sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KALEM SURESİ 20. VE 34. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KALEM SURESİ 20. VE 34. AYETLER
14.03.2023
568
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

20- Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi.
21- Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
22- “Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın-çıkın.”(14)
23- Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler:
24- “Bugün sakın oraya hiç bir yoksul girip de karşınıza çıkmasın.”
25- (Yoksulları) Engellemeğe güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.(15)
26- Ama onu görünce: “Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmış” dediler.
27- “Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.”(16)
28- (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: “Ben size dememiş miydim? (Allah’ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?”(17)
29- Dediler ki: “Rabbimiz, seni tesbih eder-yüceltiriz; gerçekten bizler zalim olanlarmışız.”
30- Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamağa başladılar:(18)
31- “Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız” dediler.
32- “Belki Rabbimiz, onun yerine ondan daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz.”
33- İşte azab böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; onlar bir bilseler.
34- Şüphe yok,(19) muttaki olanlar için Rableri katında nimetlerle donatılmış cennetler vardır.

AÇIKLAMA

14. Ayette “Hars”: Tarla kelimesinin geçmesi, bahçelerin içerisinde tarlaların bulunduğunu belirtmek için olabilir.

15. Buradaki “Hard” kelimesi Arapça’da, önlemek, durdurmak anlamında kullanılmaktadır. Ayrıca niyet etmek, karar vermek ve sürat anlamına gelmektedir. Bu yüzden ayeti tercüme ederken bu üç anlamı da göz önünde bulundurdum.

16.Yani, onlar kendi bahçelerini bu halde görünce “herhalde biz yolumuzu şaşırdık ve yanlış bir yere geldik”‘ dediler. Biraz düşündükten sonra bunun gerçekten kendi bahçeleri olduğunu anlayarak hayıflanmaya başladılar.

17. Yani, ertesi gün bahçeden meyveleri toplayacaklarına yemin ettikleri zaman onlara birisi “Allah’ı unutmayın, inşaallah (Allah izin verirse) niye demiyorsunuz?” demişti. Onlarsa buna hiç aldırış etmemişlerdi. Ayrıca miskinlere, fakirlere hiçbirşey vermemeyi kararlaştırdıklarında yine aynı kişi onları “Allah’ı unutmayın ve bu çirkin niyetinizden vazgeçin” diye uyarmıştı. Fakat onlar yine kulak asmamışlar ve kendi fikirlerinde ısrar etmişlerdi.

18. Yani, her biri bir diğerini itham etmeye, suçu birbirine atmaya başladılar. “Sen bana Allah’ımı unutturarak bu kötü yola düşmeme sebep oldun” diyerek birbirlerini suçladılar.

19. Mekke’nin ileri gelenleri Müslümanlara, “Allah dünyada bu nimetleri bize vermiş” diyerek bunun kendilerinin Allah’ın makbul birer kulları olduklarının alameti olduğunu, “sizin bu kötü durumunuz ise sizin, Allah’ın gazap ettiği kişiler olduğunuzun delilidir. Dolayısıyla eğer öbür dünya varsa, ki siz var diyorsunuz, orada da yine biz refah içerisinde, siz ise azab içerisinde olacaksınız.” demekteydiler. Bu ayetler bu sözlere cevaptır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.