EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KAF SURESİ 7. VE 12. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun
7- Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ‘göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik.(9)
8- (Bunlar,) ‘İçten Allah’a yönelen’ her kul için ‘hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir.
9- Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik,
10- Ve birbiri üstünde dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da.
11- Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik.(10) İşte (ölümden sonra) dirilip-çıkarılma da böyledir.(11)
12- Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı(12) ve Semud (kavmi) de yalanladı.
AÇIKLAMA
9. Geniş bilgi için bakınız: Nahl an: 12-14, Neml an: 73-74, Zuhruf an: 7.
10. Geniş bilgi için bakınız: Neml an: 73-74-81, Rum an: 25-33-35, Yasin an: 29.
11. Yerküresini canlı yaratıkların kalması için uygun bir yer yapan, yeryüzünün cansız toprağını, gökyüzünün cansız suyu ile birleştirerek bağ ve bahçelerinizde göz alıcı manzaralar içinde gördüğünüz binbir çeşit bitkileri yaratan ve bu bitkileri insan, hayvan herkes için rızık ve hayat kaynağı kılan Allah hakkında sizin; öldükten sonra tekrar diriltmeye gücünün yetmediğini zannetmeniz baştanbaşa akılsızca bir zandır. Siz kendi gözlerinizle her geçen gün, bir bölgenin tamamen kuru ve cansız kaldığını görüyorsunuz. Yağmur taneleri düşer düşmez o kuru yerlerden birden hayat fışkırdığını, bir müddetten beri ölmüş olan köklerin aniden dirildiğini, binbir çeşit böceklerin toprağın altından çıkarak koşuşmaya başladıklarını görürsünüz. Bunların hepsi öldükten sonra tekrar dirilmenin imkansız olmadığını apaçık ispat eden gerçeklerdir. Gözlerinizle apaçık gördüğünüz bu gerçekleri inkar edip yalanlıyamıyorsunuz da, Allah dilediği an, o ot filizlerinin çıktığı gibi sizinde yerden öyle canlanıp çıkacağınızı nasıl inkar eder, nasıl yalanlarsınız?
Bu arada hatırlatılması uygun olan şudur: Arabistan’ın pekçok bölgelerine bazan beş sene boyunca bir damla yağmur düşmez. Bu kadar uzun zaman boyunca ısınan hatta kavrulan çöllerde ot köklerinin ve böceklerin yaşayışı bile düşünülemez. Buna rağmen oraya bir gün azıcık bir yağmur yağsa hemen ot bitiyor, böcekler canlanıveriyor. Bu bakımdan Arabistan halkı bu ispat yolunu, uzun kurak bir sene tecrübesi geçirmeyen insanlara göre daha iyi anlar.
12. Bundan önce Furkan Suresi’nin 38. ayetinde “Ashab’ur-Ress” ifadesi geçmişti. Ve şimdi ikinci kere burada tekrar zikrediliyor. Fakat iki yerde de Peygamber’i yalanlıyan toplumlar dizisi içinde sadece bu yerlerde “Ashab’ur-Ress” adı geçmişti. Bunlar hakkında geniş bilgi de verilmemişti. Arap kaynaklarına göre “Er-Ress” adında iki yer bilinmektedir. Biri Necid’de, diğeri kuzey Hicaz’da bulunmaktadır. Necid’de bulunan “Er-Ress” daha çok meşhurdur. Ve cahiliyet devri şiirlerinde daha çok bunun adı geçmektedir. Şimdi zor olan, “Ashab’ur-Ress” bu ikiden hangi yerde yaşıyanlardı? Bunlara ait sağlam, geniş bilgi hiçbir kaynakta görülmemektedir. Bu konuda, kendi peygamberlerini kuyuya atan bir kavim olduğunun denilmesi en doğru olan bir ifadedir. Fakat Kur’an’da bunlara sadece bir işaret yapılarak bırakılması, isimlerinin söylenip başka hiçbir bilgi verilmemesi, Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu sırada genellikle Arapların bu kavmi ve onların hikayelerini bildiklerini, daha sonra bu bilgilerin tarihi kaynaklar arasında korunamadığını tahmin ettirmektedir.