
129- Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı kuşkusuz (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu.
130- Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan önce ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et.(111) Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.(112)
131- Onlardan bazı gruplara, kendilerini onunla denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı(113) daha hayırlı ve daha süreklidir.
AÇIKLAMA
108. Burada “zikr” (öğüt) den yüz çevirenlerin nasibi olan “sıkıntı dolu hayat”a değinilmektedir.
109. “Onlar”: Mekkeliler.
110. Yani, “tarihin bu dersinde, arkeolojik kalıntıların gözleminde ve insanlık tarihinde.”
111. Burada Allah Rasûlu teskin edilmektedir: “Allah henüz onları helâk etmeye niyetlenmemiştir, çünkü onlar için belirli bir süre tayin etmiştir. Bu nedenle sana karşı yaptıklarına sabretmeli, onların sert sözlerini sadece dinlemeli ve görevinin gereklerini yapmaya devam etmelisin. Bu amaçla belirlenen zamanlarda namaz kılmalısın, çünkü namaz sende gerekli olan sabır ve sebatı meydana getirecektir.”
“Rabbini hamd ile tesbih et”, 132. ayetten de anlaşılacağı üzere “belirlenen vakitlerde namaz kıl” anlamına gelir.
130. Ayette namaz vakitleri belirlenmiştir: 1) Güneş doğmadan önce sabah (fecr) namazı; 2) Güneş batmadan önce ikindi (asr) namazı: 3) Gece boyunca ise yatsı (işa) ve teheccüd namazları. Kuşluk, öğle (zuhr) ve akşam (mağrib) namazları ise “gündüzün iki ucunda”dır. (Bkz. Hud an: 113, Rum an: 24, Mümin an: 74, İsra an: 91-97.)
112. Orijinal Arapça metin iki anlamı da kabul eder:
1) “Görevin uğrunda birçok kötü söz duymak zorunda kaldığın şu durumla yetin ve onların şu an için cezalandırılmamış olmalarına boyun eğ. Çünkü onlar size işkence etmeye ve bolluk içinde hayat sürmeye devam edeceklerdir.”
2) “Görevini yerine getirmeye devam et, çünkü bunun sonucunda hoşnut olacaksın.”
İkinci anlam şu ayetlerle desteklenmektedir: a) İsra: 79, “Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.” Bu ayet namazla ilgili emirden hemen sonra yer almaktadır. b) Duha: 4-5, “Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan daha hayırlıdır. Elbette Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın.”
113. “Haram yollardan servet kazanan günahkar insanların zenginliklerini kıskanmak, sana ve arkadaşlarına yakışmaz. Sizin için en hayırlı şey, az da olsa emeğinizle kazandığınız helâl maldır. Salih ve muttakiler için bu daha hayırlı ve daha süreklidir.”