sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SÂD SURESİ 65. ve 74. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SÂD SURESİ 65. ve 74. AYETLER
25.03.2022
625
A+
A-

65- De ki:(56) “Ben, yalnızca bir uyarıcı-korkutucuyum.(57) Ve bir olan, kahreden Allah’tan başka ilah da yoktur.”
66- “Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır.”
67- De ki: “Bu (Kur’an) , büyük bir haberdir.”
68- Sizler ise, ondan yüz çeviriyorsunuz.(58)
69- “Mele-i A’lâ (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiç bir bilgim yoktur.”
70- “Bana ancak, benim yalnızca apaçık bir uyarıcı korkutucuyum diye vahyolunmaktadır.”
71- Hani Rabbin meleklere:(59) “Gerçekten ben, çamurdan bir beşer yaratacağım”(60) demişti.
72- “Onu bir biçime sokup, ona ruhumdan üflediğim(61) zaman da siz onun için hemen secdeye kapanın.”(62)
73- Meleklerin hepsi topluca secde etti;
74- Yalnız İblis hariç. O büyüklük tasladı ve (böylece) kafirlerden oldu.(63)

AÇIKLAMA

56. Bu bölümde, surenin tekrar başındaki konuya dönülüyor. Bu bölümü okurken, surenin başlangıcındaki ayetleri hatırda tutarak okursanız, anlatılanları daha iyi kavrarsınız.
57. 4. ayette Allah, içlerinden birinin çıkıp, haber verdiği şeye Mekkeli müşriklerin hayret ettiklerini bildirmişti. Şimdi ise, Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’in (s.a) onlara, “Benim vazifem sizleri sadece uyarmaktır” demesini emrediyor. Yani, “Benim görevim bir bekçi gibi, sizlerin yanlış yola gitmenizi engellemek değildir. Eğer benim uyarıma kulak asmazsanız, zararda olan sizler olursunuz. Cahil kalmak istiyorsanız şayet, gaflet içinde yüzmeye devam edin. Nasıl olsa eninde sonunda gerçeği göreceksiniz.”

58. Bu, kâfirlerin “İlâhları tek bir ilâh yaptı, bu ne acaip bir şeydir” şeklindeki sözlerine verilmiş bir cevaptır. Bu yüzden, “Siz ne kadar karşı çıkarsanız çıkın, bu bir gerçektir ve değişmez” denilmektedir.

Bu cevap sadece gerçeği beyan etmekle kalmıyor, yanısıra beraberinde deliller de getiriyor. Müşrikler birçok ilâha kulluk etmelerine rağmen, Allah’a inanıyorlardı. Burada şöyle denilmek isteniyor adeta: “Gerçek ve tek ma’bud Allah’dır. Çünkü O, herşeye galip olandır. Gök, yer ve kâinat O’nun egemenliğindedir. Kâinatta O’nun dışında taptıklarınız da Allah’ın yarattıklarındandır. Bu mahlukları hâlık olan Allah’a nasıl olur da ortak koşarsınız? Hangi mantıkla bu mahlukların O’nun ortağı olduğunu söyleyebiliyorsunuz?”

59. Bu tartışma, ayette de zikredildiği gibi Allah ile İblis arasında geçmektedir. Burada dikkate değer nokta, “mele-i â’lâ”nın (yüce topluluk) melekler olmasıdır. Yani Allah, İblis ile doğrudan muhatap olmayıp, melekler aracılığıyla konuşmuştur. Ancak Allah’ı, mele-i â’lâ’nın içinde farzetmek yanlış bir anlayış olur. Bu kıssa daha önce de Kur’an’ın diğer bölümlerinde beyan edilmişti. (Bkz. Bakara an: 35-53, A’raf an: 10-15, Hicr an: 17-19, İsra an: 71-82, Kaf an: 46-48, Taha an:92-106) .

60. “Beşer”lugatta, üstünü başka bir şeyin örtmediği cisim anlamına gelir. İnsanın yaratılışından sonra, bu ifade ona atfen kullanılmıştır. Ancak bu kullanım, insanın topraktan (yapılmış) çırılçıplak bir model oluşuyla ilgilidir.

61. (Bkz. Hicr an: 17-19, Secde an: 16)
62. (Bkz. Bakara an: 45, A’raf an: 10)
63. (Bkz. Bakara an: 47, Kehf an: 48)

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.